HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

bembeyaz Yazdı:

selamalr,

teferruata takılıp kalmak hiç bir zaman iyi değildir..

bakara suresine adını veren olayı tekrar hatırlayın....

ineğin rengi, şekli, çift sürüp sürmediği vs. vs..

ashab-ı kehf konusunda yapılan tartışmaları ve kur an ın buna yönelik eleştirisini hatırlayın...

4 kişiydiler 5. köpekleriydi.. 5 kişiydiler.. 6. köpekleriydi.. 7 kişiydiler.. 8. köpekleriydi... vs. vs..

Aynı şekilde "300 yıl kaldılar", "309 yıl kaldılar" gibi sözlerinin eleştirildiğini hatırlayın...

 

kur anın onların ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir dediğini hatırlayın.(Kehf, 18/25).

 

Yani; ashab-ı kehf kıssasından çıkartılacak aşikar dersi insanlara ulaştırmak yerine, teferruatla uğraşıp gerçeklerin görünmesini ve anlaşılmasını önlemekte doğru olmasa gerektir...

 

dolayısyla esas meseleye odaklanmak iyidir..

 

siz namazı kılın da hangi mezhebe uyarsanız uyun fark etmez.. yeter ki kılın.. samimiyetle kılın...

Allah kabul eder...

 

1400 yıllık birikimi bir çırpıda atmayın... yaşayan kur an ın tarzını ve üslubunu küçümsemeyin... orada örnekler vardır... unutmayınız...

selam ve dua ile...

Selam Bembeyaz..

"İnek kesin" emri ile "salatı ikame edin/yapın/ayakta tutun" emrini nasıl bir tutabilirsin?

Öyleyse Allah orucu, mirası, abdesti ve daha birçok meseleyi/ibadeti detaylı ve en ince ayrıntısına varıncaya kadar anlatarak size göre yanlış yapmış?

"Oruç tutun" deyip bırakması lazımmıştı size göre... Nasılsa 1400 yıllık birikim onu da açıklardı bizlere...

Hem siz nasıl olur da bizim bir mezhebe tabi olmamızı istersiniz? Allah Kur'an'da bölünmeyin, parçalanmayın diye emrederken!!!!!!!!!!!

Ben sizin Allah'a ortak ettiklerinizden uzağım!!!

Siz günler geçtikçe iyice saçmalıyorsunuz, yazmayın yeter!!

Biraz daha uykusuz kalın, biraz daha araştırın....

Mümkünse Kur'an'ın anlaşılmasının önündeki engellerden olan şüpheli ve çoğu uydurma olan hadislerden ve mezhepler(in görüşlerinden uygulayageldiklerin)den, küfür ve şirkten arının/zekat!!!



__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

YUNUSEMRE YAZDI:

Öyleyse Allah orucu, mirası, abdesti ve daha birçok meseleyi/ibadeti detaylı ve en ince ayrıntısına varıncaya kadar anlatarak size göre yanlış yapmış?

"Oruç tutun" deyip bırakması lazımmıştı size göre... Nasılsa 1400 yıllık birikim onu da açıklardı bizlere..."

Sultan:

Sevgili Yunusemre,gerçekten çok güzel bir noktaya temas etmişsin.Senin bu ifadelerini Kuran Furkan suresi 32'de teyid ediyor.Ayet şöyle:

"Ve kale ellezine keferu lev la unzile aleyhi el kuranu cumleten vahidaten kezalike linusebbite bihi fuadeke verattelnahu tertile"

Kafirler dediler ki:"Kuran ona tek bir cümle halinde indirilmeli değil miydi? Biz onu kalbini sağlamlaştırmak için böyle yaptık ve onu belli bir okuma düzeniyle düzenledik.25/32

Burada kafirlerin beklentisi de senin vuguladığın gibi "kavramın içini resule doldurtma çabalarıdır." Yani "Kuran her şeyi açıklayarak sana dolduracağın hiçbir alan bırakmıyor.Oysa olması gereken Kuran sadece kavramdan söz edecek sen de içini dolduracaksın"demek istiyorlar. Kuran'ın detay vermesi kafirleri çıldırtıyor.

Bu aslında Din'i beşerileştirme çabasıdır.Resul bir şey katarsa onlara da kapı açılacak.Nitekim öyle de olmuş.Örneğin Resule aldırdıkları abdeste kendileride bir çok ilaveler yapmışlar hala da yapmaktalar.Kuran'ın anlaşılması noktasında "kriterler" sunma çabaları da bu hastalığın uzantılarıdır.Bu sapmanın örneklerini saymakla bitiremeyiz.

Bizler Din'i Allah'a halis kıldıkça bunlar da bu halisliği bozmaya çalışacaklardır.Bu mücadele kıyamete kadar sürecektir.

Allah yardımcımız olsun.

Muhabbetler sunarım sana ve diğer dostlara.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Xweser-Mirov
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Yer: Netherlands
Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Xweser-Mirov

Oncelikle, namazda dahi olsa, Kuran makam ile okunmasi nerede yaziyor ?? Ve de bunun mantigi nedir ??



__________________
Hayat sen ne güzelsin
Yukarı dön Göster Xweser-Mirov's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Xweser-Mirov
 
Muhsin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 subat 2007
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Muhsin

Sultan:

Sevgili Yunusemre,gerçekten çok güzel bir noktaya temas etmişsin.Senin bu ifadelerini Kuran Furkan suresi 32'de teyid ediyor.Ayet şöyle:

"Ve kale (dediler)ellezine (kisiler)keferu (inkar)lev la unzile aleyhi el kuranu cumleten(toptan) vahidaten(tek olarak) kezalike linusebbite bihi fuadeke verattelnahu tertile"

Kafirler dediler ki:"Kuran ona tek bir cümle halinde indirilmeli değil miydi? Biz onu kalbini sağlamlaştırmak için böyle yaptık ve onu belli bir okuma düzeniyle düzenledik.25/32

selam,aslinda dikkat cekmek istedigim,cümleten;di, "Cuma" sursinde cumati,:toplanma,  cem köklerinden türevlerdir.

meallerdeki eklemeleri fark edersek, daha iyi olur,insallah.

hatasiz ve kusursuz bir Tek Rabbimizdir.

Selametle.


Yukarı dön Göster Muhsin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Muhsin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

MUHSİN YAZDI

"selam,aslinda dikkat cekmek istedigim,cümleten;di, "Cuma" sursinde cumati,:toplanma,  cem köklerinden türevlerdir.

meallerdeki eklemeleri fark edersek, daha iyi olur,insallah."

 

Sevgili Muhsin,Kuran'da Furkan suresindeki cumleten kelimesinin kök harfleri "c-m-l",Cuma suresindeki cumuati kelimesinin kök harfleri ise "c-m-a" dır.

Bu tarz eleştiri yazarken biraz daha dikkatli olmak gerekir diye düşünüyorum.

Selametle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Nasrallah25
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 subat 2008
Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Nasrallah25

Selamun Aleykum;
Arkadaşlar üsluplar iyice sertleşmeye başladı farkındamısınız. Herkes kendi inandığını söyler bunda niçin karşı tarafı rencide edecek cümleler kullanıyorsunuz. Özellikle Bembeyaz kardeşimize yazılan o kardeşlik ile ilgili cümle kabuledilir bile değil.
Unutmayalımki amaçtaki şiddet gayedeki hikmeti yok eder.Lütfen biraz daha nazik olalım.
Çıkacak olan her cümlenin başını ve sonunu iyice düşünelim.
Selam ve dua ile
Yukarı dön Göster Nasrallah25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Nasrallah25
 
Nasrallah25
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 subat 2008
Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Nasrallah25

Ali Aksoy kardeşim yazdı :

Düşünün, tevatürü bir delil olarak kabul ediyorsunuz. Sonra, gerek siyer kitaplarında gerekse hadis kitaplarındaki bir kısım şeyleri delil olarak kabul ediyorsunuz. Bu kadar insan toplanıp ta organize bir suç işlemiş olamaz diyorsunuz ama bu bakış altında "kısmen de olsa" kabul ettiğiniz kaynaklar sizi dünyanın bence en büyük "komedisi" içinde bırakıyor.
En büyük komedi dediğin şeyi hala anlamış değilim. Bu kadar insan toplanıpta organize bir suç niye işleyemesinki. Kerbela, Sıffin, Cemel bu organizasyonun örnekleri. Bu konuda aksini kimse iddia etmiyor.
Ama hadis konusunda mütevatir dediğimiz olay çok farklı. Burda yalan üzerine birleşmeleri mümkün olmayan kişilerin aynı şeyi söylemelerinin kast edildiğini hepimiz biliyoruz. O günün şartlarında biri Basrada, bir diğeri Mekkede bir diğeri Mısırda  Bir başkası Yemende, Kufede, Şamda ve bunların yanına vardığında hepside aynı şeyi söylüyorsa bunlar önceden anlaştı ve bu işi organize ettimi oluyor.
O günün şartlarında böyle bir şey organize edilebilirmi. Bunun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Ayrıca hadislerin içinde sallama olanların olduğunu herkes kabul ediyor. Ebu Hureyre sanki peygamber almış yanına dinle demiş Ya Ebahir başlamış konuşmaya.
Aşere-i mübeşşere nasıl bu kişileri soktularsa içine.Ama böyle olması hepsini toptan reddetmeyi gerektirmez.

Devamında diyorsunki:

Düşünün; "asr-ı saadet" diyorsunuz, "insanlığın iftihar tablosu" diyorsunuz. Bunu, size nakledilen rivayetlerle allayıp pulluyorsunuz.

Ashap kurandada övülmüyormu. Bunları biz allayıp pullamıyoruz. Ayrıca ashabın içinde bile Amr bin As gibi, Muaviye gibiler yok değil. Bizim ülkemizde nedense bir insanın Peygamberi görmüş olması o kişi için iyi olmaya delalet sanki. Hemen (R.A) sözünü yapıştırırlar niyeyse.
Bu tarz yakıştırmalardan bende rahatsızlık duymuyor değilim. Ama bu ashabın yerini değiştirmez.Genellemeye de kalkılmaz bununla.

Diyorsunki: 


Sonra adam merak ediyor, yahu gerçekten ne yapmış bu insanlar... Bir bakıyor sizin delil edindiğiniz siyer ve hadis kitaplarına... Aman Allah'ım !!!

Gökteki yıldızlar gibi olan sahabe birbirini kırıp geçirmiş... Neymiş ? Taht kavgasıymış... Yani vahiyden beslenen kimseler taht kavgasına düşmüşlermiş... (Bana da taht kavgasından çok din kavgası gibi geliyor. Çünkü Peygamberin gözetiminde vahiy terbiyesi almış müminler ancak din kavgası yaparlar. Taht kavgası söylemi işin hakikatini makyajlamaktan başka bir işe hizmet etmez.)
İşin makyajı değil bu dediklerin niye taht kavgası etmesin bunlar engelmi var önlerinde. Vahiyden beslenen kişiler taht kavgasına düşmezler dimi. Sana kuranda örnek vereyim Taha suresi 85/87 de geçen Hz. Musa nın olayı buna en güzel örnek değilmi.

Arapça Metin

قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِنْ بَعْدِكَ وَأَضَلّ 14;هُمُ السَّامِ 85;ِيُّ

Abdülbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki dedi, biz senden sonra kavmini sınadık ve doğru yoldan çıkardı Samiri.

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-saptırdı.'

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Allah: "Doğrusu Biz, senden sonra milletini sınadık; Samiri onları saptırdı" dedi.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Allah, “Şüphesiz, biz senden sonra halkını sınadık; Sâmirî onları saptırdı” dedi.

Diyanet Vakfı Meali

Allah buyurdu: Senden sonra biz, kavmini (Harun ile kalan İsrailoğullarını) imtihan ettik ve Samiri onları yoldan çıkardı. *

Edip Yüksel Meali

"Halkını, senden sonra sınadık. Samiri onları saptırdı," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır

Allah: "Doğrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı" dedi.

Elmalılı Meali (Orjinal)

Amma dedi: biz senin ardından kavmini fitneye düşürdük, Sâmirî onları şaşırttı

Ömer Nasuhi Bilmen

Buyurdu ki: «Biz senden sonra kavmini fitneye düşürdük ve onları Sâmirî saptırdı.»

Muhammed Esed

[Allah:] “Öyleyse bil ki” dedi, “senin yokluğunda Biz kavmini sınadık; ve Sâmirî onları yoldan çıkardı.” 70

Suat Yıldırım

Allah buyurdu: “Sen öyle biliyorsun amma onlar senin izinde değiller, Zira Biz senin ayrılmandan sonra halkını sınadık ve Samirî onları yoldan çıkardı.” [17,138] {KM, Çıkış 32,4.24; Hoşea 8,5-6; I Krallar 1,28} *

Süleyman Ateş Meali

(Allah): "Ama biz senden sonra kavmini sınadık. Samiri onları saptırdı" dedi.

Şaban Piriş Meali

-Biz, senden sonra kavmini imtihan ettik. Samiri onları saptırdı, dedi.

Ümit Şimşek Meali

Allah buyurdu ki: “Biz senden sonra kavmini imtihan ettik; Sâmirî de onları saptırdı.”

Yaşar Nuri Öztürk

Buyurdu: "Biz senden sonra toplumunu tam bir biçimde imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı."

Yusuf Ali (English)

85- (Allah) said: we have tested thy people in thy absence: the Samiri has led them astray.

M. Pickthall (English)

He said: Lo! We have tried thy folk in thine absence, and As-Samiri hath misled theme


Arapça Metin

فَرَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِهِ غَضْبَان&# 1614; أَسِفًا قَالَ يَاقَوْم 16; أَلَمْ يَعِدْكُ 05;ْ رَبُّكُم 18; وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَال&# 1614; عَلَيْكُ 05;ُ الْعَهْد 15; أَمْ أَرَدْتُ 05;ْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُ 05;ْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُم 18; فَأَخْلَ 01;ْتُمْ مَوْعِدِ 10;

Abdülbaki Gölpınarlı

Musa, öfkeli bir halde hayıflanarak kavmine döndü de ey kavmim dedi, Rabbiniz size güzel bir farzda vaitte bulunmadı mı, çok mu uzun sürdü sizden ayrılışım, yoksa Rabbinizin gazabının vacip olmasını mı dilediniz size de bana verdiğiniz sözden caydınız?

Ali Bulaç Meali

Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: 'Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?'

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Musa, milletine kızgın ve üzgün olarak döndü. "Ey milletim! Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Uzun bir zaman mı geçti, yoksa Rabbinizin gazabına mı uğramak istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?" dedi.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Bunun üzerine Mûsâ, öfke dolu ve üzgün bir hâlde halkına döndü. “Ey kavmim! Rabbiniz, size güzel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?” dedi.

Diyanet Vakfı Meali

Bunun üzerine Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndü. Ey kavmim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmamış mıydı? Şu halde size zaman mı çok uzun geldi, yoksa üstünüze Rabbinizin gazabının inmesini mi istediniz ki, bana olan vadinizden döndünüz?

Edip Yüksel Meali

Musa, kızgın ve hayal kırıklığına uğramış olarak halkına döndü ve, "Halkım, Rabbiniz size güzel bir söz vermemiş miydi? Bekleyemediniz mi? Yoksa, Rabbinizin gazabına uğramak için mi benimle yaptığınız sözleşmeyi bozdunuz," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır

Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü (onlara şöyle) dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi? Size bu süre mi çok uzun geldi, yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan vaadinizden caydınız?"

Elmalılı Meali (Orjinal)

Derhal Musâ kavmine gadabnâk esefnâk olarak döndü, ey kavmım dedi: rabbınız size güzel bir va'd va'detmedi mi? Zaman mı uzadı? Yoksa üzerinize rabbınızdan bir gadab inmesini arzu ettinizde mi bana olan va'dinize hulfettiniz

Ömer Nasuhi Bilmen

Artık Mûsa, kavminin yanına gazaplı bir halde mahzun olarak avdet etti. Dedi ki: «Ey kavmim! Size Rabbiniz güzel bir vaad ile vaadetmiş değil mi idi? Yoksa üzerinize zaman mı uzadı? Yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazap hulûlunu mu arzu ettiniz ki, bana olan vaadinize muhalefette bulundunuz?»

Muhammed Esed

Bunun üzerine Musa öfke ve üzüntüyle dolu olarak kavminin yanına döndü [Ve onlara:] “Ey kavmim!” diye çıkıştı, “Rabbiniz size güzel bir söz vermemiş miydi? Peki, bu söz[ün gerçekleşmesi] size çok mu uzak göründü? 71 Yoksa, Rabbinizin gazabına uğramanıza mı karar verildi 72 ki bana verdiğiniz sözden böyle döndünüz?”

Suat Yıldırım

Mûsâ derhal son derece kızgın ve üzgün olarak halkına döndü: “Ey milletim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Verilen sözün üzerinden çok uzun süre mi geçti, yoksa Rabbinizin gazabının tepenize inmesini mi istiyorsunuz ki bana olan vâdinizden caydınız?”

Süleyman Ateş Meali

Bunun üzerine Musa, çok kızgın ve üzüntülü bir halde kavmine döndü: "Ey Kavmim, dedi, Rabbiniz size güzel bir va'idde bulunmamış mıydı? Süre mi size uzun geldi (zamanla verdiğiniz sözü unuttunuz mu)? Yoksa Rabbinizden bir gazabın üstünüze inmesini mi istediniz ki, bana verdiğiniz sözden caydınız (beni izlemediniz)?"

Şaban Piriş Meali

-Musa kavmine kızgın ve üzgün olarak döndü.-Ey Kavmim, dedi, Rabbimiz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Aradan çok uzun bir zaman mı geçti yoksa; Rabbinizin gazabına uğramayı istediniz de bana verdiğiniz sözden döndünüz?

Ümit Şimşek Meali

Musa kızgın ve üzgün şekilde kavmine döndü. “Ey kavmim,” dedi. “Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmamış mıydı? Bu ahdin üzerinden çok mu zaman geçti, yahut Rabbinizin gazabına müstehak olmak mı istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?”

Yaşar Nuri Öztürk

Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?"

Yusuf Ali (English)

86- So Moses returned to his people In a state of indignation and sorrow. He said: O my people! did not Your Lord make a handsome promise to you? Did then the promise seem to you Long (in coming)? Or did ye desire that wrath should Descend so ye broke your promise to me?

M. Pickthall (English)

Then Moses went back unto his folk, angry and sad. He said: O my people! Hath not your Lord promised you a fair promise? Did the time appointed then appear too long for you, or did ye wish that wrath from your Lord should come upon you, that ye broke tryst with me?


Arapça Metin

قَالُوا مَا أَخْلَفْ 06;َا مَوْعِدَ&# 1603;َ بِمَلْكِ 06;َا وَلَكِنّ 14;ا حُمِّلْن 14;ا أَوْزَار 11;ا مِنْ زِينَةِ الْقَوْم 16; فَقَذَفْ&# 1606;َاهَا فَكَذَلِ 03;َ أَلْقَى السَّامِ 85;ِيُّ

Abdülbaki Gölpınarlı

Dediler ki: Sana verdiğimiz sözden, kendimize malik olarak caymadık biz, fakat Mısırlıların ziynet eşyalarını almıştık ya, onları, erisin diye ateşe attık, böyle telkin etti Samiri.

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.'

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Onlar: "Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O milletin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık, aynı şekilde Samiri de attı" dediler.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.”

Diyanet Vakfı Meali

Dediler ki: Biz sana olan vadimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Samiri de atmıştı. *

Edip Yüksel Meali

"Sana verdiğimiz sözü kendi kafamıza göre bozmadık. O halkın süs eşyaları bize taşıtıldı. Onları attık. Samiri işte böyle bir şey ortaya çıkardı," dediler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıbtî) kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (ateşe) attık. Sâmirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı."

Elmalılı Meali (Orjinal)

87,88. Biz dediler, senin va'dine kendiliğimizden hulfetmedik ve lâkin o kavmin ziynetinden bir takım ağırlıklar yüklenmiş idik, onları ateşe attık, kezalik sâmirî de bıraktı derken onlara bir dana, böğürmesi var bir cesed çıkardı, bunun üzerine dediler ki işte bu sizin ilâhınız ve Musânın ilâhı fakat unuttu

Ömer Nasuhi Bilmen

Dediler ki: «Biz sana olan vaade kendimize mâlik olarak muhalefette bulunmuş olmadık. Velâkin biz kavmin ziynetinden birtakım ağırlıkları yüklenmiştik, onları (ateşe) atıverdik. İşte Sâmirî de öyle atıverdi.»

Muhammed Esed

“Sana verdiğimiz sözden biz kendi isteğimizle dönmedik; fakat [Mısır] halkı[nın kirli] zinet yükleriyle yüklüydük; ve bu yüzden onları [ateşe] attık; 73 aynı şekilde Sâmirî de [kendininkini] attı.”

Suat Yıldırım

“Biz,” dediler, “kendi güç ve irademizle sana olan vâdimizden dönmedik. Fakat biz o halkın, Mısırlıların zinet eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samirî de kendi mücevheratını atıverdi. *

Süleyman Ateş Meali

Dediler ki: "Kendi malımızla senin sözünden çıkmadık", fakat o milletin (yani Mısırlıların) süs(eşyas)ından bize yükler yükletilmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Samiri de attı."

Şaban Piriş Meali

Onlar da:-Sana verdiğimiz sözden bilerek dönmedik. Fakat o kavmin süs eşyasından yük yük taşımıştık. Sonra Samiri'nin attığı gibi biz de ateşe attık, dediler.

Ümit Şimşek Meali

“Biz sana verdiğimiz sözden kendi irademizle caymadık,” dediler. “Biz yanımıza Mısırlıların ziynet eşyalarından bir miktar yük almıştık; onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.”

Yaşar Nuri Öztürk

Dediler ki: "Biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî de attı."

Yusuf Ali (English)

87- They said: we broke not The promise to thee, as far as lay in our power: but we were made to carry The weight of the ornaments of the (whole) people, and we threw them (into the fire), And that was what the Samiri suggested.

M. Pickthall (English)

They said: We broke not tryst with thee of our own will, but we were laden with burdens of ornaments of the folk, then cast them (in the fire), for thus As-Samiri proposedd

   
demekki peygamber bile aralarındayken bırak taht kavgası yapmayı Allah a bile şirk koşabiliyor insanlar.Bunlarda vahiyle besleniyordu. Peygamber aralarındaydı. Ama ne oldu. Buzağıya taptılar. yoldan çıktılar. Şimdi Rasulullah vafat etmiş aralarında değil bu insanlar yani sahabelerin bazıları niye kavga etmesinlerki.
Bence bunu bir daha gözden geçir.

Devamında da:

Halifeleri öldürülmüş... Peygamberin torunları öldürülmüş, kesik başı bir mızrağın ucuna takılmış da "müslüman" (!) kentlerde ibreti alem olsun diye dolaştırılmışmış... Biri gelmiş, Mekkeyi kuşatmış da Kabe mancınık ateşi nedeni ile kısmen zarar görüp yıkılmışmış... Hani şu, Ebabil Kuşları ile korunduğu iddia edilen "Kabe"... Hani şu içine girildiğinde güvene erildiği iddia edilen Kabe...

İçine girildiğinde güvene erilmiyormu. Burada kast edilenin mekan olarak içine girildiğinde can güvenliğini kast etmesi aynı zamanda dinin kendisi için kullanılıp  inanan için  Allahın azabından ve dünyanın kötülüklerinden karunma güvenliği kastedilmesi şeklinde anlamamnın nesi yanlış. Birileri bu kuralı ihlal etmişse içindekileri öldürmüşse bu ayetin yanlışlığını mı ortaya koyar.

Devamında :
Haydi bunlar siyer... Bir de inanç konularına bir göz gezdirelim...

Kuran'a abdestsiz dokunmak yasaklanmış, Peygamberin sözleri vahiy kabul edilmiş, kitabın mushaflaşması hususundaki "iylik" (!), Kuran'ın kaybolmaması adına Halifelere atfedilmiş... Yahu ne bileyim, bu forum bunların en enteresan ve "reddedilmiş" misalleri ile doludur...

Peki kuranı bu güne kim taşıdı. Mutlaka insanların eli iledir. Yoksa Allah aldı bu kitabı böyle baskısını, dizgisini, ve diğer işlemlerini yaptı ve bu güne kadar bize ulaştırdı. Çok komik. Elbetteki birileri buna vesile oldu. Ama halifedir ama bir başkasıdır. Onlar olmasaydı bir başkasıyla bu işi yine yapardı. Sizin demenizle Allah katından bu kitabı böyle matbaadan çıkmış gibi önümüze koydu. Başka türlü oluru yok. Söylermisin nasıl bunlar toplanıp bir araya getirildi. Merak ettim.

Bakınız, ben bunların hiç birini delil olarak kabul etmiyorum. Zaten öyle olduğu için salatın ne olduğunu da Kuran'dan soruşturuyorum.

Fakat, şu veya bu şekilde bu kaynaklardan delil beğenenleri de içinde bulundukları çelişkileri nedeni ile eleştiriyorum.

Bize karşı deniyor ki; "Biz, onları inceliyoruz da, Kuran'a uyanları alıyoruz, uymayanları atıyoruz"

Güzel. Peki, geleneğin şekilsel olarak icra ettiği salatın Kuran'dan sağlamasını nasıl yapıyorsunuz ? Sorduğumuz budur.

Deniliyor ki; "Efendim, şekilsel ritüelleri çağrıştıran ayetler vardır"

Ve biz de diyoruz ki, o halde şekilsel ritüelleri çağrıştıran Nisa 103 gibi ayetleri niye görmezden geliyorsunuz ?

Bahsettiğin ayet:

Arapça Metin

فَإِذَا قَضَيْتُ 05;ُ الصَّلَا 77;َ فَاذْكُر&# 1615;وا اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُود 11;ا وَعَلَى جُنُوبِك 15;مْ فَإِذَا اطْمَأْن&# 1614;نْتُمْ فَأَقِيم 15;وا الصَّلَا 77;َ إِنَّ الصَّلَا 77;َ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْم&# 1616;نِينَ كِتَابًا مَوْقُوت 11;ا

Abdülbaki Gölpınarlı

Namazı kıldıktan sonra ayaktayken, otururken ve yanınıza yaslanınca Allah'ı anın, tam emniyete ve huzura ulaşınca da namazı dosdoğru kılın, çünkü namaz, müminlere muayyen vakitlerde kılınmak üzere farz edilmiştir.

Ali Bulaç Meali

Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Namazı kıldıktan başka, Allah'ı ayakta iken, otururken, yan yatarken de anın. Emniyete kavuştuğunuzda, namazı gereğince kılın. Namaz şüphesiz, inananlara belirli vakitlerde farz kılınmıştır.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.

Diyanet Vakfı Meali

Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. *

Edip Yüksel Meali

Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve uzanarak ALLAH'ı anın. Güvene kavuştuğunuzda namazı gözetiniz. Namaz, inananlar üzerine belirli vakitlerde farz kılınmıştır. *

Elmalılı Hamdi Yazır

O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah'ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.

Elmalılı Meali (Orjinal)

O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta ve gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allahı zikredin, derken korkudan ıtmi'nan buldunuz mu o vakıt namazı tam erkâniyle eda edin çünkü namaz mü'minler üzerine muayyen vakıtlarla yazılı bir farz bulunuyor

Ömer Nasuhi Bilmen

İmdi namazı kılıp bitirdiğiniz zaman ayakta iken ve otururken ve yanlarınız üzerinde iken Allah Teâlâ'yı zikrediniz. Vaktâ ki emniyet haline gelirsiniz, artık namazı tamamıyla eda ediniz. Şüphe yok ki namaz, mü'minlerin üzerine muayyen vakitlerde bir fariza olmuştur.

Muhammed Esed

Namazınızı bitirdiğinizde Allah'ı anın -ayakta iken, otururken ve uzanmış halde- ve yeniden güvenliğinizi sağladığınızda namazlarınızı [eksiksiz] eda edin. Namaz, bütün müminler için [günün] belli zamanları ile kayıtlı kutsal bir yükümlülüktür.

Suat Yıldırım

Namazı tamamladıktan sonra, gerek ayakta durarak, gerek oturarak ve gerek yanlarınız üzerinde uzanarak hep Allah'ı zikredin.Derken, korkudan güvene kavuştunuz mu, o vakit namazı tam erkâniyle eda edin.Çünkü namaz belirli vakitlerde müminlere farz kılınmıştır. *

Süleyman Ateş Meali

Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah'ı anın; güvene kavuştunuz mu namazı (tam) kılın. Çünkü namaz, mü'minlere vakitli olarak farz kılınmıştır.

Şaban Piriş Meali

Namazı tamamladıktan sonra, ayakta, otururken ve yatarken de Allah’ı zikredin. Emniyete ve sükuna kavuştuğunuz zaman namazı dosdoğru kılın. Kuşkusuz namaz, belirli vakitlerde müminler üzerine bir farzdır.

Ümit Şimşek Meali

Namazı kıldıktan sonra da Allah'ı hem ayaktayken, hem otururken, hem de yatarken anmaya devam edin. Tehlikeden emin olduğunuzda namazı tam olarak kılarsınız. Çünkü namaz mü'minlere belirli vakitlerde kılınmak üzere farz olarak yazılmıştır.

Yaşar Nuri Öztürk

Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

Yusuf Ali (English)

103- When ye pass (congregational) Prayers, celebrate Allah's praises, standing, sitting down, or lying down on your sides; but when ye are free from danger, set up regular Prayers: for such Prayers are enjoined on Believers at stated times.

M. Pickthall (English)

When ye have performed the act of worship, remember Allah, standing, sitting and reclining. And when ye are in safety, observe proper worship. Worship at fixed hours hath been enjoined on the believers.

Ayette belirli bir vakitten bahsediliyor. Ama ben burda bir tuhaflık görmüyorum onuda söyleyeyim. Bu ayette neye takıldın onu bir söylersen. Anlayacağım.

Deniliyor ki; "Allah - çene üzerine - yapılan secdeden bahsediyor"

Diyoruz ki, o halde secdenizi neden alnınızın üzerine yapıyorsunuz ?

Ve insanları tutarlı olmaya çağırarak, şu linkte anlattığımız iki salattan hangisini kabul ettiklerini soruyoruz.

Şu tartışma içerisinde tutarlılıklarını korumuş iki kimse var. Biri, Hasan Akçay bir diğeri de Savana... Hasan kardeşimiz de Savana kardeşimiz de Kuran dışında hiç bir kaynağa dayanmaksızın, Kuran ayetlerine göre anladıklarını bizlere ifade ettiler.

Diğer kardeşlerimizden de aynı tutarlılığı bekliyoruz.

Ve diyoruz ki, namazın vakitlerinde, rekat sayısında ve daha nice nice konularda tevatürün bağıra çağıra ifade ettiği şeylerden Kuran'a dayanarak yüz çevirenler, artık salatın ne olduğu hususunda tevatüre yapışamazlar.

İnsanların, "namaz" diye bir ritüel uydurmasındaki faydaya gelince...

İnsanların bunda hiç bir faydası yoktur. Bütün bu konular ve yaklaşımlarda hasıl olan bütün fayda Şeytan hizbine aittir.

Çünkü, Şeytan zaten bunun için vardır. Yaldızlı sözlerle insanları aldatmak, mesela kötülüklerden alıkoyacak olan şeyin Kuran ayetleri değil de, bedeni hareketlerden oluşturulmuş ve adı "namaz" olmuş bir ritüel olacağına inandırmak ancak Şeytan hizbine hizmet eder.

İnsanları Kuran'dan uzaklaştırmak için Kuran'ın anlattığı din ile Peygamber'in yaşayıp emrettiği "iddia edilen" şeylerin arasını açma gayreti de ancak Şeytan hizbine fayda verir.

Mesela ben önceden de Kuran meali okuyor ve sıklıkla dinliyordum.

Fakat, bakıyordum ki, Kuran gayet basit bir din anlatıyor. Din adı altında bize öğretilenlerin ezici bir çoğunluğunun Kuran'da adı bile anılmıyor.

Şöyle diyordum: Demek ki, ben Kuran'ı anlayamıyorum. Çünkü benim anladığımla o muhteşem alimlerimizin anladığı arasında dünyalar kadar fark var.

Bu, belkide çoğumuzun ilk başlarda hissettiği bir gerçekliktir.

Şimdi bunda insanların ne faydası var ? Peki biz bu noktaya nasıl geldik ? İşte bunda insanların değil, Şeytan hizbinin faydası var.

Şeytan, Allah'ın dosdoğru yolunda pusu kurup oturmuş. Size, hak ile batılı karıştırarak bir din buyurmuş.

Atalarımız bunu kabul etmiş. Biz kabul etmeyelim diyorum.

Bana bunun nasıl bu hale geldiğine, getirilmesindeki amacı hiç bir şekilde açıklayıcı şeyler söylemiyorsun.
Dünyadaki bütün beşer kabul etse de benim Allah'ın izniyle onların hiç biriyle işim olmaz ve ben hangi seviyede olursa olsun Allah'ın indirdiğinin dışında bir şeye yönelenlerden ebedi bir düşmanlık ve buğz ile ayrılıyorum diyorum.

Allah'tan gayrı hiç bir kınayanın kınamasına da aldırış etmiyorum. Onların tamamına ki isterse onlar anam, babam, kardeşim, arkadaşım, patronum, filanca alim, falanca devlet büyüğü yahut atalarımın çoğu, yahut geçmiş ve gelecek insanların çoğu olsunlar "selam" deyip geçiyorum.

Ve diyorum ki, mahşer meydanında azaptan kurtulmak için topunu feda etmekten çekinmeyeceğiniz atalarınızın din diye buyurduklarını terkedin, Allah'ın indirdiğine gelin.

O'nun iliştiği her şeyi mübarek kılan vahyi, içinde hiç bir eğrilik olmayan, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmış bir hidayet rehberidir.

Allah hepimizi dosdoğru yoluna eriştirsin.

Muhabbetlerimle... 

Ali kardeşim yazdıklarında somut örnekler yok. Tamamen soyut ifadeler. Bana bunları somut örneklerle desteklersen konu daha iyi anlaşılacak. Sizlerin yaptığı tüm savunmalar hep aynı eksende dönüyor. Salatın rekatları nerede, Secde neden çeneye değilde alınla yapıyorsunuz, vs. bana senin salattan ne anladığını, İki doğu ve iki batıda, zülkarneynde, Süleymana tahtı getirme olayında, Allahın eli onların elinin üstündedir ayetinde, Ademden, hac dan, zekattan, mescidden, secdeden, Mescidi haramdan, miraçtan vs. ne anladığını bir izah etsen konu dahada netlik kazanacak.
Selam ve dua ile



 
Yukarı dön Göster Nasrallah25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Nasrallah25
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Nasrallah25 kardeşim;

Değindiğiniz hususlardaki görüşlerim şöyledir:

Belli sayıda bir insanın yalan üzerinde birleşmeyecekleri yargısı tamamen uydurmadır. Size karşı "İsa, Ben Allah'ın oğluyum dedi" diyen bir yığın insan gösterildiğinde bu kadar insan yalan şahitlik edemez demek ki böyle bir şey olmuştur diyebilir misiniz ?

Komedi olarak vasıflandırdığım şeyi yazımda gayet açık izah etmişim. Keza, kısmen siz de kabul etmişsiniz. Yani, Hz. Peygamber'i gören herkes sahabe olup, Kuran'da bahsedilen övgüye nail olamaz. Kuran'daki övgü sadece ve sadece tastamam iman edenler için geçerlidir.

Tek başına bir kimseyi görmüş yahut onun cemaatinde bulunmuş olmak kimse için yaptıklarına kefaret olmaz. Bununla birlikte şu bir gerçek ki, Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. O'nun Rahmeti'ne kendisinden başka hiç kimse ölçü / sınır  tayin edemez.

Ashabın basit bir taht kavgası içerisinde olduğunu iddia etmek, vahiyden beslenen kimseler için bir hakarettir.

Misal olarak getirdiğiniz ashab Musa'nın ashabıdır ve onlar Buzağı'ya tutunmakla kendilerine yazık etmişlerdir. Musa kıssasının Kuran'da bildirilen sonunu da okuyun. Musa'nın bu kavim aleyhindeki duasını...

"Ey Rabbimiz, Hakikat ben kendimle şu biraderim Harun'dan başkasına söz geçiremiyorum. Bizimle şu zalim kavmin arasını ayır"

Ne vahiyden beslenmesi ?

Eğer, iyiden iyie düşünürseniz verdiğiniz misal esasen benim anlatmak istediğim şey konusunda bize delil olacaktır. 

Vahiyden beslenen demek vahyi dinleyen demek değildir. Vahye tam olarak iman eden demektir. Vahyin kılavuzluğuna teslim olmuş kimseler için bu seviyede bir kavga ancak "din" için söz konusu olabilir.

Öte yandan siz verdiğiniz bu misalle, bir Peygamberin gözetimindeki insanların dahi neler neler yapabileceğine inanıyor ama aynı / benzer şeyleri Hz. Peygamber'den sonra gelenler  de yapmış olabilir dediğimizde bunu çok uzak bir ihtimal olarak görüyorsunuz.

Neden ? Hz. Musa'nın kavmi "beşer" de Hz. Muhammed'in kavmi başka bir şey mi ?

Beytin güvenliğinin bu dünyaya değil de ahir yaşama ait olduğunu çok güzel tespit etmişsiniz. Zaten biz de bunu söylüyoruz. Ve diyoruz ki, Kuran'da ahirette güven ve emniyet içinde olanlar için hep vahye tabi olanlar, vahyi tasdik edenler gösterilmiştir. Şu halde, burada beyt ile kastedilen şeyin de vahiylerin inşaa ettiği sistem / hayat tarzı / millet olabileceğini neden görmezden geliyorsunuz ?

Çünkü bu ayetteki beyti somut bir bina olarak algılayanlar çoğunlukla sizin de içinde bulunduğunuz görüş sahipleridir. 

Mushaf meselesini bu forumda muhtelif başlıklarda değerlendirdik. Lütfen daha detaylı görüşler için onlara müracaat ediniz. Fakat, işaret olması bakımından size şunu söyleyeyim:

Madem siz Kuran'ı size ulaştıran beşere bu anlamda minnet duyuyorsunuz, onların size ulaştırdığı tüm sahih haberlere de inanıyor musunuz ? Çünkü bu inanışa sahip olanlardan beklenen en güzel davranış, artık onların senedi sahih olan hiç bir haberine muhalefet etmemektir.

Nisa 103. ayete gelince;

Elbette bu ayette anlatılan şey, "her durumda ve her zaman" demektir. Ancak benim getirdiğim misal, Kuran'daki salatı şekilsel olarak anlamak için her zorlamaya başvuranlara karşıdır.

Dedim ki, madem Kuran'da şekilsel bir şeyi çağrıştırabilecek her şeyi şekilsel olarak anlama yanlısısınız, bu ayette bahsedilen şekilselliği neden görmezden geliyorsunuz?

Neden bu ayetleri mecaz kabul ediyorsunuz da, sizin mecaz kabul etmedikleriniz hakkında bunlar da mecaz olabilir diyenleri tekfir ediyorsunuz yahut ağır ithamlara layık görüyorsunuz ?

Geçmişte neler olup bittiği hakkında benden somut hiç bir şey duyamazsınız. Çünkü ben orada değildim. Kendimin bizzat yahut kati bir eminlikle şahit olamadığım şeyler hususunda size şahitlik edemem.

Keza, bunların içeriğinin ne olduğu beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor da... Çünkü, bunlar Allah'ın beni hesaba çekeceği şeylerin konusunu oluşturmuyor. Peki o zaman neden bunlara değinerek yazı yazıyorsun derseniz, bunun sebebi karşımızdaki kardeşlerimizin bunları delil kabul etmesidir. Onlar böyle yaptıkları için biz de onların delil edindiği şeylerin sıhhatini sorguluyoruz.

Kuran'ın diğer hükümleri hakkındaki sorunuza gelince;

Şu anda ben size bunlarla ilgili çok bir şey söyleyemem. Çünkü, ben bunları belli bir metod altında incelemeye almadım.

Ben kavrayış ve sorgulama sürecindeyim. Aynı İbrahim'in yaptığı gibi...

Yıldıza, Aya, Güneşe yani ortada dönüp dolaşan görüş ve inanışlara nazar ediyorum.

Bu görüş ve inanışların sahiplerine sorular sorup, hangileri doğuyor, hangileri batıyor titizlikle inceliyorum.

Bu inceleme işinde bir metodum var elbette...

1) Kuran'ı anlamada hangi kaynaklara başvuruyorlar ?

2) Başvurdukları kaynakları hangi ölçekte değerlendiriyorlar ?  Mesela, birisi ben sahih hadisleri delil edinirim dediğinde,ona sahihliğin tanımını soruyorum.  Sahihlik anlayışın nedir ?  Sened yönüyle sahihlik mi, hem sened hem Kuran hem de akla uygunluk yönünden sahihlik mi ?  Kuran'a uygunluk tanımın nedir ? Kuran'da anılan vecibelere ilaveler getiren haberler Kuran'a uygun mudur ? vs. vs.

3) Kaynaklarını ve metodlarını Kuran'ın bütün hükümlerine, hiç birini bir diğeri ile çelişkiye düşürmeyecek şekilde sürdürülebilir olarak kullanıyorlar mı? Yoksa işlerine geldiği gibi mi kaynak yahut metod izliyorlar ?

Gördüğünüz gibi ben bir öğrenciyim. Ama çetin bir sorgulayıcıyım da...

Sorgulama "metod"um işte budur.

Elbette Allah izin verirse, tüm bu sorgulamalarımın sonucunda bir de "izah metodu" izleyeceğim.

Muhabbetlerimle...

 


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

Selamlar,

Tegabün : 9

Toplanma günü için, sizi bir araya getirdiği zaman, işte o, kimin aldandığının ortaya çıkacağı gündür....(yevme yecmeukum liyevmil cem'i)

Cumua : 9

...Cuma günü salata çağrıldığınız zaman...( ..ilessalati min yevmil cumuati)

Bu iki ayet arasındaki cem'i ve cumua birinde toplanma günü yada zamanı diğerinde ise cuma günü olarak çevrilmiş....Neden?

Bu ayetin bağlamında toplanmak bir araya gelmek zamanı ya da anı anlayamaz mıyız? cuma bir gün adı mıdır?

Selametle,Rad


__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Bu hususta daha önca forumda yapılmış bir tartışma var.

Kuran'da Cuma günü ve namazı var mı?

Bu tartışmada delil olarak Arap dil kuralları gündeme getirildiği için benim bu hususta diyebileceğim pek bir şey yok.

Arap dilinin gramer yapısı bakımından konu iyi tetkik edilmeli.

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 

<< Önceki Sayfa 72 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats