HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SiTEMiZE YANIT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Alperen yazdı:

  Hangi postacı "bakın postanın göndereni benden size şunları duyurmamı ve söyleneni hep birlikte yapmamızı istiyor" demektedir?

Ben "birileri Peygamberimize postacılık rolü biçiyor" tipi bir ithamı aklanma ve aklama gayretinin ürünü isabetsiz bir yakıştırma olarak görmekteyim.  Bu yakıştırmayı ilk olarak kim yapmışsa  yanlış yapmış. Postacı olarak Cebrail'i işaretleselerdi belki... Ama o zaman da bu söylem bir silah olarak kullanılamayacaktı.

  Onlara göre peygamberin postacı yada pastacı olması önemli değil.Kendi heva ve heveslerine uygun din anlayışını kabul ettirmek için,yemeyecekleri herze yoktur.Bu yüzden son resülümüz Allah'ın izniyle dirilse,eminim ki bunların kendi adına uydurduklarından dolayı hepsini çin seddine kadar kovalardı vesselam..


 



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
theolog
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 13 agustos 2006
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı theolog

Selam Alperen,

Namaz ibadetinin toplum tarafından Hz. Peygamberden önce de bilindiği konusunda   hemfikiriz. Zaten islam öncesi Arap edebiyatında bunun örnekleri mevcut.

Cuma ve cenaze namazlarına geri dönersek, Cuma namazı ile ilgili ifade Kur'an'da sadece bir yerde geçer, bu konuyu daha önce açıkladım ama bazı arkadaşlar tarafından tam olarak anlaşılmadığını düşünüyorum o yüzden ayetleri buraya alıyorum:

Cuma vakti namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Artık namazı kılınca yeryüzüne dağılın. Allah'ın fazlını isteyip arayın ve Allah'ı çokca zikredin. Umulur ki felaha kavuşmuş olursunuz. Cuma-9/10

Bu ayetlerde Allah mü'minlere cuma günü namaz için çağırıldıklarında alışverişi bırakmalarını söylüyor. Ama dikkat edilirse burada ayetlerin öncesinde Cuma günü şu vakitte namaz kılın şeklinde bir emir yok. Yani ayetler mevcut durumu düzenlemeye yönelik. Son ayet bu durumu netleştiriyor:

Oysa onlar bir ticaret ya da eğlence gördükleri zaman ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah'ın katında bulunan eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Cuma-11

Son ayet önceki ayetlerin düzenlemeye yönelik olduğunu teyit eder. Çünkü burada kullanılan fiil mazi çekimlidir. Mazi fiil geçmişte yaşanıp bitmiş olaylar için kullanılır. Dolayısıyla burada ayet inmeden önce cereyan eden bir olaydan bahsedilmektedir. Yani bu ayetler inmeden önce de mü'minler cuma günü namaz kılmaktadırlar. Ayet bir cuma namazı esnasında mü'minlerin sergiledikleri uygunsuz bir durumu düzeltmeye yöneliktir. 

Bu bilgiler ışığında düşünürsek Hz. Peygamber cuma suresindeki bu ayetler nazil olmadan önce de cuma günü mü'minlere namaz kıldırmaktadır. Bu çok nettir. Bu durumda Hz. Peygamber bu ibadeti kendi insiyatifiyle yaptırmış değildir. Bu da Kur'an dışı vahye en güzel örnektir.

Buna sayısız örnek var ikna olmayan arkadaşlar için onları da yazarım....



__________________
De ki: Allah'a itaat edin. Peygambere de itaat edin. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz.(Nur-54)
Yukarı dön Göster theolog's Profil Diğer Mesajlarını Ara: theolog
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Theolog

Bireysel vahiy (ilham) ile kurumsal vahyi birbirine karıştırmamak lazım. Yüce Allah Hz. Musa'nın annesine ve Hz. İsa'nın havarilerine de vahyetmiştir. Arılara da vahyetmektedir.

Hz. Muhammed'e örneğin bir savaşta "şuradan hücum etmelisin" şeklinde vahyedilmesi bireysel vahye yani ilhama örnektir. Eşleri arasındaki bir durumdan haberdar edilmesi de böyledir.

İşte bu bireysellik yüzünden ilgili vahiylere (varsa eğer) Rabbimiz koruma garantisi vermemiştir. Kur'ana da dahil etmemiştir.

Vereceğin örneklerin okurlar tarafından bu önbilgi eşliğinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
 
Konumuza gelirsek; Cuma Suresindeki ilgili ayetlerde çağrının salt namaza mı olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Bunu ilgili başlıklar altında müzakere edebiliriz.

Bu bilgiler ışığında düşünürsek Hz. Peygamber cuma suresindeki bu ayetler nazil olmadan önce de cuma günü mü'minlere namaz kıldırmaktadır. Bu çok nettir. (Theolog)

Bu “çok net” bir ifade değil sadece bir yorumdur.

Öne sürdüğün bu iddiayı siyerle yada en azından hadislerle desteklemelisin. Sunacağın deliller burada makbul görülmese de bunu yapmalısın. Dayandığın hangi kaynakta nasıl bir bilgi mevcuttur bu hususta?

Genel kanı Yüce Allah’ın ilgili ayetlerle Cuma Salat’ını farz kıldığıdır. Benim kanaatimde bu yönde.

Basit bir örnekle; sen müdür sıfatıyla çalışanlarını haftanın sabit bir günü toplantıya çağırmak, startı bu çağrıyla yapmak istesen ve ayrıca kaytarmanın yasak olduğunu ifade etmek istesen nasıl bir tek cümle kurardın? “Çarşamba günleri toplantıya çağırdığımda mazeret belirtmeksizin katılın” demez miydin? Bu cümleyle aslında üç ayrı cümle söylemiş olmaz mıydın? “Çarşamba günleri toplantı günüdür. Katılım zorunludur. Kaytarmak yasaktır.” Bu ifade neden sadece “senelerdir zaten Çarşamba günleri toplantı yaptığınızı” gösteriyor olsun?

Ek olarak, eğer Cuma Salatı kökü geçmişe uzanan bir uygulama ise ve bundan dolayı uygulanageliyor idiyse bunu başlatmak için vahiy alınmış olması anlamsızdır. Yani yorumunuzda çelişki bulunmaktadır.


Hadisi Kudsilerle ilgili olarak; Allah neden bazı sözlerini, emir ve yasaklarını alenen (Kur’anla herkese duyurarak) bazılarını da gizliden (yalnız elçisine duyurarak) bildirsin bizlere? Neden buna ihtiyaç duysun? Neden ikincisine de iman etmemizi istesin de ilkine olduğu gibi bunlara da sahip çıkarak koruma garantisi vermesin?

Aşağıdaki makaleyi okumanızı öneririm.

Vahyi Gayri Metlüv Hangi Asla Dayanmaktadır?





__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam, Diyanet yazmis/1sayfadan alinti:
Örtünmenin zorunlu olduğuna şu âyet de delildir: "Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların zinetlerini (bütünüyle) açmaksızın (dış) elbiselerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama iffetli olmaları onlar için daha hayırlıdır..." (Nûr, 24/60). Ayet, evlenme ümidi olan kadınların avret mahallerini açmalarının günah olduğuna işaret etmektedir.    
Sayin diyanet isleri:
El-Araf Suresi Ayet 31/sayfa:153(diyanet meali)

Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez
يَابَنِي ءَادَمَ    = ey adem ogullari
     خُذُوا        = takiniz
 
  زِينَتَك مْ      =zinetlerinizi
   
عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ = deBütün mescidlerde
    
وَكُلُ                  = ve yeyiniz
      وَاشْرَب                           =ve iciniz
      
وَلَا تُسْرِفُ                   =ve olmayin israfedenlerden
 
إِنَّهُ لَا                                       =Süphesiz O
 
الْمُسْرِ فِينَ                    =sevmez  israfedenleri.                
Bende Kurani Kermin Irab aciklamasindakini,sizlere sundum.
En dogrusunu Allah bilir.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
theolog
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 13 agustos 2006
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı theolog

Selam Alperen,

Cuma suresindeki ayetleri siyer ve hadisle desteklemeyi başta gerekli bulmadım çünkü bu platformda bu tür kanıtların çok geçerli olmadığını biliyorum. Cuma suresi Medeni bir suredir.Yani Medine'de inmiştir. Kaynaklara baktığımızda Hz. Peygamberin ilk cuma namazını Mekke'den Medine'ye hicret ederken yolda kıldırdığını görüyoruz:

Bizzat Resulullah'ın kıldırdığı ilk cuma namazı Kuba'dan ayrıldıktan sonra Benî Salim yurdunda, öğle vaktinde cuma günü kıldırdıkları cuma namazıdır. Bu mescid de bu münasebetle "cuma mescidi" adıyla bilinmeye başlanmıştır. (Aynî)

Cuma suresi son inen sureler içerisindedir. Bu konuda farklı yorumlar var ama burada dikkat çekmek istediğim bir başka nokta var. Abdest ayeti Maide suresinde gelmiştir. Namazın farziyeti ise en açık şekilde Nisa suresinde geçer, nüzul sırası bakımından Maide suresi Nisa suresinden sonra gelir. Bundan önce peygamberimiz namazı abdestsiz mi kılmış ya da kıldırmıştır?? Eğer abdest ve alınış şekli biliniyorsa bu konuda ayette açık tarife gerek yoktur.Ancak ayette abdest alırken hangi uzuvların yıkanacağı da açıklanmıştır.

Burada gelmek istediğim nokta şu, Allah peygamberimizle Kur'an'daki ayetler dışında da irtibat kurmuş vahiy vasıtasıyla onunla konuşmuştur. Bunu her ikimiz de kabul ediyoruz. Ayrıca İslam'dan önce toplum tarafından bilinen bazı ibadetler için Kur'an'da sıfırdan bir anlatıma gidilmemiş bu ibadetlerle ilgili sadece belli düzenlemeler Kur'an'da geçmiştir. Hz Peygamber'in sünneti bu noktada bizim için değerlidir. Çünkü Kur'an'da açıklanmasına gerek duyulmayan, toplum tarafından bilinen İbrahimî geleneği ancak Hz. Peygamber'in sünneti ve ondan sonraki müslümanların uygulamalarından öğrenebiliriz. 

Allah cc. Hz. Peygamber'le olan irtibatı esnasında ona aktardığı bilgileri  insanlardan gizlememiş bir çok ayette Hz. Peygamber'e itaati emretmiştir. Yine Hz. Peygamber'de insanlar için güzel bir örnek olduğunu zikretmiştir. Bir çok ayette "Allah'a ittat edin" ifadesi ile  "peygamberine itaat edin "ifadesi birlikte geçmiştir. Bunun dışında yine bazı ayetlerde "peygambere ittat edin" ifadesinin tek başına geçmesi dikkat çekicidir: Namazı kılın, zekatı verin, peygambere ittat edin ki merhamet göresiniz..(Nur-56)

Burada Hz. Peygamber'e itaat iki farz ibadetle birlikte geçmiştir ve emirdir. Hadis ve sünnetin sıhhati konusu kanaatimce ayrı bir tartışma konusudur...



__________________
De ki: Allah'a itaat edin. Peygambere de itaat edin. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz.(Nur-54)
Yukarı dön Göster theolog's Profil Diğer Mesajlarını Ara: theolog
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

Selam,
diyanete şunu sordum..adil cevabı inşallah verecekler..
selamün aleyküm...
din adamı vasfını kendinde görenlerin, yeterince görevlerini yapamadığını ve onlarında bu konuda kendilerini yeterince geliştiremediği,dolayısıyla toplumda var olan görevlerini yerine getiremediklerini,
şu toplumda var olan ciddiyetsizlik aymazlık umursamazlık ve  ahlaksızlığın alıp başını gitmesini görerek...
söylememiz mümkün mü?
eğer mümkünse bunun  nedeni sadece devlet memuru olma bilinci ile hareket edilmesi diyebilirmiyiz....
eğer öyleyse alınan ücretler helal dairesine girermi?
 eğer din adamları görevlerini yaptıklarını iddia edip akşam rahatça uyuyabiliyorlarsa ;mesela Hz Muhammeddin hayatında kandil geceleri uygulaması olmadığına göre..mevlüt okutma olmadığına göre en basitinden bunların hala var oluşu;en beteride çocuk yurtlarında ki yetim ve öksüzlere yapılan kötü muamelelerin varlığı nasıl açıklanabilir?
bir toplum kendi yetimine öksüzüne bakmazsa hor görürse Hak'tan övgüye layık olurlar mı?en küçüğünden en büyüğüne..
neden diyanet en azından dini bilinçle bu çocuk yuvalarına el atmıyor?
sorularımda asla art niyet olmadığını belirtir..akşam haberlerinde ki çocuk yuvalarında meydana gelen olayları izleyip hüzünlenen biri olarak sordum..
kolay gelsin..


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam...

Bu bölümdeki bütün yazıları okudum.

Birincisi: Diyanet işleri başkanlığının cevabı çok yetersiz. Yani, hadis kitaplarında Kuranın eksik olduğu yazmaz diyor ve bitiriyor. Yani yaptım / söyledim oldu mantığı. Kardeşim, sen fetva makamı isen ve görevin halkı aydınlatmak ise ve bir kısım insanlar kaynak göstererek bazı hadislerden  bahsediyorsa ( ki, tembellik etmeyip, Hz. Ömer'e yapılan kaybolan ayet ile ilgili yakıştırmalar ve sitenin diğer başka yerlerinde geçen kabak sevme / sevmeme meselesini e-kitap olarak bilgisayarımda bulunan Kütübü Sitte programında buldum ve utandım.) sen de buna karşı varsa diyeceğini kaynak göstererek belirteceksin. Ha... Sen insanların ilim hakkındaki görüşlerini onları küçümseyerek "siz de kim oluyorsunuz" kabilinden cevaplamayacaksan, Allah müşriklerin iddialarını bile Kuran'da cevaplamış, sen kim oluyorsun ve ne için maaş alıyorsun da böyle kibirli hareket edebiliyorsun. Diyanet buna cevap vermelidir.

İkincisi; başka bir meseleyi araştırırken bu forumla tanışmadan önce diyanet işlerinin din işleri  yüksek kurulu mudur  nedir onların bir "içtihadına" rastlamıştım. Namaz vakitlerinin yeniden belirlenmesi diye bir kurul kararı. Sitelerinde var. Dileyen girip bakabilir. Orda açıkça diyorlar ki, Kuran'da namaz vakitlerini gösteren ayetler, mücmel dir. Bu nedenle, biz namaz vakitlerini sünnetten, icmadan öğreniyoruz. Ama bu linkin başında belirtilen cevaplarında, açıkça namazın beş vakitten oluştuğunun Kur'an'da delili oladuğunu çoğul ifadelerden (namazlar) dem vurarak ifade etmişler. Ey Diyanet ! Sen nasıl bir hüküm verensin ki, önünde daima açık duran bir kitaba bakıp, birbiriyle çelişen cevaplar verirsin ?

Üçüncüsü; theolog arkadaş her yazısında uslüp itibariyle, bu sitedeki görüşlerin sahiplerinden daha selim durmuş. Diğerleri / bence ev sahipleri, bir diğer ifade ile bir görüşü savunanlar biraz daha saldırgan durmuşlar bence. Bu hoş bir şey değil.

Dördüncüsü; theolog arkadaşım. Diyorsun ki, "namazlar" ifadesi en az 3 veya daha çok vakte işaret eder. O zaman Allah namaz vakti hususunda insanlara belirsiz bir şey mi emrediyor ? Yani, biri çıkıp bu en az üçtür ama altıdır derse ne olacak ? Bir de vusta dediğinizi eklersen al sana yedi... Yani misal olarak diyorum. Bu izah tarzı ki diyanet de buna dayanmış, sadece namaz vakitlerinin en az beş vakit olması gerektiğini göstermiş olur yoksa farz olarak sadece beş vakti göstermiş  olmaz.  Ve sizler, yani "namazlar" ifadesini en az üç vakit olarak görenler, sünnet olasa bile Kur'an da da beş vakit vardır diye tartışmaya girmiş olduğunuz için bu söz üzerine beş mi daha fazla mı olduğu hususunda delilimiz sünnettir, dolayısıyla beştir diyemezsiniz. Zira, siz bu ispat yoluna yapışınca  sünnet olmasa bile diyerek başlamış olmanız gerekir.  Hal böyle olunca, sizin izahınıza göre, beş mi daha fazla mı olduğunu Kur'andan bilememiş ve böylelikle Allah, sınırı / ölçüsü belli olmayan bir şeyi farz etmiş olur ki, bu zulüm olacağı için Allah hakkında zaten düşünülemez.  Öte yandan sizin görüşünüze sizin yaklaşımınızla bakacak olursak, Allah bütün müminlere farz olan bir şeyi böyle tartışmalı olarak bırakmış, sadece Peygambere farz olacak bir namazı - gece namazını- açık seçik belli etmiş olur ki, bu da bir çelişki /şüphe doğurur. Halbu ki biz Kur'an'da hiç bir çelişki olmadığını, hadise değil, Kur'an'a bakarak biliyoruz.

Beşincisi; theolog kardeşim, sen karşındakinin delilini onların savlarına dayanarak çürütüyor / karşılıyorsan, kendi delillerin hakında da bu gerekir. Şöyle ki; sen Allah'ın  "...açıklayasın diye " ayetini delil getirirken , " onu açıklamak ta bize ait" Kıyamet, 19 ayetini de izah etmelisin. 

Altıncısı; karşıt görüş sunan kardeşlerim de, bir şeyi toptan kabul veya toptan red diye bir zorunluluğumuzun olmadığını bilmeli ve kendi vicdanlarında bu sitelerde ortaya konan ve açıkça gerek Peygamberimize, gerek ailesine, gerek  sahabelere ve hepsinden daha vahim olarak Allah'ın kitabına hakaret olarak kabul edilebilecek sözde "sahih" rivayetlerin yanlışlığını onaylamalıdır. Yani, sizin bu arkadaşların Kurandaki namaz vakitleri hususundaki yahut tesettür hususundaki görüşlerine katılmamanız, saçma sapan rivayetleri kabul etmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Böyle saçma olan şeyler nasıl olmuş ta, sahih olarak kabul ettirilen (!), ve kendilerine dayanılarak bize haramlar ve helaller biçilen kitaplara girmiş, nasıl olmuşta içinde bu gibi saçmalık ve cidden hakaret olduğu açık olan şüpheli rivayetlerin bulunduğu kitaplar mezhepler / mezhep imamları için kaynak teşkil etmiş bunlar sorgulanmalıdır. Sorgulayacak ve düşünecek insanlarsanız, bu hususlardaki ittifakınızı, desteğinizi ortaya koyun da, diyanet işlerine sorun. Hesap versinler. Zira, şu yazıyı okuyan her kişi gerçekten  şu aşağıdaki linkte verilen tabloya gerçekten ama gerçekten bir bakmalı da bunu Allah'a ve Peygamberine nasıl dayandıracağını hiç kimseye değil, sadece kendi vicdanına bir anlatmalı. İşte link, lütfen linkteki tabloyu baştan aşağıya inceleyiniz. Ve başka değil, sadece kendi fiillerinizi bu tabloya göre kıyaslayınız. Hangi bir ibadeti yapacaksanız bu tabloya göre işin içinden bir çıkın.
http://www.kurandakidin.com/bolumler/14mezhepler.htm

Yedincisi: Önceki çağlara atıf yapan ve bunca insan yanlış ta sizler mi doğrusunuz diyen kardeşlerim. Yazı içerisinde bir kardeşim gerçekten Hz. İsa ile Hz. Muhammet arasındaki zaman diliminin kısalığına güzelce değinmiş. Din, kutsal şeyler, bilmediğimiz şeyler korku vericidir. Dini bilinmedik bir şey olarak gören için aklı perdeler. Bu insanın tabiatıdır. Yani size taştan bir heykel getirsem ve desem ki, (Haşa) Bu sizin Rabbiniz. Haydi ona secde edin. Secde eder misiniz ? Bu size çok komik/gülünç yahut çok saçma yahut acınası bir şey olarak mı göründü ? Öyleyse, insanlık tarihi boyunca putlara tapan insanlar nasıl izah edilecek? Onların aklı yokmuydu ? Sen bir çocuk isen, puta tapan bir ailede yetişip büyüdüysen, etrafında gördüğün herkes bunu yapıyorsa, anlamasan, içinden inanarak yapmasan bile topluma uyar gidersin. Her insan Hz. İbrahim'in dirayetini gösteremez. Zaten gösterebilmiş olsaydı elbette insanlığın tarihi çok daha değişik olurdu. Yani, küçüklüğünden itibaren şunun bunun her şeyin seni götürdüğü psikolojik kalıplar, sende bir fobi oluşturmuş olabilir. İşte insanların bu fobisi, onları sorgulamaksızın kabule yönlendirmiştir. Ben bu sitede yazı yazan arkadaşların fikirleri ile tanışmadan önce de yeterince Kuran okuyan, tefsirleri inceleyen, karşılaştıran bir insandım. Ama hiç bir hadise "bu ne saçma şeymiş" diyemiyordum. Hatta komik bir tesadüftür ki, bu arkadaşların yazılarını okumadan önce şöyle bir hadise isabet etmiştim : "Kuran okunurken dinleyin. Kuran okunurken ağlayın. Ağlayamıyorsanız da ağlıyormuş gibi yapın." Allah'ım dedim içimden bu nasıl bir şey... Ama itiraz edemedim. Beni kesecek olsanız dünyadaki hiç bir insana da "bu bir saçmalık" dedirtemezdiniz. İşte bu bir fobidir. Sorgusuz bir kabuldür. Şimdi uyandım. Ve diyorum ki, Kur'an okunurken  dinlerim, dinlemekten öte anlamak için kulak kesilirim.  Allah  cehennemden bahsederse, belki olası bir akıbetim için ağlarım, belki Allah beni tevhidini ikrara nasip ettiği için sevinirim. Cenneti anlattığında umutlanırım. Belki, Nemrut'un apışıp kalmasına sevinir belki sevincimi bir gülümseme olarak belirtirim. İlimde ayıp olmaz. Bir başka komedimi anlatayım. Utanmam. Asla utanmam. Bilakis öğrendiğim için sevinir, şükrederim.  Pek çok kitapta, bir mesele izah edilirken  Ebu Hureyre'den sık sık rivayet dile getirilir olarak görürdüm. Hatta bu beni öyle bir kanıya götürdü ki, arapça bilmediğimden ve bu ismin erkek ismi mi kadın ismi mi olduğunu bilmediğimden, belki de tembellikten, belki bir yerden aklımda kalan bir yanlış anlamadan/ hatırlamadan olacak, kendisinden bukadar çok hadis rivayet edilmesinden de olabilir onun peygamberin hanımlarından biri olduğunu zannederdim. Şimdi ise, kendime bakıp gülüyorum. Fakat, dini meseleler üzerinde bu kadar kitap okuyan birisi olarak kendi düştüğüm duruma bir bakıyorum da, etrafımdaki nice insanın halini düşündüğümde gülüşümün yerini ciddi bir endişe alıveriyor. Çokça meal okuyan ve kasetlerden de sürekli olarak meal dinleyen birisi olarak ben dahi, mezheplerde helal / haram olarak öğretilen şeylerin pek çoğunu Kur'an da bulamayınca şöyle düşünürdüm: Bu din meselesi hakikaten tam bir uzmanlık işi. İşte böyle böyle, din; belli bir kesimin mesleği haline geliyor. Sonra sen bunlara itirazsız uyuyorsun. Kur'an'da olmayan bir şey sana helal yahut haram olarak dayatıldığında dersin ki; ha... bunu hadislerden öğrenip buyurmuşlar. Orda yoksa icmadan, orda da yoksa derin düşünüşlü alimlerimizin ilminden bulmuşlar. Şöyle bir bakarsın din külliyatına, binlerce sayfa, ciletler dolusu kitap... Bir derya... Daldın mı çıkamazsın işin içinden. İşte bu çöküşün ve dinin ilminden uzaklaşmanın ta kendisidir. Çünkü sen Kuran da açıkça gördüğün bir emri dahi şüpheyle karşılayabilirsin. Dersin ki; ya bu hususta yani anlayamadığım hususta benim bilmediğim bir hadis,bir izah bir tefsir varsa. Hakikaten böyle olunca artık hüküm veren ayet olmaz. Başka bir şeydir. Ama şunu bilir ve inanırsın: Alimlerimiz asla Kur'an'a çelişecek bir şey söylemez. Böyle bir şeyi asla kabul etmez. Böyle bir şeyi delil edinmez. Sonra Tefsiri Kebiri açarsın. Nahl 44. ayetin tefsirini okursun. Der ki, "... bazıları dediler ki (bilirsin ki Fahruddin Razi bazıları derken devrinden önce yaşamış bazı alimleri kasteder.) Kur'an mücmeldir. Hadis onu izah eder. Bu nedenle, bir hadis Kur'anla çelişirse hadisi tercih evladır. Biz mücmel olanı anlayamayız. Hakbuki Peygamber onu anlamış ve hadisle tefsir etmiştir demiştir." Allahtan Fahruddin Er Razi bu görüşe karşı çıkar, eleştirir. İyi de babacan, şu bazıları dediği de alim değil mi, onun öğrencileri, telkinleri ile amel edenler yok mu ? Allah muhafaza. Bu nasıl bir görüştür. Demek ki neymiş, olabiliyormuş. Adına alim denen birileri çıkıp, hadis ayetle çalişirse hadisi tercih evladır diyebiliyormuş. İşte bunun için, bu iş mücadele işidir. Ben bu arkadaşları cesarette Ashab-ı Kehf e benzetiyorum. İşte öyle cesur gençler. Allah hayırlarını arttırsın, varsa yanılgılarını doğruya iletsin.

Ancak O'na iman eder, ancak O'ndan dileriz.

Selam ile...     


  
 
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam,aliaksoy
size katiliyorum fikirleriniz anlamli.Sunu da belirtmek isterimki
diyanetin  isi baya zor,birileri hala eski kafalardan disari cikamiyor
ciksa,ortalik karisacak(sahsen öyle tahmin ediyorum)
Diyanet islerinden ricamiz,bizlere Kurani kerimin gerceklerini
hadislere dayanmadan aciklamalaridir.
Sunu da düsünmek gerekir,Peygamber efendimiz, kurani kerime uymus ona göre davranmis.
Sorum sudur,Peygamberefendimiz o zamanlar herhangi bir hadise mi basvurmus?Tabiki hayir
Peki bizleri yönetenler..yillardir nelere dayanarak gercekleri bizlerden uzak tutmakda israrlidir?
Yüce rabbim e siginarak,Insanlarin hakki olanini Islam birliginin
bu islere el atmasini taleb ederek dualarimi kabul buyurur Insallah.
hata ve kusurlarim varsa ise affola.


Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam,
aliaksoy yazdı;
Üçüncüsü; theolog arkadaş her yazısında uslüp itibariyle, bu sitedeki görüşlerin sahiplerinden daha selim durmuş. Diğerleri / bence ev sahipleri, bir diğer ifade ile bir görüşü savunanlar biraz daha saldırgan durmuşlar bence. Bu hoş bir şey değil.

şimdi ali aksoy kardeşim...birileri eğer diyanete karşı biraz saldırgan bir tavra sahip olmuşlarsa ki bunlardan biride benim..
o diyanet denen dinin bilmem neresindekilerin yüzündendir...
sen imamını eğitmezsen..sen gereğini yerine getirmezsen söverler bile..ancak biz o kadarını yapmadık...
din diyanet adına ortada kendilerini yetki sahipleri sanıp bunu fetva verme cüreti dahi göstererek cahilliğin güç eliyle empoze edilmesi...sence biraz öfkeyi haketmiyor mu?
hala dinde din adamı kimliğinin,olmadığının farkına varılmadığı sadece bilenler vasfıyla birilerinin mutlaka olması gerektiği Kuranda belirtilmişken..Kurana rağmen yine din adına o kafadaki sarık ve o üstteki cüppenin işi ne?
sözlerime burada son verirken biraz daha gayret diyanet demiyorum....
diyanet ya üstlendiğin misyonu tevhide uygun biçimde yerine getir yada sus.



__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam muvahhit,

Allah razı olsun. Ben diyanete karşı tavrınızı değil, sabır içerisinde görüşlerini türlü türlü açıklamaya çalışan theolog a karşı sergilenen tavrı kastettim. Diyanet'e karşı tavrınızı asla eleştirmedim. Yazım içerisinde belki sizden de ileri gittim. Çünkü onlar "resmi olarak" ve "...kendileri de çok iyi bilip dururken..." konuşanlar ve " ... hakikatleri gizleyenlerdir." 

Diyanet dört mezhebin haydi sünneti, mekruhu şunu bunu boşver, "haram" "helal" ve "farz olan işler" hususundaki ihtilafnı izah etmelidir. Öyle ya... Birinin helal dediğine diğeri haram demiş... Biri bir ibadet yahut mesela abdestin farzları misal dörttür, diğeri misal ondur demiş... Uydurulan yeni dine bak ki, kitabında hiç bir çelişki yok ta, hükümlerinde, müeyidelerinde çelişkinin de ötesinde şeyler var...

Demek, bunları ihtilafa düşüren hadislermiymiş... Demek güya bu suretle peygamber ümmetini ihtilafa düşürmüş... Demek "müminleri temizleyen, onlara öğreten peygamber" sizi ihtilafa mı düşürdü... "Canım ihtilaf ettiğimiz şeyler çok önemli şeyler değil" mi diyeceksiniz... Abdestin farzlarında ihtilafa düşen, namazın farzlarında ihtilafa düşenler... Siz daha ne hususunda birlik içerisinde olacaksınız ki ? Namazın beş vakit olduğu sünnet ve icma ile sabitmiş. Öylemi... Namazın hatta onun hazırlığı olan abdestin farzlarında ittifak edemeyen sizler, namazın vakitlerinde ittifak etmekle sevinecek misiniz ? Sizden (mezheplerden) birine göre tamam olan bir abdestle tamam olan bir namaza diğeri bu namaz olmadı, olsa olsa sabah sporu olmuştur kabilinden yaklaşan sizlere göre, vakitlerde ittifak etseniz ne olur ? Size göre tamam olmayan abdest ve namazla kişi günde beş değil yirmi beş vakit kılsa neye yarar ?

Evet diyanet bunlara cevap vermelidir. Bundan bir kaç yıl önce katıldığı bir televizyon programında kendisine "bu gün yaşayan ve iyi bir insan olan bir hıristiyanın hükmü nedir" diye sorulunca, lafı eveleyip geveleyen  diyanet işleri başkanı ! Nihayet;  "İyi bir insansa cennete gidebilir" diyen diyanet işleri başkanı ! O halde ben iyi bir insan olarak hırıstiyan olayım. Muhammedi terkedeyim, Kur'an yerine iyi bir insan olarak incile tabi olayım da cennete gideyim öylemi ? Peygamberi terki "günde bin defa her türlü şüpheye kapılıp gezinen gençlerimize" hoş gösteren diyanet işleri başkanı ! Şimdi sen peygamberin sözlerini / hadislerini mi öğreteceksin. Onları "delil" mi edineceksin ? Söyle bakalım mezhebin, dinini değiştiren hakkında ne buyuruyor ? Siz insanları, kendi mezhebinizde katle sebep olacak bir işe mi özendiriyorsunuz ? Ya da en azından bundan sakındır mıyorsunuz. Yoksa bunu size hadisler mi söylüyor ? Yoksa Kur'an mı emretti ve o da mücmeldi de siz mi açıp anladınız ? Siz, Rabbin bizim için beğenip seçtiği islamı, Muhammedi inkarla İsa'yı üçün üçüncüsüdür diyenlerin  dinine mi tefsir ettiniz ? Ben iftira mı ediyorum. O halde, katıldığın televizyon programlarını yayınla da izlensin. Hata, bu suretle bu programda yanı başında oturan iki tane "ilahiyatçı" da müdahale etmemelerini izah ederler.  Sözlerinin arasında son din islamdır, peygamberi ise Hz. Muhammed tir demen verdiğin hükmü güzelleştirecek mi ?

İşte ben size bir tefsir yapayım da öğrenin:

(BAKARA/135):

Diyanet Açıklamalı: (Yahudiler ve hıristiyanlar müslümanlara:) Yahudi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.

Bir de şunu dinleyin:

(ENBİYÂ/62):

Diyanet Açıklamalı: Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler.

(ENBİYÂ/63):

Diyanet Açıklamalı: Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.

(ENBİYÂ/64):

Diyanet Açıklamalı: Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.


(ENBİYÂ/65):

Diyanet Açıklamalı: Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.

İşte böyle... Tefsire ne hacet....
 
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 

<< Önceki Sayfa 16 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats