HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: KUR"AN VE HZ.MUHAMMEDİN EN BÜYÜK MUCİZESİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yeni islam
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 09 temmuz 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 90
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yeni islam

muhliskul Yazdı:

Merhaba Metehan 2003 kardesim metehan diye cagirmadan yetismissin,Allah razi olsun. 

Ibrahimizm kardesim butun cinlere hodri meydan diyorum, Allah'tan baska fayda ve zarar verebilecek hic bir gucun olmadigini Kuran soylemiyor mu? Kardesim hic korkma,Allah ilahligina kimsenin golge dusurmesine musade etmez. 

Kadir



Şimdi Kadir kardeşim elbet cinlere bende hodri meydan derimde..biraz sessizce..elbet şu var..haydi cini geçtikte o zaman açıklanması gereken  bazı noktalar var..misal onları gören kişiler..

bunlar hasta mı?
kaldık ki bende gördüm bu vatandaşlardan birini?
hah işte hadi buyur burdan yak..


__________________
İzm yada ist mi istiyorsunuz?Buyrun o zaman;İBRAHİMİZM

Sevgili İbrahim.

Vallahi,çocukken bende sözünü ettiğin cinlerden gördüm.Ancak bulunduğum ağaçlık arazide tek başıma idim ve karanlık basmak üzere idi.Ayrica,dikkatle ve korkuyla çevreyi izliyordum.

Derken 15-20 metre ötede ve çalıların arasında simsiyah bir adam gördüm ve ağzındanda duman çıkartıyordu.

Demem o ki,ben o esnada farklı bir haletiruhiye"ye bürünmüştüm.Hem kendimi,hem çevremi dinliyordum yani.

Bu tür halüsünasyonlar,ya tek başınıza ve tenha bir yerlerde görülür,ya da yüksek ateşli hastalık hallerinde.

Demem o ki,biz sadece uyurken rüya görmeyiz.Bazan uyanıkken,yani gözlerimiz açıkken de rüya görürüz.

Neden her gece rüyalarımızda gördüğümüz şeylere de cin demiyor veya onlara da bir anlam yüklemiyoruz.Çünkü,herkes sık sık rüya gördüğü için,rüya"yı,rüya olayını kanıksadık.Yani uyurken halüsünasyon görmek bizi şaşırtmıyor,ama uyanıkken halüsünasyon görünce şaşırıyoru,tgördüğümüz şeyin veya şeylerin cin olduğuna inanıyoruz.

Zaten,geleneksel yanlış cin anlayışının hafızalarımızda yerleşmesinin veya bu anlayışın toplumlar nezdinde neşvü nema bulmasının sebebi de budur.

Hem cinlerin görünmeyen varlıklar olduğunu söyleriz.Hemde cinleri gördüğümüzü.Hele bazı üç kağıtcılar,cinlerle evleniyor bile.

Tekrar söylüyor ve iddia ediyorum.

Cinlerden maksat,meleklerden maksat,şeytanlardan maksat,esas itibariyle veya öncelikle insandır,insan oğludur.

Diğeri lafugüzaftır.

Selam ile

Ama

Yukarı dön Göster yeni islam's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yeni islam
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


kuran zalimlik eden bir kavme inmişitir...

peygamberler de zaten hep büyük kötülüklere devam eden toplumlara gelip onları ıslah etmeye uğraşmışlardır...

ve bu zalimlere demişler ki...

ey insanlar siz neler yapıyorsunuz böyle...

ölçüyü tartıyı düzgün tutmuyor insanların mallarını haksız yere alıyorsunuz ahlaksızlıklara pervasızça devam ediyorsunuz zayıf insanları eziyor haksızca sömürüye devam ediyor azgınlık ve bozgunculuğa uğraşıyorsunuz...

bunları bırakınız...


bu yaptıklarınızın hesabını allah sorar...


kendinizi başıboş mu sandınız...

allah sizin yaptıklarınızı görüyor...

kötülükleri bırakıp tevbe etmezseniz büyük bir hüsrana uğryacaksınız...

iyililere devam ederseniz çok büyük mükafat göreceksiniz...

bana inanın...

eğer inanıpta kendinizi düzeltirseniz kurtulursunuz...

eğer bana inanmazsanız yani bu yaptığınız zalimliklere devam ederseniz kurtulamazsınız...

yani ceza inanıp inanmama gibi bir düşünce konusuna yahut bir fikir suçuna verilmiyor...

zulme ceza veriliyor...

cehennem zalimler için hazırlanmıştır...

kötülüklerle insanların canını çıkaranlar eziyet edenler...

bir düşünce suçunun cezası değil cehennem...

yapılan zulumlerin cezası...

o kötüler ki kendi,lerine hiç kimsenin hesab sormayacağını kendilerinin çok güçlü olduklarını zannediyorlardı...

ama allah çok daha güçlüdür...

zalim ne kadar güçlü olsada er geç yaptığı kötülüğün hesabını mutlaka sorar...

allahtan korkun ey zalimler...

sorumlu olduğumuz şey zalimlik etmemek...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

DÜNYANIN UZAYDAKİ İKİZİ

Naci Çelik’in, görüşüne delil yaptığı ayetlere bir bakış:

(Maviler benim)

Halbuki aşağıda vereceğimiz âyetler, üstündekilerle birlikte yerin (dünyanın) bir eşinin de gökte olduğuna açıkça dikkat çekmektedir.

“Her şeyi çifter çifter yarattık ki, düşünüp anlayasınız diye...” (Zâriyat: 51/49)

Ayetten, yeryüzündeki canlıların eşler halinde yaratıldığını anlamalıyız. Varlık aleminde her şeyin çift olarak yaratıldığının ispatının imkanı yoktur. Taşların, derelerin, ovaların, denizlerin, dağların, yıldızların, güneşlerin vs gökte ve yerde her şeyin eşlerini arar dururuz yosa!

Bu ve buna benzer bir çok âyetin vurguladığı kuram’dan hareketle düşünüldüğünde, Güneş, Ay ve Dünya gibi gezegen veya sistemlerin de çifter çifter olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı Kur‘an, iki doğu ve iki batıya dikkat çekerek, içinde bulunduğumuz güneş sisteminin bir müteşâbihinin (benzer, eş) daha olduğunu vurgulamaktadır.

“O, iki doğunun ve iki batının Rabbi’dir.” (Rahman: 55/17)

Âyetin dikkat çektiği iki doğu ve iki batıyı sahnelemek için çalışacak olsak, Güneş ve Ayları ile birlikte iki ayrı Dünya’yı tasavvur etmekten başka bir yol var mı? Bu âyet, birbiri ile müteşabih iki ayrı güneş sistemini vurgularken, aşağıdaki âyetler, birbiri ile müteşabih sayısız güneş sistemlerinin de olduğuna dikkat çekmektedir.

“İki doğu” ve “iki batı”dan maksat her yerdir. İki doğu ve iki batı arasındaki mesafe sonsuzdur. Hiçbir zaman iki doğu bir birine kavuşmaz. İki batıda (Bak: 43/38). Ayette söz konusu “iki doğu” ve “iki batı” ifadelerinden hareketle, iki doğu ile iki batının yerini, dünyada veya evrende tespite kalkışmak akıl karı değildir.

Kuran’ın hiçbir kelimesi Allah buluşu değildir. Allah Resuller vasıtasıyla insanlara yeni bir dil öğretmiyor. Kuran’daki her kelime Arapların lisanında var olan ve bildikleri kelimelerdir. Bu ifade şekillerine Araplar yabancı değiller. Allah, Resul’ün lisanı ile vahiy ediyor, kendi lisanı ile vahiy etmiyor. Rabça bir lisan yoktur. İnsanlar Rabça lisanını bilmez. Ya bütün lisanlar Rabça’dır, yada hiç biri.

“Yoo, doğuların ve batıların Rabb’ine yemin ederim ki bizim gücümüz yeter.”
(Meâriç: 70/40)

Bu ayetteki “doğular ve batılar” ifadesi de yine bütün evreni içeriyor. Yaz kış farkı; günlerin kısalıp uzaması dolayısıyla farklı doğuş ve batış yerlerine dikkat çekmiyor ayet. Ayet, her yerin rabbinin Allah olduğuna dikkat çekiyor.  

“Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunanların Rabbi, doğuların da Rabbidir.” (37/Sâffât: 5, S. Ateş çev.)

Yüce Allah, doğu ve batılardan söz ederek, üzerinde yaşam süren birçok dünyaların olduğunu vurgularken, bizim üzerinde yaşadığımız dünyanın Uzay’daki eş veya ikizine özellikle dikkat çekmektedir.

Bu ayet de, her şeyin ve her yerin  sahibi ve hakimi Allah’tır diyor. Ayet, üzerinde hayatın olduğu bir çok dünyadan söz etmiyor.

“Allah O’dur ki, yedi göğü ve yerden de onların bir mislini yarattı...” (Tâlâk: 65/12)

Âyet Yer’in, (dünya) içerdiği yaşam kaynakları ile birlikte, gökteki bir gezegen veya sistemin bir misli, yani bir benzeri olduğuna dikkat çekmektedir.

Bana göre bu çeviri arızalı. Bu çeviriye göre; Allah Yer’den de yedi göğün bir mislini yaratmış anlaşılıyor. Yani dünyamızdan (nasıl yarattıysa) yedi gök kadar/göklerdeki yıldızlar sayısınca dünyalar yaratmış. Yerküre’den yedi gök daha yaratıldığının ispatı yoktur. Kuran’dan delili de yoktur. Bu ayetten başka da Kuran’ın başka bir ayetinde bu ifade bir daha tekrarlanmıyor. Bence seb’ (yedi) ifadesi, sayısal bir değer ifade etmiyor. Öyle sanıyorum ki, seb’ göklerin ve yerin, mükemmelliğini sağlamlığını, güçlülüğünü vs ifade ediyor. Yerin göklere misli/benzerliği bu olsa gerek. Kuran için de "seb'un min-elmeséni" denmiş olmasını da böyle anlıyorum: "Çok güçlü, eşşiz, kusursuz Kuran ayetleri".

Yerkürenin bir benzerinin de gökte olduğunu, orada da birçok insanın veya canlıların bulunduğunu, hiç bir şüpheye yer bırakmadan, aşağıdaki âyetler de haber vermektedir.

“Gökleri ve yeri ve bunların içinde yaydığı canlıları yaratması da O’nun âyetlerindendir. O, dilediği zaman onları toplamaya da kaadirdir.”
(42/Şura: 29, S. Ateş çev.)

Bu ayetten, diğer gezegenlerde hayat olduğu anlamı çıka bileceği gibi, yer ve yer semasında debelenen canlıların kast edilmiş olması da mümkündür. Göklerde kesin hayat vardır denemez. Bu bir ihtimaldir, henüz ispatlanmış değildir.

“Göklerde ve yerlerde bulunan herkes Rahman’a kul olarak gelecektir.” (19/Meryem: 93, S. Ateş çev.)

Bu ayetteki “men”, göklerde ve yerde bulunan canlı cansız, akıllı akılsız her varlığı içine alıyor. Her şey, Allah’ı tesbih ediyor ve O’nun buyruğuna uyuyor olması hasebiyle kuludur.

“Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir.” (17/İsra: 55, S. Ateş çev.)

Bu ayette de “men”, bir önceki ayette olduğu gibi her şey anlamınadır. “Ve Rabbin göklerde ve yerde olan her şeyi eksiksiz en doğru bilendir.  

“Göklerde ve yerde bulunan şeyleri kendisinden (bir lütuf olarak) size boyun eğdirdi. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (45/Casiye: 13)

Yani bütün canlılar içerisinde sadece insan aklı ve yeteneği sayesinde yerde ve gökte olanlara hükmedebiliyor.

