asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ÂLİM (Alîm, Allâm, A'lem)
İşaretlemek, üst dudağı yarılmak, bilmek, anlamak, tanımak hakîkatini
idrâk etmek anlamlarındaki a-l-m kökünden türeyen âlim; bilen, anlayan,
tanıyan demektir. Alîm ve allâm kelimeleri, âlim kelimesinin mübalağalı
şekli olup çok bilen; a'lem ise ism-i tafdil olup daha iyi, en iyi, pek
iyi bilen demektir. Bu sıfatlar Allah'ın, sırları, gizli olanları,
olmuşu ve olacağı, görünen ve görünmeyen âlemi, yerde ve göklerde olup
bitenleri, geçmişi, hâli ve geleceği, canlı ve cansız bütün varlıkları,
insanların gizli ve âşikâr bütün yaptıklarını, küçük ve büyük her şeyi
bildiğini ifade eder.
Âlim ismi Kur'ân'da, Allah'ın gayb ve şehadet âlemini bildiğini beyan
sadedinde 13 âyette geçmiştir: "Allah, göklerin ve yerin gaybını
bilendir. O göğüslerin özünü çok iyi bilendir." (Fâtır, 35/38); "O
Allah ki O'ndan başka ilâh yoktur, gayb ve şehadet âlemini (görülmeyen
ve görülen varlıkları) bilendir. O rahmandır, rahîmdir." (Haşr, 59/22)
Âlim kelimesinin çoğulu olan alimîn, Allah hakkında iki âyette azamet
ifadesi olarak kullanılmıştır: "...Biz her şeyi bilenleriz." (Enbiyâ,
21/ 51, 81)
Âlim kelimesi, "ulemâ' " ve "alimîn-âlimûn" şeklinde 6 âyette insanlar
için de kullanılmıştır. Allah da insanlar da bilir, ancak insanların
ilmi sınırlı, Allah'ın ilmi ise sınırsızdır. İnsan gaybı, gizliyi ve
geleceği bilemez. Allah ise bilir. İnsan, ancak Allah'ın lütfettiği
öğrenme yeteneği sayesinde bilebilir. Allah'ın ilmi, ezelîdir,
ebedîdir. O, her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.
Allah'ın bilgisine konu olan şeyler nelerdir? Başka bir ifade ile Allah
neleri bilir? Kur'ân'da "alîm" kelimesinin geçtiği âyetlerde Allah'ın
neleri bildiği zikredilmiştir. Bunların bir kısmını şöyle
sıralayabiliriz; zalimleri (Bakara, 2/95), bozguncuları (Âl-i İmrân,
3/63), muttakileri (Âl-i İmrân, 3/115), göğüslerin içinde olanları
(Âl-i İmrân, 3/154), insanların yaptıkları amelleri (Bakara, 2/283) ve
hayırları (Bakara, 2/273) göklerde ve yerde olanları ve söylenen
sözleri (Mâide, 5/97, Enbiyâ, 21/4), kalplerde olanları (Ahzâb, 33/51),
kısaca her şeyi bilir (Bakara, 2/29). "Bir şeyi açığa vursanız da
gizleseniz de (fark etmez) çünkü Allah her şeyi çok iyi bilir." (Ahzâb,
33/54); "Gaybın (görünmez bilginin) anahtarları O'nun yanındadır.
Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı,
yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu ? ki bunlar apaçık
Kitap'tadır - ancak O bilir." (En'âm, 6/59)
Alîm kelimesi, Kur'ân'da insanın vasfı olarak da kullanılmıştır (A'râf,
7/109, 112). Allâm mübalağalı ismi ise, sadece Allah hakkında
kullanılmıştır: "...Şüphesiz Allah allâmü'l-ğuyûb=gayıpları çok iyi
bilendir." (Tevbe, 9/78)
Kur'ân'da 49 âyette; üstünlük ifade eden (ism-i tafdîl) a'lemu kelimesi
kullanılarak "Allah'ın daha iyi bildiği" ifade edilmiştir. Allah,
insanların gizlediklerini (Âl-i İmrân, 3/167), îmanlarını (Nisâ, 4/25),
mü'minlerin düşmanlarını (Nisâ, 4/45), kendisine şükredenleri,
zalimleri, yolundan sapanları, sınırı aşanları, hidâyete erenleri
(En'âm, 6/50, 53, 117, 119), muttakileri (Necm, 53/32), bozguncuları
(Yûnus, 10/40), peygamberlik görevini kime vereceğini (En'âm, 6/124),
insanların içinde olanları (Hûd, 11/31) ve yaptıklarını (Hac, 22/68),
göklerde ve yerde olanları (İsrâ, 17/55)... daha iyi bilir, en iyi
bilir.
Kur'ân'da; âlim, alîm, allâm ve a'lem isimleriyle Allah'ın ilmi
anlatıldığı gibi "alime ? ya'lemü" fiili ile de Allah'ın ilmi
anlatılmıştır:
"Bilmiyorlar mı ki Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını biliyor." (Bakara, 2/77);
"... Biliniz ki Allah içinizden geçeni bilir..." (Al-i İmrân, 3/29)
"...Allah sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir." (En'âm, 6/3);
"Allah her dişinin neyi yüklendiğini ve rahimlerin neyi eksiltip artırdığını bilir..." (Râd, 13/8);
"...Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir..." (Hadîd, 57/4);
"Yaratan bilmez mi? O latiftir, haber alandır." (Mülk, 67/14);
"Allah bilir siz bilmezsiniz." (Nahl, 16/74).
Âlim, âlimîn, alîm, allâm ve a'lem isimleri, Allah'ı anlatan, tanıtan
ve niteleyen kelimelerdir. "Alime - ya'lemü" fiil şekli ile birlikte
Kur'ân'da Allah'ın hudutsuz ilmini ifadede kullanılmıştır. Her şeyi
bilen olması Allah'ın en önemli vasfıdır.
"Rabbimiz! Sen bizim içimizde gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu hep
bilirsin. Ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."
(İbrâhîm, 14/38);
"Sözü açık söylesen de gizli söylesen de muhakkak O, gizliyi de ondan daha gizli olanı da bilir." (Tâ-hâ, 20/7).
Zikrettiğimiz bu âyetler ve benzerleri Allah'ın hudutsuz, eşsiz ve muazzam ilmini tasvir ediyor.
"Alîm" sıfatında; Allah'ın amellerine göre kullarını ödüllendirmesi ve
tecziye etmesi anlamı da vardır. (bk. Ankebût, 29/5, 60; Mü'minûn,
23/51). (İ.K.)
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar,
Kur’an,
Allah’ı tam manasıyla anlatabilir mi acaba?...
Yada
biz Allah’ı tam anlamıyla kavrayabilirmiyiz?...
Yetişkinler çocuklara bir şey öğretirken, o
öğrettikleri şeyin her inceliğini kavratamazlar, çünkü çocuğun öğrenebildiği
onun idrakiyle orantılıdır. Bu yüzden büyükler ne kadar yüksek perdeden
anlatırlarsa anlatsınlar, öğretebildiklerinin ölçüsü küçüklerin öğrenebildiği
kadardır.
Bazen insanlardan şunlar duyuyorum; “hikmetinden
sual olunmaz” “Allah’ım sen ne büyüksün” “Allah’ım sen nelere kadirsin” vb… bu
değimlerde bir şey yok, fakat kullanılan yerlerde eksiklik var gibi…
Nerede bir harikulade bir şey görseler, “hikmetinden
sual olunmaz”
Nerede bir olağanüstülük görseler, “Allah’ım sen
ne büyüksün”
Nerde bir güzellik görseler, “Allah’ım sen nelere
kadirsin” vb… sözler söylerler.
Şimdi Allah’ın hikmeti, büyüklüğü, kadiri oluşu,
alim oluşu vb… bu kadar mı? Gördüklerimiz, öğrendiklerimiz ve algılayışımız
Allah’ın gücünü anlamaya ve anlatmaya yeter mi?
Bunlar Allah’ın varlığına delil teşkil ederler,
ama büyüklüğünü anlatmaya yetmez.
Gerek Kur’an’ın anlattığı gerekse bilgilenme
yöntemiyle Allah’ı tam anlamıyla ihata edemeyiz. Sınırlı olan yaratık sınırsız
olan yaratıcıyı tam anlamıyla kavrayamaz.
“Allah neyi ne kadar bilir-”i nasıl bilebiliriz ki!!!???
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|