Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sorguç Yazdı: herşey olabilir daha yakın tarihimiz hakkında net bi bilgimiz bile yokken daha önceki bi tarih hakkında nasıl da net konuşabiliyoruz. muhammedden sonra olan savaşlar sahabelerin birbirlerini öldürmeleri muaviye hadisesi kerbela vs. bunları yaşayan bir topluluk akım nasıl olurda kuranı muhafaza(insan eli sözü değimeden) etmiş olabilir çok zor hatta deniyor bikaç muhsaf vardı ali muhsafı osman mushafı kimisi yakılıyor kim hafızasında ne varsa yazılı kağıtta taşda kemiklerde ne varsa toplanıp yazılıp bir kitap haline getiriliyor (aksini idda edenlerde(peygamber zamanında kitaplaştı diyen) var ama onların tarihsel bi dayanakları yok sadece koruma amaçlı bi zan) yani bu kadar çelişki tutarsızlık var. bunun içinde sağlam net şüphesiz bişey çıkması çok zor ilahi bişey olması lazım görünen o ki ilahi bi yardım da yok. ben dmiştim daha önceki iletilerimde biri benle dalga geçmişti önceden insanlar helak ediliyordu mucizelere ragmen şimdiki insanları mucizeye inanmak için bi delile ihtiyacları yokmu şimdi neden olmuyor öyle şeyler

öyleyse...

tarihten bize gelip başına neler geldiğini tam olarak bilemediğimiz bir kitab mı bizim hayatımızı yönlendirmeli...

ama sürekli gözümüzün önünde cereyan eden olaylar var...

asıl tanrının yaşayan devamlı taze olan her dem yeniden yazılan sürekli yeni ayetler gösteren kitabı yaşadığımız hayat ve evren olmalı..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

cin13 Yazdı: Peki, Asım Bey; Evreni nasıl okumalıyız ve bu okuma, hayatımızı nasıl yönlendirmeli veya yönlendirebilir?

değerli cin13..

en basitinden başlayalım...

elimizi ateşe değdirdiğimizde canımız yanıyor elimiz zarar görüyor...

ve artık elimiz ateşe sokmamak yaklaştırmamak gerektiğini öğreniyoruz...

evren bize bir şey öğretiyor ve artık ona göre hayatımızı yönlendiriyoruz...

artık ateşe elimiz sokmuyoruz...

bu bir evren okuma ve yönlendirme örneği...

doğduğumuz andan itibaren bunun gibi bir çok okuma ve yönlendirme ile öğreniyoruz ve hayatımızı düzenliyoruz...

başka insanların bu yolla öğrediklerini de merak edip araştırıyoruz...

baştan beri tüm insanların yaptığı evren okumaları u günkü medeniyeti oluşturdu...

paylaşımın  iletişimin artmasıyla evrenin öğretmenliği daha da etkili ve hızlı oluyor...

bilim bu şekilde bizi ilerletip yönlendiriyor...

ister istemez hepimiz bu yolan gidiyoruz...

muhtemeldir ki bilim adamları tanrının  gerçek elçileri  evrende onun gerçek kitabıdır..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hersey hareket ettigine gore bu gorunen ve bilinen birsey,gosteriyor ki yaratmada devam etmektedir.zaman enerji melekler insanlar ve goremedigimiz bilgimiz disinda olan hersey bir ivme hal hareket (tesbih)halinde.

Rum/27.Yaratmaya başlayan, sonra onu tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

Ornegin enbiya/104. ben burda bir noktadan baslayan genisleyen ve maximun genlesmeden sonra yeniden icine coken (Yok olmayan) ayni noktaya donen bir proton gibi cok SIKISTIRILMIS yazi tomarlari gibi durulmus bir olusum gormekteyim.bu belirlenmis bir omurdur.baslar ve basladigi noktaya geri doner,yok olmaz.Eger biz bir baslangica bakar birde sonu gorursek ve bu iki ivme arasinda olup bitenleri goremezsek yaratildik ve olmek icin dunyaya atildik deriz ve Kur'anin anlayisina terstir.

Enbiya/104.O gün göğü yazı tomarlarını dürer gibi toplarız. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iâde ederiz. Üzerimize sözdür; biz bunu mutlaka yapacağız

Etrafimizda gordugumuz hissetigimiz bildigimiz ve bilgimiz disinda olup biten herseyin Sahibi Yuce Allah bu seyler Allah'a aittir,Allah bu seylere ait degildir.

Ornegin hidular gunes Allah'in bir parcasidir derler ay enerji isik sevgi ask kin nefret ISI bu tip seyler Allah'in parcasidir derler.yani Allah'in yaninda bir suru binlerce tanrilari vardir.

Ama Kur'an bunu acik ve net soylemektedir.Allah bunlarin Sahibidir.bunlar Allah'in varliginin isaretidir, bu gunesin bir sahibi oldugunun isareti gibi.

Ben Kur'ana dogrulayici kitap olarak bakiyorum eger bu acidan bakarsak bu tur sorulari sorma geregi duymuyorum sonucta Kisinin tepkileri hal ve hareketleri ,sorulari kendisinde yuklu olan bilgi dogrultusundadir eksik veya yanlis.Ataist,deist,dinci, hanefi ,sii ,sunni ,sagci ,solcu v.b bu yuzden olusmaktadir.

Ben diger kitaplara bozulmus olarak bakmiyorum.Ben Kur'anin bu kitaplari dogrulayicisi olarak algiliyorum/goruyorum bendeki yuklu olan bilgi bu ve beni boyle davranmami sagliyor.

Eger gercek kalip varsa ve bunun farkindaysan bu kaliba uymayan akil ve mantigina sendeki yuklu olan bilgiye ters dusecektirde zaten .

Selametle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İnsanların bu kadar kafasının karışmasının sebebi Kur'anı iniş sırasına göre okumamalarıdır. Eğer o tertipte okumuş olsalardı, olayın nasıl olduğunu göreceklerdi.  Allah mı, peygamber mi konuşuyor anlayacaklardı.  

Mekkede yaşayan, kabilesi ile hiç bir problemi olmayan, sıradan düzgün  bir hayat yaşayan  hz. Muhammedin nasıl çetin bir görevle görevlendirildiğini anlayacaklardı.

Kurana bir şey eklendiği veya çıkarıldığı fikrinde değilim. Ama Kurandaki klasik tertibin Kur'anı doğru anlamayı mümkün kılmadığı inancındayım.

Kur'anda bir değişikliklik yapılmışsa bu sure yerlerinin değişimidir. Yani en son inen büyük sure Tevbe suresi en başlarda, yine en son inen surelerden Maide suresi en başlarda. Mekkede inen sure sonda, medinede inen başta. Tabii ki insanlar şüphede kalır. Çelişki var zanneder.

Kur'anın ilahiliği, peygamberin okuma yazma bilmememesi , tevrata benzemesi vb konuların sözkonusu edilmesi insanların bir çok konuda bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.

Hz. Muhammed kendi iyiniyetiyle, kafasından insanlığı değiştireyim diye uğraşmış. Ne gereği vardı, onun üstüne ne vazifeydi, kırk yaşına kadar aklı neredeydi. Onu görevlendiren , zorlayan bir güç var. Yoksa hayatta böyle bir işe kalkışacak bir insan değildi. Kur'an bunu açıkça anlatıyor.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Saffet abi,

bütün bildiklerimizi masaya yatıralım diye yukarıdaki notunda vermiş olduğun bilgiye yüklenmek istiyorum, müsadenle :

1. neden muhammed peygamberin en büyük düşümanı ebu leheb ve ebu cehil idi?

2. kaldı ki, bunlardan birisi amcasının oğlu?

3. ve bu ikisi tebliğe başlanan dönemde İKTİDARDALAR.

4. denir ki, muhammed peygambere gel sen yönet bizi dendi. cevaben dedi ki, bir elime ayı, diğerine güneşi verseniz bu davamdan vazgeçmem. soru : ufukta mutlak iktidar görünürken, koalisyon kabul edilir mi?

selam olsun...