Yazanlarda |
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Benim tek istedigim, namazin en dogruya yakin nasil kilinir. Yasar hoca diyorki bugunku kilinan namaz peygamberimizin kildigi namaz degil. Bende ona gore nasil kilinir diye bir ogreten kaynak ariyorum okadar. Anladamki namazin sonunda Peygamberimize salavaat getirmek namaza aykiriymis. Bunu duyunca mantikli geldi, ve buna benziyen bircok sey. Tabi koreagrofi degisirse namazin temel niyetini degistirmez.
Anladım Kaplan...
Peki, namaz şöyle kılınır:
Hiçbir düşünce ya da kişiye karşı ön kabullerle / yargılarla yaklaşma, kimseye haksızlık yapma, kimseyle alay etme, sömürüye karşı dirençli ol, adil ol, yalan söyleme, neyin hangi sistemin içindesin?, dayatılan ne?, bunları sorgula, haksız yere öldürme, öldürtme, çalma, çaldırma, sabırlı merhametli ol gönül yıkma... şeytana uyma diyeceğim ama ona uymayan yok ki, her birimiz bir şekilde ona uyuyoruz, kumar oynama, aklını örten kişi, şey, düşüncelerden uzak durmaya çalış (öfke, şehvet, diyanet :), içki, akılsız arkadaş, iktidar vb.), cimri olma, savurgan olma, varlıkta ve yoklukta kazancından bir pay bulunsun ihtiyaç sahiplerine, adil olanlarla beraber ol, Allah'a saygılı ol vb.. aklıma gelenler bunlardı sevgili Kaptan.. bunları yaparsan Allah'ın edin dediği secdesini de rukusunu da etmiş olursun ama yok ben emin olayım diyorsan bunlara ek olarak ayrıca diledin vakitte dilediğince namaz kıl, dua et.. ama yok ben illa da şekli olanı bileyim diyorsan, şöyle anlatayım: Yaşar hocaya göre şekli namaz şöyle olur: kişi vakti geldiğinde namaza durur ve tek ayet okumasına gerek olmadan, içinden geçenleri ana dilinde söyler.. zaten araplar öyle yapmıyor mu? arap rukudan doğrulurken diyor ki: semi Allahulimen hamideh yani 'Allah kendine hamd edeni / öveni / yasalarına uyanı işitir... Allah arap değil ki, dilleri yaratan zaten o.. peygambere salavat getirme meselesine gelince: ahzap 56 daki ayette: Allah ve melekleri elçiye salat eder, ey inananlar sizde elçiye salat edin ve tam bir teslimiyetle boyun eğin'' der.. işte bizim sivri zekalılarda bu ayet gereği salavat adı altında bir dua uydurmuşlardır. Elçinin böyle salavata ihtiyacı yok.. bunlar külli palavradan ibaret..
birde şöyle söyleyeyim, kuranda namaz diye çevirip durdukları kelimenin arapçası salat'tır.. salat: bağlılık, destek olmak anlamlarına gelir.. mesela bi ayette: onlar namazı yitirdiler'' diye çevirmişlerdi. Ama bu külli palavra. Orada deniyor ki: Onlar bağlılıklarını yitirmişlerdi. kime bağlılıklarını? Allah'a.. Yani milletin NAMAZ, NAMAZ diye yırtındığı bir kelime Kuranda yok onun yerine bağlılık ve destek olmak var ve onun arapçası ise salat'tır..
Ayrıca şimdi ben ne desem boş, çünkü sen evvel iletide yazdıklarımı, sırf kafandaki namaza delil bulayım diye okuyup geçiştirirsen bunu asla anlamayacaksın yani bu tarzla yol alamazsın.. Yaşar hoca iyi bi başlangıç lakin sebeplerini az çok yukarıda yazdım ki onunda konuşacağı alan sınırlıdır.. niye sınırlı olduğunu da yazmıştım..
Hadisiz din anlaşılabilir mi diye sormuşsun.. evet onlarsız din daha güzel anlaşılır.. hadislerin içinde deli saçması denebilecek düzeyde atmasyonlar vardır.. birşeyin ölçüsü, akıl ve vicdanla ölçülür.. akla vicdana uyuyorsa, hadis olmasa da kabuldür..
şimdi söz sırası sende, buyur..
|
Yukarı dön |
|
|
Kaplan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 haziran 2012 Yer: Ingiltere Gönderilenler: 7
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sagol fazil,
Anladim herhalde, iyi ahlakli ol, peygamberimizin
ahlakini barindir, sen ha sekilli namaz kildin, ha
sekilsiz. Ama tabiki namaz konusunda yinede sekli namaza
onem veriyorum (peygamberin butun ahlaki tavirlariyla
birlikte) cunki peygamberimizde kilmisti.
Ben kucuk detaylara cok takiliyorum. Yani diyelimki
Mekkedeyim, orda herkesin alistigi gibi namaza kalirim
herhalde. Ornek, sejde ortasinda sol ayagin yatay olup,
sag ayagin dik olmasi vesarye; buda namzdanmi degilmi
bunuda bilmiyorum (yani namza diyince, sekilli namaz),
ama ben dedigim gibi ne dedigini anladim herhalde.
Boyle seyleri baska muslumanlari sordum internette, beni
munafik ilan edenler var, Kuran dine yeterli deyince,
yine ayni sekilde munafik ilan edenler var, modern
musluman filan diyenler.
Cok zor bir durum.
Ama yardim icin tesekurler, bide benim o sordugum
hadisden haberin varmi fazil kardes?
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba, şimdilik iyi niyetle düşünüyorum...
Sorduğun hadis: sevenler bu dunyada bulusamayip vefat ederse, sehid olarak vefat ederler.
Böyle bir hadis duymadım, ilk duyuyorum, daha evvel duysaydım da ilgilenmezdim. Sen için önemli olabilir de, kavuşmadıktan sonra şehit olmanın espirisi ne bunu anlamadım? Burada bir pazarlık mı söz konusu? Eğer öyleyse iki ucu yoğurtlu değnek diyebilirim.
Ahlak meselesine gelince, ben kimseye iyi ahlaklı ol demem, dediğimi hatırlamıyorum, aksine ahlaksız olmak daha erdemli geliyor çünkü genelin ahlak başlığıyla savunduklarının çoğunu zırva ve ötesi olarak görüyorum. En nefret ettiğim kelime galiba ahlak kelimesi.
Ama şöyle derim, vicdanlı ol.
Arada çok fark var. Ahlak da neye göre kime göre?
Herkesin çıplak olduğu yerde giyinik olmak, diğerlerine göre ahlaksızlıktır veya tüm çoğunluğun ilişkileri hayvanlarla ise ve sen bunu bir insanla yaptıysan, yine onlara göre ahlaksızsındır. Yani bu kelime bana göre değil, kimseye de ahlaklı ol demem.
Detaylara takılmak mesele değil ama amaç ne, önemli olan bu değil mi? Oturuşta sağ ayak parmakların kıbleyi görse ne olacak görmese ne? Yani Allah haşa, neden kadınlar gibi ayaklarını yaydın mı diyecek... Bunlar zırvadır. Öyle bir zorunluluk yoktur. Kıble diye bildiğimiz de aslında Kabe'ye dönüş yönümüz değil, ''takip ettiğimiz yaşam tarzımız, görüşlerimiz, fikirlerimizdir.''
Dikkatimi çeken nokta, Yaşar hocanın takipçisi olarak hadis ve sağ ayak parmaklarının sözde farzıyyetini sormandır. İlginç yani.
Şekli namaza önem verdiğini beyan ettin, olabilir, öyle rahat edebilirsin ama aslında Allah.'ın şekle takmadığını da bilmen lazım.
Kuran yeter deyince muhataba sövenlere gelince, gelmesek daha iyi. Ama alayı ne akıllarını ne vicdanlarını kullanmıyorlar, bir nevi salak kimseler,spastik olma hali özürlülük hali lakin onlar isteyerek spastikliği seçen kimseler yani hastalar. Hallerine bırak gitsin.
Diyelim ki Mekke'deyim demiştin... Mekke'de olmayı sanırım orada biraz yaşayınca istemezdin. Oralarda elçinin izini arıyorsan.. ki arıyorsun, boşa yorulma, orada elçi izine rastlayamazsın. Ha turistik gezi de, buna engel olan yok ki.
Bu arada, epey büyük bir iddian olmuş. Demişsin ki''Ama tabiki namaz konusunda yinede sekli namaza
onem veriyorum (peygamberin butun ahlaki tavirlariyla
birlikte) cunki peygamberimizde kilmisti'' Bunu nereden biliyorsun? Sakın Kuran deme çünkü Kuran'da namazın nasıl kılındığı anlatılmaz. Hadislerden falan da deme çünkü iş oraya kalırsa hepten balatalar sıyrılır, misalen, bir hadis olay vardı: elçi bir gün şeytanı gırtlağından yakalıyor ve şeytan boğulurken ağzından salyaları falan akıyor. Bu zırva, zadül mead'de vardı. Buyur işte zırva üstü bir olay.
|
Yukarı dön |
|
|
Kaplan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 haziran 2012 Yer: Ingiltere Gönderilenler: 7
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yasar hocadan ona benzer bir hadis duymustum, biraz
yanlis hatirladim ama ona benzer birsey. Sordum cunki
Yasar hocada o hadisi soylerken sehitlikten bahsediyordu,
ve neden hic boyle hadisler soylenmiyorda, hep savasla
siddetle sehit olunuyour diyerekten sehit olunur diyor
insanlar filan. O maksatla soylemiste, bende o sebepten
istedim, ama neyse, cok onemli degil.
Ve dikkatinizi cekti dediniz Yasar hocanin takipcisi
olarak sag ayak ve hadis sormam. Yani, ben Yasar hocadan
nasil sekli namaz kilinir daha goremedim ondan sordum.
Dedinizki buyuk bir iddiam oldu peygamberimizin sekli
namaz kilmasinda. Yani Peygamber namaz kilardi bunu bir
iddia olarak gormuyorum. Ornek Yasar hocayi takip
ettigimi biliyorsunuz, oda der peygamberimiz kildigini
ama onun demesine gerek yok, peygamberin hayati ortada
degilmi? Bir cok zamada gunde 3 vakit kilmamismi?
Kuranda namazin nasil kilindigini anlatmiyor evet, buda
benim kafami karistiran bir konu. Yani Kuran din olarak
yeter inaniyorum, ama namazi tam tamina anlatmiyor, tabi
dedigin gibi namazin illa sekli bir formu olmasina
gerekmiyor.
Neyse, uydurulan din ve Kurandaki din e-kitabini
okuyorum, insallah kafamdaki sorulari dahada giderir.
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba, şehitlik kavramı öyle savaşlarda ölenlerle sınırlı olmadığı gibi gidenlerin çoğunlu da öyle değil. O kavram bambaşka. Neyse şimdi oun ardına düşmeyelim.
Yaşar hoca için daha evvel söylemiştim yine söyleyeyim: ilki şu, hoca örtülü konuşmak zorunda, sonuncusu ise, bazı kalıpların dışına çıkamamış görünüyor veya öyle örtülü konuşuyor ki biz fark edemiyoruz. Ama bana göre ilk ve son şıkkın ikisi de geçerli. Kalıplarda sıkışmış görünüyor. Yaşar hocadan şekli namaz görmedim dediniz, eğer genlik çağlarında yanında olsaydınız görebilirdiniz ama şimndi bunu asla göremezsiniz. Her cuma günü, cuma saatinde saba tümerde 3 saat yayında bu adam, görebilsenzi cumayı kıldığını da görebilirdiniz. Hem daha önce dedim ki şimdi bu adam: yunusun, mevlananın namazından dem vuruyor ve benim namazım camidekine benzemez diyor, daha ne desin kardeşim, gelin beni linç edin mi desin? Zaten kravatlı mollalar milletin tepesindeyken.
Peygamberin hayatı ortada diyorsunuz? Ortada olan ne sevgili Kaplan? Elçi namaz kılmadı dedirteceksiniz ama ben kıldı diyeceğim lakin muaviyenin şekle soktuğu namazı kılmadı diyeceğim.
Kuranda namazın kılışının anlatılmadığını ve kafanızı kurcaladığını söylüyorsunuz... evet, önkabullerle bile yaklaşsanız, şekli olanının sıralı, nizami anlatımını bulamazsınız, çünkü yok...
Birde şu var, ben şu an farklı bir boyuttan, veya sen paralel evren de fark etmez, oradan bakıyorum konuya, yaşanmışlıklar diğer boyutta kaldı, oradan izliyorum kendimi ve diğerlerini. Şimdi son olarak şöyle diyorum, Kaptan, ön yargıları, hafızayı, ön kabulleri, dayatmaları bir kenara bırak ve öyle anlamaya çalış. Kaldı ki Kuranı anlamak ve hatta öğrenmek bize farz kılınmamışken bile...
Madem bu kadar yazdık, buda bizden olsun..
hep no no no, nereye kadar?
http://www.youtube.com/watch?v=KUmZp8pR1uc
|
Yukarı dön |
|
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam fazıl dost,
yazılarının bir yerinde kaplan dosta getirdiğin bir önerini gördüm. vicdanlı ol diyordun. ve ahlak.. kime göre neye göre demişsin ve bir örnek vermişsin.
Peki vicdanı tanımlayabilir misin. ve birkaç örnek de verebilir misin. vicdanın kriterleri var mıdır?
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Hanif, vicdanlı olmak değişmektir. Değişim, sahibine her zaman acı verir. Değişimin hemen alt başlığı değişime neden olan sorgulamadır.
Değişim bin ameliyattan daha fazla ve hatta anne babanız kardeşiniz ölmüşcesine bir acıyı tattırır. Vicdanlı olmak budur. Mesela ben, empatiyi çok alçak bir kavram olarak bulurum. Onun, numara yapmanın maskesi olduğuna inancım tamdır. Bağlantı bana göre şuradadır: kardeşi yoksulluk içinde olan adam, onun haline gerçekten üzülür ve bu üzülme asla bir numara çekme değildir, gerçekten üzülür, teselli eder, imkanından az bir payı verir ve bu verdiğiyle kendinde bir soyluluk hissederken, karşıdakinin almasından dolayı da içinde bir öfke gizlenmektedir. Yardımı alan ise, artık görecek mecali kalmadığı için görmez, kendisine yapılan alçak muamelenin alçaklığını sezmez, sezebilse bile değişmeyi, diğerlerinin tepkilerini hesaba katarak istemez.
Burada aslolan değişim (vicdanlılık) imkan sahibinin, kardeşinin yoksulluğuna gerçek bile olsa üzülmesini değerli bulmaz, onu değerli saymaz. Çünkü aslolan, değişimdir yani imkan sahibinin kendini değiştirmesidir. İmkan sahibi benliğini değiştirdiğinde, yoksul olan kardeşi, artık onun için arada derede az bir imkan verilecek kimse değildir, artık o her zaman gözetilecek ve ayağa kalkmasına kesintisiz yardım edilecek bir birey haline gelmiştir, yani imkan sahibi, kendi benliğini yoksulun benliğiyle birlemiş ve tek bedencesine davranmıştır. Vicdanlılık budur.
Karşısındaki bireyin haline açık veya gizli üzülmekte vicdan karşısında beş paralık değildir, çünkü o sizden gerçek icraat beklemektedir.
Anlatıma yine açlıkla devam edeceğim, şimdilik savaştan bile öncelikli olan bu.
Ramazanda aç kalmayı, açın halinden anlama yöntemi saymak tümüyle bir aptallıktır. Çünkü gerçekten aç kalmak, ramazanda saatli aç kalmak değildir. O, gerçek anlamda bir terk edilmişlik, bir yalnızlık, bir mahrumiyet, bir çaresizlik halidir. Vicdan, o bireye tek açıdan bakmanızla alay eder, o ister ki, sizde o açların yaşadıklarını aynen yaşayıp tadasınız veya öyle bir gözlemle onun huzuruna çıkasınız da o da sizi taktir etsin, sör ilan etsin. İşte o hediyeyi alma süreci acıdır. Çünkü vicdan, diğerinden yayılan acıyı hissetmenizi değil tatmanızı ister. Bu durumda sen, acıya maruz kalana muhatap olmaktan çıkarak, direkt acıyı tadan birey olarak tepki verirsin.
Vicdan, yaşamın hiçbir sürecinde dışta değildir. Hayatın her noktasındadır, varlıkta, yoklukta, sevinçte, sekste.. Herşeyde. Elli kere kovulanı ama her seferinde kapıya getireni odur, gerçek için lafın bin türlü yolunu bulanda odur. Umarım anlata bildim.
|
Yukarı dön |
|
|
Kaplan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 08 haziran 2012 Yer: Ingiltere Gönderilenler: 7
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Peki fazil kardes,
Kesinlikle benden cok farkli yere bakiyorsun olaya. Ama
bu sekli namaz olayi, yani 4 halife, ondan sonra gelen
Islamin buyuk imamlarida sekli namaz kiliyordu,
peygamberimizde ornek sabah namazi 2 rekat vesarye
kiliyordu yani, bugun bilmedigimiz sekildede olsaydi, ama
yani herkesin bildigi bir sekli namaz kiliniyordu, yoksa
cemaata nasil kilsin insanlar? Bende o devirde herkesin
sekli kildigi namazi ogrenmek istiyorum. Ama demekki sen
olaya cok farkli bir boyuttan bakiyorsun.
Dedigin gibi Yasar hoca demekki anlatamiyor, herhalde
kiyamet kopar Turkiyede.
Ve hanifcan bence ahlakin kriteri merhamet. Bunuda en iyi
sergileyen Peygamber efendimiz.
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Vicdanı anlatan kısım yeterlidir diye düşünerek az bir örnekle bitirdim. Kaplan kardeş, İslam'da namaz kılmak yasak değildir, değil 2 vakit, dilersen 500 vakit namaz kıl yasak değildir, kendine, çevrene, aklına zarar vermediğin sürece.
|
Yukarı dön |
|
|
hanifcan Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2012 Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam fazıl
Biraz daha somut örnekler vermeni beklemiştim. Kafamda dolaşıp duran birkaç örneği, daha doğrusu bir sorgulama diyeyim, ben vereyim.
Bir insan var. Ve onlarca kişiyi sebepsiz (ona göre sebepli ) yere öldürüyor. Mahkemede diyor ki “vicdanım çok rahat, yine olsa aynısını yapardım”
Bir adam var. Kız kardeşini/karısını öldürüyor. Nedeni sorulduğunda, “namusumu/ailemizin namusunu temizledim, vicdanım rahat” diyor.
Bir adam/kadın yeni doğmuş bebeğini yol ortasında bırakıp kaçabiliyor.
Yada küçücük savunmasız bir çocuğa ailesi olmadık eziyetler, işkenceler yapabiliyor….. vs vs..
Evet bu fiilleri işleyenleri görenler/okuyanlar bunlara “vicdansızlar, böyle vicdansızlık olur mu, hiç mi vicdanınız sızlamadı.. “ gibi sözler sarfediyor değil mi? Halbuki bunları yapanların vicdanları ise rahattı !!
İşte ahlak ile vicdanı karşılaştırarak .. neye göre kime göre ahlak diye soruşun bana kısaca bunları hatırlatmıştı. Daha yüzlerce örnek verilebilir. Senin ahlak hakkında sorduğun soruyu ben de, neye göre kime göre vicdan kabilinden vicdanı anlatmanı istemem bu yüzdendi. Kaplan, ahlakın değil de vicdanın kriterlerini sormuştum, yine de cevabın için sağol ama bu sefer de merhamet nedir, nasıl merhametli olunur, merhametten maraz doğar sözünü nasıl açıklarsınız diye sorular gelmeye başlar.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|