Buraya kadar verdiğimiz âyetleri okuyan, Kur‘an’a inanan her kültür düzeyindeki insan, Evren’de yalnız olmadığımızı, Evren’de bizimki gibi sayısız dünyaların, bizler gibi sayısız insanların olduğunu hemen anlar. Zaten bizim üzerinde durmak istediğimiz esas konu, Evren’de yalnız olup olmadığımız konusu değildir. Bu konuda araştırmalar yapan, Evren’de yalnız olmadığımızı iddia eden birçok kuruluş ve birçok insan var. Bizim üzerinde durmak istediğimiz esas konu Evren’in diğer bölgelerindeki üzerinde yaşam süren gezegenlerin ve bilhassa, dünya’nın eşi konumundaki gezegenin veya o gezegende yaşayan insanların bizi ilgilendirip ilgilendirmediğidir.

Bence bu ayetler, başka gezegenlerde de hayatın olduğu ve bizim üzerinde yaşadığımız dünyanın bir benzerinin de gökte bulunduğunun ispatı için yeterli delil olamaz.

 

Diğer ayetlerle devam edecek.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

ÖLÜM VE ÖTESİ: ... Halbuki, müslüman din adamları, sadece Hz. Muhammed’in göğe çıkışının, Hz. İsa’nın göğe kaldırılışının hikmetini düşünseler, ölümün ve hemen ölüm ötesinin ne olduğunu idrâk edeceklerdir.

“Bizim âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir.” (7/Araf: 40, S. Ateş çev.)

Âyet, çok açık bir şekilde, büründüğü bedenden ayrılan (ölen) cân’ların (ruh) göğe çıkacağına ve cennetin de gökte olduğuna dikkat çekmiyor mu? Âyet, Allah’ın âyetlerine inanmayanlara gök kapılarının açılmayacağını ve onların cennete giremeyeceğini bildirirken, aynı anda, Allah’ın âyetlerine inananlara gök kapılarının açılacağını ve onların cennete gireceğini dolayısıyla cennetin de göklerde olduğunu vurgulamış olmuyor mu?

Bütün dinlerde olduğu gibi, İslâm dininde de cennet ve cehennem inancının çok önemli bir yer tuttuğu ve Kur‘an’ın cennet ve cehennemlerden sık sık söz ettiği herkesin malumudur. Ancak, ferasetten yoksun, Asrı Sââdet sonrası ve günümüz müslüman din adamları, cennet ve cehennemin henüz yaratılmadığını ve Kıyametten sonra yaratılacağını, Kur‘an’a ve aşağıdaki âyetlere rağmen, düşünmekte ve söyleyebilmektedirler.

Hayır öyle değil. Ayet, Allah’ın ayetlerini  yalanlayıp onları hafife alanlara, “gök kapılarının kapandığını/açılmayacağını” söylemekle, yalvarış ve yakarışlarına kulak asılmayacağını, onlara acınmayacağını, devamlı azap göreceklerini, cehennemden çıkarılmayacaklarını veciz bir dille söylüyor. Nitekim “deve iğne deliğine girinceye kadar” sözü ile de bu anlam pekiştirilmiştir. Yoksa devenin iğne deliğiyle ne alakası var? Kuran hep mecaz anlatımı tercih etmiş. Ayetler müteşebih.  

“Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada bir soluk alıp verişleri vardır ki!...

Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır.

Meğer Rabb’in, çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabb’in, istediğini yapandır.

Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabb’in çıkmalarını dilemiş olsun. Bu, kesintisiz bir vergidir.” (11/Hud: 105, 106, 107, S. Ateş çev.)

Âyetler, bir önce verdiğimiz ve üzerinde durduğumuz âyeti veciz bir şekilde tefsir etmektedir.

1- Âyetler, “Gökler ve yer durdukça”, yani dünya dururken veya yerde yaşam devam ederken, aynı anda cennet ve cehennemlerin de gökte ve faaliyette olduğuna dikkat çekmektedir.

2- Âyetler bütün insanların, hemen ölüm sonrası göğe çıkacağına, inananların cennette ağırlanacağına, inkâr edenlerin de cehenneme gireceğine dikkat çekmektedir.

3- Âyetler, söz konusu cennet ve cehennemdekilerin, bulundukları yerden çıkmasından söz ederek, dikkat çekilen cennet ve cehennemlerin, hemen ölüm sonrası, Kıyamet öncesi, geçici cennet ve cehennemleri olduğunu vurgulamaktadır.

“Göklerle yer durdukça…” deyim olup, sürekliği, devamlılığı, kararlılığı anlatan bir ifadedir. Konu göklerle yer değildir. Ayetler, göklerin ve yerin yok olacağını konu edinmiyor ki, göklere ve göklerdeki hayata dikkat çeksin. Konu âhiret  azabı. “Deve iğne deliğine girinceye kadar” deyimi ne anlatıyorsa, “gökler ve yer durdukça” deyimi de aynısını anlatıyor. “İllé mé şée rabbuk” ifadesi de, “meğer Rabb’in çıkmalarını dilemiş olsun” demek değildir. “İlla ki Rabb’inin dilediği (olur) demektir. Devamındaki “Çünkü Allah dilediğini yapıyor” cümlesi de bu anlamı pekiştiriyor. “Dam başında saksağan vur beline kazmayı”! Bu özdeyişin ne anlattığını açıklarken, dam, kazma ve saksağan kelimeleri cümlelerde yer almayacaktır. Çünkü bu kelimeler teşbihi anlatım için vardır özdeyişte. Kuran’ın yapılan çevirilerden anlaşılamamasının bir nedeni de deyimsel ifadelerin lisanımıza sözlük anlamlarıyla çevrilmiş olmalarıdır.

Allah’ın dilediği, şakilerin cehennemde, saidlerin de cennette devamlı olarak kalması. Allah bunu söyledikten sonra ne diye çıkmalarını dileyecek?

Bütün insanların hemen ölüm sonrası, bir yerlere gittiğini veya bir yerlerde yaşadığını, aşağıda vereceğimiz âyetler de açıkça anlatmaktadır.

“Allah onu, (Hz. Musâ) onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu ve Firavn ailesini azabın en kötüsü kuşattı:

Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de: Firavn ailesini azabın en çetinine sokun! (denilir) (40/Mümin: 45, 46, S. Ateş çev.)

Dikkat edilirse, âyetler, Kıyamet’ten önce ve sabah akşam vakitlerinin yaşandığı bir ortamı ve o ortamda azap gören Firavn ve Firavn ailesini vurgulamaktadır.

Firavun ve adamlarının sabah akşam, yani kesintisiz, çarptırıldıkları  azabın kötüsü ile Kıyamet günü çarptırılacakları şiddetli azap aynı azaptır ve aynı anda çarptırılıyorlardır. Öldükten sonra ve kıyametten önce bir azap, kıyametten sonra da başka bir azap Kuran’la ters düşer.

Âyetlerin dikkat çektiği yer, iki doğu ve iki batı’nın yaşandığı yerlerden biri veya dünya’nın gökteki benzeri (müteşâbihi) veya: Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada bir soluk alıp verişleri vardır ki!... Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır, dediği ve daha önce verdiğimiz âyetlerin dikkat çektiği, gökteki canlıların, şahısların yaşadığı yerdir.

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma: Hayır (onlar) diridirler, Rableri katında rızıklanmaktadırlar.

Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarından henüz kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler.

Allah’ın nimetine, lutfuna ve Allah’ın mümin’lerin ecrini zâyi etmeyeceğine sevinirler.” (3/Ali İmrân: 169, 170, 171, S. Ateş çev.)

Ayetler, Allah Yolu’nda can verenlerin dilinden temsili olarak, geride kalan müminlere “korkmalarına ve üzülmelerine bir neden olmadığını, Allah’ın kendileri için hazırladığı nimetini ve fazlını müjdelemek istediklerini haber veriyor. Ve Allah Yolu’nda cihat etmeye teşvik ediyor. “Yestebşirûne”nin manası “müjdeliyorlar”dır, “sevinirler” değildir.

Âyetlerin son ifadesi, müminlerin de Allah yolunda öldürülenlerle aynı konumda ve aynı ortamda bulunacağını vurgulamaktadır.

Ayetin son ifadesi, Allah inananların gayretlerini boşa çıkarmayacağını, kendilerine mutlaka karşılığını vereceğini vurguluyor.

“DÖNÜŞ GÖKLEREDİR” başlığı altındaki ayetlerle devam edecek.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
yeni islam
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 09 temmuz 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 90
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yeni islam

Merhaba Naci bey tam size yarasir bir mesaj yazmissiniz kutluyorum.Evet tam bana yaraşır bir mesaj.Sen,30 yıl Kur"an"ı tahsil ettim,arapçaya bir çok incelikleriyle vakıfım de,sonra da kalk,kur"an"da masal da anlatılıyor de.

Sen Kur"an"daki her ayeti,Kur"an"ın anlattığı her olayı anlamak veya cevaplamak zorundamısın? Kur"an"da,henüz anlamadığımız,anlayamayacağımız,insanlığın bugün ulaşmış olduğu bilgi veya birikimle,bir anlam veremeyeceğimiz ayet veya ayetler yok mu?

Kur"an"Allahın ilmidir ve ilim sonsuzdur.Kur"an"ı Allah"tan başka hiç kimse,tam anlamıyla ihata edemez.Biz Kur"an"ı düşündüğümüz,düşünebildiğimiz oranda anlar,anlayabiliriz.Sen otuz yıl Kur"nı okumuş olabilirsin,din adamı ve ilahiyatcıların okuduğu gibi.

Ama Kur"an okumakla anlaşılmaz,Kur"an her şeyden önce farkedilmekle anlaşılır,anlaşılabilinir.Ne yazık ki, sen Kur"an"ı henüz farketmemişin bile.

Naci'nin site kurallarina  uygun saygin bir yazisi!

Tıpkı senin gibi değil mi? Peygamgamberlerin Kutsal Ruhlarla(sıradışı bilgilerle)desteklendiği ve elçiliklerinin kanıtı olark kendilerine,özel ve açık ayetler(mucizeler)verildiği Kur"an"da tekrar tekrar anlatılırken,yani gözüne giren merteği görmezken,parmağı"mı görecektin.Bu olay,yani peygamberlerin özel olarak ve olağanüstü ayetlerle desteklenmesi,insanlık veya peygamberler tarihindeki sözünü ettiğin değişmez temel oluşumlardandır.

Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Demek Kur"an"ın anlattığı kıssalar,hikayeler de masalmış,masal da oolabiliyormuş.Demek ki,bir adı da "GERÇEK" olan Kur"an"da,gerçek olmayan haberler,bilgiler,hikayeler.vs.de varmış,olurmuş.

30 Yıl din eğitimi aldıktan,Arapça dahil onca lisanı konuştuktan sonra mı bu bilgiye,bilgilere ulaştın.

Kur"an"ın anlattığı,hikaye ettiği,haber verdiği her şey,zahiri anlamıyla"da,yani aynen anlatıldığı gibi de,gerçekleştiği,yaşandığı bir gerçektir.

Eğer değilse,"Allah"ın,meleklerin ve lanet edebilenlerin laneti benim üzerime olsun."

Eğer gerçekse,"Allah"ın,meleklerin ve lanet edebilenlerin laneti senin üzerine olsun mu? glasik din eğitimi almış "m.kkul.

Allah'a emanet ol Naci bey tekrar kutlarim.

Kadir

Yukarı dön Göster yeni islam's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yeni islam
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Naci bey,seni bu son katilim surecin boyunca hic muhatap almadim ve almayacagim cunku degmezsin.

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Metehan ;

Merhaba Muhliskul,
Şimdi ister-istemez Akıl birşeyi sorguluyor...O da Araba
inen Kur'anı anlamak için bizler böylesine kafa
patlatırken Suudilerin, hali ortada.
Allahın Adaletinden şüphem yok elbet ama bizlerin günahı
ne ola ki_? Anlamak için Arabca öğreniyoruz yetmiyor,Arab
Edebiyatı ve edebi sanatlarını öğreniyoruz kesmiyor,Arab
Tarihini sular-seller gibi ezberliyor kabilelerin
Totemlerine kadar iniyoruz...
Gel gör ki "Biz kuranı Arabca indirdik ki Muhatab arab
dil yabancı demiyesiniz" mealinde ki ayette karşımızda
öylece duruyor? Anlatabiliyormuyum? Yani bu durumda
bizler sorumlu değilmiyiz_? Cahil Halk , Avam dediğimiz
(kücümsemek anlamında değil,imkanı olmayıpta
okuyamamış)ne yapsın_? Hocalaların eline mahkum.İyi
niyetli...
Bu duruma yorumunuz nedir?

 Degerli kardesim Kuran'dan sorumlu olmak insan olarak zaten sorumlu olduklarimizdan pek farkli seyler degil. Zaten Kuran surekli olarak insanlarin  vahiy oncesi hallerine yonelik olarak degerlendirmeler yapmakta  ve onlarin yanlis yollari tercih edislerini  elestirmektedir. Yani Kuran onlari vahiy oncesinde bile  dogru yolu takip edebilecekken yanlisa yonelmekten oturu kinamaktadir. Allah'in yanisira ilahlar edinmelerinin  yanlisligini gosteren  delillerin zaten surekli olarak var olan ayetlerden secilmesi de cok onemlidir.

Insan  fitratinda var olan ozelliklerin kullanilmasi sayesinde,  temel hakikatleri kesfedebilecek bir varliktir. Vahiyler  insanlara hatirlatma niteligi tasimaktadir. Vahiyler muhatap olduklari toplumlara icinde bulunduklari ortama uygun bir tarzda hatirlatma yaparlar. Temel prensibler degismezken, insanligin gelisim sureci ile dogru orantili bir sekilde, onlara hitap edilir. Vahiylerin, direk muhataplari  disinda kalan cagdaslari ve daha sonraki gelecek nesiller  ile ilgili olarak provizyonlar icermesi, orjinal hitabin yapisina aykiri duser.  Vahyin muhataplari misyonlari geregi vahyin bu yonde acilimi ile gorevlidirler,sorumludurlar.

Gunumuz toplumlari Kuran'i bir nimet bilir kulfet saymazsa ondan cok daha fazla istifade ederler. Muhakkak ki hassas mizani ile herseyi hesaba katacak olana duydugumuz guven luzumsuz paniklere kapilmamak icin yeterlidir.

 

 

Allah'a emanet

   

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba Kuran'da klasik anlamda bildigimiz sekilde imanin,islamin,abdestin,namazin vb sartlari  yoktur. Allah'a inanmakla baska bir seye inanmak ayni tutulamaz. Inanmak demek onun var oldugunu kabul etmek demek degildir eger oyle olsaydi mekkelilere inanmayanlar denmezdi. Cunku onlar Allah'in,meleklerin  varligini kabul ediyorlardi.

Kuran'in versiyonundaki tanimlamalarini kabul edenlere inananlar reddedenlere kafir denmekteydi.

Melekler ve cinlerin Kuran'in konusu olmasinin yegane sebebi muhatap toplumdur. Farkli takintilari olsaydi o zaman konular degisik olacakti. Kuran  Tevhide engel olan kisimlarda hic bir esneklik tanimamistir. Bu alanin disinda kalan toplumsal kabulleri onlarin gelisim surecine birakmistir.

Bence asil korkmasi gerekenler, kendilerini din otoritesi gibi gorerek cevresindekileri kufr ve sirkle itham edenler olmalidirlar. Tevhidi benimseyip onun mucadelesini verenlere  isimler takilmasi yeni bir sey degildir.

Birde sunu ilan etmek isterim, bu sitede gordugum her haksizliga karsi tavrimi koydum. Fikirlerini benimsemedigim kimselere yapilan hakaretlere bile goz yummadim. Sahsima yapilan terbiyesizlige bir kisi haric butun sitenin goz yummasini hic yakistiramadim.

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats