HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA NAMAZ/SALAT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam Abdurrahman bey,

"Sa-Î-D(en)" (Sad-Ayn-Del), kelimesi için yaptığınız katkıya teşekür.

Kelime aynı formla "4:43, 5:6, 18:8,40" ayet-i kerimelerinde geçmektedir.

selam ve dua ile,

rıdvan



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Sayın Haktansapmaz;

Elinizde bulunan lugatte S-A-D maddesinde "toprak" anlamını ihtiva ettiğini bildiriyorsunuz, itiraz etmiyorum. 

Bendeki Ragıb'ın Müfredat'ındada S-A-D maddesinde "yerden yükselen toz" yan anlamından hareketle, "toprak" anlamına manayı zorunlu taşıma var gibi, belki Ragıb'ın yaşadığı dönemden bu tarafa geçen süre içerisinde, mezhebi görüşlerin etkisininde olabileceği düşüncesindeyim. Çünkü o sözlük din içerikli/dini kavramların(Kur'an da geçen) sözlüğü. Ama elimdeki "mu'cemul arabiyel hadis" isimli arab dil sözlüğünde ise S-A-D maddesinde "toprak"la alakalı hiçbir açılım yoktur.

Ayrıca müzakereye sebep olan 5/6 ve yanı sıra 4/43 ayetlerindeki "saiden" kelimeside, "toprak" olarak hiçmihiç aklıma yatmıyor, 18/8 ve 40 da geçen "saiden" kelimeleri ise "dik yokuş" anlamı daha uygun düştüğü kanaatındayım. Sizin yazınızın alt paragrafındaki  5/6 ve 4/43 ayetlerindeki "saiden" kelimesine  ilişkin "başka yol" şeklindeki düşüncenizde sanırım kayda değer.

Teşekkürler.

Muhabbetle...

 



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

"Saîd" de yer yüzü demektir ki, taşı toprağı kapsar. Bundan dolayı eline hiç toprak bulaşmasa bile bir taş ile teyemmüm etmek caiz olur.

elmalılı



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

SELAMLAR

Konu içerisinde namazı kabul eden bazı arkadaşların, namaz İbrahim(a.s)'le başladı iddiası sözkonusu idi. Bu düşüncenin tutarsız/dayanaksız olduğu ve bütün nebilerin almış olduğu vahyin içeriğinin aynı olduğunu resmeden ayetler:

"Filhakıka biz sana (ya Muhammed) öyle vahiy indirdik ki Nuha ve ondan sonra gelen bütün Peygamberlere vahy ettiğimiz gibi: hem İbrahime, İsmaile, İshaka, Ya'kuba, Esbata, Isâya, Eyyuba, Yunüse, Haruna. Süleymana vahy ettiğimiz hem Dâvûda Zeburu verdiğimiz gibi." 4/163 (elmalılı)

"Sizin için: dinden Nuha tavsıye ettiğini ve sana vahyeylediğimizi ve İbrahime ve Musâya ve Isâya tavsıye kıldığımızı teşri' buyurdu şöyle ki: dinî doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin, müşriklere bu da'vet ettiğin emir ağır geldi, Allah ona dileklerini seçecek ve yüz tutanları ona hidâyetle irdirecektir." 42/13 (elmalılı)

Netice olarak:

"Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: haydi getirin bürhanınızı, işte benimle beraber olanların zikri ve benden evvelkilerin zikri, fakat çokları hakkı bilmezler de onun için ı'raz ederler." 21/24 (elmalılı)

Allah tealanın Nuh(as)'dan Muhammed(as)'e kadar inzal buyurduğu vahyinin, niceliği değişsede niteliğinin aynı olduğu mutlak.

Muhabbetle...

 

 

 

 

 



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam öğrenci98

rağıb diyor ki "yerin yüzeyiyle" ilgilide kullanılır.

والصعيد يقال لوجه الأرض) "ve's-SaÎDu" yuqâlu "livechi''l-erdi"

şimdi 18:40'a

"ve yursile alay-hê husbênên mine's-semêi fetysbihu SaÎDên zeleqân"

"ve onun/cennetin/bahçenin üzerine semadan afet gönderir de "düm düz bir kaygan" oluverir". 

Bahsedilen dümdüz kaygan olan "yer/toprak" olsa gerektir. 

18:8'de de "CuRuZên" kelimesi "32:27"de de  geçmektedir.  Kuru kurak yer/toprak/arazi demektir

Bundan sonrası size kalmıştır.

selam ve dua ile,

rıdvan

not: Sıkışık bir durumda yazdığım yazıda "yuqâlu" yu yanlış yazmışım. 13.02.09 düzeltiyorum. 01:36



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

 Sayın Saffet aşağıdaki paragrafı önemine binaen sonradan ekledim. Lutfen buradaki sorularıma da cevap yazın! 

 İbrahimi dinlere(!) mensup olan Yahudi ve Hiristiyanlara sorun bakakalım; sizin söyledğiniz gibi midir, kabeden haberleri var mıdır, Kabeyi kutsal bilmişlermi, ona hiç yönelmişler mi?Tevrat ve İncil kabeden bahs etmiş mi? Muhammed'ten önceki iki ülül'azm peygamber Musa ve İsa'nın, dediğiniz gibi, kıbleleri kabeye yöneldiklerine dair bir tek kelime ile de olsa Kuran'da bir bilgi yer alıyor mu? Musa ve İsa bildiğiniz namazı kılıyorlar idiyse, namazlarında nereye doğru hangi kıbleye yönelerek kılıyorlardı?

 

şimdi sayın haktansapmaz,

sorunuza  tevrattan bir cevap vereyim.

Tesniye 33:2 Ve O dedi:Rab Sina'dan geldi, Seir'den yükseldi ve onlara Faran'dan parladi ve O onbin kutsîlerin içinden geldi: Onlar için sag elinde atesli bir ferman vardi.

Şimdi bunun açıklaması nedir biliyormusunuz.

Sina, Seir, Faran bölge adıdır. Sina bugün de Sina, Seir filistin, Faran Mekke şehri, Arafat dağları.

Sina  Hz. Musayı, Seir  Hz. İsayı, Faran Hz. Muhammedi temsil ediyor.

Şimdi böyle bir bilgi yahudi bilginlerinde vardı. Aslında bekliyorlardı. Mekkede Yahudi yaşamadığına göre son peygamberin yahudilerden olmayacağını da biliyorlardı. Ama Gönüllerine zor geldi. Halk tabi dinadamlarının dediğine bakıyordu. Tevrat çok kalın bir kitap. Hele o devirde ceylan derisi üzerinde, her sinagogta falan bulunması bile bir mucize. Ama var. Sinagogların Kudüse dönük bir odasında.

İnsanların okuması zor, Ama onlar bu yahudi din bilginlerinin saptırması yüzünden Hz. İsa ya da inanmadı, Hz. Muhammede de.

Yahudiler hala hz. Davut soyundan Mesih bekliyorlar.

Artık ne bileyim , bir inanç. Kendilerine göre mantıklı bir açıklaması vardır.

Bakara 146

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir takımı bile bile gerçeği gizlerler.

 

Şİmdi sizin  Hz. Muhammedin yerinde olduğunu farzedelim. Diyorsunuz ki ben peygamberim, beklediğiniz mesihim.

Haham diyorki . Neredensin kardeşim. İşte Şam danım. Olmaz Geçiniz.

Neredensin.  Antakyadanım. Olmaz geçiniz.

                  Kudüs tenim. Olmaz kardeşim.

                  Yemendenim. olmaz.

                  Medinedenim. O hiç olmaz.

                  Mekkedenim.  Hah tamam. Sen o sun. Çünkü son peygamber Faran dan gelecek. (Mekke şehri, Arafat dağı bölgesi). Ama son peygamberin cariyenin (hz. Hacer) çocuğu diye küçük gördüğümüz, Hz. İbrahim den kardeşimiz olan bu araplardan gelmesini de ne gönlüm kabul ediyor. Ne de bunu kolay kolay halka anlatabilirim. Tavır anlayış bu. Yüce Allah bunu Bakara 146 da söylemiş. Kendi oğlunu tanıdığı gibi diyor. Daha ne desin.

                 Geniş tevrat bilgisi olmayan hiç bir yahudi, onun peygamberliğini kabul etmedi. Kab El Ahbar ve Vehb bin Münebbih gibi tevratı iyi bilen bir kısım yahudi müslüman oldu. Onlarda Ebu Hüreyre vasıtasıyla bol bol israiliyyatı İslamın içine boca etti. (ben bu Ebu Hüreyre'nin  uydurma bir şahıs olduğuna inanıyorum. ) Yani olmayalardı, daha hayırlıydı sanki. Neyse.   

 

Yani Sonuçta Bütün Yahudi ve Hristiyanlar Tesniye 33:2 sayesinde Faran bölgesini, Arafat dağı ve Mekke şehrini biliyorlar.

Allah onlara Mekkeye dönmeyi  emrettimi. Bilemiyoruz. Bildiğimiz kadarı ile böyle bir uygulama yok.  Sinagoglarda Tevrat tomarlarının muhafaza edildiği yönü Kudüs e dönük bir oda var. Bunu biliyorum. Ama Hristiyan kiliselerinde var mı ? Bunu bilmiyorum. Varsa da yönü kudüstür diye bir tahmin yürütebilirim.

Yahudiliğin Klasik dönemlerinde Tek bir Mabed vardı. Kudüs te Beyti Makdis. Veya Süleyman Mabedi. Bugün yahudilerin Ağlama duvarı olan yer, Peygamberimizin Hadis kaynaklarına göre Miraca çıktığı (???)  rivayet edilen yer.

İnsanlar sadece burada ibadet edebilirlerdi. Evlerinde, veya çarşıda başka mabedde (zaten yoktu) falan hayır.

Bu iş işte  MÖ 600 lü yıllarda Babil Kıralı Nebukadnezar geldi. İsrail devletini yıktı. Tüm halkını esir etti. Yüzyıllarca Babil esaretinde yaşadılar. Oradan dünyanın her tarafına dağıldılar. Bu dönemlerde Yahudilerin gerçek tevratı kayboldu. Yahudilerin Ezra, Kur’anın Üzeyr dediği bir rahip dua ile Allahtan bunu kendine ilham etmesini istedi. Sonra dediklerini  katiplere yazdırdı. Bugün tevrat diye bildiğimiz . (Old Testament)  bu kitaptır.

Daha sonra Yahudiler  Sinagog (Havra)  denilen ibadet yerleri yaptılar. Şimdi tüm dünyada Yahudilerin havraları var.

Hz. İsa Kur’ana göre sadece Hz. Muhammedin geleceğini haber vermekten başka bir misyonu olmayan, Yahudi asıllı bir peygamberdir. Gelişi mucizevidir. Babasız doğmuş, beşikte konuşmuş, bir çok mucizeler göstermiş bir peygamber olup, bir şeriat getirmekten öte Son peygamber Hz. Muhammedin geleceğini  müjdelemiştir.

Ama bir çok olaylar olmuş. Sonuçta hristiyanlara göre İnsanları kurtarmak için acı çekmiş Allahın oğlu (HAŞA) olarak tanınmaktadır. Çarmıhta ölmüş, ve sonra gömüldüğü mezardan gökyüzüne yükselmiştir. Buna Maria Magdelena (Mecdelli Meryem diye de geçer) şahittir.(GÜYA)  Bu olay nisanda  boyalı yumurtalar verilen Paskalya bayramı olarak kutlanır falan.

Kur’anın hz. İsa ile ilgili anlatımlarını hepiniz bilirsiniz. Bunlardan farklıdır.

Bugün Hristiyan teolojisinin neredeyse tamamına  yakını Saint    Paul ün fikirleridir. Bu kişi etrafta gentile diye anılan bütün putperest kabilelere , ne yaparsan yap ama pagan olma, İsaya inan, kiliseye inan tipi bir inanç aşılamıştır. 300-400 senelik bir mücadeleden sonra bütün batı dünyası hristiyanlığı kabul etmiştir.

Şimdi işin esası yahudiler ezranın fikirleri, hristiyanlar Saint Paul ün fikirleri üzerinden gittikleri için, Allahın gerçek vahyinde anlattığı gibi bir bilgi önümüze gelmiyor.

 Gerçeğin izlerini Tesniye 33, Luka 20, Yuhanna 16 da görebiliyoruz. Tabi biz Müslüman bir bakış açısıyla bakıyoruz. Onlar bundan ne anlıyorlar bilemiyorum. 

 

 Herkese Selamlar.



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhaba Rıvan bey;

18/8 deki "curuzen" ve yine 18/40 daki "zelegan" kelimeleri betimleyici sıfat olmalarından dolayı "saiden" kelimesinin manasını "yeryüzü/yüzey" anlamına kaydırmaktadır haklısınız. Ama "toprak" manası zorlamada olsa çıkmıyor, hele hele 4/43 ve 5/6 ayetlerinede hiç uymadığı kanaatindeyim.

Muhabbetle...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Saffet kardeş, tekrar söylememe kızmayın lütfen; gerçekten çok şekersin!

Senin çok tekrarladığın hoş bir tekerlemeyi bende tekrarlayayım izninle; kellim kellim la yenfe’… Namazdaki hareketler saygı, tazim değildirler, sadece birer saygı göstergesidirler, yani bir gösteriştir. Gerçek saygı içten bağlılıktır, söz dinlemektir. Bu saygını bulunduğun her zaman diliminde her ortamda her vesileyle saygı duyduğun şahsın sözünü unutmaman/terk etmemendir, gereğini sadakatle yerine getirmendir. İşte zikir de anma da budur. Saygı esas duruşunu gösterme olmadığı gibi, saygısızlık da Allah’ın huzurunda /karşısında yatmak, bağdaş kurmak, ayak ayak üstüne atmak vs değildir. Allah’a saygı Allah’a rağmen O’ndan başkasının sözünü dinlememektir.

Mecusilerde de bu gün ki namaz varmış, hem de beş vakit olarak! Aslında namaz Farsça’da dua /çağrı, yalvarma yakarmadır. Dikkat ettiyseniz şayet, bunu da  hem çok uzun hem de hıçkıra hıçkıra gözler kan revan İranlılarda görüyoruz.

Ben salat, Kuran’a bağlılık, O’nu izlemektir, derken sen Kuran kitabı o zaman, şu zaman kimsede yoktu ki… vs diyorsun. Yoksa sen, “O kimseler ki Kitab’ı sıkı sıkıya tutar namazı kılarlar” 7/170 ayetinden, kitaba sarılarak namaz kılmayı mı anlıyorsun? İşte bu ayetten de anlayacağın gibi, kitabı sıkıca tutmak, kitaba sıkıca sarılmak, kitaba bağlılığı devamlı yapmaktır. Çoğu kimselerin anladığı ve anlattığı gibi Kitaba sıkı sarılmakla salatı ikame etmek farklı birer eyleml değildir, ikisi de aynıdır. Ankebut 45’ namaza delil gösteriyorsun.. Ankebut 45 namazı anlatmıyor ki! Bakalım Ankebut 45’e: “Sana indirilen mesajı oku /izle ve salatı dini/inancı ayakta tut!” Burada da kitabı okumak/izlemekle salatı ikame etmek, aynı eylemi ifade ediyor.

Benden “eqim-is-salate” yi  her kesin basit olarak anlayabileceği dilden “namazı kıl” olarak  çevirmemi istiyorsun, çünkü anlamı budur diyorsun. O zaman farkımız ne kalacak? Hem bilesin ki anlamı bu değildir. İstersen “ikame” fiilinin  türevlerinin geçtiği ayetleri incele bak, salatın dışında başka nesnelerle birlikte geçen bu kavramları çevirmenler “kılmak” olarak çevirmişler midir? Mesela: 42/13’te “Din’i kılınız”, 55/9’da “teraziyi kılınız”, 65/2’de “şehadeti kılınız”, 5/68’de “Tevrat’ı ve incili kılmadıkça…”, 2/229’da “Allah’ın hududunu kılmamak…” 10/105’te “yüzünü dine kıl”  dememişler. Peki neden konu salat olunca hep “kıl, kılıyorlar, kılarlar, kılınız” vs vs  hep kıllık etmişler? Göreceksin ki bütün meallerde , “doğrultmak, doğru tutmak, uymak, uygulamak vs” olarak çevirmişler, hiç birinde bunlar için “kılma” fiilini kullanmamışlar…! Neden?

“Taha 114 – Namazı Allahı Anmak için kıl. – Bundan evvel müşrikler namaz kılıyorlardı. Namazlarında Putlarına da tazim hürmette bulunuyorlardı.

İslami Namaz Aynı hareketler ile Sadece Allahı anmak  ve anarken onun vahyini okumak, aynı zamanda yüce Allaha tazim, hürmet bildirilen Hareketleri yapmak.  Olay bu. Salat bu.” Diyorsun.

Taha 114’te böyle bir ifade yok. “Bundan evvel müşrikler namaz kılıyorlardı” diyorsun. Hangi ayette namaz kıldıkları anlatılıyor? Nasıl kılıyorlardı, niçin namaz kılıyorlardı? Yahu Saffet kardeş, bu Kuran’ı nasıl okumuşsun on beş defa ! Bir kere de ağır ağır oku, ayetleri bir biriyle irtibatını koparmadan oku! Yukarıda bir takım hareketlerle Allah’a hürmetin, tazimin olamayacağını izah etmeye çalıştım. Onun vahyini namazda da okusan vahyi okumakla da saygı olmaz. Okuduklarını anlar, dinler senden istenenleri uygulasan saygı olur. O zaman nasıl okursan oku fark etmez. İstersen uzanarak oku!

11/114 de vakitleri tayin emiyor. Bilmece bulmaca ile, toplama çıkarma ile bu ayetten namaz vakitlerini çıkaranlar çok, ama nafile. Allah bu ve Müzzemmil suresinde bahsi geçen ayetlerle namaz vakitlerini belirlemiyor. Bu  ve benzeri vakitler, sabah akşam, gece gündüz bütün zamanları içeriyor. Özellikle de gece vakitlerine vurgu yapılıyor. Çünkü dönem Mekke dönemidir, inananlar şiddetli  baskı altındadır, gündüz fırsat vermiyorlar müminlerin  Allah’ın Resulü ile bir araya gelmelerine…  O zamanlar belli saatler değil, Allah bu vakitleri sınırlandırmıyor, inananlar güçleri yettiği kadar; gecenin yarısı, daha çoğu veya daha azında kalkacaklar Kuran dinleyecekler, öğrenecekler, tekrarlayacaklar ezberleyecekler, iyi kavrayacaklar…Kolaylarına geleni okumayacakla, okuya bildikleri (müyesser oldukları kadar) okuyacaklar, ezberleyecekler… Zira daha ilerde, daha sonraki gelecek dönemlerde bu geniş vakitleri bulamayacak; çalışacaklar, rızkın peşine düşecekler, savaşlar nedeniyle seferler yapacaklar, hasta olacaklar vs. Onun için okuya bildikleri kadar, ezberleye bildikleri kadar okuyup ezberleyecekler. Yoksa bu Kuran’ı nasıl ne zaman ve nerede ezberlediler de diğer insanlara tebliğ ettiler, sonraki nesillere de aktardılar? Salatı ne sanırsın , öyle kolay mı? Salat ve Zekat’a  “Kuran eğitimi ve öğretimi desek” tam da uygun düşer. Ya ! Eğitim ve öğretim mi önemli namaz mı? Kuran’ın eğitim ve öğretimi Kuran’da yer almaz mı? Bunun vaktini de siz mi, Allah mı ayarlayacak? Siz ayarlayacaksınız, iki vakte koyarsınız, üç vakte, beş vakte koyasınız… Sizin bileceğiniz şey, ihtiyaca göre ayarlarsınız, düzenlemesini siz, milli eğitiminiz yapacak.

Benim söylemlerimi İlhan Arsel’in söylemiyle ne diye bağ kuruyorsun ki? Bununla nereye varmaya çalışıyorsun? Bu da sana yakışmayan bir tavır.. Ben İlhan Arsel’i hiç okumadım. Bu benim için bir eksikliktir. Böyle zeki adamların kitaplarını okumakta fayda vardır. Dikkat edin,Din’den eleştiriye tabi tuttukları ettikleri hep bu dine ilaveler ve çelişkilerdir.

Allah’a emanet.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

29/45 ayetini, namazın varlığına ilişkin köklü delil olduğunu ileri sürenlere farklı bir bakış açısı niteliğinde:

"utlu ma uhiye ileyke minel kitabi ve egimıssalate : sana vahyolunan kitabı takip et/oku ve bağlılığı ayakta tut "

"innessalate tenha anil fahşai vel münkeri : Şüphesiz (vahye) bağlılık, kötülük ve edepsizlikten alıkor."

"vele zikrullahi ekber : Allah'ı unutmamak en büyük(eylem)dür."

"vallahu ya'lemu ma tesneun : ve Allah yaptığınız şeyleri bilir."

Not: (Şüphesiz "salat" kötülük ve edepsizlikten alıkor) ifadesi mutlak bir hüküm bildiriyor, yani karşımıza iki seçenek çıkıyor:

1. Ya bu "salat" namaz değil çünkü, namaz kılpta olumsuz hayatın içinde olan sayısız insan mevcut,

Yada,

2. Haşa Rabbimiz yalan söylüyor, çünkü "salat" mutlaka ve mutlaka yanlış hayattan uzak tuttuğunu bildiriyor.

Üçüncü bir şıkta doğal olarak çıkmıyor.

Değerlendirmelerinize.

Teşekkürler.

Muhabbetle...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Saffet Metin Yazdı:

Bakara 146:Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir takımı bile bile gerçeği gizlerler.

Hz. İsa Kur’ana göre sadece Hz. Muhammedin geleceğini haber vermekten başka bir misyonu olmayan, Yahudi asıllı bir peygamberdir. Gelişi mucizevidir. Babasız doğmuş, beşikte konuşmuş, bir çok mucizeler göstermiş bir peygamber olup, bir şeriat getirmekten öte Son peygamber Hz. Muhammedin geleceğini  müjdelemiştir.

Sayın Saffet!

bütün iletilerinde söylediklerinin ekeserinde sorularıma cevap vermiyor/ veremiyorsun. Hep malumat kalabalığı yazdıkların...

Bakara 146'yı delil gösteriyorsun; Ehl-i Kitap "son peygaberi oğullarını tanıdıkları gibi tanıyorlardı" diyorsun, sonra da peygamberi haham ve papazlar tarafından "nerelisin?" cinsinden sorularla sorguya çektiriyorsun... Sonunda "Mekke'denim" cevabını alınca da "hah şimdi tamam, doğru... diyorlar" diyorsun. Olmaz böyle. Hani oğullarını tanıdıkları gibi tanıyorlardı...! Sayın Saffet, oğullarını doğurup kucaklarında büyüttükleri gibi büyütmediler, nereden tanıyacaklar? Dediğin gibi tanımaları için Allah tarafından Muhammed'in çekilmiş otoğrafının Tevrat'ın kapağına basılmış olması gerekirdi ki tanıyabilsinler O'nu.

Daha önce de dedim; tanıdıkları vahidir, vahiy olanı çocuklarını tanıdıkları kadar tanıyorlar. Böylece vahyi kelam kimin ağzından duyuyolarsa onun resul olduğunu tanıyorlar. Yoksa her Mekkeliyim ve resulüm diyenin resul olduğuna inanmalarını gerektirir, senin matığına göre.

Sayın Saffet, Allah, bir peygamberin gelceğini bildirmek için başka bir peygamber görevlendirip gönderir mi hiç?!; Sırf Ahmet gelecek demek için...! Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun. Bana yazık değilmi sana cevap yetiştirmek için bunca vakit ve emek harcıyorum! Şimdi sana tekrar aynı soruyu sorma gereğini duydum; Allah aşkına 15 defa Kuran'ı nasıl ve niçin okudun? Bak tekrar yazıyourum, Allah İsa'nın ağzından diyor ki: "İsa dedi ki: Ben Allah'ın kuluyum, bana kitap vedi ve beni nebi yaptı ve beni olduğum her yerde mübarek kıldı ve bana yaşadığım sürece salat ve zekatı emr etti ( beni salat ve zekatla görevlendirdi). Bütün peygamberlerin bir tek görevi var; yaşadıkları sürece salat ve zekat.

Lütfen yazdıkların sorularıma ve savunduklarıma cevap içerikli olsun!

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 128 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats