HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: Kuran’da Oruç Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

myerlik Yazdı:

 Arkadaşlar, iki konuda sorum var, cevaplarsanız sevinirim:1. Oruç kaç gündür, 2. Ramazan Kur'anı Kerim'in ilk defa indirildiği aysa ve ramazan ayı ay takvimi sebebiyle yılın her ayına denk geliyorsa, "Kur'anı Kerim yılın her ayında ilk defa mı indirilmiştir?".

İlgilenirseniz, sevinirim.

Merhaba myerlik kardeşim.

 

1.Oruç kaç gündür? İki elin parmaklarıyla sayılabilen gün. Kanıt, Bakara 184: Eyyâmen ma'dûdât. MA'DÛDÂT iki elin parmaklarıyla sayılabilen demek. İki elde 10 parmak olduğuna göre oruç 10 gündür. 

 

Her inanır kendi durumuna göre ya 3 gün tutar, ya 4, ya 5, ya 6..., ya da 10. Konu ibadetle ilgilidir. İBADET ise kul ile Rabbi arasında olup kişiseldir. O halde herkes kararını kendisi verir.

 

Ben fetvacılara bel bağlamam. Çünkü o fetvacılar aslında tıpkı şeytan gibi cehennemlik olabilir, Allah bilir. Şeytanın fetvası kedisinin olsun.

 

Ancak, "eyyâmen ma'dûdat"ın sibakındaki şu ifadeden ne anlamam gerektiğini bilemiyorum: Hanginiz hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günlerin sayımınca başka günler - Fe men kâne minkum marîden ev alâ seferin fe ıddetun min eyyâmin uhar (2:184).

 

Benim bildiğim, EYYÂM en az 3'tür. Buna göre oruç en az 3 gün mü dür? Arapça bilen bir kardeşimiz açıklarsa minnet duyarım.

 

*

 

2. Ramazan Kur'anı Kerim'in ilk defa indirildiği aysa ve ramazan ayı ay takvimi sebebiyle yılın her ayına denk geliyorsa, "Kur'anı Kerim yılın her ayında ilk defa mı indirilmiştir?"

 

Sorunuz "Kur'an ilk defa ramazan ayında indirildi" iddiasının saçmalığını ortaya koyuyor. Akıllıca bir soru. Sizi kutluyorum. Ama Allah'a ait değil bu iddia. Yani Allah hiçbir ayette "Kuran ilk kez ramazan ayında indirildi" demiyor.

 

Allah "Kuran sıcak dolunayda indirildi" diyor - şehru ramazân (2:185). ŞEHR  29 gün 44 dakika 3 saniye süren AY değildir; "dolunay"dır. RAMAZÂN ise sıcak anlamına geliyor (Elmalılı).  Şehru ramazân: sıcak dolunay.

 

Bu yıl 24 temmuzda doğan o dolunayın "sıcak dolunay" adını almasının nedeni sıcak yaz aylarının habercisi olması ve o döneme ait "avlanma yasağı"nı başlatmasıdır (5:2, 5:95).

 

Avlanma yasağının ve "yasak dolunaylar"ın* yıl içindeki yerleri sabittir.

 

*

 

Kuran işte o "sıcak gece = şehru ramazân = kadir gecesi"nde indirildi. Ama "Kuran"dan kasıt bütün Kuran değil yalnızca "1 sûre"dir (Tevbe 64, 86, 124, 127). Bu ayetlere bakarsanız anılan sûrenin konusunu ve işlevini de görürsünüz, Allah isterse.

 

Lütfen aklımızı işletelim. Allah belli bir gece (97:1) deyip dururken ve o gecede indirilenin ne olduğunu o (97:1) = 1 sûre (9:64...) = Kuran (2:185) diye açıklayıp dururken Allah'ı anlamazdan gelmenin, O'nun sözlerini karma karışık hale getirmenin lüzumu var mı?

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

___________________________________

 

* Yasak dolunaylar = haram aylar = eşhurul hurum (9:5).



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
eocoban
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 14 eylul 2010
Gönderilenler: 1
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı eocoban

Arkadaşlar,

Yıllardır bu siteyi takip ederim , üyeliğim silinmiş.
Öncelikle herkese merhaba diyorum.

Yazıları okudum. Internette farklı farklı insanların oruç
hakkındaki görüşlerini okudum. Arapça bilmediğim için ve
konu hakkında yeterli bilgiye sahip olamadığımdan yorum
yapmaktan kaçındım. Maalesef KURANDAKi ORUC'U tam olarak
kavrayamadım. Aklım çok karıştı.

Belki benim gibi aklı karışmış olan kardeşlerimizde
vardır . Hepimize yardım etmiş olursunuz.

ŞİMDİDEN ÖZÜR DİLİYORUM. SORULARIM SAÇMA GELEBİLİR.
AMA TAM ANLAMAK İÇİN SORUYORUM



1)SAVM KELİMESİNİN SÖZLÜK ANLAMI TAM OLARAK NEDİR ?
2) HANGİ AY GELİNCE ORUÇ TUTMAK LAZIM?
3)TAM OLARAK YEMEMEK - İÇMEMEK - CİNSEL İLİŞKİDE
BULUNMAMAK MI? KONUŞMAMAK DA DAHİL Mİ ?
.


Tekrardan özür dileyerek soruyorum .

Saygılarımla
Yukarı dön Göster eocoban's Profil Diğer Mesajlarını Ara: eocoban
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

Merhaba eocoban,

 

Şu linklerde yazılanları da okursan, sitede oruç ile ilgili yazılan hemen hemen her şeyi okumuş olursun. Böylece bizler de kendimizi tekrar etmemiş oluruz. Umarım faydalı olur.

 

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=2139&KW

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=6481&KW

 

Selam

 

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

Esselamü Aleyküm.
Evet kıymetli yorumcu arkadaşlar,salatı yeterince öğrendik sanıyorum.Hanif kardeşlerimin sitelerinden birinde haccı tartışmak,topluma getirilen yasaları ve kuralları tartışmak diye okumuştum ve aklıma yatmıştı.zekatı da az çok anlıyorum mantığımada uygun buluyorum çünkü fakirlere yardım etmek güzel bir şey,burada bilgi olarak en çok ihtiyaç duyduğum şeylerden biri oruç meselesi oluyor,bu konuda yorumcu arkadaşlar akla uygun izahlar getirirse memnun olurum.mesela şu sorularıma cevap bekliyorum.
1-Kur'anda orucun amacı belirtilmiş midir?
2-Orucun amacı fakirlerin halini düşündürmekse bunun farkında olarak fakirlere yardım eden insanların da oruç tutması gerekiyor mu?.Gerekiyorsa niye gerekiyor?.
3-Şayet orucun bir amacı nefsi terbiye etmekse,haramlardan sakınan insanların oruç tutmasına gerek var mı?Varsa niye var?
4-Oruç tutan insanların tutmayanları dinsizlik veya saygısızlık yapıyorlar gibi görmelerine,onlara kinli bir tavırla yan bakmalarına hatta zaman zaman onları dövüp sövmelerine sebep olduğu için bu tür bir aç kalmanın toplumun birliğine ve kardeşliğine de zarar verdiğini düşündürmüyor mu?
5-insanlar ramazanda aç kaldıkları için haliyle iş gücü de düşüyor,çoğu insan zaten öğleye kadar ancak çalışabiliyor bu durumda ülkenin iktisadi durumuna zarar verilmiş olmuyor mu?
6-Zaten çok zengin olmayan ve aç olan bir arap toplumunu Allah niye aç bırakmaya çalışmış olabilir ki?
7-Allah,bir topluma zarar verebilecek şeyleri emretmeyeceğine göre bütün bunlar muvacehesinde aynen salat kelimesinin çarpıtıldığı gibi oruç(svm)kelimesi de çarpıtılmış ve amacından uzaklaştırılmış olamaz mı?.
Bunun için yorumcu arkadaşların aydınlatıcı cevaplarını bekliyorum.Selamlar,Sevgiler.

__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
ramadalim
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 06 mart 2006
Yer: Turks and Caicos Islands
Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ramadalim

esselamun aleyküm ve rahmetullahu ve berekatu...
sevgili Alperen kardeşim, senle ters düşen... ya ayrılmış, ya yasaklı olmuş, yada ne bileyim küsmüş işte...
BEN KURAN DIŞINI KESİNLİKLE AYAKLARIM ALTINA ALMIŞ, ÇİĞNEMİŞ ve artık duymak dahi istemeyen reddetmiş HİSSEDİYORUM KENDİMİ...
Kuran insanların yaşantılarındaki referanslara kesinlikle karışmamış ki..."0" noktasından başlayan santimede, inchede, endazeyede... adına sen ne dersen de... Kuran miladi takvime, hicri takvime, rumi takvime, musevilerin takvimine, aborjinlerin takvimine karışmaz ki! BENCE KURAN I KERİM zaman dışında yaratanımız tarafından yazıldı, kürsüyü semavatta mevcuttu ve dünyaya sevgili peygamberimiz tarafından geçişi sağlandı... içerisinde dediği gibi yaratanımızın; insanın üzerinde olması, ipine sımsıkı sarılmamızı emrettiği din-yol tamamlandı. yani Adem ile başlayan insan soyuna yaratanın yol gösterici olarak vereceği rehber artık kendi ifadesiyle "ben koruyorum, bundan sonra gelmeyecek, tamamlandı ve içerisinde her şey çok açık aleni ve bilinecek şekilde var yeterki sen - siz aklınızı çalıştırın"... kuran kesinlikle insan yılını-kozmik yılını tastamam 12 ay diyor. ve yaratan o kadar açıkca referans veriyor ki sizin bin yılınız bizim bir günümüzdür diyor...buna itiraz dahi olamaz... yaratan kuran içerisindeki referansında kesinlikle kozmik evrenin durumunu bize referans vermiş. uzayın neresinde olursan ol Mekkeye en dik gelen güneş ışığının zamanı belli 21 Haziran ve Mekkede görülecek bu tarihten sonraki dolunayın tarihi de belli.....
hal böyleyken! neden oruçlarımızı civil twighlight bitimi tarifi mevcut Kurana göre açmıyoruzda!
asırlardır güneş battıktan 10 dakika sonra okunan ezana göre açıyoruz yanlışına düşeriz... ayet çok açık, gün gecenin içine geçecek, alacaksın eline siyah ve beyaz iplikleri ikisi biribirinden ayırt edilmeyecek ışımada oruca başlıyacan ve açaçaksın  (civil twighlight sonu) güneşin 18 derece batmış halinde açacaksın orucunu diyor ayet.... bizse inatla babalarımızdan böyle gördük diyoruz....evet ay takvimi de var ve yılda 12 defa dünya etrafında dönüyor turunu tamamlıyor ama 254 günde... her sene 11 gün geriye gidiyor ama aslolan kainatın tüm düzeni güneş takvimine göre!!!! bunuda sakın ola sorgulamaya dahi kalkma tüm referansları kaybederiz... şehr= mahşer kalabalık yeri - meşhur - en bilinebilecek(diğerlerinden ayırt edilebilecek) - bilinen toplanılan en büyük pazar yeri - bilinen takvim ayı (bence takvim ayı değil  dünya uydusu ay gezegenin gözle görülebilinir kozmik durumudur meşhur bilinen şöhretli hali) [hilal konusunda ne kadar fesat çıkabilir bir düşünsene.... dünyadaki konumun nerde olursa olsun hilal konusu değişir ama dolunay konusu kesinlikle değişmez] hem iki günlük oynaksamayı yaratan takmayın kafanıza diyor... oysa hilalde 4 karanlık günden sonra hilalin görüleceği 2 gün - yaratan insanı hiç zor durumda, yanılabileceği durumda bırakır mı?  ramadzan kelimesinin dolunay, ayın yuvarlak tepsi hali, hamile kadının karnı gibi bilinen görünen manaları yanında "en sıcak dolunay"...görmezden geldiğin bilmezden geldiğin içine fitne ve fesat sokulmuş gerçek meali bence "en sıcak dolunay halidir"... (kimileri dünyaya en yakın dolunay hali kasım aralık ocak içerisinde değişiyor oysa) buda güneşin Mekkede bir nesnenin gölgesini nerdeyse sildiği 21 Haziranı takip eden ilk dolunay yaratanın tarif ettiği şehri ramazan bilinen meşhur en sıcak ayın dolunay halidir... Haram ayların kesinlikle yıl içinde 11 gün geri gitmiş olmasının manasızlığı apaçık ortada değilmi? oysa hayvanların çiftleşme mevsimini yasaklıyabilir yaratan!!! yoksa neden haram aylarda avlanma desin ki?????
kendini uzayda düşün neyi referans alacaksın bence mekkedeki 21 Haziranı takip eden ilk dolunay başlangıç referansın için kusursuz bir çözüm.... öbür türlü ay takvimi.... ayın hilal hali.... 11 gün geri geldi.... babalarımızdan öğrendiğimiz bir dinin referansları bence...
Kuran kendisini ve yaratanı devamlı sorgulamamızı emrediyor... peygamberler sorgulamış... mesel verirken apaçık aklımızı çalıştırmamızı sorgulamamızı söyleyen yaratanın, yarattığına biz nasıl fitne ve fesat çıkartıyor deriz... musa ne dedi atın bildiğiniz sihirlerinizi büyülerinizi, asa ne yaptı yuttu hepsini... bizde demeliyizki neden sorgulamaktan kaçınıyorsunuz üzerinde bulunduğunuz dini, yaratan bizi aklın yatmayacağı bir din üzerinde bulundurmaz ki!!! onların uydurduğu din kuralları, kaideleri, bizi anlaşılamaz eksik diye duvarlara astırdıkları kuranın kendisi tarafından yutulmakatadır ve yutulacaktır... yegane gerçek kuranın kendisidir... aklını çalıştırana allah hidayetini veriyor ve anlaşılır kılıyor...  bence sende bildiklerini bir daha gözden geçir... elektrik ve elektronikte trouble shooting yaparken hatayı görmek için enerji verilir cihaza, problem görülür, fişten çekilir,çözüm bulunmaya çalışılır, kafa karıştığında tekrardan başa dönülüp enerji verilir... kurandan şaşmayalım onların uydurduklarının kılıfları kuranın içerisinde var deikleri hep havada kalıyor oysa anlaşılır görülür bilinir kuran merkezli izahat beni mest ediyor sakın bu forumun fikirdaşlarını fitne ve fesat diye uzaklaştırma.... abin sayılırım... özür ve gönül almak kuranın öğrettiği ibadetlerindendir....
sevgi saygı hürmetle
Yukarı dön Göster ramadalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ramadalim
 
MEOC
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MEOC


İyi akşamlar ,

Herkes birbirinden güzel açıklamalarda bulunmuş. ama
genede aklım karışmadı değil. O yüzden kendim için ve
aklı karışanlar için kısaca özetlenmesini istiyorum .
Yani,

1) Hangi ayda oruç tutacağız? (haziran , temmuz ?)

2) Oruç , yememek - içmemek- cinsel ilişkide bulunmamak
ve konuşmamak mıdır?

3) Toplam 10 gün müdür?

Yanlış öğrenmek istemiyorum. Sizler gibi pek bilgi
sahibi de değilim. O yüzden tekrar sordum .Şimdiden
teşekkür ederim .


Saygılarımla
Yukarı dön Göster MEOC's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MEOC
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

MEOC Yazdı:

İyi akşamlar ,

Herkes birbirinden güzel açıklamalarda bulunmuş. ama
genede aklım karışmadı değil. O yüzden kendim için ve
aklı karışanlar için kısaca özetlenmesini istiyorum .
Yani,

1) Hangi ayda oruç tutacağız? (haziran , temmuz ?)

2) Oruç , yememek - içmemek- cinsel ilişkide bulunmamak
ve konuşmamak mıdır?

3) Toplam 10 gün müdür?

Yanlış öğrenmek istemiyorum. Sizler gibi pek bilgi
sahibi de değilim. O yüzden tekrar sordum .Şimdiden
teşekkür ederim .


Saygılarımla

Merhaba sayın MEOC. Lütfen pencerenizden dışarı bakar mısınız. Gök yüzünde öteki dolunaylardan daha parlak bir dolunay göreceksiniz. Bakara 185'te sözü edilen şehru ramazân işte o.

 

 

Atina'da bir sıcak dolunay - şehru ramazân, 22 Haziran 2005 (Anthony Ayiomamitis)

  

Sorularınızın buna göre cevapları:

 

1.Bakara 185'te Allah biz inananlara "Hanginiz o dolunaya tanık olursa onu oruçlasın!" buyuruyor - ve men şehide minkum uş-şehre felyesumh. Sıcak dolunay - şehru ramazân.

 

21 Hazirana denk gelen yaz dönencesinden sonraki o ilk dolunay

 

geçen yıl 

26 Haziranda doğmuştu, oruca 27 Haziran sabahı başlanmalıydı;

 

Mekke’nin fethedildiği yıl 

30 Haziranda doğmuştu, inananlar oruca 1 temmuzda başlamıştır;

 

bu yıl 

15 Temmuzda doğdu, orucun ilk günü: 16 Temmuz.

 

2.Evet; yememek, içmemek, cinsel ilişkide bulunmamak, kötü konuşmamak.

3.Evet; toplam 10 gün.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
MEOC
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MEOC

Sayın Hasan Akçay ,

Üşenmeyip cevapladığınız için çok teşekkür ederim.

Tam vaktinde sormuşum :) .

Saygılarımla
Yukarı dön Göster MEOC's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MEOC
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


          Sayın MEOC.

          Bakara 183'de sizden öncekilere de oruç farz kılındı dendiğine göre İşte Kuran Sitesinden alınmış bu orucu da okur musunuz.
BİZDEN EVVELKİLERE FARZ KILINAN ORUÇ (Peygamber İşaya'dan)(G.Y.)
GERÇEK ORUÇ

Avaz avaz bağırın, çekinmeyin, sesinizi boru sesi gibi yükseltin; halkıma başkaldırılarını, Ya‘kûb soyuna günahlarını bildirin. Bana her gün danışıyor, yollarımı öğrenmekten zevk duyuyorlarmış! Doğru davranan, Tanrısı'nın buyruğundan ayrılmayan bir ulusmuş gibi... Benden âdil yargılar diliyor, Bana yaklaşmaktan zevk alıyorlarmış. Diyorlar ki: “Oruç tuttuğumuzu neden görmüyor, benliğimizi yendiğimizi neden farketmiyorsun?” Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor, işçilerinizi eziyorsunuz. Orucunuz kavgayla, çekişmeyle, şiddetli yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla sesinizi yükseklere duyuramazsınız. İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın benliğini yenmesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, Rabbi hoşnut eden gün diyorsunuz? Benim istediğim oruç, hakksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları özgür kılmak, tutsakları salıvermek, her türlü boyunduruğu kırmak değil mi? Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, Rabbin yüceliği artçınız olacak. O zaman yardım çağrılarınıza Rabb yanıt verecek, feryat ettiğinizde, “İşte buradayım” diyecek, eğer boyunduruğa, kaba işaretler yapmaya, kötücül konuşmalara son verirseniz, açlar uğruna kendinizi feda eder, yoksulların gereksinimini karşılarsanız, ışığınız karanlıkta parlayacak, karanlığınız öğlen gibi ışıyacak. Rabb her zaman size yol gösterecek, kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız. Halkınız eski yıkıntıları onaracak, geçmiş kuşakların temelleri üzerine yeni yapılar dikeceksiniz. “Duvardaki gedikleri onaran, sokakları oturulacak hâle getiren” denecek sizlere. Kutsal günümde dilediğinizi yapmaz, Şabat Günü'nü çiğnemezseniz, Şabat Günü'ne “Zevkli”, Rabbin kutsal gününe “Onurlu” derseniz, kendi yolunuzdan gitmez, keyfinize bakmayıp boş konulara dalmaz, o günü yüceltirseniz, Rabbden zevk alırsınız. O zaman sizi yeryüzünün yüksek yerlerine çıkarır, atanız Ya‘kûb'un mirasıyla doyururum. Çünkü bu sözler Rabbin ağzından çıktı.
Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Bu arada Yahyâ'nın öğrencileri gelip Îsâ'ya, “Biz ve Ferisiler oruç tutuyoruz da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor?” diye sordular. Îsâ şöyle karşılık verdi: “Güvey hâlâ aralarındayken, davetliler yas tutar mı hiç? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman oruç tutacaklar. Hiç kimse eski bir giysiyi çekmemiş bir kumaş parçasıyla yamamaz. Çünkü konulan yama, giysiden kopar ve yırtık daha kötü duruma gelir. Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa tulumlar patlar; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur, böylece her ikisi de korunmuş olur.”
Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere Îsâ şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıkmış. Ferisi ayakta dikilip kendi kendine şöyle dua etmiş: ‘Tanrım, diğer insanlar gibi soyguncu, hakk yiyici ve zina edici olmadığım için, hatta şu vergi görevlisi gibi olmadığım için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’ Vergi görevlisi ise uzakta durmuş, gözlerini göğe doğru kaldırmak bile istemiyor, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyormuş. Size şunu söyleyeyim, Ferisi'den çok, bu adam aklanmış olarak evine dönmüş. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.”

         
          Umarım faydalı olur.
          Saygılarımla
          Galip Yetkin.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


          İşaya Peygamberin orucu da Adalet ve Rahmet Sitesinde şöyle açıklanmıştır.

21/9/2008 - C- İŞAYA PEYGAMBER KİTABI DA, ORUCU BİRR OLARAK MI TANIMLADI

Kategori: Yazilarim

 

Bunu öğrenmek için İşaya peygamberin kitabının 58. Babında, buna ilişkin açıklamalar vardır. Bu Babın 1 ila 8. ayetleri arasında bu konu yer almaktadır. Şöyle ki;

“Yüksek sesle çağır. Esirgeme sesini. Boru gibi yükselt ve Yakup evine SUÇLARINI BİLDİR “

“Hâlbuki her gün beni arıyorlar. Ve yollarını bilmekten hoşlanıyorlar. ADALET ETMİŞ ve Allah’ın hükümlerini bırakmamış bir millet gibi, benden doğru hükümler soruyorlar. Allah’a yaklaşmaktan hoşlanıyorlar “

“Niçin oruç tuttukta görmüyorsun, canımızı( nefsimizi) alçalttıkta bilmiyorsun diyorlar”

Dualarının kabul olmama sebebi adalete yeteri kadar önem vermemeleridir. Hakkını tam ödemeden ve insanların rahat bir geçimli olacak miktarın altında ücret ödeyip artık değerlere el koydukları için Maun suresinde açıklanan dua(Salâtın bu anlamına göre namazı anlayan) ile yetinip namazı “dosdoğru” kıldığını zannedenler, İnsanların kendi işlerini görmeleri için onları üretim aracı sahibi yapacak sosyal hukuk devletini ihmal etmişler ki, bol işsiz bulunsun da bizim işyerlerimizde ucuz çalışsınlar diyor. Yani tam bir feodalist, liberalist ve kapitalist ruhlu insanlar. Adalet ve rahmetten uzak bir merasimsel din üzerindeler. Şimdi bu hal üzerinde olan ve başkasının iyiliğini kendisiyle eşit bir düzeyde tutmayan sözde müminlere selam ona İşaya dualarının kabul olmama sebebini adaletsiz ve merhametsizliklerine getirerek şöyle cevaplıyor. Yani Allah’ın vahyedilen bir ayetini onlara okuyor.

“İşte siz orucunuz günün de işiniz peşindesiniz(şahsi işlerinizi kovalıyorsunuz, ferdiyetçi bir toplumsunuz) bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.( haklarını kıst üzere ödememelerine rağmen, verimi arttırmak ve çok kâr etmek için)

           Onlar günlük bildiğimiz orucu da, riyakârlıkla tutuyorlar. Bilinçsiz halk yığınları onları dindar zannetsin de sömürmeleri, istismarları kolay olsun diye. Yani Allah ile aldatan riyakârlardanlar. Çünkü hak dinin içinden Adalet ve Rahmeti çekip aldığınızda geriye riyakârlık kalır. Bunu da ayet şöyle dile getirir.

“İşte siz kavga ve çekişme için ve kötülük yumruğu ile vurmak için oruç tutuyorsunuz (rekabet ve yarışı bırakmadınız, sureti haktan görünmek, göz boyamak için ) bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki, yüksek yere ( Allah katına) sesinizi işittiresiniz.”

Şimdi oruç ehli olmuş içinden mülkleşme şehvetini atarak Mesihleşmenin(Oruç ehli olmak) şartlarını da şöyle sıralar ayet.

“BENİM SEÇTİĞİM ORUÇ, İNSANIN CANINI ALÇALTACIĞI GÜN (nefsinin kibrini ve hevasını kırmak, Kânit olmak, mütevazı olmak…) böyle mi olur. Saz gibi başını iğmek ve altına çul ve kül sermek mi? Buna mı oruç, Rabbe makbul gün diyorsunuz?”

           Yaşamınızla kibirliler gibi(Firavun) bir hayat sürüyorsunuz, sayılı günlerde sanki kalben tevazu sahibi gibi çullara bürünmek midir tevazu. Bu günler bitince elinizi sıcak sudan soğuk suya sokmayan, insanları köle gibi çalıştırıp, altınlarla bezenip villalarda oturuyorsunuz… Bu eleştirilerden sonra Allah tıpkı Bakara 177. ve ayetteki Oruç tanımını ve Araf- 157 ayette ki gibi hak dinin sosyo ekonomik amacını ortaya koyuyor ki, takva ve vera sahipleri dünyevilikten böyle korunurlardı.

 KÖTÜLÜK ZİNCİRİNİ AÇMAK, BOYUNDURUK BAĞLARINI ÇÖZMEK, EZİLMİŞ OLANLARI HÜR OLARAK KOYVERMEK (işçi olarak sıkıştırıp çalıştırmak değil, onları iş sahibi yapmak) VE HER BOYUNDURUĞU KIRMAK. BENİM SEÇTİĞİM ORUÇ BU DEĞİL Mİ? “

“KENDİ EKMEĞİNİ (ihtiyaç içinde iken, dolup taşıp meleleşmeden iysar yapmak)  AÇ OLANLA PAYLAŞMAK( zengin olup vardan değil, ancak kendine yetecek kadarken bölüp vermek)  YURTSUZ DÜŞKÜNLERİ KENDİ EVİNE GETİRMEK ( yolcu ve yolda kalmışlar) VE ÇIPLAĞI GÖRÜNCE ÜSTÜNÜ ÖRTMEK VE KENDİ ETİNDEN OLANDAN (âdemoğlundan insan cinsinden) KAÇINMAMAK DEĞİLMİ?

İşte böyle yap, Adil ve Rahim ol, bak duan nasıl kabul olur diyor Allah. Yani bunları yapmadan, mescide gelmen ve sinagogda rutin ibadetini yapmak, camide dua anlamında ki namazı kılmak, kilisede dua edip ayin yapmak belli günlerde alışılmış sayılı günlerde ki orucu değildir makbul olan ibadet diyor. Önce Muhsin bir adam ol, başkalarını da kendini sevdiğin kadar sev, kendin patron, onlar ücretli işçi olur şey midir? İmanın şartı olarak hani kendin kadar sevecektin? Sen işçi ol da, o patron olsun bunu sen kabul edebiliyor musun? Böyle sevgimi olur? Yukarıdakileri Salih amellerin arasına koy ve aksatmadan bir ömür boyu yap, o zaman mescide gel ve bak gör,  diyor. Yarayı üstten pansuman niteliğindedir senin bu ayda biraz cömertleşmen diyor aşağıda, yaranın üstten iyi olması geçici tedbir, onun et sürerek yaranın kapanması ise yapılması gereken köklü değişimdir. Hani Erbakan hoca “Pansuman tedbir “ der di ya, işte şimdi Müslüman geçinenin yaptığı iki buçuk zekât, iftar yemeği kömür vererek seçim yatırımları var ya, işte Allah bunları oruç ehli saymaz. Çünkü bu dalalete sapan eski ümmetlerin hileli dini amel tavırlarıdır. Herkesin istisnasız ve rahatça maişetini sağlayacağı iş sahibi yapılması, iş sahibi yapılamayanlara da iş sahibi yaptıklarınla eşit maişet vermendir asıl Muhsin yönetim. İşte bu Bakara–219/2 ayetin emri olan artanla herkesin insan gibi infak emrine uymak. Allah ve şöyle diyor;

“O zaman ışığın tan gibi doğar, yaran çabuk et sürer. Ve senin önünde kendi salahın yürür. Rabbin izzeti dümdarın olur. O zaman imdada çağıracaksın ve Rabb cevap verecek. Feryat edeceksin, işte ben buradayım diyecek.”

Ve yine ihsan etmekle ilgili tembihat yapılıyor;

“Eğer boyunduruğu ( başkasının emeğini sömürmeyi) parmak uzatmağı ve fesat söylemeyi ortanızdan kaldırırsan ve canın çektiği şeyi aç olana verirsen( İysar yaparsan veya çok arzu ettiğini, öyle eskisini bayatını sıradan olanını değil, iştah kabartanını) ve alçaltılmış canı (hakir görülenleri) doyurursan, (onları kendini besler ve ayakta durur hale getirirsen) o zaman karanlık içinde ışığın doğacak, koyu KARANLIĞIN ÖĞLE VAKTİ GİBİ OLACAK…”

Sen böyle yapınca, o eski harabeler, yani eski muttakilerin yaşam biçimleri tekrar gündeme gelecek, gerçek mescitler, manastırlar, havralar tam manası ile orijinal şekline ve işlevine bürünecek. Böylece toplumdan gedikler (imtiyazlar) kalkacak, insanlar arası ekonomik farklılık ortadan kalkacak(Bkz. Nahl–71). Nifak kalmayacak ve çukurlar herkesin maişetini kazanması ile bütün yer çukursuz olacak. Bu infaktır. Tam bir infak olmayan yerde nifak vardır. O toplum münafıktır. Eğer böyle yaparsan sana münafık ve ikiyüzlü denmeyecek(Bkz. Maun suresi). Şöyle denecek. Bab 58 Ayet 12 de şöyle denilir,

“Ve senden çıkacak olan eski harabeleri bina edecekler ; çok nesillerin temellerini dikeceksin.,. VE SANA GEDİK KAPATAN MEMLEKETTE OTURULSUN DİYE YOLLARI ESKİ HALİNE KOYAN DENİLECEK “

Kudüsü, Mekke’yi ve benzeri kurumları ziyaret yeri değil, oraları devamlı oturulan ve Takva üzere yaşanan yerler haline çevirip, eski sosyo ekonomik işlevini kazandıracaksın..deniliyor.Kutsal topraklar uyutmacasından dönüp, kutsal olanın yaşam biçimi ve sistemleşme olduğunu izhar edeceksin diyor. Din edebiyatında buna “eskilerin iyi işleri” denilir(Bkz.Meâsır)

Kanımca İşaya peygamberden yapılan alıntı ile yeteri kadar bilgi edinilmiştir. İnsanların fıska karşı meyilleri ve Adaletten, Merhametten uzaklaştıklarını gördük. Hak din sosyo ekonomi politiğin de nasıl bir sapma ve tersine çevirmenin oluştuğunu izleyerek gördük.Hele, İşaya’nın Oruç tanımlaması eşsiz bir değerde ve Kuran hakikati ile bire bir örtüşmektedir.. Ne yazık ki, İsrail oğullarının yalancı öğütçü aradıkları gibi, diğer kitap ehli milletler de öyle yapılar. İçinden gerçek şeraiti( sosyo ekonomi politiği) çıkartılıp, adeta posası kalan sözde dinler halen yürürlüktedir.

                                                              

Ahdi Atik külliyatından İşaya ve Yeramya çıkartıldıktan sonra, geriye pek dişe dokunur şeyler kalmaz. İsterdim ki, İşaya kitabının doyurucu Hakk din iman ve şeraiti konusunda ciltler dolusu şerh ve yorum yapmayı. Ama sadece oruç konusunda ki doğru tanımı, onun Birr olarak tanımlaması her şeyi anlatmaya yeter. Birr’in Hak şeriatın ta kendisi olduğu. Salih amel ve takvaya dayalı dinin (Hakk dinin) mihenk taşı olduğu yolundaki doğru beyanı, aklı başında her insan için yeter de artar bile.

Selam ona İşaya, Allah’a iman ve Allah’tan emin olmanın dışa yansımasını ister. Bu yansıma ise, onun sözlerinin tutulmasıyla görünür hale gelir. İman’ın yerleştiğinin göstergesinin dua ve ayin cinssinden yapılan ve kısaca anma diyebileceğimiz şekli hürmet göstermenin kâfi olmadığını, Adalet ve rahmeti yaşam biçimi yaparak, onun şeraitinin kişide görünür hale gelmesini ölçü alır. Doğrusu da budur. Özü sözü bir olanlar ve ahdine vefalı olanlar da bunlardır(Bkz. Bakara–177). Somut misal verirsek şöyledir. Bir İnsanın çokça Kiliseye, sinagoga, camiye giderek, merasim, ayin, dua yapmasını değil, onun güzel ahlakın bütün unsurlarını yaşamına yansıtmasını ölçü alır. Çünkü Şeriat budur. Allah güzeldir güzeli sever. Allah güzel ahlaklıdır. Güzel ahlaklıları sever. Güzel ahlak ise, Birr kavramında toplanmıştır. İnsanın, Allah Ahlakı ile Ahlaklanmasıdır. Allah’a hürmette samimiyet ve riyakâr olmamak da budur. Şeriat olarak Allah bunu göndermiştir. Allah dille övülmeye muhtaç değildir. Çok daha önemli olan,  Allah’la övünmektir. Onun göstergesi de, temeli Adalet ve rahmet olan erdemli işlerdir. Onun vahyini adalet ve rahmete aykırı yorumlamaktan şiddetle kaçınmaktır Allah ile övünmek. Buna Salih amel denilir. Bu, insana, önceki hatalı değerleri ölçü yapıldığında, bir külfet gibi gelse de, yeni ahlak ve şeriat ölçülerine göre mutluluk olarak algılanmaktadır. Çünkü adalet ve doğruluğu şiar edinmiş birisi Allah emirlerinin adalet, Rahmet ve “SELAM” olduğunu idrak edince sevgisi kat kat artar. Bunu selam ona Davut mezmurlarında gördük. Sevgiye dayalı makbul imanda budur.

Allah’a teslim olup, onun ölçülerine göre yaşamak ve bu Hakk yola teslim olmak ve onunla mesrur olmak, Allah ve onun emirlerinden mutmain olmaktır. Bu, imanın en üst düzeyidir. İnsan Allah’tan razı, Allah insandan razı. İşaya bunu otaya koymakta ve gelenekçilerin, ne imanın da, ne de amelinde bu hallerin dışa yansımamasından, bu güzel ahlaktan nasipleri olmayışından, adaletin ta kendisi olan Allah şeriatını umursamamaktan yakınmaktadır. Yani derdi, riyakârlardan, münafıklardandır. Buna karşı olan, tabi ki fasıklara da karşıdır. Ama münafıklık Fasıklıktan kötüdür. Çünkü fasık, insanların eğri yolunu “doğru budur, Hak budur” diyerek çarpıtmaz. İnsanlar hakkı adaleti aramaya devam ederler. Ama riyakâr ve münafık, salah budur der. İnsan da bunun Allah yolu olduğunu zanneder. Oysa onu insan ağzı söylemiş, insan yolu yapmıştır.

İşaya ,şirkten ve açık put tapımından çokça bahsetmemesini,o zamanda bunların azda olsa olmadığına kimse yormasın.Elbette ki vardı.Nefsini İlah yapan her insan,  açık veya gizli puta tapmaktadır.İşaya ise, gizli putperestler olan kibirliler le uğraşmaktadır.Tabi ki, bunların fikri alt yapısını yanlış olarak dolduran sahte peygamberlerle de davamıdır..Çünkü, mülkleşmek ve biriktirerek infak etmemek, bir gizli putperestliktir.Tamahkarlığın putperestlik olduğunu Yakup mektuplarında gördük.Nefsini İlahlaştırmak açısından da bir şirktir.Kendisini aziz yapmak istemektedir.

İşaya kitabı, Allah’la övünmek, onunla mutmain olmak ve onun hak şeriatından son derece memnun olarak Allah’a teslim olmayı, SİLM içinde yaşamayı külfet değil, nimet bilip onunla sevinmeyi çok veciz sözle ortaya koyarken, şeksiz, şüphesiz, şartsız koşulsuz kendisini Allah’ın emin ellerine bırakmak anlamına gelen İslam’la sevinmeyi ayetle ortaya koyar. Böylece Yeru-Silim kavramını da, bizim etimolojik analizle ortaya koyduğumuz güzellik ve berraklıkla ortaya koyar. Bunu, gerçek oruç açıklanırken 58. Bab ta geçen 14. ayeti hatırlatarak verelim ki, insicam devam etsin. Sözümüzü 65. Babın 18. ayeti ile bitirelim. Önce bu ayet;

 “O zaman zevkini Rabb’de bulursun…”

Şimdi Bab 65 ve ayet 18;

“Ancak yaratmakta olduğumla MESRUR olacaksınız. Ve ebediyen sevinçle coşacaksınız. Ben sevinç olarak Yeruşilim(Yeru-Silim)  ve meserret olarak onun kavmini yaratacağım “

Bu ise Maide–54 ayette bahsedilen özü sözü bir gerçek müminlerdir ki, Enbiya–105 de ve Kasas–5 ayette Allah vadi olan sınıfsız ve mutlak eşitlikçi toplumdur. Bu münafıkların son kuşağı inşallah yakında sona erecek, Allah ile aldatıp tâğutu hakem yapmaya kadar vardıran ikiyüzlülerin sonu inşallah bu asır çıkmadan gelir. Biz de beraberce bunu bekleyelim.

     Makale–87 Dostlara selam…

Paylaş





Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 25 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats