Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"3) 4/102. ayette “içlerinde olduğunda ve onlara namaz kıldırdığında… onlar secde edince…(fesecedu )”

Dikkat edin Rasul’u de kapsayacak şekilde “secde ettiğinizde (fesecettum) denmemiş. Neden? Çünkü bu bir namaz olmayıp bir Kur’an dersidir de ondan. Bu dersi Allah’ın Rasul’u yapmaktadır. O gün yeni gelen vahiylerin dersini ancak O yapabilirdi. Onun için Rasul seferde yoksa, seferde Kur’an dersi yapılamazdı. Olsa olsa daha önce öğrendiklerinin tekrarını yapabilirler."

Sayın Ali AKSOY,Kuran da ders kelimesi Enam 105. ayette (derese) aynen bizim Türkçede kullandığımız şekliyle geçmektedir.Bu durumda salat kelimesine ders anlamı yüklemek büyük bir çelişkiye kapı açmaz mı?Yani arapça bir kavramın yerine yine arapça olan başka bir kavram yerleştirilerek geçiştirilebilir mi?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

Ali aksoy kardeşim,

Benim anladığım kadarıyla "q-r-e" fiil ve türevleri Kur'an'ı Kerimde çoğu kez yazılı bir metni okumak anlamında kullanılmamaktadır. (bu anlamda kulanılan başka kelimeler var). "Söylemek, duyurmak" anlamları ağır basmaktadır. İlk inen ayet-i kerimeyi düşünün (iqre') "Oku, söyle, duyur". Ayrıca Peyamber(a.s) elinde bir metin yoktur. İbranicede benzeri bir kelime kullanılır.

peyamber(a.s) "Kur'an okumasını" bugün kü "Kitab okumayla" karıştırlmaması gerektiğini düşünüyorum. 

Bugün kitab okuma "okuyucu ve kitab"

Peyamber(a.s) Kitab okuması "okuyucu ve özneler". (7:204) 

aradaki fark izahtan varestedir. 

Selam ve dua ile,

kardeşiniz rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

"Gerçekten (Allah’a) Sığınanlar, bahçelerde ve gözelerdedir, (15). Rablerinin onlara verdiğini almış olarak. Gerçekten onlar, önce şu güzel davrananlardır; (16). Geceden pek azdı uyumaları, (17). Seherlerde, onlar bağışlanma dilerlerdi, (18). Ve onların mallarında isteyen için ve yoksul için bir  hak vardı! (19). [51:15-19].

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

öğrenci98 Yazdı: Sayın Hünkar'ın değerlendirmesine cevaben: Maun süresine ilişkin sizde mekki diyenlerdensiniz lakin, ben aynı kanaatte değilim. Bu süre zaten mekkimi medenimi diye tartışılp duragelmiş bir süre. Hatta bir kısmına mekki bir kısmına ise medeni diyenlerde olmuş. Ben ise tamamının medeni olduğuna inanıyorum, aslında benim sormam lazım gelen soruyu siz sormuşsunuz! Yani Mekke'de münafıkların işi ne? Dahası kafirler/müşrikler salatını nasıl oluyorda gösteriş için yapıyorlar? Ayrıca sürenin baş kısmındaki üç ayetten hareketle mekki olduğunu söylüyorsan, zaten münafıklar dini yalanlamasa hiç münafıklık yaparlar mı derim.

Kafamdaki düşüncelerin nasıl oluştuğuna dair bir fikir vermesi açısından…

Misalen Tekfur adında biri olsun.. Tekfur ne yapar ? para kazanır, mal  biriktirir; statü sahibidir, güçlüdür, kendisinin hakkı olan bir durumda sivri,zalim, cebbar, hakkını almak aramak için elinden geleni ardına koymayan tavırlar sergiler..zayıfın, güçsüzün hakkı yenildiğinde ise bunu bilse bile kılını kıpırdatmaz.. bu anlamda da oldukça ikiyüzlü-riyakardır.. bu adamın bağlandığı şeyler: mal,mülk ve bunların getirdiği statü..toplumda bu sayede söz sahibidir de..yani Tekfur’un salatı kendisi gibilerle yeryüzünde çalım satmaktır..gösteriş yapmaktır..işe yarar hiçbir şeye el atmaz, yardım etmez, iyilik kapısının yanına yaklaşmaz..

Tekfur; Resulün salatına katılmaz! Katılsa bile niyeti ancak engel olmak, dalga geçmektir.. Her ne sebeple olursa olsun Allah’ın vahyinin kabul görmesini, yandaş bulmasını istemez.. elinden gelen her yolla da vahye iman edenleri kötüler, engeller, kararlarından vazgeçirmeye çalışır..

Şimdi şöyle bir soru akla gelmekte..Tekfur Medine’de olamaz mı ?

Bence bu tür bir vaka Mekke dönemine daha uygun…delil göstermek gerekirse bilgi birikimim bunun için yeterli değil, sadece vahyin aktarımı sürecinde bu tiplemeyi Mekke’ye yaraşır bulmaktayım..

Bu manada MAUN suresinde bu tip kişilerin; zihniyetlerinin yerilmesi, kötülenmesi, tehdit edilmesi söz konusu diye düşünüyorum..naçizane..

Derin saygılarımla…

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın Muhteremaras,

İnsanlar iş hayatına, ticaret hayatına atılınca ne demek istediğimi anlarlar.

Siz den ibni teymiyye'nin görüşleri hakkında  özet bilgi istiyorum.

Bazı hocaların fikri ibni teymiye ye dayanır diyorsunuz. Zaten bilim böyle  gelişir. Bunda bir mahzur yoktur.

İbni Teymiyye nin eserlerinden  bahsediyorsunuz. Özet olarak şu mealde görüşleri vardır falan deyin. Biraz konuyu açın. Daha fazlası için şu link falan.

Ben ibni Teymiyenin Şu mealdeki görüşünü duymuştum.

"En kötü hristiyan bugünün en iyi müslümanından iyidir "  gibi. Sene 1200 ler.

1200 ler için aşırı bir laf ama bugün için Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa için doğru, İtalya , Rusya için falan bize hakaret olur.

Herkese Selamlar,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

MUHTEREMARAS Yazdı: sevgili dostlar.konudan uzaklaşıldı,sen ben münakaşasına dönüştü.kısır çekişmeleri,ben buyum gibi kibir ve gurur yazıları bu siteye yakışmıyor kanaatindeyim.bir ağabeyiniz olarak tavsiyem,(türk atasözünde olduğu gibi)buğday başakları gibi olmanızdır."başaklar olgunlaştıkça eğilirler".Montaigne şöyle der,"insanlar başaklara benzerler,içleri boşken başları havadadır,doldukça eğilirler".değerli dostlar!!! KÜÇÜK KAFALAR ŞAHISLARI, ORTA KAFALAR OLAYLARI, BÜYÜK KAFALAR FİKİRLERİ KONUŞUR.siz neleri konuşuyorsunuz.salat ve namaz bahsinde hallolmamış konuları açıklığa kavuşturmak,araştırıp gerçekleri yazmak varken,bilek güreşi yaparcasına biribirinizle,tartışmaya girmek sizlere yakışmıyor.hele şakşakçıları hiç anlamıyorum.haydi bastır abi! göster ona gününü vs.gibi tarzlarda hoş değil.kardeşlerin bu ve benzeri hafifliklerdende uzak kalması gerekir diyorum.siz genç kardeşlerimden bir ricam olmuştu,ibni teymiyeyi araştırın demiştim.acaba bugüne kadar araştıran okuyan oldumu?namaz,salat ve daha başka konularda ilginizi çekecek çok konu olduğunu yazmıştım.ve dahi demiştim ki,sizin gözünüzde çok büyüttüğünüz,benimde çoğunlukla onayladığım,prof,doç,dr.vs olan şahsiyetlerinde KAYNAK ESER olarak kullandıkları,alıntıların çoğunun buradan olduğunu özellikle belirttim.inşaallah bu sitenın müdavimlerinden birileri çıkarda İBNİ TEYMİYENİN ESER VE GÖRÜŞLERİNİ okur.ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN.(amin)

Muhterem Muhterem,

Özlü tavsiyeleriniz defâatle okunmaya değer, o nedenle alıntıladım. Verdiğiniz başaklar örneği çok manidar...Biliyoruz ama yine de şeytanımıza takılıp unutuyoruz işte.. Hani unutmak da şeytandı, şeytandandı ya. Musa'nın fetası demişti: "şeytan bana unutturdu". Musa da kaç kere unuttuydu Abdullah'a verdiği sözü..Unutmak terketmekle eş anlanmlı kullanılmış Kuran'da. İnsan nisyan ile maluldur. Rabbimiz insanı çok iyi bildiği için ikide bir uyarılarını yinelemektedir. Zaman zaman sizin yaptığınız gibi değerli uyarılara muhtacız. Diğer arkadaşların da yazdıkları bierer uyarıdırlar, şakşakçı deyiminizni maksadını aşan bir deyim olarak görüyorum. Sizin deyişinizle onların ki arasında sadece uslup farkı var.

İbni Teymiyye kuvvetli hafizası, derin tefekkürü, cesareti, hazır cevaplılığı, sürat-i intikaliyle dikkat çeken bir şahsiyetti. İtfaiye erleri gibi alarmı duyar duymaz çağrıya süratle yanıt verirdi. Dilini/ilmini, usta silahşörün silahını kullandığı maharetle kullanırdı. İlim, filim şeridi gibi gözünün önünden geçerken dilediğini alır, dilediğini bırakırdı. İbni Teymiyye'yi iyi tanımayan ilim yüklüler, kendi bigilerinin çokluğu ve hüccetlerinin güçlülüğü karşışında kimseyi duramaz sanır, gururlanıp sağa sola caka atarlarken O'nunla karşılaştıklarında ibret-i alem olurlarmış. Ben 1977'lerde yüsek öğrenimim yıllarında İbn- Teymiyye'ye hayrandım. 

Selam ve sevgiler.  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın asım,

Metodistlerden bahsederken şöyle diyeyim.

Hiçbir hristiyan mezhebi incil okumaya bu kadar düşkün değildir. İncil okumayı  ibadet haline getirmiş ve bunda ısrar eden başka bir mezhep bulunmaz. Ayrıca ibadetlerini milli dillerde yaparlar. Protestanlıkta esas milli dildir. Almansan Almanca, İsveçliysen isveççe gibi.

Bir tek Katolikler milli dil yerine Latince de ısrar ederler. İbadetlerini latince yerine getirirler. Katolik kilisesi artık çeşitli baskılar üzerine  1965 yılında aldığı bir kararla günlük bazı saatlerdeki ibadetlerin milli dillerde yapılmasına izin vermiştir.  Protestanlarda zaten bütün ayinler milli dil de yapılmaktadır.

Salvation Army (Kurtuluş Ordusu) diye bir yan kuruluşu vardır fakirlere yardım amaçlı. Bizdeki işte Deniz feneri, Kimse yokmu  falan bundan örnek alınarak kurulmuştur.

Şimdi Haktansapmaz arkadaş ne diyordu. Kur'an dersi değilmi.

Al işte evinde veya kilise olmasında  cami olsun. Kur'anın  türkçesini okuyalım ayrılalım dağılalım. Kendi başımıza veya yanımıza işte eşimizi, çocuğumuzu alalım cemaat yapıp, Kur'anın türkçesini okuyalım. Anlayalım. işte  kulağımıza bir şeyler gitsin, dağarcığımıza bir şey eklensin.  Sabah, akşam veya ne zaman boş kalırsak.

Metodistlere ne kadar benziyor değilmi. Bahsettiğim buydu.

Ben bu yaklaşımı ayrıca çok doğru buluyor ve destekliyorum, yani ilmihalden, risaleden falan çok çok  iyidir ve allahın isteğine uygundur. yani.  Keşke işte Fethullah Gülen hareketi , Nur risalelleri ile yok zayıf hadislerle uğraşacağına  Türkçe Kur'an la böyle metodist yaklaşım içinde ilgilense. Veya başka tarikatlar, hadis ten ziyade Türkçe Kur'ana önem verse, zikirde huu falan çekeceklerine Türkçe Kur'andan Allahın ayetlerini okuyup dinleseler, tartışsalar. . O zaman gerçekten çok faydalı ve etkili olurlar. Ama nerde ,  varsa yoksa Arabic Way of Life (arap tarzı yaşam) ın faziletleri.

Ek olarak sabah ve akşam da şekli namazda da ısrar ediyorum.  Artık hocalarımızın kanaatlerine dayanarak.

Ben ritüel derken bu yaklaşımı değil de namaz gibi bir ibadeti kastetmiştim.

Her kurum  sonuçta kendini var etmek için bir takım ayinlere ihtiyaç duyar. İşte kominyon , vaftiz falan. Kiliseleri falan vardır. Bunlar olmasa  böyle görüşler örgütlenemez, organizasyon haline gelemez.

Herkese selamlar.