Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hepinize Merhaba,

Ne zaman yazarız ?

Niçin yazarız ?

Yazdıklarımız ne olur ?

- Yazı tekrar için gereklidir,

- Yazı unutmamak için gereklidir, ( Kolaylık sağlar )

- Yazı aktarmak için gereklidir, ( Kolaylık sağlar )

- Yazı kalıcı kılar,

- Yazı önemi vurgular,

- Düşünmeye yardımcıdır,

- Denetimi sağlar, sahibini gösterir,

- Başka bir araç ile ulaşamayacağımız mesafeleri aşar,

Vesaire vesaire,

Vasiyet yazarlar, hatıra yazarlar, anı yazarlar, kitap yazarlar, mektup yazarlar vesaire,

Kur'an neden yazılı bir kitap değildir ? 

Kur'an indiği dönemde neden yazılmıştır ?

Bunları bir kitaptan okudum diyerek söylediklerinin doğruluğunun isbatına gitmek isteyen bir çok kişiye şahit olmuşsunuzdur mutlaka,

İndiği dönemdeki insanların yazmaları gayet makul idi, zira aktarmak, tekrarlamak, düşünmek, anlatmak  için gerekliydi,

Kusura bakmayın çıkmam gerekti :) 

http://www.youtube.com/watch?v=dzOr-eLMY7Y 

:) Hediyem olsun, hepinize,

Esen kalasınız

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam kaldığımız yerden devam edelim inş.

Algısal olarak sunulan kur'an'ın yazıya geçirilmesi dönemin insanları için gerekliydi, zira; aktaracak, tefekkür edecek, hitap edeceklerdi,

Yaratıcı açısından da yazılı halde sunulmaması da gayet makul idi zira hem o kalemle yazmayı öğretendi hem de sunduğunun ebedi olmasını murad etmiyordu,

Ki sunduğu insanlarda var olanlardı, sadece farklı gözlemler ile pekiştiriyordu (cin suresi son ayetleri),

Kur'andan ne öğrendik doğuştan bizde olanların dışında,

Zina edene 100 celde ( şekli ve mahiyeti tartışılıyor)

İftira edene 80 celde ( şekli ve mahiyeti tartışılıyor)

Hırsızın elinin kesilmesi ( Bilekten veya maldan tartışılıyor)

Ramazan ayında belirli saatlerde açlık ve susuzluk. ( Hem gün sayısı hem de şekli tartışılıyor)

Belirli vakitlerde ritüeller ( Vakitleri, şekiller, mahiyeti, varlığı yokluğu tartışılıyor.)

Hacc ( Yeri, şekli, mahiyeti, varlığı yokluğu tartışılıyor.)

Yenilmeyecekler listesi ( Tartışılıyor )

Sonra ne öğrendik,

Kıssalardaki tarihsel ögelerin ve anlatım sanatları ile anlatılanların ne olduğu,

Neden bunları tartışıyoruz, çünkü;

İnsan doğasında olmayan, hayatında bulunmayan olguları hayatı ile doğası ile bağdaştırmaya çalışır bu O'nun doğasında vardır ki bu hali ile anlamlı kılar,

Algısal olarak inen ve sürekli sen ve şuan vurgusu yapan bir yaratıcının hitap ettiği insanlara bu kitabı sizden sonraki kuşaklar için muhafaza edeceğim, onları da bu kitaptan sorumlu tutacağım demesi sizce anı gizlenen son'un ortaya çıkarılması değil midir en azından durum ilk  muhattaplar açısından böyle olmaz mı,

Algıda olanlar ihtiyaç gereği yazıya döküldü lakin yazıya dökülenler kalıplarda soğutuldu ve hazır olarak masaya sunuldu,

Sorun da burda ortaya çıkıyor,

Ben PATRON olarak PTT yolu ile AHMET GÖKBARA bütün işçilerimin 50 tl göndermesini istiyorum, işçilerime bunu iletmesi için GENEL MÜDÜRÜ görevlendiriyorum, kendisi adres bilgilerini tc kimlik nosunu YAZIYA dökerek bütün işçilere dağıtıyor ve AHMET GÖKBAKARIN hesabına PTT yolu ile paralar yatırılıyor,

GENEL MÜDÜR ÖLÜYOR PATRON'UN İŞÇİLERLE GENEL MÜDÜR VASITASI İLE İRTİBATI KESİLİYOR, İŞÇİLER DE PATRONLARINA BAĞLILIKLARI GEREĞİ HER AY PTT YOLU İLE HAVALELERİNE DEVAM EDİYOR,

NETİCE;

1-AHMET GÖKBAKAR'IN ARTIK PARAYA İHTİYACI YOKTU LAKİN KENDİSİNDE BİRİKEN FAZLA PARA İLE DİĞER İHTİYAÇ SAHİPLERİNİN YATAY DÜZLEMİ UZADI,

2- AHMET GÖKBAKAR GEÇEN SÜRE İÇERİSİNDE PTT ŞUBESİNE GİDEMEYECEK KADAR YAŞLANDI, KENDİSİNE GELEN PARALAR PTT ŞUBESİNDE KALDI,

3- AHMET GÖK BAKAR PTT ŞUBESİNDE SIRA BEKLERKEN ÖLDÜ, OYSAKİ GEÇEN SÜRE İÇERİSİNDE KENDİSİNE BİR BANKA HESABI AÇTIRMIŞTI VE EFT İLE HESABA HAVALE YAPILSAYDI KUYRUK BEKLEMİCEKTİ, BANKAMATİK KARTI İLE PARASINI ALACAKTI,

NE YAPMALIYDI İŞÇİLER,

AHMET GÖKBAKAR'IN KİM OLDUĞUNU BULMALARI GEREKMELİYDİ ?

NEDEN AHMET GÖKBAKAR'IN SEÇİLDİĞİNİ ANLAMALARI GEREKİRDİ ?

AHMET GÖKBAR'A NASIL DAHA KOLAY ULAŞMALARI GEREKTİKLERİNİ KEŞFETMELERİ GEREKİRDİ ?

KUR'AN İNDİRİLİRKEN YAZILARAK YUKARDA ÖĞRETTİKLERİ BOYUTU İLE GENEL MÜDÜR HAYATTA İKEN YAPILAN İŞLEM GİBİYDİ, FAKAT ŞU ANDA YAZILI HALDE MUHATTAP KALDIĞIMIZ VE KALIPLARIMIZDAN KURTULAMADIĞIMIZ İÇİN GENEL MÜDÜR ÖLMÜŞKEN YAPILAN YANLIŞIN ALETİDİR, HATA ALETTE DEĞİL KULLANANLARDA,

Ne garip değil mi, Kur'an'ın bize doğal hayatımız, yaradılışımız dışında öğrettikleri bir elin parmaklarını geçmiyor,

Zina eden farklı bir ceza getirilebilinir,

İftira edene farklı bir ceza getirilebilinir,

Toplumsal düzeni, uyumu, toplum bilincini, oluşturacak araçlar tekrar değerlendirilmelidir,

Adalet, iylik, akraba,yakın dayanışması, anaya babaya itaat, yoksul yetim yardımız, paylaşmak, çalmamak, yalan söylememek, gayri meşru ilişkilerde bulunmamak, zalimlerle ortak olmamak, zulmü engellemek, ırkcılık yapmamak, bunların hepsi hem hayatın içinde hem de yaradılışımızda zaten olan şeyler, basit bir şekilde fayda / zarar ilişkisi içinde bunları ele aldığımız zaman zaten bu neticelere varırız,

Toplumlar her zaman fesad yaradan, toplumun huzurunu bozanları cezlandırır,

Hırsız hiç bir zaman adil bir toplumda cezasız ve ıslahsız bırakılmaz,

Zina, tecevüz hiç bir toplumda hiç bir zaman cezasız ve ıslahsız bırakılmaz,

İftira ayı şekilde,

İnsanlar hiç bir zaman şekilsiz kalmaz, Üzülen ağlar, Sevinen güler, dertli olan ellerini başının arasına koyar, ki zaten biz şekillerimizle yaratılmışken,

O zaman bütün mesele sadece yukarda saydığımız yedi sekiz madde mi ???

O zaman bütün mesele kıssalardan çıkardığımız farklı sonuçlar mı ??

Bütün mesele yukardaki yedi sekiz maddenin fıkhı üzerine yapılan değerlendirmeler ve araştırmalar olsa gerek,

Yaratarak bizden ne istediyse Rabb yaşatırken de onlardan gayrısını istemez,

Yaşantının bir döneminde uygulamalara giden Rabb bu uygulamalarında kalıcı olmak isteseydi bunların korumasını kendisi üstlenirdi, biz insanlara bırakmazdı, ve bunları kalıcı kılardı yazı ile veya bir başka araçla O'na zor yok ki,

Yaratıcının sunduğu vahiylerin uygulamalar, düzenlemeler boyutu ile hiç bir zaman çağlar üstü, evrensel olduğu düşünülemez,

Evrensel kurallar ve  insan başı kurallar yaratılırken konulmuştur zaten,

Zaman akmaya, toplumlar gelişmeye programlanmıştır siz tarihin bir boyutunda istenilenleri tarihin bir başka boyutunda uygulamaya kalkarsanız Sünnetullaha ters müdahale yapmış olursunuz,

Duran herşey kokar, bozulur,

Gerçekten hayat yaşanabilir ve güzel,

Neden yaşanabilir bir hayat kurmak için çalışmayalım,

Bırakın zaman aksın,

Esen kalasınız

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba

Kuran'i okumak ve anlamak cok farkli.

Kuran insanlarin bildiklerini kullanarak onlara mesaj vermektedir. Bu yuzden muhatap toplum yapisi goz onunde tutularak hitap edilmistir.

 Mesajin ozu Allah ve kul iliskisidir. Insan ahdini bozmus ve   rabbine olan sadakatini terketmistir. Her yeni mesaj Allah ve kul iliskisinin  layikiyla olmasi yonunde yapilan hatirlatmadir. Surekli olarak,Allah ile olan iliskinin bozulmasini sirk muessesesinin insasi takip etmektedir.

Insanin yasaminda, yaratilisina muhalefetinden oturu cektigi ferdi ve toplumsal yasanti  sikintilari Inanc alanindaki aksakliklarin yan tesirleridir.

Sosyal iliskilerin duzenlenmesine yonelik sunumlarin muhatap toplum ile olan iliskisi mesajin zaman tahdidi tasidigini ispat etmez. Aksine gercekciligini ortaya koyar.   Numune toplumdan yasantisal  ornekler niteliginde gormemiz daha dogrudur. Aslinda bu tarz hitap mesajin anlasilirligini pekistirmektedir. Sadece soyut felsefi sunumlar degil somut orneklerle uygulamali dersler verilmektedir.

Allah'a emanet

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam hocam,

muhammed resul bize okuyup neyi iletti,bize bir şey iletmediyse demekki kendi kendine okumuş durmuş, bu konuda acaba yanlışmı düşünüyorum.

selam ve dua ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Asim yazdi;"kitab kelimesinin kuranda çok enteresan anlamları var..."

Degerli Asim kardesim kitap ehli -vahiy ehli izahlarimdan sonra ki yazdigin yazindaki soylediklerini delillendirebilir misin?

Kusura bakma kardesim, fakat benim dusuncem bu yazdiklarin  konuya iliskin fazla  zaman harcamadan fevri bir sekilde yazilmis. Kuran'a inanmayan ilim adamlari bile daha insafli. En azindan metne sadaket etmeye calisiyorlar.

 Bugun bir arkadasin yazisina verdigim bir kac paragraf cevap icin 200 civarinda ayette bir kelimenin nasil kullanildigina baktim. Bu kelimenin yakin anlamini tasiyan diger kelimelerin kullanimlarini gozden gecirdim vs. Belkide ben yanlis yapiyorum,fazla incelemeden  gozumu kapatip aklima gelenleri yazmaliydim. 

Allah'a emanet

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ama önce “Kitâp” kavramının Kur’an’ın kendi öznel dilinde ne manada kullanıldığından başlayalım.

Baktığımızda “Kitâp” kelimesinin Kur’an’da 242 kez geçtiğini görüyoruz.

Yani gayet merkezî, ana bir kavram.

Bunların tamamını burada aktarmam mümkün değil. Fakat bir tasnif yapacak olursak öznel (kendine özgü) ve nesnel (hepimizin bildiği) iki ana manada kullanıldığını görüyoruz.

1- Öznel anlamı: Bilgisayar çağındayız kolay anlaşılması için oradan örnek verelim, “el-Kitâp” bu manada tüm varlığın ve oluşun işletim sistemi ve hafızası (belleği) anlamında kullanılıyor. Yani tüm evrenin; tarihin, hayatın, tabiatın işleyen sistemi… Keza tüm evrenin; tarihin, hayatın ve tabiatın hafızası/belleği (lehv-i mahfuz)…

Örnek 1: “Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir Kitâpta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.” (Hadid; 57/22). Yani deprem, sel felaketi, yanardağ patlaması, fırtına, kasırga, hastalık, ölüm, toplumsal yükseliş ve çöküşler vs. hepsi işleyen bir sisteme, yasaya göredir. Bunlar size isabet etmeden önce de belirli bir işletim sistemi, yasa, düzen üzeredirler. Evrenin yazılım/işletim sisteminin (el-Kitab’ın) dışına çıkamazsınız, hepsi orada yazılıdır. Size düşen işletim sisteminin elverdiği ölçüde hareket etmek, gereken tedbirleri almaktır. Aksi halde müsibete uğrarsınız (bilgisayarınız, sağlığınız, eviniz, işiniz, toplumunuz vs. çöker!)… Kur’an işte buna evrenin işletim sistemi, düzeni, yazılmış yasaları (el-Kitâp) diyor. Bu durumda Kitabı okumak evreni; tarihi, hayatı ve tabiatı okumak demek oluyor.

Örnek 2: “Hangi oluşta olursan ol, Kur’an’dan her ne okursan oku ve her ne iş yaparsanız yapın, siz bu işlere daldığınızda Biz hepsini görüyoruz. Çünkü ne yerde ne gökte, küçük büyük fark etmez, zerresine kadar hiç bir şey Rabbi’nin bilgisi dışında cereyan etmez. Bunların hepsi apaçık bir Kitâptadır.” (Yunus; 10/61). Yani siz bir iş ve oluşa (şe’n) başlar başlamaz, aynı anda (hemdem, senkronik) olarak Biz de olayın içindeyizdir. Çünkü Allah her şeyi çepeçevre kuşatıp kaplamıştır (muhit). Fakat buna rağmen siz mahiyet olarak O değilsiniz, O da siz değil. Olup biten her şey cömert yazıcılar (kirâmen kâtîbin) tarafından kaydedilmektedir. Yani insanın, tarihin, toplumun, tabiatın hafızasına işlenmekte, evrensel koruyucu bellekteki (lehv-i mahfuz) yerini almaktadır. Zerre miktarı bir kıpırtı bile yok olmamakta, evrenin hafızasına (el-Kitâp) kaydolmaktadır. Güneş, ay, yıldız, gece, gündüz, tanyeri, dağlar, ovalar, zeytin ve incir ağaçları, eller, ayaklar, deriler, yeryüzü vs. hepsi buna şahit olacaktır. Zamanı geldiğinde, bütün bunlar dile gelecek, kayıtlar ortaya dökülecek, bellekler açılacak ve her kişiye “Kendi ellerinle yazdığın kitabın (hayatın) işte bu, haydi oku” denecektir… Kur’an işte bu tarihin, hayatın ve tabiatın işleyen sistemi esnasında olup bitenlerin kaydedilmesine de hafıza/bellek (el-Kitâp) demektedir…

Demek ki el-Kitâp bu durumda işletim sisteminin önce kendisi, sonra da işleyişi esnasında ortaya çıkanların kayda geçmesi, hafızaya alınması manasına geliyor. Mesela insan için kullandığımızda insanın işletim sistemi onun ruh ve beden sağlığının yasaları demek oluyor. İşte el-Kitâp’ta belirlenmiş olan bu. İnsan verilmiş işletim sistemini/yazılımını şu (iyi) veya bu (kötü) yönde çalıştırınca (amellerde bulununca) kendi hayat kitabını da yazmış oluyor. Ahirette ona kendi yazdığı kitabı gösteriliyor (amel defterleri açılıyor) ve “Oku kitabını” deniyor.

2- Nesnel anlamı: Bu da bildiğimiz anlamda genel geçer manada kitâp demektir.

Örnek: “Yoksa size ait bir Kitâp var da, onda mı okuyorsunuz?” (Kalem; 38)… “Kendilerine Kitâp verdiklerimiz onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.” (En’am 20)… “Ehl-i kitâptan bir gurup, okuduklarını Kitâptan sanasınız diye Kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitâp'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde ‘Bu Allah katındandır” derler. Onlar bile bile Allah’a iftira ediyorlar.” (Al-i İmran; 78) vb.

Görülüyor ki el-Kitâp terimini Kur’an, Mekkî ayetlerde daha çok birinci öznel anlamıyla, Medenî ayetlerde ikinci nesnel anlamıyla kullanmakta. Çünkü Medine’ye gelindiğinde kendilerine Yahudi veya Hristıyan diyenlerin yanlarında Allah’tan olduğunu iddia ettikleri Kitâplar vardır. Bu noktada Kur’an onlarla polemiğe giriyor. Kurumsal din eleştirisi yapmaktan ziyade “Kitâp ehli olmak” iddiası üzerinde duruyor. Çelişkilerini ve tutarsızlıklarını bir bir ortaya döküyor. Yahudileri daha çok amel, Hristıyanları da inanç noktasında eleştiriyor.

***

eliaçık..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhebe Asım ,

Sanırım orta öğreniminiz İ.H.L. idi.

Örnek 1-2'de verdiğiniz Hadid/57-22 ve Yunus/10-61. ayetlerde geçen kitab kelimesi EL'sizdir. Ve bu kitap yasa, kanun, kural, neden, sebep.. anlamınadır. Kısacası Allah'ın yasası, ilmidir. Her şey Allah'ın bilgisi dahilinde olmaktadır. Diğer bir deyişle; herşay bir kural dahilinde olmaktadır. "Elkitab" ise Allah'ın Resullere vahyettikleridir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Asim kardesim, keske yazdigima karsilik,yanlisliklarla dolu bir yaziyi kopyalayarak cevap vermeseydin. Biraz arastirip dusunseydin ne guzel olurdu. Bugun sabah cep telefonu uzerinden yazdiklarini okudum. masa ustundeki gibi sayfayi tam goremedigim icin bu yazinin R.I Eliacik'tan alinti oldugunu farketmedim. Okurken rabbim sahit yazinin sizin eski risalelerden olabilecegi hissi bende olustu, taki alintinin kaynagini gorene kadar. Alinti yazi gozunu ayetlere yumarak yazilmis. Hakkinda yorum yapmayi dahi gerekli gormuyorum. Bu aksam is toplantilarim gec bitmesine ragmen kitab kelimesinin degisik kullanimlarini inceledim. Genelde bu tarz arastirmalari kitab uzerinden yaptigim icin kopyala yapistir yapamiyorum. Benim sayisima gore kelimenin farkli kullanimlarinin toplami 250 cikti bir kac tanesini atlamis olabilirim.Belirlilik takisi olanlarin 200 e yakin oldugunu soyleyebilirim. Bunun disinda kalanlar   tamlamalar vs seklinde bulunmakta ve izaf edildiklerine gore degisik anlam gruplari olusturmaktadirlar . Vakit azligindan tasniflerini teker teker yapamiyacagim. 

Degerli kardesim incelediklerimin sonucu olarak yazdiklarina ve kopyaladiklarina katilamiyorum. Yazdiklarimin sana hitap etmedigini defalarca gosterdigin icinde yazdiklarimi takrarlamayi arzu etmiyorum.

Kuran anlayisi keskin olan Abdurrahman kardesin ifadelerine de katildigimi belirtmek isterim. Abdurrahman kardes bu kadar acik ve net bir konunun anlasilmazligina benim kadar sasirmis ki  fazla yazmamis.

Allah'a emanet.