Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mindar yazdı:

Alıntı: Düşüncelerinize katılıyorum bende öyle düşünüyorum asıl sorun sormak istediğim kafama takılan şu. madem kuran açık anlaşılır neden bizler açık olarak anlamıyoruz anlayamıyoruz engeller neler engel sadece bizim beynimiz mi yoksa başka etkenler yokmu. şimdi atalar dini demeyin bana bizler kuran öğrenmeye anlamaya çalışıyoruz ama herkes ayrı anlıyor bana herkes anladığı gibi amel edebilirde demeyin bunun bi ölçüsü yolu yordamı olmalı açık ve net olan kuran bize tabiri caizse neden kapalı?

Sevgili mindar şöyle söyleyeyim..bir ritüeli falan savunurken,dur dedim şu namaz olarak çevrilen ayetlere birde ben bakayım..salat kelimesini ve türevlerini içeren ayetleri bir araya topladım ve okumaya başladım..sonra insanlara önerilen salat vs derken birden Allahın kullarına olan salatına rastladım..sonra meleklerin kullara olan salatına  rastladım..velhasılı salatın ne olabileceği hakkında karşıt görüşün kelimelerini o salat yazan yerlere oturttum..sonra beytin önünde ıslık çalan el çırpanlarında bir salat üzere olduklarını kurandan okudum..ve  sonra epey düşündüm..ve   http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=4546&PN= 1&TPN=307 linkteki salat yazılarını  yazdım..

salat ne eğilip kalkmak nede alnı yere koymak..ama ben bir benzetmeyle anlatayım bilinenden hareketle..

Kıyam:Çağrıya kulak verip dikkat kesilmek,anlamak için harekete geçmek..

Ruku:Çağrının kaynağına iman edip hükümlerine gönülden boyun eğmek/kabul etmek/tastiklemek..

Secde:Rabbın bu hükümlerini YAŞAMAK..

İşte salat bu kardeşim..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Amel defterinin bu şekilde düzeltilemeyeceği O çetin günün azabından Alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah en doğrusunu bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam şimden açıklayayım kardeşim,

şimdi şu ayetin içindeki bir tavır  evvelden benim sinirimi çok bozardı..

hani gösterişle falan işim olmaz ve zaten kibirli adama dehşet derecede hasımımdır..da..şu namaza üşenerek gelme..vaziyeti yok mu?

yav üşeniyorum arkadaş o zamanlar..tek ben mi..diğerleride..yav işten gelmişim canın burnumdan gelmiş şimdi işin yoksa birde bilmem kaç rekat namaza dur..haydi duracağımda ah namaza durduğumu bir anlayabilsem..en azından buradan hareketle Hayrullah kardeşim..

ve ben salatın ne olduğunu idrak ettiğimde lakin diğerlerine daha anlatmamışken haydi sabah tesbihine/toplanmasına diyecek oldum..sonra vaz geçtim..çünkü idrak edilmeden yapılanın bir anlamı yok..sıkıntıdan başka birşey değildi..

velhasılı salatı ben şöyle anlıyorum..

şimdi Allahın bu yeryüzünde çok geniş ve genişleyebilen ama duvarları görünmez olan bir evi var..bu duvarlar ki aynı zamanda çok esnekler..şöyle ki;sen ateistlerle aynı dar mekanda bulunsan bile Rabbın beytinin duvarları seni içine alacak diğerlerini dışta bırakacak şekilde kıvrımlı..yani arada bir görünmez duvar var..sen Rabbin evinin ev halkı olarak bu duvarların dışında kalamıyorsun..kutuplarada gitsen o duvarlar genişliyor uzuyor ve sen bir kafirle tokalaşsanda bu duvarların kıvrımları, seninle o kafirin ellerinin arasına giriyor..ayırıyor..yani seni dış beytlerden izole ediyor.. mecaz anlatım ama anladın.

Şimdi Rab elçilerle insanlara sesleniyor..insanlar Rabbin beytinde olan elçiye geliyorlar..elçi beytte diğerleri hala dışta..seslenisi duyup kulak kesilenlerden bazıları elçinin verdiklerini kabulleniyor ve işte o anda bu beytin duvarları onuda evin içine dahil ediyor..ve elçinin verdiklerini kabul edenler başlıyorlar beytin içinde secdeye..yani kabullendiklerini yaşamaya..ve sen bir bakıyorsun bu evde bir hindu..sonra bakıyorsun bir pigme..ve sonra bakıyorsun Hans yanında Akira ve onun yanında Samuelle Moiz..Allah Allah hepimiz müslümanız yav bunların ne işi var acep burda diye düşünüyorsun..velhasılı  dışta kalanlar..onlar da salat etmiyorlar mı..elbet ediyorlar lakin  onların salatının Rabbın önerdiği salatla alakaları yok..genelde salatları kullar kulları ezsin diye..

şimdi ben salattan bu anladığımı diğerlerinede anlattım..ve ne ben  ne de diğerleri artık üşenerek gelmiyorlar..içten gelerek ve isteyerek..neden mi?

çünkü onlar Rabbin beytinin ev halkı olmalarının sevincini yaşamış ve anlamışlar..geçen dilim sürçtü..birine dedim ki akşam namazını kıldın mı ?o da bana dedi ki akşam namazını kılmadım..tesbihini yaptım..

ne yaptın...bugün güzel düşündüm güzel davrandım..ve Rabbide andım..

beni sorarsan eğer ben kuyudakiyim..lakin ben kuyudada Rabbin beytinin ev halkındanım..bunu yaşıyorum..beynimde yıldızlar sanki evren dönüyor..

ve senin dillendirdiğine gelince..evet biride demişti az evvel ama kim hatırlayamadım..hani cuma günü camide gerçek salat adına olan varsa bile o da sadece hutbedir. diye...evet sen ve diğerleri sabah akşam camide cumada toplanıp öğüt alacaklarsa ve sen onların içlerindeyken onlara salatın ne olduğunu idrak ettirebilirsen işte sen o zaman hakkıyla salatttasın kardeşim..

ve son olarak..ben salatın tesbihin yokluğunu asla kabul edemem..benim etmediğim ritüeldir..ben niyaza kalıp uydurulmasına taraftar değilim..ben ritüelin dinin özü olarak algılatılmasına karşıyım..

zaten yazımın bir yerinde hansı akirayı solomonu moizide görmüşsündür..bunu ben demiyorum Allah diyor..diyor ki;Rabbe inanarak  hayır üretenler diğer hayatlarında müjdelerle karşılanacaklar..elbet hans mozi akirada günde 5 kere falan eğilip kalkmıyordur..onlar o cennetleri hak etmişlerse kesinlikle inanarak hayır ürettiklerinden dolayıdır..ha bu arada namazın salat olmadığını tekrar söylemek durumundayım..salat hayır üretmektir..yani salat fiilidir..ama sen ritüelden evvel veya sonra öğüt verirsen bu öğüt verme kısmı kesinlikle salattır..

ritüeli yapmak için yapıyor olmak zaten başa bela..yani asimoyuda prgramlasan günde 5 vakte,o da kılar durur ama neden kıldığını bilmez o ayrı..

İnanıyorum ki Türk milleti şekilsel namaz yerine salatı dinin özü olarak bilmiş olsaydı şimdi en gelişmiş ülkeler arasında yerimizi alırdık..

ama olmadı..

ve hani Hayrullah kardeşim dedin ya sen biraz evvel;''eğer ki, tesbihi veya salatı belirli vakitlerde ikame etmeyi rafa kaldırmış isen''

hayır kardeşim tesbihe daha yeni başladık..eskiden rafta imiş,biz hergün süt diye renginin beyazlığına şekerinin varlığına hatta ısıtılarak önümüze konmasına kanarak kireç suyunu içmişiz ondanmış şu böbreklerimizdeki ağrılar..ne zaman fark ettik..süte döndük de yavaş yavaş üzerimizdeki şu HASTALIK halini atmaya çabalıyoruz...

sağlıcakla

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam ve muhabbetle.

Sad-

geleni tutup kavrayarak –ses veya hareket veya vs..-,sahiplenerek, kendi de ona olumlu katkı yaparak, kopyalayarak,taklid ederek çoğaltmak, böylece gelene kendini de, kendinden de ekleyerek güç birliğine katkı yaparak, yansıtabidiği yere kadar; ardındakilere,kendine,kendini izleyenlere, sonrakilere aktarımda bulunmak. Bir güce dahil –ait- olduğu mesajını kendine ve muhalif güçlere bellettirmek. Çoğalmaya,birikime, kendinden de katkı yapmak. Çorbada tuzu bulunmak, safı belli olmak, yolu istikameti belli olmak, başı boş olmamak.

vallahu semiun alim

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

...

ıslık çalıp, el çırpmak :)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

....

şimdi düşünelim ıslık çalıp el çırpmaları hangi durumlarda uygularız.... hangi baskılar üzerimize gelip altından kalkamayıp ezildiğimizde, çaresizliğimizde...

aklımıza gelenler;

1-fanatiğiz ya, rakip taraf üzerinde ne oluşturmamız lazım. ... :) ...(kendime gülüyorum ) maçları hatırlayalım.

2-bir birimize toplumca çok bağlıyız ya (şehit cenazelerinde), diğer protestolarda

... o kadar tezahurat veya protesto ya rahmen ne oldu acaba.....?

bir birimizden o kadar uzaklaştık ki,

her şey o kadar sözde kaldı ki!

anla ey nefs...

vallahu semiun alim.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam ve muhabbetle

samimiyetime inanan dostlarımdam (kendini bana dost hissedenlerden)

bir şey istiyorum.

-lutfen bir ayna bulup karşısına geçiniz.

sonrada kendinizi bir gözden geçirip dikkatlice süzünüz, yüzünüzü aynada ...

sonra da aynadan yüz çeviriniz,

sonra tekrar aynaya dönüp bakınız yüzünüze ancak bir farkla, şimdi yüzünüzü süzerken üstünden derinizi çıkartınız. (deriniz olmadığını varsayarak bakın o yüze)

gördünüz mü nedir altındaki...?

tüm insanların derisi olmadığını düşününüz, nerede kaldı kişilik, nerede benliklerimiz, ortaya çıkan ne. değerli olan ne.bir deri parçasına mı bu kadar itibar.sizce Allah CC. ,Şanı büyük eşi ve ortağı olmayan ve övgüye tek layık olan Rabbi Zulcelal imizin bir deri parçasına mıdır itibarı. var mı birbirimizden farkımız derimiz dışında fiziksel olarak...? Değerli olan nedir ...?

Vallahu semiun Alim.