Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın DErmanbeg,

Emevi ler ve MK arasında bir bağlantı kuracak olursak, MK Övülecek yanı %90 , eleştirilecek yanı %10 olabilecek bir liderdir. Oranları bir fikir vermek amaçlı verdim. Onunla ilgili her konuda bilgi verebilir, inkilap tarihi profesörlerinin dahi cevaplayamayacağı şeyleri cevaplarım.
Emeviler ise bunun tersidir. Yani övülecek yanı % 10, yerilecek yanı %90 dır.  ve Bunlar benim için adil rakamlardır.

Dostum, benim kimseyi kimseye karşı savunduğum yok.Bilmediğim tanığı olmadığım,Allah'ın haklarında bilgi sunmadığı dönemlerle ilgili yargı rabbimin katındadır.Onların yaptıklarından sorumluda değilim.Afedersin bu alanda "sidik yarıştırmaya" gerek yok.Sen arap kavmine duyduğun kinden dolayı onların atalarını asker arkadaşlarınmış gibi insafsızca yargılıyorsun.Sitemim bu tavrına.

 Bu konuda Efraime sözüm var. Halifeler diye bir başlık açmıştı. Bu Başlık altında Emevileri yazacağım. O zaman beni ve yazdıklarımı daha iyi değerlendirirsiniz, belki bana hak verebilirsiniz.

Hasan Akçaya getirdiğiniz eleştirilere gelince, Devlette esas olan özgürlüktür, yasaklamacılık değildir. Devletin laik olup olmaması bu konuda bir ölçü değildir. Örneğin, MIsır, Ürdün, Irak gibi ülkelerde de içki serbesttir. Ki bu ülkeler laik değil, İslam hukuku kuralları ile idare ediliyor. Şİmdi siz bunları din yasaklıyor, devlet dini kurallara göre yönetiliyor olsaydı devlet te yasaklardı diyorsunuz. Gerçek bu değil. Din kurallarına göre yönetilen ülkelerde serbest bırakabilir.

Bunlarla ilgili başka bir iletine yanıt yazdım.Sapla samanı karıştırıyorsun. 

Zamanımızda devletler zarar vermediği sürece herşeyin serbestliğinden yanalar.Örneğin Amerikada 1920 lerde içki yasağı oldu. İnsanlar on sene içki içemedi. Sonra daha çok içtiler. Mafia denen şeyler hep bu içki yasağı nedeniyle oldu.  Aşırı yasak çözüm değil, ama büsbütün boşbırakmak ta çözüm değil.  Ama toplum bunlardan zarar görmesi durumunda laik devlette, ataist devlette hepsini anında yasaklar. 

Diyanet işleri dini hizmetleri yürütmekle ilgili bir kurumdur. Halka içki içmeyin, kumar oynamayın diye öğüt verir, ama Laik bir devlete sen Milli piyangoya, içki üretimine falan niye izin veriyorsun diye bir şey deme yetkisi yoktur.

Aslında bunu demeyi gönlünden geçirir ama yüreği tutmaz açık etmeye. 

Aydınlanmanın devletinde devlet mutlak hakimdir. Devlet dinin izin verdiği şeyleri de yasaklayabilir. Dinin izin vermediği şeyleri de serbest bırakabilir.

Bu bir tek Türkiyede olan bir şey değildir. Dünyadaki bütün devletlerin uygulamaları bu şekildedir. Yönetim halk adınadır, yönetimler ancak zararlı olduğuna inandıkları veya bir şey zararlı olmaya başladığı anda yasak koyarlar.

Medyadaki vıcık vıcık magazin programlarına ben de karşıyım. Ama ne yapalım bu halk onları seyretmektedir. TV şirketlerinin derdi rating tir. Ama bunlara karşı  idare isterse tedbir alabilir. Laiklik var diye her türlü cıvıklığın sergilenmesi gerekmemektedir. Ayrıca Laiklikle bunun hiçbir alakası yoktur.

Yaşar Nuri Hocaya gelince, Din adına , M.K için söylediği herşey doğru ve tutarlıdır. Yaptıkları da gayet güzel olmaktadır. Maalesef şu Ramazanda TV sohbetlerinden mahrum kalmışızdır. SAnırım onun çıkmaması için kanallara bir baskı olabilir. Süleyman Ateş hocanın programı da maalesef çok sınırlıdır. Meydan Nİhat Hatipoğlu hocaya kalmıştır. Onda da ona soru soran kitlenin din anlayışına kafa atasım gelmektedir. HOcam yüzüğü sol elim yerine sağ elime takmam caizmidir gibi dinle falan alakasız sorular.  Neyse günaha girmeyeyim.

Siz dini yaşama karıştırmadığınız sürece bu ülkede cüppeliler,mahmutlar,hatipoğlular cirit atmaya devam edecektir.Y.Nuri her iki tarafada Kuran ile eşit durabilseydi dönemin "Muhammedi" olabilirdi.Ama sanırım o treni kaçırdı. 


M.K ya olan tepki, Askeri hükümetlerin dayatmalarından, belki okullarda zoraki okutulan inkilap tarihi derslerinden ki kitapları konuyu maalesef çok kötü anlatmaktadır, çocuklar bir şey öğreneceklerine daha beter cahil kalmaktadır.) ve din yobazlarının ahlak dışı propagandalarından kaynaklanmaktadır.  Hiç hatası yokmudur. Hatasız kul olmaz önermesi için de herkesin hataları vardır. Sonuçta o da bir yöneticidir. Yaptıkları bir kısım halk tarafından hoş karşılanıp, bir kısım halk tarafından hiç beğenilmeyebilir. M.K  her insan gibi eleştirilebilir , ama her insan gibi hakaret içerecek saldırılara karşı onuru korunması  gereken bir insandır.  Ayrıca büyük bir şahsiyettir.

Ben ümeyyeyi hiç sevmiyorum. Ama onlara hakaret etmiyorum. Onların maceralarını da başka bir yazıda anlatacağım inşallah.

"Onlar bir ümmeti geldi geçtiler.." 

Herkese selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın Dermanbeg,

maşaAllah. bir çelişki yumağından başka bir şey olmayan, kınadıkları dinlerini beğenmedikleri adamlar ile aynı tapınakta bir sürü şirk içinde omuz omuza salat edip sonra gelip sitelerinde forum sayfalarında tağut ilan ettikleri ile aynı tarzı sürdüren yani Allah'ın haram demediği şeyleri HARAM KILAN, helal demediklerini HELAL KILAN bu komik fetvacı adamlar senin bu cümlenden sonra oturup hayatlarını ve dinlerini bir daha düşünmezlerse nasıl bir trajikomik durumda olduklarını asla görmeyecekler.

selam ile..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba

Bir kac gunluk aradan sonra forumda bu baslik altinda yazilanlarin salat konusundan daha hararetle tartisildigini gordum. Bazi mutedil kardeslerimizin yanisira fanatizmi terkedemeyen Laik ve anti Laik mudafilerinin cogunlugu olusturmasi beni cok sasirtti.

Laiklik taraftarligi ve aleyhtarligi Kuran acisindan hic bir anlam tasimaz. Laikligin ve anti laikligin isledigi din Islam degildir. Laikligin temellerinin atildigi ortamlarin    ideolojik olarak  islenmesiyle tarihi acidan arastirilmasi cok farkli manzaralari onumuze sermektedir. Propaganda ile bilimsellik ayristirilmadigi takdirde aydinlanma mumkun olamaz.

 Cin13 kardesimizin sikayetlerini anliyor ve hatta kendisine istirak ediyorum. Bilimsel metodlari benimseyerek arastirma yapilmali ve bu tarz olusumlar savunulmalidir. 

Yazilanlardan anladigim  kadariyla Fransiz ihtilalinin anlasilmadigini gordum. Ezberci egitim mekanizmalarinin urettigi    zihinlere hangi bilgi gidasini sunarsiniz sunun onlar tadi kokusu hep ayni mutfagin tek cesit menusunu pisirirler.

 Buraya meshur komedyen Ferhan Sensoy geldiginde "Beni ben mi delirttim? (Kelami)" isimli oyununu izlemeye gitmistim. Izleyenlerin cogunun guldugu kisimlar edepsiz hareket ve sozlerdi. Oysa Turkiyenin dramini isliyordu ve hic de komik degildi. Ayni zihniyetin her yerde karsimiza ayni cehreyle ciktigi Turkiye . Kelami ogretmeninin, subayin, hakimin ve akil doktorunun ayni kimse olmasini sorguluyor ve delirtenin kendi degil her kurum ve muessesesinin  ayni anlayissizligi ve zorlamasi oldugunu vurguluyordu. M.K  nin azraille olan diyaloguda cok enteresandi.

Not Ferhan Sensoy'u ilk kez o oyunuyla tanidim, gittigim tek Turkce tiyatro oyunu.

Allah'a emanet

Kadir

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kadir abi,

Allah'tan başka Rabbim İlahım yok ne gökte ne yerde, ne solumda ne sağımda demek ve bunu savunmak FANATİZM mi oldu?

Firavun'un ne suçu vardı o zaman?

benden de sana "hayret" abi.

selam ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam. Bu müzakerenin kişisel düzeysizliğin üzerinde sürmesini çok isterim. Ama cavap vermek te zorundayım.

Benim CUMA ibadetini yerine getirmemi geleneksel dine uymak sanan kardeşlerim! Cuma ibadeti, KADIN erkek, bütün inanırlara farz (62:9) olup Kurani İslamın olmazsa olmazıdır. İnanan kadınların camiden cumadan fiilen kovulması ise geleneksel dinin yediği nane.

Laik (?) Türkiye Cumhuriyeti inanç ve ibadet özgürlüğünü sağlamakla yükümlüdür. Şu anda bunu yapamıyorsa orasından burasından budana budana Nasreddin Hoca'nın kuşuna benzetilmiş olduğu içindir.  

Daha önce de söyledim. Denemesi bedava. Türkiye'nin inanan kadınları "Bizi camiye, cumaya sokmuyorlar!" diye devlete başvursun. O zaman görürüz devletimiz sahiden laik mi değil mi? O zaman görürüz kimleri seçip başımıza getirmişiz.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Benim CUMA ibadetini yerine getirmemi geleneksel dine uymak sanan kardeşlerim!"

Değerli Akçay,sana göre,"Hicri takvim kafirliği,kepazeliği.."ni işleyenler geleneksel dinin mensupları değil mi?Yoksa mübarek "cuma ibadeti"ni eksi bilmem kaç dercede senin hatırına bozulmasın diye saklamışlar mı? 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın dermanbeg ,

Dostum, benim kimseyi kimseye karşı savunduğum yok.Bilmediğim tanığı olmadığım,Allah'ın haklarında bilgi sunmadığı dönemlerle ilgili yargı rabbimin katındadır.Onların yaptıklarından sorumluda değilim.Afedersin bu alanda "sidik yarıştırmaya" gerek yok.Sen arap kavmine duyduğun kinden dolayı onların atalarını asker arkadaşlarınmış gibi insafsızca yargılıyorsun.Sitemim bu tavrına.

Arkadaş bu sitede tarih konuşmak yasakmı. Burası sadece Kur'an ayetlerinin gramer, sintaks, lugat çalışmalarının yapıldığı bir yer mi. Tarihten bahsedince lütfen bırakın bu onlar bir ümmetti geçip gitti tavrını. İslam tarihini de, Osmanlı Tarihini de  bilmiyorsunuz. Bazı şeyleri daha iyi anlamak için tarih konuşmaya gerek var.

Sadece Tarih değil, Hukuk, Ekonomi , Sosyoloji de gerekiyor.

Ben araplara kin duymuyorum. O zaman benim din ile, Kur'an ile işim ne. Ne yapayım Arabın dinini de kitabını da der geçer giderdim.Ama öyle yapmıyorum .  Bu forum köşelerinde az vakit harcamıyorum. Bunu sırf Arapları karalamak gibi bir gayretle yaptığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Neyse bu konuda daha geniş bir çalışmam olacak.

Bunlarla ilgili başka bir iletine yanıt yazdım.Sapla samanı karıştırıyorsun.

Bİz Batı Avrupa, hukuk sistemine bağlı olarak yaşayan bir ülkeyiz. MIsır Ürdün İslam Hukuk Sistemi içinde bir ülke. Laiklik ortadan kalkarsa içene gireceğimiz hukuk sistemi grubu bu. Anlatmak istediğim beğen beğenme , bunlar laik ülke değil. İçki, Kumar serbestliğinin laiklikle bir alakası yok.İsterse laik devlette bunları yasaklar, nasıl sigarayı yasaklıyor. Bakıyor mu kimsenin yaşına.  Ha, sigarada dinciler istedi  de sigara yasaklandı diye bir tepki yok.

İçkiyi de yasaklar.  En azından bir sınır koyar. Ama onda dinciler istedi de böyle oldu diye bir tepki görür. AKP Antalyayı neden kaybetti, insanların böyle bir endişesinden dolayı. İnsanlar dinine saygılı ama böyle yaşam tarzına falan karışılsın istemiyor. En azından Nesimi nin dediği gibi. Günah Benim Kime Ne diyor. Ululemrin böyle bir zorunluluk getirme mükellefiyeti varmı. Birinin bir başkasını Allahın emrine uymaya zorlama yetkisi varmı. Mesela namaz kılmayana ceza verilirmi. Böyle bir zorlama olursa riyakarlık olmayacak mı.

Kur'an da Zina ve hırsızlık ve katl cezası dışında cezaya rastlamıyoruz.
 
Şehrin belli bölgelerinde içirtebilir. Düzenleme başkadır.Baskı yasak başkadır.  Avrupada böyle bir yasak yoktur ama genel olarak şehrin Altstadt bölgelerinde içkili yerler yoğundur.

Saddam bile, Harun Reşit  Bağdatta yasaklamamış, Müslümanların en büyük halifesi iken, ben hangi sebeble yasaklayayım demiş.

Siz dini yaşama karıştırmadığınız sürece bu ülkede cüppeliler,mahmutlar,hatipoğlular cirit atmaya devam edecektir.Y.Nuri her iki tarafada Kuran ile eşit durabilseydi dönemin "Muhammedi" olabilirdi.Ama sanırım o treni kaçırdı.   

Bu tespitinize katılmıyorum. Yaşar Nuri  aslında dediğinizi yapmaya çalıştı. Ama maalesef dinci kesimde, laik kesimde zırıl zırıl din cahili , özellikle Kur'an cahili olduğu için işi çok zor. Dinci kesimin Kur'an anlayışı mukabele, sevap bankacılığı. Y.Nuriyi sosyete hocası görüyör. Yaşar Nuri ona kafasındaki dini anlatmıyor. Laik kesim de dinle ilgili en ufak bir şeyde öcü görmüş gibi kaçıyor. İçlerinden dine biraz yönelen oldu ise o da Yaşar Nuri sayesinde

Herkese selamlar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Soru: Müslüman Türk halkı vasiyet düzenlemeye dair Allah'ın hükmüne neden uymuyor? Laik devlet izin veriyor ona (Medeni Kanun 502-574. maddeler). Hangi tağutlar izin vermiyor?

Cevap yok.

Soru: İnanç ve ibadet özgürlüğünü sağlamak laik devletin görevidir. İnanan kadınlar  "Bizi camiye cumaya sokmuyorlar!" diye devlete neden şikayette bulunmazlar? Bulunsalar devletimiz sahiden laik mi değil mi onu da öğreniriz.

Çıt yok.

Ama "Laikler antilaikleri görünce öcü görmüş gibi kaçıyorlar" misillu bir genelleme. Ben kaçmıyorum, efendim. Antilaiklerin başım üzre yeri var. Yeter ki laik devletten olduğum için beni tağut sayıp tekfir etmesinler.

ZİNANIN CEZAYI GEREKTİREN SUÇ SAYILMASINA GELİNCE, bununla ilgili gelişmeyi çok yakından izledim. Laik devletten yana olan partiler zinanın suç sayılmasını onayladılar ama laik devletin aleyhinde olanlar çok eşliliği yasal hale getirmek için onu istismar etmeye kalkışınca Avrupa Birliği’nin müdahalesine yol açtılar. Kısacası, zinanın suç sayılmasını engelleyenler laiklikten yana olanlar değil; tam aksine, laikliğin aleyhinde olanlardı.

Bu durumda laiklik aleytarlarına esef edip laiklere "Allah razı olsun!" demeniz gerekmez mi? Bakın, bu bir içtenlik sınavıdır.

*

“Zina konusu, Partilerin hangisi olursa olsun farketmiyor,”

Müslüman doğru söyler. Hayır, fark ediyor. Burada parti adı vermek zorundayım. Haber şu: “Türk Ceza Kanunu tasarısında yapılması planlanan değişiklikler konusunda ters düşen AKP ve CHP heyetleri, yeniden biraraya gelerek tasarının TBMM’ye getirilmesi konusunda uzlaştı.”

Kaynak: HaberVitrini.com

Uzlaşılan
konu: ZİNA suçunun Türk Ceza Yasasına konması.
taraflar: AKP ve CHP.

AKP, laikliğin aleyhindeki faaliyetlerin odağıdır.
CHP, laiklikten yanadır.

Uzlaşı "Allah’ın indirdiği"ne uygun olduğu için sizi elbet mutlu eder.. de sonra ne oldu? Haberin devamı:

AKP’nin önerisine yanıt, görüşmenin ilk yirmi dakikasına katılan CHP lideri Baykal’dan geldi. Baykal, zinaya ilişkin düzenlemeye kadın-erkek eşitliği temelinde ele alınması halinde karşı çıkmayabileceklerini söyledi. Baykal’ın görüşmede, "eğer aile kurumu korunmak isteniyorsa zina ŞİKAYETE BAĞLI OLMASIN, doğrudan savcının görevi olsun" dediği belirtiliyor.

Görüldüğü üzere, laik parti bir şart koştu: "Zina suçunun mahkemeye intikali şikayete bağlı OLMASIN, doğrudan savcının görevi olsun." Bakın bu, "Allah’ın indirdiği"ne uygundu yani "Allah’ın indirdiği"ne evet diyen parti, laiklikten YANA olandı.

LAİKLİĞİN ALEYHİNDEKİ FAALİYETLERİN ODAĞI olan parti ise o şartı reddetti; "Zina suçunun mahkemeye intikali şikayete bağlı OLSUN!" dedi.  Ve bu, "Allah’ın indirdiği"ne aykırıydı yani "Allah’ın indirdiği"ne hayır diyen parti, laikliğin aleyhinde olandı. O yüzden uzlaşı bozuldu.

*

Olayın gelişmesini çok dikkatle izledim. Çünkü o sırada KURAN AÇISINDAN çok eşlilik zulmünü araştırıyordum ve "Zina suçunun mahkemeye intikali ŞİKAYETE BAĞLI olsun mu olmasın mı?" sorusu çok eşlilikle yakından ilgiliydi.

Laiklik aleyhindeki faaliyetlerin odağı olan parti, "Zina suçunun mahkemeye intikali ŞİKAYETE BAĞLI OLSUN!" diyordu çünkü kumalar eğer altı ay gibi belirli bir sürede şikayette bulunmazsa çok karılı zulüm yasal hale gelecekti. Antilaik parti bunu sağlamaya çalışıyordu. ALLAH’IN İNDİRDİĞİ umurlarında değildi.

Halk istemezse laikliğin elbet sona ereceğini ilan eden hadisçi-sünnetçi başbakanımıza bir basın toplantısında Avrupa’lı muhabirler sordu: "Çok eşlilik yasal olacak mı?" Cevap: "Bir adamın eşi örneğin hastalık yüzünden karılık görevini yapamıyorsa çok eşlilik caiz olur."

Salondaki bazı muhabirler  kıkır kıkır güldüler. Çünkü laik Türkiye Cumhuriyeti’nin o yöneticisi iki büyük pot kırmıştı: 

(1)Diyordu ki bir kadın hasta düşer de karılık görevini yapamazsa kocası onun üzerine ikinci bir karı alabilir yani ÇOK KARILI olmak caizdir. İyi ama bu akıl yürütmeye göre  bir adam hasta düşer de kocalık görevini yapamazsa karısı onun üzerine ikinci bir koca alabilir yani ÇOK KOCALI olmak caizdir. Allah’ın dininde böyle iğrenç icazetler yok; kafadan atıyordu Allah'ın dinini ERKEKLER KLÜBÜ yapıp çıkanların başı.

(2)O anda kendisinin laik Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olduğunu kulak ardı etmişti; kendi hevalarına tapan Suudi hanedanının bir ferdi gibi davranıyordu.

Gerçek İslamı ve laik Türkiye’yi utancından yerin dibine batıran bir andı. Unutamam.

Zina suçunun Türk Ceza Yasasına konmasına Avrupa Birliği önce karışmadı; "Türkiye’nin iç sorunudur," dediler. Ama o basın toplantısı gözlerini açıverdi. Başbakanımızı Brüksel’e çağırdılar. Gitti. Fena halde azarlanmış olmalı ki ta oralarda acele açıkladı: "Zina, Ceza Yasamıza konmayacak!"

Sevgi ile,

Hasan Akçay