Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

halil66 Yazdı: hasan kardeş en güzel şekilde nur 31 i yorumluyor fakat ardından o da başka bir ayetle  (maide:6 ile)  nur:31'i nesh ediyo. Neymiş  orda başlarınızı mesh edin diyormuş. Sanki  başörtüsü üzerinden mesh edilmez, sanki başı mesh ettikten sonra tekrar başörtüsü takılamaz gibi. İlla başörtüsü yok denecek yaa.. bişiler bulmak lazım.

Evet. Yüce Allah Maide 6'da abdest alırken "başınızı mesh edin," diyor. Bu demektir ki o esnada baş açık olacak. Ama meshten sonra tekrar başörtüsü takılabilir. Ben bunu söyledim.

Öte yandan senin de bir yazında belirttiğin gibi şunu sormak bile, Maide 101'e göre, yasaktır:

Abdest sırasında baş, açık olacak; tamam, ama yeteri kadar açık ve net anlaşılmıyor. Baş her zaman açık olacak mı? Başaçık olmak farz mıdır?

Yüce Allah Maide 101'de diyor ki:

İnananlar! Sorduğunuzda sizi zora sokacak şeyleri sormayın. Çünkü eğer Kur'an nazil olurken sorarsanız ola ki açıklanıverir. Oysa Allah sizi onlardan bağışlamıştır.  

Bu kadar açık ve net. Baş her zaman açık olacak diye bir şey yok. Yüce Allah sizi ondan bağışlamıştır; abdestten sonra başınızı tekrar kapatabilirsiniz.

Sevgili halil, ben, ne yazık ki senin burda yaptığın gibi, bana niyetler yamanmasından çok çekinirim. Nolur yapmayın. "Başörtüsü yok!" demek gibi bir niyetim asla olmadı; olamaz. Böyle bir iddia aklımın kenarından bile geçmez. 

Ben "Allah ne diyorsa o!" derim; niyetlerim Allah'ın sözleriyle sınırlıdır; onların dışına çıkamaz.

Şimdi... Biraz daha devam etmek zorundayız. Yoksa yine yanlış anlaşılabilir. Lütfen dikkatli okuyun:

Abdest esnasında başın açık olması nasıl başın her zaman açık olmasını farz kılmıyorsa göğüs yıtmacını örterken başörtüsünün kullanılması da başın her zaman kapalı olmasını farz kılmaz.

O yüzden şunu sormak bile, Maide 101'e göre yasaktır:

Göğüs yırtmacı kapatılırken baş, örtülü olacak. Tamam, ama yeteri kadar açık ve net anaşılmıyor. Baş her zaman örtülü olacak mı? Başörtülü olmak farz mıdır?

Güzel kardeşim, Yüce Allah sizi her zaman başörtülü olmaktan bağışlamış; her zaman başaçık olmaktan bağışlamış. Artık kurcalayıp çarpıtmayacaksınız. Özgürsünüz. Başınızı ister örtersiniz ister açarsınız.

Yüce Allah'ın bu hükmünü insanlar kabul ettiği an başörtüsü diye bir sorun kalmaz.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Selam Alperen,

  Sözlerinde haklısın.Bunlar iyice kabak tadı vermeye ve şirretleşmeye başladılar.Şeytanlık ve şeytanın sağdan yaklaşma taktiğini uygulayıp şurada Kurana yönelmek isteyen üç-beş insana karşı çapulculuk sergiliyor,zihinleri bulandırıyorlar.onlara son olarak şunları söylemek istiyorum:

  Öncelikle insanın bedenini örtmesi fıtrattandır ve fıtrat da Allahın ayetidir.nitekim Hz. Adem ile eşi yasak meyvadan yiyince avret  yerleri ortaya çıkınca başlarını değil,öncelikle avret yerlerini örtmüşlerdir.Oysa orada onlardan başka insan yok.

  İkincisi yalnızca Kurana teslim olmamış bu kişilerin ayetlerden delil getirmeleri  şeytanlıklarının bir alametidir.Niye rabb edindikleri ulemaya sığınmıyorlar.Çünkü böyle anlarda sadece ayetlere sarılıp (şeytanın ben size öğüt veriyorum dediği gibi )kafaları karıştırmak için ayetlere ihtiyaçları var.

  Üçüncüsü ise kendi iç dünyalarında yatan ve adeta Freud'u haklı çıkaran bir anlayışla en azından kendi dindaşı olan kişilerden istedikleri iğrenç talepler ki,bu onların aslında bütün örtülü kadınlara karşı duydukları cinsel iştahın dışa yansıyan versiyonundan başka birşey değildir..

 Sonsöz,Rabbim bunların şerrinden bizi korusun ve tuzaklarından bizi beri kılsın.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

alperene;

önce edepsizlik lafını misliyle sana iade ediyorum.bak çok bilmiş,ben kimseye iftira atmadım avret cinsel organlardır,diyene istiyorsanız öyle gezin , ben farklı inanıyorum ,sizin dininiz size ,benim dinim bana dedim.bu sitede ,sayın fereç hudür ün yazılarındanda çok faydalandım ve bilgilendim.kısmende hasan akçayın.

gelelim senin mevzuyaaaaaa,

ben bişide inat etmedim ,gayem senin hatanıda bulmak falan değil,senin haremlık-selamlık allahın emri değil tezinide anladım.evet allahın emri değil fakat yasaklamamıştırda dedim,.tek itirazımın;Allah Nur 61'le Haremlik-Selamlık uygulamasını yasaklamıştır. demene olduğunu sende biliyorsun.nasılki sen tercihini din sayma diyorsan,bende iyi niyetle, sana tercihini din sayma. yasaklamıştır diyip dinselleştirme ,sende aynı hataya düşme dedim,fakat bu konuda inat ettin.var inadınla kal, gelelim yazımı başka yere asmama kitlenmiş konuya yazı yazamayacığıma göre tabiki başka yere asacam yazımı.şunu bil farklı fikirde olmak edepsizlikse, o zaman birileride sana farklı düşündüğün için edepsiz der.

bak sen yasaklamıştır ı sil yazından .bunu allahın emri olarak verme.ben bu konuyla ilgili bütün yazıları silerim.yeterki allaha iftira etme. allahın demediği bir şeyi dedi deme.adın alperen değil ne olursa olsun kimsenin allaha iftira etmeye hakkı yok.

abdullah16, ya;

bak ikinci çok bilmiş , hemen şak-şak yapmışsın. halbuki ben hatadan dönme yi fazilet bilenlerdenim. keşke alperene  kardeşim sende yalanlamıştır ı sil deseydin de senin samimiyetine inansaydım. halbuki bir yazımdan dolayı beni eleştirmiştin ,bana yakıştırmamıştın, bende tekrar yazımı okudum .ve yanlış olduğuna ,senin uyarın üzerine kanaat getirmiş ve yazıyı silmiştim. keşke alperene bu yaptığımı, örnek olarak gösterip hatadan dönmenin fazilet olduğunuda söyleseydin.  ve hemen şak-şak yapıp sende saldırmasaydın. o zaman adil olduğuna inanırdım.

hasan akçaya;

Evet. Yüce Allah Maide 6'da abdest alırken "başınızı mesh edin," diyor. Bu demektir ki o esnada baş açık olacak. Ama meshten sonra tekrar başörtüsü takılabilir. Ben bunu söyledim.

böyle diyorsan özür kardeş,kabulümdür.

ben bütün dini kurallarda ,insanın özgür olduğu inancındayım.sadece başörtüsü değil,,iman edip,şirk koşmayıp,bilinçli(hatada yapılabilir.) olarak allahın ayetlerini çarpıtmayan herkes,bana göre müslümandır.diğer konular günah veya sevaptır. benim din anlayışım bu. belki eksikte, yanlış ta düşünüyor olabilirim.allah tevbe kapısını açık bırakmış ,yanlışım varsa tevbe ederim,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Avret yerlerini belirleyen ayetin mealinde bayagi farkliliklar var.

(NÛR suresi 30. ayet)  Kul lil mü'minine yeğuddu min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm zalike ezka lehüm innellahe habirum bima yasneun

(NÛR suresi 30. ayet) Mü'minlere de ki, gözlerini sakınsınlar ve avret mahallerini muhafaza etsinler. Bu onlar için çok temizliktir. Şüphe yok ki, Allah ne yapar olduklarından haberdardır. (Omer Nasuhi)

Avret yerleri Cinsel organlari fürucehüm . Burda erken kadin ayirimi varmi ? Kimler koruyacakmis avret yerlerini Hem ERKEKLER hemde KADINLAR. Yoksa Yasar Nuri, Elmali, Diyanetin dedigi gibi Sirf ERKEKLER degil. Butun muminler. degil mi ?

Yoksa ben mi yanlis anliyorum. Bu ayeti Kim dogru cevirmis ? Yasar Nuri mi, Omer Nasuhi  mi ? Ne dersiniz.

Diger mealler.

(NÛR suresi 30. ayet) Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. (DIYANET)

(NÛR suresi 30. ayet) Mü'min erkeklere söyle, gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını (apışlarını) korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Muhakkak Allah, bütün yaptıklarından haberdardır. (ELMALI)

(NÛR suresi 30. ayet)  Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır (YASAR NURI)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  Selam Halil 66,

  Eğer yanlıştan dönmeyi erdem kabul ediyorsan,bu bile senin için büyük başarı.Alpereni eleştirdiğin konuda Haklısın.Senin gibilerle didişmekten bunu gözden kaçırdım.

   Alperenin bu ifadeyi silip yumuşatacağına inanıyorum.tahminimce o,oldukça katı olarak uygulanan bu geleneği yıkmak için,maksadını aşan bir üslup kullanmış.

  Sen de ''Ele verir talkını,kendi yutar salkımı ''misali edepdışı şeylere dalmasan mevzu bu kadar dallanıp budaklanmayacaktı vesselam.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

SELAM,

dostum,ismim zikredilerek bana soruluyor. ve avretin , cinsel organlar olduğu söyleniyor. günahını almış olmayayım 3 ayrı bayan ismiyle(kanımca aynı kişi) herbiri aynı soruyu soruyo, gelde avret cinsel organ lar diyene sen cevap ver. aynı tip bi yazı hemen yukardada var (ama cevap yazmıcam.) belki benim hatam , o kişilere cevap yazmaktır. o da acemiliğimden heralde , forumu 4-5 aydır takip etmeme rağmen yazmada yeniyim. acemilik işte. ama insanı tahrik etmesinide iyi biliyolar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Neyse halil   hepimiz zaman zaman nefsimize kurban oluyoruz. Avretin neresi oldugunu bir onceki mailde belirtmistim. Ayet avret yerlerini tanimliyor.  Bu tartismanin fazla uzamasinin anlami yok. Omer Nasuhi diger bir iki mealci arapca dogru meal yapmislar, digerleri IRZ diye cevirmisler. Arapca fürucehüm  avret yerleri, cinsel organlarin bolgeleri demek. 

NÛR suresi 30. ayet)  Kul lil mü'minine yeğuddu min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm zalike ezka lehüm innellahe habirum bima yasneun

(NÛR suresi 30. ayet) Mü'minlere de ki, gözlerini sakınsınlar ve avret mahallerini muhafaza etsinler. Bu onlar için çok temizliktir. Şüphe yok ki, Allah ne yapar olduklarından haberdardır. (Omer Nasuhi)

Avret yerleri Cinsel organlari fürucehüm .

Bu konuda arastirmasi olan dostlar konuyu dahada acar. Yani Avret yerleri o kadar muglak degil. Simdi bazi tefsirciler bunun mecazi anlami oldugunu falan soylerler. fürucehüm .  bildigimiz cinsel organlarin oldugu bolgeler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

benim hiç uzatmaya niyetim yok,anlatamadığım şu ,siz avreti öyle değerlendirin.itiraz etmiyom.

ben diyorumki ,bana görede ,sana izahlı yazayım.,;

fürucehum:cinsel organlar demektir. bu doğru

fakattttt...

avret :kadın veya erkeğin kur'ana göre kapatmak zorunda olduğu yerlerin genel adıdır.

bir kere bu iki kelimeyi ayrı tutmak gerekir.birbiriyle aynı anlamda değiller. buna istinaden benim anlayışıma göre avret yerleri:

nur31 deki ,zinet/süs bölgeleridir: bunlarda  halhal,bilezik,gerdanlık ve taç' tır.  (küpe'yi ,abdullahın dediği şey bana mantıklı geldiği için yazmadım.önce belirttiklerimden ,niye farklı yazmışım diye ,eleştirecek olanlara önceden cevap yazmış olayım.)

ben böyle inanıyom. buna bu başlıkta 5. cevabım niçin saygı gösterilmiyor benim inanma şeklime , ben herkes hürdür ,herkes anladığı avret şekliyle dolaşsın diyorum. başka bişi dediğim , yokki,banada inanmıyorsanız. bu sitede hemen hemen herkesin fikirlerine değer verdiği ferec hudür beye sorsun.ikisi aynı anlama geliyomu .avret yerleri neresidir.ben o ne derse kabul edeceğim.ve yanlış yazmışsamda özür dileyeceğim.fakat karşı fikirlerde yanlış yazmışsa, canları istiyosa özür dilesin.istemiyosa dilemesin.ben çok bilenlerden değilim. fakat bilende konuşuyo bilmeyende.bilmeyerek konuşana 3 kez aynı şeyi söyledikten sonra hala anlamakta istemediğinde,anladığı dilden cevap verince de suç oluyo.ve hurrraaa hücum ediliyo.o zaman da bu site niye kurulmuş diye insanın aklına binbir türlü şey geliyo.ben avret yeri cinsel organlardıra inanmak zorundayım sanki. ,aykırı fikre nasıl saygı gösterilmediğini , nasıl hemen damga vurulduğunu ,zaman bulunca hadisler yarışması kısmında yazacağım inşallah. sonuç alarak,senin fikrin sana,benim fikrim bana ,sen öyle inan ,ben kendi bildiğim gibi. varmı daha ötesi.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili halil,

Bizi yalnızca Kur'an bağlar, diyoruz ya. Sözümüzde duralım. "Avret"in fıkıhtaki beşerî tanımları bizi bağlamaz. 

Kur'an'dan benim anladığıma göre avret bir inanırın, vücudunun örfen açabileceği parçalarıdır; nur31 deki zinet/süs bölgeleri değil. Çünkü onlar "takı"dır; vücudun parçaları değil.

Örneğin halhal, bilezik,gerdanlık ve taç değil. Çünkü inanan kadınlar bunları eşlerinin dışındaki bazı kimselere de açabilirler. Örneğin onların erkek köleleri sanılan ama ayette "ma meleket eyman ühünne" diye geçen kimselere.

Bu, insanların aklını epey karıştırmış görünüyor. Üstüne bir de, ayetteki ziynet ve avret kelimelerinin eşanlamlı olması eklenince akıllar hepten arapsaçına dönmüş.

İş, "erkek köleler sahibelerine mahremdir"e kadar vardırılmış. "Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür. O halde erkek köle, hanımının her yerine bakabilir." Bu suretle İslama fuhuş boca edilmiş.

Ben bundan rahatsız oldum.

Keşke ulema da rahatsız olsaydı da Nur 31'deki avret kelimesini daha yakından inceleme ihtiyacını duysaydı; örneğin onu başka ayetlerdeki avret kelimeleriyle karşılaştırsalardı.

Nur 31'deki avret, tıpkı Ahzab 13'teki avret gibi, tehlikeye açık şeyler anlamına geliyor:

...evlerimiz tehlikeye açıktır - inne buyûtena avretün. 

Savaşa gitmek istemiyen münafık sahabeler bahane uyduruyor. Evleri tehlikeye açıkmış. Eğer savaşa katılmak için uzaklaşırlarsa düşmanlar evlerini yağma edecekmiş.  

Nur 31'deki ziynetler yani avretler de tehlikeye açık: imrenmeye, kıskanmaya, hattâ eğer teşhircilik yapılırsa, iğrenmeye açıktır.

Avretler bir de Nur 58'de geçiyor:

İnananlar! Bakımını üstlendiğiniz kimseler (yani ma meleket eyman üküm) ve yaşına ermemiş olanlarınız üç vakitte odanıza girmek için izin istesinler: sabah namazından önce, giysilerinizi çıkardığınız öğlen vakti ve akşam namazından sonra. Bunlar sizin üç avret vaktinizdir...

Üç avret vaktiniz -selésü avrâtin leküm

Ayette bu "avretler"in tanımı da var: giysilerinizi çıkardığınız vakit - hıyne siyâb eküm.

Bu kadar açık.

Nur 58'deki avretler insanın vücuduyla ilglilidir; yatak odasında giyimsizken ortaya çıkarlar. Yaşına ermemiş olan çocuklara bile açılamazlar; yalnızca kocaya açılabilirler.

Nur 31'deki avretler ise giyimliyken apaçık ortadır; insanın vücuduyla ilgileri yoktur; kocanın dışındaki güvenilen kimselere, örneğin yaşına ermemiş olan çocuklara açılabilirler.

Yaşına ermemiş olan çocukların, bakımı üstlenilen kimselerin, kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkeklerin ve öteki güvenilen kimselerin Nur 31'deki avretleri yani tehlikeye açık takıları görmesinde bir sakınca yoktur.

Ama inanan kadının örneğin memelerini yani vücudunun örfen kapalı bulundurulması gereken yerlerini? İyi düşünün...

"Fercler"e yani cinsel organlara gelince, onlar hem Nur 30'da hem 31'de geçer; hem erkekleri hem kadınları kapsar ve yalnızca eşlere açılabilir.  

Sevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Alperen Yazdı: ...Ya senin yaptığın yorumla o ayeti bugün için hükmü yürürlükten kaldırılmış geçici bir madde olarak kabul edeceğiz ya da dünden farklı olarak iffet temalı olarak ele alıp işler kılacağız. Benim bugün Cilbab=Dış Giysiden anladığım, yöresel sokak giysileridir.

Sevgili Alperen,

33:59'deki cilbab hükmü, Yüce Allah'ın Kuran'daki bütün hükümleri gibi, zaman ve mekan üstü olup sonsuza kadar geçerlidir. Zira insanların kendilerini tanıtmak için özel bir giysiye ihtiyaç duydukları her yer ve zamanda cilbab giyilir; giyiliyor.  

Örneğin Türkler onu hacda giyiyor. Daha Türkiye'deyken uyarıldıkları için:

"Hacılar! Ay yıldızlı giysinizi giyin. Tanınmanız için ve taciz edilmemeniz için  uygun olan budur."

Yeri gelmişken söyliyeyim, sık sık şöyle de uyarıldık:

"Beyler! Mekke'de taksiye binerken eşinizden önce siz binin. Eşiniz sonra binsin; yoksa kaçırılabilir. İnerkense önce eşiniz, sonra siz."

Eşimin pardesü göğsünde onu Türk olarak tanıtan ay yıldız vardı. Taciz edilirse Türk diyaneti ve dışişleri bize sahip çıkıp taciz edenden hesap sorardı. 

Sabah namazı için Mescid-i Haram'dayız. Kamet okundu okunacak. Bir  polis, kadınları erkeklerden ayırıp harem-selamlık oluşturmaya kalkıştı.

Elinde büke büke kamçı haline getirdiği bir havlu. Havlu-kamçsını şlap diye kendi dizine vurup "Türkiye Yallah! Malezya yallah!" diyor. Sanki kadınlara vuruyormuş gibi geldi bana. Rahatsız oldum. 

Eşimin önüne geldi. Havlusunu kendi dizine şlap diye vardu. "Türkiye yallah!" Başımı şiddetle salladım: "Hayır!" 

Badır badır Arapça bir şeyler söyledi Sonra, "Türkiye yallah!" Şlap! "Eşimi rahat bırak!" diye bağırdım.

Cilbabımızdan Türk olduğumuz belliydi. Yine de sordu: "Sen Türkiye?" "Evet. Ve eşimin burda kalmasını istiyorum." Sakindi; çok sakin. Çünkü uyarılmıştı. Eliyle eşin burda kalabilir işareti yaptı. "Halas, Türkiye halas." (Tamam, Türkiye tamam.)

*

Üstümüzdeki cilbab bizi namuslu yani iffetli olarak mı tanıtıyordu?

Hayır! Kadlığımız otelde asansör kavgası yapan cilbablı hacılar gördüm. "Namussuz!" diye birbirine bağıran. Demek ki o cilbab insanı iffetli olarak tanıtmıyordu. Ama Türk olarak kesinlikle tanıtıyordu. 

Başka örnekler vermemi ister misin?

Sevgi ile, Hasan Akçay