HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: cilbab Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

Selamün Aleyküm!

 

Nur/30:Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Nur/31: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler:

Kocaları

yahut babaları

yahut kocalarının babaları

yahut oğulları

yahut kocalarının oğulları

yahut kardeşleri

yahut kardeşlerinin oğulları

yahut kendi kadınları

yahut ellerinin altında bulunanlar

yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar

yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!

Değerli kardeşlerim, iki ayette konunun özü bakışlardadır. Dikkat edilirse, yasaklanan bakışların tamamı değil, bir kısmıdır, bazılarıdır. Ayetin sadedinden, bu bakışların, davetkâr, tahrik edici, şehvet uyandırıcı bakışlar olduğu anlaşılmaktadır. Yani, hem kadının hem erkeğin, fıtratlarında var olan arzuları uyandırarak şehvete dönüştürecek tarzda birbirlerine bakmamaları, iffetlerini korumaları gerekmektedir. Bu arzuları uyandırmadan birbirlerini görmelerinde ise sakınca yoktur. Fakat Âl-i Imran suresinin 14. ayetinde bildirildiği gibi erkek ile kadın arasındaki çekim, her ikisinin de fıtratlarında olduğu için, sürekli bakışların bu arzuları uyandırması kuvvetle muhtemeldir.

Diğeri de ziynetler/süslerdir. Ziynet; Kur’an dilinde, güzelleştirmeye, güzel ve çekici göstermeye, hoşlanacak hâle getirmeye yarayan süs demektir. Nitekim dinimizde de bir takım süs eşyalarına “ziynet eşyası” denilmektedir.Ziynet müteşabih bir kelimedir.Tevilinde Kur’an’la  çelişmedikçe hepsi de doğrudur.Yanlış olan benim doğrumun genel kabul görmesini istememdir. Bu ayetteki “ziynet” sözcüğünden, takı türü eşyaların anlaşılması, ayetin bütünselliği açısından da mümkün değildir. Şöyle ki: Kadınların taktıkları süs eşyaları, cinsel tahrik unsuru olmaktan çok gururlanmak, büyüklenmek, argo tabiri ile hava basmak amacı ile takılan eşyalardır. Eğer bu ayet ile böbürlenmenin, hava basmanın önüne geçilmek istenseydi, ziynetlerin herkesten saklanması talimatı verilmesi gerekirdi. Oysa ayette kadınların ziynetlerini diğer kadınların yanında açabilecekleri ifade edilmektedir. Şu halde bu ayette konu edilen “ziynet”, gösterişe yönelik takılar değil, erkeklerin yanında açığa vurulmaması gereken, bu sebeple de cinsel arzu uyandırdığının düşünülmesi gereken başka “ziynet”lerdir. Demek oluyor ki, bu ayetteki “ziynet” sözcüğü süs eşyası değil,  sözlük anlamına uygun olan bir mecazî anlamla; “kadının, erkekler tarafından cazibeli görülen, çekici bulunan, cinsel arzuların uyanmasına vesile olacak olan vücut organları” anlamındadır. Ancak, ziynet olan bu organlardan sadece belli organlar anlaşılmamalı, kadının hemen hemen bütün vücudunun ziynet olduğu unutulmamalıdır. Saçlar doğal hâlleriyle ziynet değildir. Ama erkeklerin dikkatini çekmek üzere boyanıp şekillendirilen saçlar, ziynet özelliği kazanır. Böyle saçlar, erkeklerin karşı cinse olan arzularını uyandıracağından, bu ayet kapsamında gizli tutulmalıdır. Yine saçlar gibi doğal olan, konuşmada ve okumada kullanılan normal sesin ziynetliği konu edilemez. Ama sesin, çeşitli gayretlerle (meselâ, kısık ses çıkartılarak) sahibini şuh, istekli, işveli göstermesi mümkündür ve karşı cinse âdeta mesaj veren bu tip sesler ziynet sınıfına girer.Ayette gizlenen süslerin belli edilmesi için ayakların yere vurulmaması geçiyor. Ayaklar yere vurulduğunda vücutta belli olacak yer özellikle göğüslerdir. (sütyenin o dönemde icad edilmediğini düşünürsek bu daha da iyi anlaşılır.)

Normal giyim şartlarına göre bir kadın ne giyerse giysin ziynetleri görünecektir.Kazak,tşört,pantolon,etek v.b.giyse bile göğüsleri, beli, kalçaları, belli olacaktır.Bunlar onun kendiliğinden görünen ziynetleridir.Yasak olan giydiği kıyafetin bir tarafını açarak göstermesidir.Emzikli bir bayan ise ayette geçen yakın akrabalarının yanında emzirmesinde de sakınca yoktur kanaatindeyim.

Bu ayette muhatap olanlar (Mümin) inanan erkekler ve kadınlardır. Allah’u Teala ayette  Müslüman demiyor.Her Müslüman Kuran bazında iman etmiş (Mümin) sayılmaz.Onu da geçelim aklı başında hiçbir bayan açıpta ziynetlerini yakınlarına göstermez.

Ayrıca ziynet ile avret kelimelerini karıştırmamak gerekiyor.

Ayetlerde ilk emir" ERKEKLEREDİR ; BAKIŞLARINIZI YERE  İNDİRİN" Yüce Yaratan  yarattığını bilmez mi?Wink

En Doğrusunu Allah bilir

Esen ve Mutlu kalın

Allah’a Emanet olun



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

Takılan ziynetler, sizin de açıkladığınız üzere kadını karşı cinse elbet cazip hale getirir. Ama cazibenin kaynağı yine de malîdir; bedenî değil. Zaten siz de yüzüğün pahasına dikkat çekerek bu gerçeği dile getiriyorsunuz.  

Ayrıca, düşünülse başka türlü cazibeler de akla gelebilir. Yüzüğün üzerindeki ambleme göre siyasî, dinî, ahlakî... Ama Nûr 31'de sözü edilen cazibe tek: malî cazibe. (hasan akçay yazdı)

 

 

Selam

Mümin bir kadının nur31 den anladığı yasak ve sakınması gerekenler;

-bakışlarını yere indirecek

-ırzını koruyacak

-zinetlerini kendiliğinden görünenler müstesna açmayacak

-örtülerini göğüs yırtmacı üzerine vuracak

zinetlerini şu kişiler dışında kimseye açmayacak

kocaları babaları kocalarının babaları oğulları kocalarının oğulları kardeşleri kardeşlerinin oğulları kendi kadınları hizmetinde bulunan ihtiyaçsız erkekler.

 

bu listenin içinde olmayanlar

Amcaları dayıları enişteleri vb birinci dereceden yakın diğer akrabalar yok.Sözgelimi zinetlerimi kayınpederim yanında takabileceğim ama amcamın yanında hayır mı?

yada emrimde çalışan erkekler yanında takabileceğim ama kocamın kardeşleri yanında takamayacağım?

Hasan Akçayın bir yazısında gözüme çarpmıştı bu listenin rastgele olduğunu yazmıştı.Bende böyle düşünüyorum.Bu listede şunlar şunlar diye listelenen kişilerle vurgulanan güvendiğiniz kimseler.

 

Hasan bey siz bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?

yani sizcede bir kadının takılarını emrinde çalışan kimselere açarken amca ve dayılarına açmaması mantıklımı?



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm!

Hasan Akçay yazdı:

Laf kalabalığına getirmeyin lütfen. "İhtiyaçsız erkekler"i "kadına ihtiyaçsız erkekler" diye çarpıtıp ardından tefsirle mazur göstermeye kalkışmayın. Beşerî tefsir yoluyla ilahî anlama müdahale etmeyin. Yorum başka meal başka. 

Değerli Hasan Akçay Kardeşim!

Bir önceki iletimde uyarını dikkate almış ve aşağıdaki açıklamayı yapmıştım.

“ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical”

Evet bu ayetin içinde gerçekten de kadın kelimesi yok.

Allah Razı olsun. Ayetin açılımını vermişsiniz.

İttabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl"in açılımı şöyle:

ittabiıyne: bağlı

ırbe: ihtiyaç

gayri ûlil ırbe: ihtiyaçsız

miner rical: erkeklerden

kadınlara bağlı erkeklerden ihtiyaçsız olanlar.

Kadınların ihtiyaçsız erkek hizmetçileri.

Değerli Kardeşim!

Dikkat çektiğiniz ayet ile ilgili yukarıdakileri söylemiştim.

Ancak İyi niyetine bütün kalbinizle  inandığınız “Yaseminlerimiz”,  yaptığımı belirtmiş olduğunuz bu hinliğin ayırdında olsun ve  İçiniz yanmasın diye tekrar söylüyorum.

Ey YASEMİNLERİMİZ ;

Nur 31 de geçen 

“ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical”

Ayetinde, Hasan Akçay kardeşimizin dediği gibi  KADIN  kelimesi yoktur.

Ben, sizleri kandırmak için bu ayetin mealine kadın kelimesini ekleyerek hinlik yaptım.

Hinliğimin nedenini de “Gayri ûlil irbe” kelimesini tahlil ederek gösterdim.

Gerçekten hinlik var mı, yok mu? Merak ediyorsanız, size en yakın olan bir ilahiyat Fakültesine gidiniz. Kelamcılardan ya da Tefsircilerden  “Gayri ûlil irbe” kelimesinin Türkçe açılımını öğreniniz.

Hasan Akçay yazdı:

Yüce Allah ziynetler diyor; tesettürcüler onu ziynet yerleri diye çarpıtıyor. Fesadın sebebi bu çarpıtma.

Allah'ın ziynetler kelimesine beşerin yerler kelimesini ekleyip ziynet yerleri diye üretilen avret türü... Yok öyle bir avret Allah'ın dininde. Tamamen hevadır; vehimdir; fesattır.

Bu yaptığınız saptamaları, gerçekten de benim yazımdan mı çıkardınız? 

Hasan Akçay yazdı:

Siz klavyenizin başına her geçişinizde böyle çarşaf çarşaf yazarsanız benim onların hepsini hakkıyla okuyup değerlendirmem zora girer. Başka işlerim de var.

Yazılarımı detaylı yazmamın nedeni  Kur’an’a ,size ve bu yazıyı okuyacak tüm kardeşlerime olan saygımdandır.

Dost1                Gönderen: 26 kasim 2006 Saat 4:37am Hasan Akçay’ın eleştirisine cevap.

Hasan Akçay    Gönderen: 26 kasim 2006 Saat 4:49am   Dost1’in cevabına karşı cevap.

Gerçekten de yazımın hepsini hakkıyla okuyup değerlendirmek için zora girmişsiniz.

Hasan Akçay yazdı:

Önce şu beşerî yorumu ilahî anlam imiş gibi sunup insanları Allah'la aldatma hinliğini konuşalım. Ya meal diye önümüze koyduğunuz kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkekler ifadesindeki kadına kelimesini atıp yanlışı düzeltin ya da bu müzakereden beni bağışlayın.

Dediğinizi yaptım. Belirtiğiniz ayette KADIN kelimesinin geçmediğini söyledim. Sizin yaptığınız çalışmayı da verdim. Bu iletimde de bir kez daha daha söyledim.

Değerli Kardeşim!

Eğer yazdığım yazıyı muhatap alıp, müzakere etmek istiyorsanız; yazılarınızda beni, yazdıklarımla eleştirin. Ben de size cevabını vereyim.

 Başka kardeşlerimizle yaptığınız yazışmaların aynısını asmayın. Başka Kardeşlerimizle yaptığınız tartışmalarda aldığınız cevaba göre, karşınızdakini töhmet altnda bırakacak yargılamalarda bulunmayın.

Beni, benim yazdıklarımla vurun ve yargılayın.

Yazdıklarınızın içinde; “ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical” ayetinde KADIN yoktur cümlenizden başka ki, cevabı verilmiştir.  Cevabı, kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Yazdıklarımla ilgili başka bir cümleniz var mı?

Cevabı ve diğer yazılanları beğenmemek, karşınızdaki kişiye “hin” (Hangi anlamını kullandığınızı bilmiyorum.)”fesat”,”tesettürcü”,İslama boca edilen fuhuş”...vb. şekilde hitap hakkını verir mi?

Yazdığım yazılarda; size ya da başka bir kardeşimize karşı,sizin yaptığınız tarzda bir hitabım var mı?

Müzakere anlayışınız; karşınızdaki kişinin yazdıklarını değerlendirmek yerine, yazılıp söylenmeyenleri yazıp söylemek ve yakışıksız ithamlarda bulunmak şeklinde ise, bu tür bir müzakereye alışkın değilim. Lütfen siz de beni bu müzakereden bağışlayın.

Değerli Kardeşlerim!

Bırakalım, “YASEMİNLERİMİZ”   akıllarını işletsinler.

Kendi kararlarını kendileri versinler.

[099.007] [DI] Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür

099.008] [DI] Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür

Herkes, ahirette, inandıkları ve yaşadıklarıyla karşılaşacak. 

Ne, dost1 böyle dedi; ne, Hasan Akçay şöyle dedi; ne de falan, falan kişiler böyle söylemişti ,ben de onlara uydum sözü geçerli olacak.

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

BU KARDEŞİNİZE BİR TEK MEAL GÖSTERİN Kİ YÜCE KİTABIMIZ KUR’AN’IN TAM BİR ÇEVİRİSİ OLSUN.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

bir kadının takılarını emrinde çalışan kimselere açarken amca ve dayılarına açmaması mantıklımı? (savana)

Elbette hayır!

Size katılıyorum. Kadın, listedeki herkese güvenir. Ama o kimsenin kişiliğiyle ilgil değil bu; kadına olan akrabalığıyla ya da kadınlara seksi açıdan muhtaç olup olmamasıyla ilgili değil;  kadının yakınında olmasıyla ilgili.

O yüzden istisnalar listesindeki bazı kimseler zaman zaman değişebilir.

Örneğin inanan kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler –ittabiıyne gayri ûlil urbeti miner ricâl. O devirde Hz Hatice gibi kervanları olan bir iş kadınının kervan işçileri.

İş kadını bir kervanını satıp elden çıkarırsa kervanda çalışan erkekleri de elden çıkarır. Ona yakın konumda değiller artık. Dolayısıyla güvenilir olmaları da sona erer.

Şimdi bir daha düşünelim. İnanan kadın o değişken kimselere ne zaman neyini açabilir; vücut ziynetlerini mi takı ziynetlerini mi? Yüce Allah hangisini kastediyor?

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Değerli dost1 kardeşim,

İnanan akdına bağlı ihtiyaçsız erkekler anlamındaki "ittabiıybne gayri ûlil ırbeti miner ricâl"de kadın kelimesinin lafzen de zımnen de geçmediğini yazdıkları kitaplarda açıklayan iahiyatçılar var. Okudum. Lütfen beşerî yorumları ilahî anlam diye pazarlamayı bırakın. Size yaklışmıyor.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Hasan Akcay Yazdı:
bir kadının takılarını emrinde çalışan kimselere açarken amca ve dayılarına açmaması mantıklımı? (savana)

Elbette hayır!

Size katılıyorum. Kadın, listedeki herkese güvenir. Ama o kimsenin kişiliğiyle ilgil değil bu; kadına olan akrabalığıyla ya da kadınlara seksi açıdan muhtaç olup olmamasıyla ilgili değil;  kadının yakınında olmasıyla ilgili.

O yüzden istisnalar listesindeki bazı kimseler zaman zaman değişebilir.

Örneğin inanan kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler –ittabiıyne gayri ûlil urbeti miner ricâl. O devirde Hz Hatice gibi kervanları olan bir iş kadınının kervan işçileri.

İş kadını bir kervanını satıp elden çıkarırsa kervanda çalışan erkekleri de elden çıkarır. Ona yakın konumda değiller artık. Dolayısıyla güvenilir olmaları da sona erer.

Şimdi bir daha düşünelim. İnanan kadın o değişken kimselere ne zaman neyini açabilir; vücut ziynetlerini mi takı ziynetlerini mi? Yüce Allah hangisini kastediyor? 

Sevgili savana, ben cevabımı 31 nci sayfada vermişim:

Tesettürlü kardeşlerimize sordum: Tesettürcüler öne sürüyor ki örneğin altın zincirinizin yeri olan memelerinizi iğdiş erkek hizmetçilernize açmanıza Allah izin veriyormuş. Bu iddiaya inanıyor musunuz? Kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkek hizmetçinize memelerinizi açar mısınız?

 

Cevap: Hayır! Çünkü önemli olan asıl benim ona nasıl baktığımdır; onun bana nasıl baktığı değil. 

  

Anlaşıldı mı, efendim? Tesettürlü kardeşimiz iğdiş erkek hizmetçisini seksî bulabileceğini söylüyor. Canı çekebilirmiş onu. Hattâ belki evlenecek garibimle; yatağa girecek; yatakta onunla fantezik aşk oyunları yapacak. "Öp beni!" diyecek ona; "Sık beni!"

 

Orgazm oluncaya kadar.

 

Tesettürcü ve namuslu beyler! Acaba Osmanlı sarayında erkeksizlikten imanı gevreyen kadınlar harem ağalarıyla bu tür ilişkilere girmedi mi? Emin misiniz?

 

Bakın, tesettür uğruna İslama boca ettiğiniz fuhuş minaresine asla kılıf uyduramıyorsunuz.  Allah’ın sözlerini fütursuzca çarpıtınca bile. Çünkü Allah’la inatlaşıyorsunuz. Bırakın bu pis işleri.

 

Bırakın inanan kadının memelerini elin adamlarına açıvermeyi. Utanın biraz.

 

Sübhanallah, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Aynı sayfadan:

...inanan kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler -ittabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl. Bunların ihtiyaçsız olduğu belirtilmiş ama hangi konuda ihtiyaçsız olduğu yoruma bırakılmış. İki yorum var:  

(1)Tesettürcü yorum: o erkekler kadın konusunda ihtiyaçsızdır; tıpkı iğdiş haremağaları gibi. Bunun ne kadar ahlaka ve İslama aykırı bir iddia olduğunu bir önceki iletimde anlatmaya çalıştım.    

 

(2)Başka bir yorum: o erkekler kolye ve zincir anlamındaki ziynetler konusunda ihtiyçsızdır.

 

Açıklamaya çalışayım:

 

Diyelim ki Bayan Sabancı’nın işçileri aralarında para toplayıp doğum gününde ona bir zincir armağan ettiler. İhtiyaç duymazlardı o takı ziynetine. Yoksa armağan etmez, kendilerine saklarlardı.

 

Kaldi ki Bayan Sabancı kendi verdikleri armağana göz diken o işçileri güvenilir bulmaz, işten atardı.

 

Şimdi ayetteki icazeteti alalım:

 

ziynetlerini kimseye açmasınlar –la yübdîne zînet ehünne

hariç -illa

kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkler -ittiabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl

 

Ziynetlerini kimseye açmasınlar ama kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkekler başka

 

İşçiler kendi armağanları olan altın zincire ihtiyaç duymazlar ama armağanı alan kişinin onu güzel bulup bulmadığını öğrenmek isterler. O halde Bayan Sabancı onu işçilerinden saklarsa güzel bulmadığı, beğenmediği izlenimi doğacağı için işçiler kendilerini aşağılanmış hissederler. 

 

Zinciri blüzünün üstüne takıp onlara göstermesi o yüzden yalnzıca caiz değil aynı zamanda zaruridir. Ayette söylenen işte bu.

 

Ama altın zincirin yeri olan memelerini? Asla. Tesettür bid’atı uğruna yüzyıllardır Allah’a atılmakta olan çirkin bir iftiradır bu. Ve İslama boca edilen fuhuş...

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

İş kadını bir kervanını satıp elden çıkarırsa kervanda çalışan erkekleri de elden çıkarır. Ona yakın konumda değiller artık. Dolayısıyla güvenilir olmaları da sona erer.

ALINTI.

------------------------------------------------------------ ---------

İş kadını kervanı satıp? kervan satılırmı kervan kurulur ve isteyen

mali gücü olan iştirak eder kervanda köle de olur işverende birde ikide bir güvenilir olur olmaz lafı geçiyor ve hz. Haticenin kervanı

deniliyor hz. Haticenin kervanı risaletten evvel idi o zaman ki güven ile risaletten sonraki güveni karıştırmamak lazım ki ev içi

davranış ile dışarıdaki davranış Müslümanlara yapılan dini,siyasi

putperest baskısı üzerine oluşmuştur ve Ayet lerin her iniş sebebi oluşan insani ilişkileri ve problemlerin çözümüne yöneliktir. Örtünme (Tesettür) vardır ve emirdir saklanmak değil

bilakis tanınmak (yaşam biçimim bu dinimin gereği) tır. Birde bunun Takva boyutu vardır ev de ve dışarıda kişinin iradesine bağlı isteyen istediği gibi uygular" özgür" iradesi ile hele 21. yüz

yılda.

------------------------------------------------------------ ------

Zinciri blüzünün üstüne takıp onlara göstermesi o yüzden yalnzıca caiz değil aynı zamanda zaruridir. Ayette söylenen işte bu.

 

Ama altın zincirin yeri olan memelerini? Asla. Tesettür bid’atı uğruna yüzyıllardır Allah’a atılmakta olan çirkin bir iftiradır bu. Ve İslama boca edilen fuhuş ...         &nb sp;         &nb sp;         &nb sp;  ALINTI.

------------------------------------------------------------ ------

Ziynet burada zincir oluyor gösterilmesi de zaruri. Eğer ziyneti

takı olarak alıp ta yanlız zincire indirgenmesi? mantıklımı bunun

küpesi,halhalı.bileziği.vs yokmu birde hemen devreye altın zincir yeri olarak MEMELERİ koymak niye İşin en ilginç tarafı da

bluz varken güya Ayette söylenen (bluz?) memeleri gösterin diyen kim Ayet te memenizi gösterin diyen bir emir hadis te sünnet te icma da kıyas ta varmı örtünün emri "SAKLANIN "değil

dir. Örtünme (tesettür)neden "fuhuş" u çağırıştırıyor birde

ikide bir aynı teraneyi zırvalıyor bazı kendinden menkul kişiler neden KUR,AN ı yorum hakkını (meal) kendinde bulup bütün ehli

sünnet vel cemaat ı dışarıda bırakıp "ALLAH" (CC) a haşa iftira atıyor bütün İslam alemi ve yahut kahir çoğunluk bu insanlar bu safsatayı yazan" tesettür  islamda yoktur islama fuhuş boca ediliyor" diyen zattan dahamı az İslamı biliyorlar veya ALLAH tan daha az mı korkuyorlar demiyeceğim utanmıyorlar ayıptır kişi kendinde olanı başkalarında da var zannedermiş sui zannını

kendisine saklasın o zihniyette olanlar.Burada fuhuş var örtünme yok diyen kafaya derimki nerede yazıyor bu dediklerin

ispat et zorlama kendinden menkul yorumlarla olmaz çarpıtma

ile olmaz ÖRTÜNMEK TE SAKLANMAK DEĞİLDİR TAKVADIR kişinin

örtünmesi de yöresel de olabilir örtünmeyen de örtünmez iradesine bağlıdır onada kimse sen örtünenden farklısın ne anlamda olursa olsun diyemez asl olan dediğim özgür irade dir

kimse kimseye kıyafet bezirganlığı yapamaz yapmamalı bu birde çarpıtma yorumlarla olmaz.

 

muta.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
zulfikarxk
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 63
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı zulfikarxk

  Selam arkadaşlar hasan akçay arkadaşımız burda kurandan eyetleri alarak cilbab hakkında daha iyi bir açılım yapmış ve yaşanan bir olayla bunu bizlerle paylaşmış gerçekden çokda hoş bir çalışma olmuş burda hala cilbabı geçmiş belkide 1300 yıl kadar geçmiş dönemde yaşayan sözde ulema ama gerçekde zındık olanların tarifine göre anlayan arakadaşlarımız itiraz ediyolar onlara soruyorum sizin o hala fikirlerini benimsediğiniz insanlar 2+2 kaç eder bilemeyecek kadar cahil insanların yazdığı eserlere itibar ediyorsunuzda hatta kaldıki o eserlerin çevirisi başka dillerden türkçeye çevrilmiştir o çevrileri aslına uyduruyorsunuzda neden kuranın uymayacağını düşünüyorsunuz bu nasıl bir mantık kaldıki o günün şartlarında tıpda çaresi yok denilen hastalıklar bugün canınızı yaktığında hemen en iyi yetişmiş doktoro koşuyorsunuzda neden bugün bu tür bilimsel ve gerçek yaklaşımlarda daha sağlıklı düşünen insanlara cephe alıyorsunuz gerçekden siz çift karektermi taşıyorsunuz bugün o kuranı en iyi anlayan ve yaşayan muhammed dahil hiç kimse yaşamayor hayatta da değiller ama kuran bizden sonrada ayakda kalacak allahın izni ile inşallah

    Kaldıki cilbab namusu koruma aracı değildir öyle olsaydı istanbulda yaşayanlar daha iyi bilirler sokak fahişeleri aksaray çevresinde hatta yabancı uyruklu kadınlar dahi başlarını türkler gibi kapatıp vucutlarını pazarlıyorlar hatta afganistana giden bir arkadaşım anlatıyor orda bile cilbablı kadının vucut şeklini tasvir ederk hatta rüzgarda vucudunnu sarış şekli ile tasvir yapıyorduk diyor düşünsene allah cilbabı namus koruma aracı olarak ilan etseydi ne fahişler kapanarak endilerini pazarlayabilirlerdi nede arakadaş hayal kurardı sen hiç inandığı bir değeri sapıklık olarak yaşayan insan gördünmü allah bu kadar herşeyi ince detayına kadar düşünüyor ve ona göre de insanların ne yapacağınıda biliyor ve her zamanda her yapılanı görüyor biliyorki  şimdi kuranda sokak fahişeside cilbablı gezebiliyorsa bunu sorumlusu o zaman allahdır demek gerkir senin anladığın şekli ile ama cilbabı bir tanıma aracı olarak görürsen bir emir olmadığını otamatikman anlarsın hatta şimdi o sokak fahişelerine inat tesettüre girenlerin yerinde olsam o tesettürden çıkarım gerçekden yoksa bu tesettür mefhumu olduğu sürece bu fahişeler daha çok para kazanırlar bizim müslüğmanım diyen aptal enayilerimizin sırtndan çünkü artık tesettürlü kadınlarda hayal süslemeye başladılar bile



__________________
hay aklımı seveyim gerçekden aklımı kiraya vermediğim içinde ayrıca çok mutluyum ayrıca aklımı kullandım diye arşimendede nbenzemedim sadece guranı okudum duydum ve uyguluyorum
Yukarı dön Göster zulfikarxk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: zulfikarxk
 
zulfikarxk
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 63
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı zulfikarxk

   Selam arkadaşlar hasan akçay arkadaımızın tesbitine karşı çıkanlara sözüm siz hangi mantıkla hala tesettür var diyorsunuz şu anki anladığınız cilbabında tesettürnde olduğunu savunduğunuz eserlerin hepsi başka dilden türkçeye çevrilmiştir bu asıl oluyorda kuranın mealimi saçma oluyor sizce anlamıyorum sizi sizin inancınıza göre daha 1300 yıl önce bu hasatlık öldürür denilen dertlere bugün insan beyni her çareyi bulmuştur bunu nasip eden tabiki allah si bile bu tür bir muzdariplik geldiği zaman başınıza en iyi doktoro koşuyorsunuz ama neden kalkıpda demiyorsunzki bizim ulema bu konuda bunu düşünmüştür ben onla yetineyim demiyorsunuz 

   eğerki cilbab bir namus koruma aracı ise size soruyorum bugün istanbulda daha çok yaygın sokaktaki yerli yada yabancı uyruklu hayat kadınları vucutlarını pazarlayabilmek için polisden dikkat çekmemek için başörtüsü takıyorlar hatta pardüse bile giyinenler varmış size soruyorum allah koruyun dediği namus için kendi emrettiği bir emirle onların ekmeğine yağ sürmüş olabilirmi sizce ya biz insanız herşeyi detayına kadar düşüğnmemiz evreler hainde gerçekleşirken allah herşeyi en iyi şekli ile ayarlayandır ve bilendir allahın böyle bir emri varmı başka söylesene emrettiği şey sokakda korunmadana paçavraya döenen emri varmı sizce bir bakın hatta kendisi emrettiği şeyle ekmeğine yağ sürdüğü bir emir varmı kaldıki allah herşeyde dikkat etmemizi istiyorken uyanık olmamızı isterken ha bu arada üniversitelrde derse bile girmeyerek boykot ettiğiniz hatta okulu bile terkettiğiniz başörtüsü artık sokak kadınının kendisini kamufle etme aracı olmuştur neden oda allahın emri ise onlarla savaşmıyorsunuz merak ediyorum

  artık tesettürlü kadınlarda hayal süslemeye başladı farkındaysanız



__________________
hay aklımı seveyim gerçekden aklımı kiraya vermediğim içinde ayrıca çok mutluyum ayrıca aklımı kullandım diye arşimendede nbenzemedim sadece guranı okudum duydum ve uyguluyorum
Yukarı dön Göster zulfikarxk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: zulfikarxk
 

<< Önceki Sayfa 22 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats