HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Nasrallah25
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 subat 2008
Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Nasrallah25

Selamun Aleykum;

Arkadaşlar yazdıklarınızı düşünüyorum ve bazı cümleler çok uçuk geliyor bana. Kuranda namaz neden teferruatlarıyla açıklanmamış bir bilmeceye dönüşmüş diyen kardeşime sesleniyorum.

1-Kuran her ibadeti her ameli teferruatıyla açıklamaya kalksa her halde denizler mürekkep olsa ağaçlar kalem olsa yinede bitmez.Bu günkü fıkıh kitaplarını göz önüne alırsak bu dediğim daha iyi anlaşılacak.Amel ve ibadetlerin teferruatlaru için binlerce fıkıh kitabı yazılmıştır.Ozaman bunların hepsi kuranda madde madde belirtilmiş olması lazımdı.

2-Salat türkçeye farsça namaz olarak geçmiş.Bu doğru ama farz edin ismi namaz değilde A olsun bu neyi değiştirirki. Burda önemli olan isminin namaz olması A olması veya başka bir isim olması değil içeriğidir.Yani kast ettiği mefhumdur.

3-Madem salat kuran dersi ise neden direkt olarak bu kelime kullanılmamış salat kullanılmış. Bu kadar girift bir mana kullanılmış. Araplar bile bu şekilde yani bildiğimiz namaz olarak anlamışlar.

4-Bu ibadeti yani namazı dine sokarak kim ne kazanacakki. O günün şartlarında dinde olmayan ve bukadar teferruatlı bir şeyi dine sokabilmek kanımca mümkün değil.

5-Ezeli irade meselesi yani Allah insanları bir andamı yarattı yoksa bizim kabul ettiğimiz Hz. Ademden ve Havvadan mı türetildi meselesi size göre Adem bir şahıs değil insanların tamamı için kullanılan bir kelime.Diyorsunuzki Allahın ın hepsini birden yaratmaya gücü mü yetmedi. O nedenle hepsini birden yaratması gerekir.Çünkü gücü herşeye yeter.Yani aşamalı yaratırsa veya Hz. Ademden türetirse bu onun için bir eksiklik olur.Ya bu yorumu nasıl yapıyorsunuz anlamıyorum. Sizin bu söylediğinizi Russell gibi materyalist filozoflarda kendi ateistliğine delil olarak getiriyor. Ezeli irade demek bir şeyi bir anda topluca var edebilmek gücünü ifade etmez. Bu yanlış bir mantıktır. Ezeli irade demek Allah ın bir şeyin yaratılmasını dilediğinde onun yaratılışına hiç bir şeyin engel olamaması yani allahın dilediği şeyi var etmek istediğinde onu dilediği gibi yaratabilmesi hiç bir şeyin ona engel olamaması ona zorluk çıkaramamasıdır. Siz ise nasıl becerebildiyseniz materyalistlerin mantığında Allah hepsini birden halk etmesi gerekir diyorsunuz ve hepsini birden halk etti çünkü Allah ın gücü buna yeter. Elbette yeter Allah dileseydi bir anda yaratırdı ama aşamalı irade etmişse biz buna Hayır olmaz senin bir anda yaratman lazım diye şart koşmamızmı gerekir.Bu 1 sayısı niye birdir neden iki değildir dememiz gibi yanlış bir şey Allah öyle diledi öyle irade etti ve öyle yarattı.Dileseydi bir anda da yaratabilirdi. Yani ezeli irade Allah ın bir şeyi yaratmak istediğinde aşamalı veya biranda ki keyfiyeti Allah a kalmıştır bunu yaratmasına hiç bir şeyin engel olamaması hiç bir şeyin ona zorluk çıkaramamasını ifade eder.Bu konuyu bence biraz daha derinlemesine analiz edin.

Neden insan 9 ayda doğuyor kadın okadar sancı çekiyor.Allah haşa zalimmi oldu kadına okadar acıyı çektirterek.İnsan zamanla büyüyor. Oysa küçükken aklımız yetmiyor büyüdükten sonra yetiyor.Bulunduğumuz ortamda islami değilse yanlış inançlara saplanıyor ve bu inançla öldüğünde cehenneme gidiyor.Yani doğruyu seçme zamanım sınırlı.Belli bir zamanda öleceğim. Dünyaya kazık çakmayacağıma göre ölümüm haktır.Çünkü farzedelim 20 yaşında akıl baliğ oldum ve bana islamı anlattılar ama henüz bu dinle şereflenmedim.22 de öldüm ama ben yanlış bir inanç üzerine öldüm varsayıyorum. Ama bir başkası benimle aynı ortamda doğuyor o kişiyede islamı anlatıyorlar ve ama adam 30 yaşında ölüyor ama 29 yaşında islamla şerefleniyor ozaman Allah adaletsiz davranmış olur (haşa) Bana da 30 una kadar mühlet vereydi belki bende doğruyu seçerdim. Haksızmıyım. 

Nasıl ki verdiğim 30 yaş örneğindeki şeyler doğru olmayan şeyler ise sizin iddialarınızda bana mantıklı ve doğru gelmiyor.

"Kuranda salat namaz değildir" iddianızı kabul etmem "kuranda salat namazdır" iddasını çürütmeniz ve bizi iki seçim arasında bırakmanızdan kaynaklanır.ikisini inkar mümkün olmadığından birini tercihe zorlanıyoruz.Yani bir düşüncemiz var yanlış olan buna karşı sizde düşüncenizle bizim düşüncemizin yanlışlığını ispatlıyorsunuz burada ikisinden birini seçmek zorunda kalıyoruz.Ama bu kabulleniş zorunluluktan isteyerek değil.Yani kalben değil cebren oluyor.

Burada şu ihtimal var ikiside yanlış olabilir. Mesela Kominizm sistemi doğduğunda dünyada onu benimsemeye başladı. Ama kapitalizm karşısına çıktığında cominizmin yanlış olduğunu ispatladı ve insanlar kapitalizme doğru kaymaya başladı. Burda birinden birini tercih etmek zorunda kaldılar kim iddia edebilirki kapitalizmin doğru olduğunu. Kominizmin yanlışlığını ortaya koydu diye bu kapitalizmin doğruluğunu göstermez.

Şu an bizi de seçmek durumunda bıraktığınız şey aynı durum

Kapatmak zorundayım daha sonra devam edeceğim inşaallah

Selam ve dua ile 

 

 

Yukarı dön Göster Nasrallah25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Nasrallah25
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam kardeşlerim;

Sizi bir şeye zorlayan bizler miyiz yoksa Aziz ve Rahim'in indirdikleri mi ?

Eğer biz size, Kuran'da olmayan bir şeyle gelirsek, evet sizi biz zorluyoruzdur.

Biz, size karşı daima Çok esirgeyici Allah'ın ayetlerini söylüyorsak, bunları biz mi uyduruyoruz ?

Çok aldatıcı Şeytan,  Kahhar olan Allah'tan aldığı izin ile bizden önceki ümmetleri yoldan çıkardığı gibi bizim atalarımızı da yoldan çıkarmışsa bunda bizim suçumuz ne ?

Eğer Rabbiniz sizi, "Benim indirdiğime mi, atalarından gördüklerine mi inanacaklar" diye imtihan ediyorsa artık O'na karşı size vekil olabilecek kimdir ?

Sizi hesaba çekecek olan Kuran'ı hak olarak indiren mi yoksa atalarınız mı?

Siz Kuran'dan mı sorulacaksınız yoksa atalarınızdan görüp bellediklerinizden mi ?

Ya atalarınız salat hususunda hiç bir şey bilmiyor, doğruyu da bulamamış kimseler ise ?

600.000 hadisi derleyip, içinden 6.000 küsurunu seçdim diyenlerin seçmedikleri şeyler nerede ?

Allah ne onların seçtiklerine, ne de seçmediklerine sizi mecbur kılmadı.

Kuran'ı bütün alemler için bir öğüt, bir yol gösterici olarak indirdi.

İçine hiç bir eğrilik te koymadı. Pürüzsüz bir Arapça ile, Furkan olarak indirdi.

Ta ki, kulları çok aldatıcı şeytanın onlara fısıldadığı hurafelere, yaldızlı sözlere değil de yerlerde ve göklerde olan her şeyi bilen, Zikri koruyan Rahman'ın indirdiğine tam bir hüsnü kabulle iman etsinler.

Bu Kuran'da atalarımızın kılıp bize öğrettiği namazı göremiyoruz.

Allah kelimeleri ile gerçeği ortaya çıkaracaktır.

Muhabbetlerimle...
 


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

  Merhaba,

Ben alttakini yazdim,

Bu tercume yanlis olmus. Khayr kelimesinin burda vahiy anlamina gelmesi mumkun olamaz. Konteksinden cikan anlam dunyevi imkanlarla iliskilidir. Vahyin kontrolunun tamamen Allah'in tekelinde oldugunu bilen Muhammed'in boyle konusmasi cok abes olurdu.

 

Haktansapmaz alttakini yazdi,

    Değerli kardeşim!

   Ğayrı bağlamından ben mı koparıyorum, yoksa sen mı kopardın?konuyu bir üst ayetten okumaya başlarsan ben kontekstinden benim koparmadığımı göreceksin. Birkaç kişiyi lütfen okunuşuna şahit tut, onlara da sor ne anlıyorsun de..Ne anladığını onlara da doğrulatta deki falan kişiler bana şahittir.

   Sana yardımcı olsunlar.Allah aşkına niçin bakmıyorsun. Saatı soruyorlar. Oda ben bilmiyorum diyor.Bilseydi ne yapacaktı? Söyleyecekti. Bir ayet daha çoğaltmış olmayacakmıydı? Bir taraftan gözünü diğer taraftan kulağını kapatıyorsun. İkisini birden açık tut.

 Yazdigima karsilik verilen terbiye sinirini asmis bu yazinin sahibi   ustu kapali ve acik olarak  akli sira benimle  alay edip beni kucuk dusuruyor ve bununla bir hayr isledigini saniyor. Ben   hem medrese egitimi gormus usta arapca uzmanlarindan hemde Ankara dil tarihte Arap Dili ve Edebiyati fakultesinde iken, sirf Kuran'i cok iyi anlamak icin arapca ogrendim.  23 seneden beri de arapca tahsilime kendi basima devam etmekteyim. Kuran arapcasi uzerine yazilmis sayisiz akademik kitaplari  inceledim ve halen devam etmekteyim.

Haktan sapmaz nickli sahsa soyleyecek hic bir sozum yok. 

Ibrahimim beyin yazdigi ayetler meseleyi cok guzel izah etmektedir.

Allah  hepimizi  dogrudan ayirmasin.

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

Selam...

Muhliskul kardeşim, gelin salat kelimesini tümden değil sadece şekilsel ve içsel manada ifade eden ayetlere bakarak  değerlendirelim babından söylemişti..

benim arapça bilgim yoktur..sadece yüzünden okurum..bazen bir kelime kafama takıldığında manasına bakar o kelime mealde geçtiği şekilde mi çevrilmiş diye bakarım..o kadar..
anlaşılan bizim sınırımız bir yere kadar..ancak bizde mantığımızı kullanarak birşeyler söylemeye çalışırız..
şimdi..şuradan başlayalım..salatı şekilse ve içsel manada ifade eden ayetler var mı..varsa hangileri..ilk olarak şundan başlamak isterim..müsadenizle..
''namaz kılacağın zaman abdest al'' şimdi burada geçen salat yada namaz..gerçek manada şekilsel ve içselliği emreden bir namaz mıdır....

sağlıcakla
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
ŞiaRıM-KuRaN
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 124
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ŞiaRıM-KuRaN

96/9 Gördün mü, şu engelleyeni:
96/10 Namaz(Salat) kılarken bir kulu?
96/11 Ne dersin, o doğru yolu izleseydi

Şimdi gelelim sorumuza Eger Şekilsel salat yoksa Peygamberi ne için engellediler? Salat kalpten anmak kalpten dua etmek ise peygamberimizi engelleyenler gaybı mı bılıyorlardı? HAŞA

Şekilsel namaz(salat)ilk insandan bu yana vardır.Çünkü fıtratta tapınma vardır.İçgüdüseldir.

İbrahimim Abimizin yazısından Alıntı ;

Müminin en önemli üç toplatı/buluşma/tartışma/danışma/isteme vb.. si vardır.

1-)Bireysel salat/namaz 2-)Yerel salat/Cuma 3-)Uluslar arası salat/hacc

1.Sinde bireysel (ahlakı) meselelerini, yakarışını duasını dile getirir ve bunu ayakta tutar. Bunda devamlıdırlar, zamanı belirlenmiş buluşmadır, abdest alınarak maddi ve manevi temizliğini yaparak kendine güvenin en mükemmel olduğu anı yakalar, zihnini temizler, Rabbinin huzurunda büyük bir saygıyla hayşiyet duyma bilinci yaşar. Bir nevi “malikiyevmiddin” yaşar.

2. Sinde birincisinden aldığı gücü ve hazzı, yaşadığı yörenin topluluğuyla birlikte, bulunduğu beldenin sorun ve problemlerine adil bir çözüm yolları arar. Bireysel ahlakı olmayanın, topluma vereceği hiçbir şey yoktur. Bireysel ahlakın sürekli dinamik ve zinde durmasının yolu da bireysel salat/namazdan geçer. (29/45)

3. Sün de ise başta müminlerin ve bütün bir dünyanın sorun ve problemlerine adil ve merhametli çözümler masaya yatırılır. Bu bahsini ettiğimiz üç toplantının olması gerektiği gibi icra edilmiş olsaydı. Bırakın Müslümanların sorunlarını dünyada ne açlık ne de işsizlik söz konusu olurdu.

Bedensel olarak ibadetin kesinliğini iki farklı anlamda geçen ayetlerde bariz bir şekilde anlıyoruz

7/Araf/143 “…ve harra musa saıka…” “…Ve Musa baygın vaziyette yere kapandı…”

38/Sad/24 “…harra rakiav ve enab.” “… rüku ederek yerlere kapandı ve (Allah'a) yöneldi.”

Demek ki yere Sad 24 yeralan ayette yere kapandı soyut manada degil somut manadadır.Soyut olsaydı musa nebinin düşüp bayılmasıda soyut olurdu...



__________________
ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster ŞiaRıM-KuRaN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ŞiaRıM-KuRaN
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ŞiaRıM-KuRaN
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 124
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ŞiaRıM-KuRaN

Davut a.s secdeye kapanmasına nasıl mana yükleyeceksiniz.?

Aynı kelımenın geçtıgı musa kıssasına ne mana yukleyeceksınız?

İbrahimim Abimizin yazısından Alıntı ;

Müminin en önemli üç toplatı/buluşma/tartışma/danışma/isteme vb.. si vardır.

1-)Bireysel salat/namaz 2-)Yerel salat/Cuma 3-)Uluslar arası salat/hacc

1.Sinde bireysel (ahlakı) meselelerini, yakarışını duasını dile getirir ve bunu ayakta tutar. Bunda devamlıdırlar, zamanı belirlenmiş buluşmadır, abdest alınarak maddi ve manevi temizliğini yaparak kendine güvenin en mükemmel olduğu anı yakalar, zihnini temizler, Rabbinin huzurunda büyük bir saygıyla hayşiyet duyma bilinci yaşar. Bir nevi “malikiyevmiddin” yaşar.

2. Sinde birincisinden aldığı gücü ve hazzı, yaşadığı yörenin topluluğuyla birlikte, bulunduğu beldenin sorun ve problemlerine adil bir çözüm yolları arar. Bireysel ahlakı olmayanın, topluma vereceği hiçbir şey yoktur. Bireysel ahlakın sürekli dinamik ve zinde durmasının yolu da bireysel salat/namazdan geçer. (29/45)

3. Sün de ise başta müminlerin ve bütün bir dünyanın sorun ve problemlerine adil ve merhametli çözümler masaya yatırılır. Bu bahsini ettiğimiz üç toplantının olması gerektiği gibi icra edilmiş olsaydı. Bırakın Müslümanların sorunlarını dünyada ne açlık ne de işsizlik söz konusu olurdu.

Bedensel olarak ibadetin kesinliğini iki farklı anlamda geçen ayetlerde bariz bir şekilde anlıyoruz

7/Araf/143 “…ve harra musa saıka…” “…Ve Musa baygın vaziyette yere kapandı…”

38/Sad/24 “…harra rakiav ve enab.” “… rüku ederek yerlere kapandı ve (Allah'a) yöneldi.”

Demek ki yere Sad 24 yeralan ayette yere kapandı soyut manada degil somut manadadır.Soyut olsaydı musa nebinin düşüp bayılmasıda soyut olurdu...

YÜREK İŞİDİR ALLAHA SECDE ETMEK

HUZURUNA ÇIKMAK EĞİLMEK RUKU ETMEK KAPANMAK ZOR GELEBILIR. BAZILARINA

 KOLAY DEGIL GECELERİ KALKIP DUA ETMEK YARDIM ISTEMEK SECDE ETMEK.

 

 





__________________
ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster ŞiaRıM-KuRaN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ŞiaRıM-KuRaN
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Sekiznoktabir
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 06 subat 2008
Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sekiznoktabir

Gerçeği arayanlara ve onu arzulayanlara selam olsun…

Haktansapmaz yazdı:

Namazı bir ibadet olarak bilenler, Allah’ı diğer ilahlara benzettiklerinin farkında değiller. Onlar, Allah’ın huzuruna çıktıklarında ( namaz mü’minin miracıdır(!) ) saygılarını/ O’na bağlılıklarını göstermelik olarak ifade etmiş olduklarının farkında değiller. Allah’tan başka ilahlara tapanlar, onlara olan saygı ve bağlılıklarını onların huzurunda olmadan ifade edemediklerinden böyle göstermelik saygılara gereksinim duyarlar. Ama Allah, hiç diğer ilahlara benzer mi? O her yerde, her zaman ve her durumda kulunun yaptıklarını, yapmadıklarını- düşündüklerini, düşünmediklerini görüp izlemektedir. Diğer bir deyişle, kul, her zaman Allah’ın huzurundadır, hiçbir zaman huzurundan çıkamaz ki, O’na göstermelik saygı ve bağlılığını ifade etme gereğini duysun.

Allah, insanların şekil ve kalıplarına bakmaz.

 

Hala mı akletmeyecekler?

 

Genellikle foruma katılanlar birbirlerinin kabul etmedikleri sözlerini alıntılayıp karşı görüşlerini yazarlar. Ama ben aksini yapacağım. Sayın Haktansapmaz size ait bu alıntıda özellike de kalınlaştırdığım kısım benim duygularıma tercüman olmuş durumda. Ancak bu kadar kısa ve net ifade edilebilirdi.

Şimdi ben biraz daha ileri gideceğim: Allahı diğer ilahlara benzetme sadece bununla sınırlı değil:

 

Varsayalım bir çiftliğiniz ve çiftliğinizde koyunlarınız v.s. var. Benim de sizin çiftliğinizin yanında başka bir çiftliğim var. Şimdi gelip sizin koyunlarınızdan birini kessem ve size birazını hediye (?!!) etme cüretinde bulunsam nasıl karşılarsınız. Demek istiyorum ki sizin malınızdan size pay çıkarmak yerine kendi çiftliğimdekilerden size pay çıkarmam gerekmez miydi?

Esas konumuza dönecek olursak ve biraz da benzetme yaparak, şu soruyu kendimize sormamız gerekir:

Gerçekte var olan tek bir sahip varken ve herşey onunken bizler yüzyıllardır, binyıllardır kimin malından kime pay çıkartıyoruz?… (EN’AM 136)

Nasrallah25 yazdı:

Selamun Aleykum;

Arkadaşlar yazdıklarınızı düşünüyorum ve bazı cümleler çok uçuk geliyor bana. Kuranda namaz neden teferruatlarıyla açıklanmamış bir bilmeceye dönüşmüş diyen kardeşime sesleniyorum.

1-Kuran her ibadeti her ameli teferruatıyla açıklamaya kalksa her halde denizler mürekkep olsa ağaçlar kalem olsa yinede bitmez.Bu günkü fıkıh kitaplarını göz önüne alırsak bu dediğim daha iyi anlaşılacak.Amel ve ibadetlerin teferruatlaru için binlerce fıkıh kitabı yazılmıştır.Ozaman bunların hepsi kuranda madde madde belirtilmiş olması lazımdı.

Bu şekilde düşünen arkadaşlar lütfen kendinize şu soruyu sorun:

Hangi kuvvet size kur’anda olmayan bir şey gördüğünüzde

 

“bu kur’anda olmadığına göre yoktur, sahtedir

 

dedirtmek yerine;

 

“detayları kur’anda bulamıyoruz bu yüzden kur’an yetmiyor beraberinde hadis-sünnet-rivayet yönümüzü belirler”

 

dedirtiyor. … Hangi kötü kuvvet yaptırıyor bunu?

Siz bu ayetleri nasıl anlıyor sunuz? EN’AM 38, 114, 115; KEHF 54; RUM 58; HUD 1; NAHL 89.

Bu formun geçmiş sayfalarında bir arkadaşımız “bizi ayrıntılara boğmayın” dediği için ve de salatın, namaz olmadığını söyleyen arkadaşlar zaten yeterince teknik ayrıntı vermelerinden dolayı ben de teknik ayrıntılara girmedim. Ama madem hem taraf olanlar hem muhalif olanlar teknik detaya giriyor o zaman bende teknik detaya gireceğim.

Sadece salat-namaz meselesinde değil esasen ortaya çıkan hemen hemen tüm tartışmaların bir türlü nihayetlenememesinde, devamlı sil baştan yapmasında kişinin kendi öz dilinde kur’anı anlamlandıramamasının; onun anlamını kendi dilinde karşılayamamasının payı çok büyüktür.

Ana dili Arapça olanların da daha iyi durumda olduğu söylenemez.  Onlar da kur’an Arapçasına yada 1400 yıl öncesinin Arap Yarımadası Arapçasına hakim değiller. Semantik değişimler sadece Arapça bilmeyenlerin değil onların da başını yemiş durumda. Başlarını yedi diyorum çünkü çeviri yapanlar hep şöyle diyorlar: “Bu kelimenin lügat anlamı bu; terim anlamı şu…” Terim anlamının içinde tevâtür var; lügat anlamında ise yok. Çünkü kur’anın indiği dönemdeki anlamlar veya bizim kur’anı bu kelimelerin anlamları ile anlamaya çalışmamız tevâtürü dışlar. Daha açık bir deyişle istenmeyen bir anlam ve bu anlamı karşılayan kelime neden kur’an da kullanılmış olsun? Muhakkak ki kur’anın indiği dönemdede yanlış kullanımlar veya anlamı sapan kelimeler vardı. Bu her zaman her dilede olabilen bir şey. Kur’an inadına, yanlış kullanılan bu kelimeleri kullanıp “…siz bunun anlamını bilmiyorsunuz. Atalarınız bu kelimeyi şu şu amaçlarla kullanırdı. İşte bak doğrusu bu. Bende bu doğru anlamıyla kullanıyorum…” mu dedi? O gün için yanlış kullanılan kelimeleri doğrultmakla falan uğraşmadı. Herkesin müştereken aynı anlamı yüklediği kelimeler kullanıldı. Nereden mi biliyorum? Tabi ki kur’an dan seziyor, anlıyorum, biliyorum. Hatta öyle kolaylaştırdı ki örneğin hem bu günkü madde ve enerji ayrımını bilmeyen, bilemeyecek olan eğitimsiz bedevilerin anlayabileceği şekilde; hem de yüzlerce binlerce yıl sonra ortaya çıkacak ilim sahiplerinin de kabul edeceği bir tasnif yapıp toprak ve ateşin dumansızı dedi. İşte kur’an için seçilmiş kelimelerin durumlarını buradan seziyor, anlıyor ve  biliyorum.

    Dolayısı ile o günkü atalarımızın kelimelere yüklediği anlamları bulup çıkarmak bunu yaparkende ilk lügatlardan yararlanmak hatta bununla yetinmeyip tabiri caizse kur’an lügatına bakarak sağlamasını yapmak tevâtürü mutlak olarak dışlamak anlamına gelmez mi sayın Aliaksoy?

Daha ilk zamanlarda semantik değişimlerin başa bela olacağını bilginler de sezmişlerdi zaten. Bu yüzden dilbilimcileri kelimeleri zapt altına almak için çalışmalar yapmışlardı. Bunlardan biri El-Halîl b. Ahmed (100-175h.) olup eseri Kitabu’l-‘Ayn ilk Arap lügati kabul edilmektedir.

Yrd. Doç. Dr. İbrahim H. Karslı’nın (KTÜ Rize İlahiyat Fakültesi), KUR’ÂN TEFSİRİ AÇISINDAN İLK ARAP LÜGATİ KİTÂBU’L-‘AYN’IN DEĞERLENDİRİLMESİ adlı yazısından bir alıntı:

 Aynı dönemlerde Kur’ân’ı doğrudan anlamaya yönelik, el-Ferrâ’ (v.207/822), Ahfeş (v.207/822), Ebû ‘Ubeyde (v.210/825), İbn Kuteybe (v.276/889) gibi müellifler tarafından Me‘ânî’l-Kur’ân, Mecâzu’l-Kur’ân, Garîbu’l-Kur’ân, Te’vîlu Muşkili’l-Kur’ân türünden eserler telif edilmiştir. Bu eserlerin, Kur’ân’ı anlama ve yorumlama çalışmalarında müstağni kala­mayacağımız temel başvuru kaynaklarını oluşturdukları muhakkaktır. Aksi bir durum, Kur’ânî kavramların sonraki dönemlerde kazandıkları manalara göre anlaşılması sorununu ortaya çıkaracaktı. Başka bir ifadeyle lafızların nüzul döneminde kazandıkları manaların zayi edilmesi veya yanlış manalarla izah edilmeleri problemine sebep olacaktı. Ne var ki, ilk iki asırda telif edi­len bu türden eserlerin günümüzde oldukça az bir kısmının, Kur’ân’ı anlama çalışmalarında kullanımda olduğu bilinen bir husustur. Çünkü bunlardan birçoğu, hala el yazması halinde dünyanın çeşitli kütüphanelerinde bulun­makta, bazılarının ise sadece isimleri bilinmekte; var olup olmadıkları hak­kında her hangi bir bilgiye sahip bulunmamaktayız.

Bk. Abdulhamid Muhammed Ebu Sikkîn, el-Me’acimu’l-arabiyye, Mısır 1401/1980, 14.

 Kaldı ki El-Halîl b. Ahmed’in sunni düşünceye sahip olduğu ve yaşadığı yılların kur’anın iniş yılları ile olan mesafesine bakacak olursanız bu durum bile lügatına aldığı kelimelerin anlam isabetini yeterince garanti etmeyecektir. İşte bu noktada salatın namaz olmadığını ortaya çıkaran arkadaşların da yaptıkları gibi kur’an imdada yetişiyor. Kelimelerin anlamını ne kadar kaydırırsan kaydır ne kadar saptırırsan saptır bir şekilde ortaya çıkıyor. Kur’an sözlüğü bunu ortaya çıkarıyor. Bu bir mucize daha doğrusu ilahi kudretin eseridir.

Son olarak sayın Şiarım Kuran’ın Alak suresinin salatla ilgili birkaç ayetinin çevirisine deyinmek istiyorum.

Onuncu ayete geçmeden evvel belirtmek isterim ki her ne kadar Alak suresi iniş sırasında birinci sure yada en azından ilk 5 ayetinin ilk vahiy olduğu söylenir ise de bu durum rivayete dayanmaktadır. Meşhur Hira dağındaki mağarada inziva halindeyken Cebrail’in çıka gelmesi oku, oku, oku diyerek nebîyi şiddet kullanarak yola getirmesi şeklindeki tutarsız rivayet hepimizin malumudur. 

 Aslında bu konu bu sitenin başka bir noktasında tartışılacak bir şey gibi görünebilir. Ama değil. Mesele olayı kendi diline çevirme meselesi değildir. Çünkü kendi diline çevirmek her zaman tam anlamıyla anlayabilme garantisi vermez. Çünkü dil insanın meramını yani duygularını, düşüncelerini belirtmesi için insana verilmiş bir araçtır. Bir kelimenin bir dildeki karşılığı tam isabetle diğer bir dile çevrilmiş bile olsa bizlerin bu kelimeye yüklediğimiz anlam bir şekilde yanlışsa gene sorun çıkar. Dünya kelimesi anlatmak istediğim sorun için birebir örneklerden biridir.

Kur’an arapçasında kullanılan dünya kelimesinin karşılığı Türkçe’de aynen dünya olmasına rağmen kasıt aynı değildir. Kur’an daki dünya kelimesi zamanda bir dilimi ifade ederken Türkçe’deki dünya bir mekanı-yeri ifade etmektedir. Piyasada bir şekilde boy göstermiş olan bir çok meal yazarının eserinde orijinal metinde dünya kelimesinin geçtiği yerlere karşılık olarak gene dünya yazdığını görüyoruz. Çeviri doğru ama anlamlandırma yanlış. 

 

Arapça Metin

         ي 614;اأَيُّهَ ا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُو 75; فِي سَبِيلِ ا&# 1604;لَّهِ اثَّاقَل 18;تُمْ إِلَى الْأَرْض 16; أَرَضِيت&# 1615;مْ بِالْحَي 14;اةِ الدُّنْي 14;ا مِنَ الْآخِرَ 77;ِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَا 77;ِ الدُّنْي 14;ا فِي الْآخِرَ 77;ِ إِلَّا قَلِيلٌ

 

Abdülbaki Gölpınarlı

 
Ey inananlar, size ne oldu da Allah yolunda savaşa çıkın dendiği zaman olduğunuz yerde mıhlanıp kaldınız. Âhireti bıraktınız da dünya yaşayışına mı razı oldunuz? Fakat dünya hayatının faydası, ahirete nispetle pek azdır. *

 
Ali Bulaç Meali

Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yer(iniz)de ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır.

Diyanet İşleri Meali

Ey inananlar! Size ne oldu ki, "Allah yolunda, savaşa çıkın" dendiği zaman yere çöküp kaldınız? Oysa dünya hayatının geçimi ahirete göre pek az bir şeydir.

Diyanet Vakfı Meali

Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır.

Edip Yüksel Meali

Ey inananlar, size ne oldu ki, "ALLAH yolunda harekete geçin," dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Ahiret yerine bu dünya hayatına mı razı oldunuz? Dünya hayatının nimetleri ahiret hayatına oranla pek azdır.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda cihada çıkın." denilince olduğunuz yere yığılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına razı mı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az birşeydir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ey imân edenler! Sizin için ne var ki, size, «Allah yolunda seferber olunuz,» denildiği zaman yere yığıldınız kaldınız. Yoksa ahirete bedel dünya hayatına mı razı oldunuz? Halbuki, dünya hayatının metaı, ahiretin yanında pek az bir şeyden başka değildir.

Muhammed Esed

SİZ EY imana erişenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda savaşa çıkın” diye çağrıldığınız zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? 59 Sonraki hayatı[n iyiliklerini] gözden çıkarıp bu dünyadaki hayat[ın rahatlıklarıy]la mı kendinize doyum sağlama peşindesiniz? Fakat bu dünyadaki hayatın verdiği haz ve doyum sonraki hayatın vereceği yanında değersiz bir şeyden başka nedir ki!

Suat Yıldırım

38 – Ey iman edenler! Size ne oldu ki “Allah yolunda seferber olunuz!” emri verilince bulunduğunuz yere yığılıp kaldınız?Yoksa âhiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz?Ama iyi bilin ki dünya hayatının zevki, âhiretin yanında pek az bir şeydir!

Süleyman Ateş Meali

Ey inananlar, size ne oldu ki: "Allah yolunda topluca savaşa çıkın!" dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? ahirettense dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama dünya hayatının geçimi, ahiretin yanında pek azdır.

Şaban Piriş Meali

Ey İman edenler! Size ne oluyor da ‘Allah yolunda savaşa çıkın!’ dendiği zaman yere çöküp kaldınız? Ahireti bırakıp dünya hayatına mı razı oldunuz? Oysa dünya hayatının geçimi ahirete göre çok az bir şeydir.

Ümit Şimşek Meali

38. Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda seferber olun” dendiğinde yerinize yapışıp kaldınız? Yoksa âhiret yerine dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat âhiretin yanında dünya menfaati pek az birşeydir.

Yaşar Nuri Öztürk

38 Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun" denilince yere çakılıp kaldınız. Âhiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı oldunuz? O iğreti hayatın nimeti âhiret yanında pek azdır.

Mavi gösterdiğim arz kelime dahi dünya kelimesine karşılık gelmez. Ancak bu mavi kelimeyi الْأَرْض 16;atmosferini ve ötesini ayrı tutmak kaydı ile yer küre olarak anlayabiliriz. Çünkü kur’an bu kelimeyi kullanırken semayı hariç tutmakta. Şimdi kur’anın dünya dediği, tam karşılığı ile önden gelen, ilk olan; ahiret dediği sonra gelen, sonraki anlamındadır ve mekan değil zaman ifade eder. Ahiret ve dünya kelimeleri isimleştirilmeden sonraki ve önceki şeklinde çevirilmeliydi. Böyle isimleştirilen o kadar çok kelime varki. Allah, Rahman, kur'an....uzar gider. Şimdi birileri “işte bak gördün mü kur’anı neden çevirmeye karşıyız” cinsinden şeyler aklından geçirmesin. Dünya kelimesinin çağrıştırdığı anlam kaymış olduğu sürece asıl metnide okusan aynı şey olacak. Ben varımla yoğumla kendim için ailem için bunu yapmaya çalışıyorum. Keşke tüm zamanlar uydurma islam ilimleri yerine bu çalışmalar yapılsaydı. Ve gene biliyorum ki salat, namazla örtpas edilmemiş olsaydı alimler tüm emeklerini buna yoğunlaştıracaklardı. Kur’anı her dile doğru bir şekilde çevirmeye çalışarak zamanlarını geçirselerdi belkide büyük hac günü toplanan farklı dilleri konuşan insanlığa tanrısal mesajı doğrulukla ulaştıracaklar; böylece belkide yeryüzünde İsa’ya, tanrının oğlu diyen büyük kitleler olmayacaktı.

İşte böyle kardeşler…İkinci el kaynakları bırakıp meal okumaya başlamam benim hayatımda bir dönüm noktası olmuştu. Şimdiyse söylene gelen yapıla gelenleri akıl süzgecinden geçirip arap dilinin gramerine ve lügatlara bakarak ayetleri anlamlandırmak ve bunu kur’anın bütünüyle test etmeye başlamak benim hayatımın ikinci dönüm noktası oldu. Sizlerinde olmasını dilerim…

Şimdi gelelim Alak süresine: Rivayeti bir kenara bırakacak olursak surede anlatılan olaya bakarak değerlendirme yapmamız gerekir. Araştırırsak eğer ikra kelimesinin kur’an kelimesi ile kökdaş olduğunu buluruz. İkra ayette kullanılışı itibarıyla bir emir. Bu fiili kendi dilimizde birçoklarının yaptığının aksine oku olarak anlamlandıramayız. Tekrar ediyorum bunu oku şeklinde çevirenler feci halde yanılıyorlar.

Lügat anlamı itibarı ile ikra : bildir, ilan et, duyur; kur’an : bildiri, ilan, duyuru anlmına gelmektedir. Bizim bir metni gazete, roman okur gibi okumamız anlamındaki buyuru (vahiy) da kur’anda yer almaktadır.

 

MÜZZEMMİL 4. Yahut üzerine biraz ekle! Ve kur’an’ı-duyuruyu oku! tane tane ve düşünerek.         

أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآ 06;َ تَرْتِيل 75;ً

Ev zid 'aleyhi ve rettililkur'ane tertîlen.

 

“İkra” buyruğunun anlamı bu şekilde anlaşıldığında Tanrının ve elçisinin, çölde yaşayan, eğitimsiz, herhangi bir kitap okumayan, kitap nedir, iman nedir bilmeyen (ANKEBUT-48, ŞURA-52) Muhammed’e kendilerini tanıtmadan, kendisine verilen elçilik ve de habercilik görevlerini dahi tebliğ etmeden haberin kalabalıklara ilanını istemeleri akli değildir.

             10.cu ayetteki “Abden iza salle” cümlesinde ise ikame fiili kullanılmamıştır. Dolayısıyla salatı namaz kabul etsek bile “namaz kıldığı zaman…” şeklinde çevirebilmek için kılma fiilini karşılayan ikame fiilinin olması lazım gelirdi. Dikkat edilirse “Namaz kılma” / “ekimus salate” ibaresinde namaz, isim; kılma, fiil durumunda. Oysaki ayetteki salle Arapça dilbilgisi kuralları gereği 3. erkek tekil şahısa göre çekilmiş fiil. Namaz kelimesi ise seromonik bir ibadetin özel ismi olup fiil değildir. Ancak kılmak fiili ile bir araya getirildiğinde eylem haline gelebilmektedir. Artık gerisini arif olan anlasın. 

 

Yukarı dön Göster Sekiznoktabir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sekiznoktabir
 

<< Önceki Sayfa 72 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats