Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ebukerem abi,

Dediğim linki okusaydın herhalde bunu sormazdın,

Rıdvan abi orda sorulacak en güzel soruyu sordu bence,

İnsan aynı Domuz aynı değişen ne peki diye,

Ben de kendisine iki cevap verdim,

İnsan elçiler gelmeden önce de domuz hayvanı ile muhattaptı ama bu hayvana karşı muhattaplıklarında ki iki tavırları farklı idi ( Domuz eti harma mı değil mi tartışmasına girmeden)

İkincisi ise,

İnsanların muhattap olduklarına karşı tavırlarını araçlar belirler,

İnsan bir dönem bazı noksanlıklar neticesinde muhattap olduğundan zarar görüyorsa o dönem için tavrı mahrum kalmak olur ama bir dönem sonra araçlar ile zarar faydaya dönüşüyorsa tavrı elde etmek olur,

Kusura bakma ama kaç sayfalık bir başlığa yönlendirdim seni ve acele bir cevap ile temel paradigmadan bahsediyorsun,

Hele bi kendimize çevirelim şu aynayı,

Okudun da mı o başlığın hepsini cevap yazdın yoksa geçtin mi, yoksa okudun düşündün de mi yazdın ya da  okumak için mi okudun da yazdın,

Allah'ı 1400 sene evveline hapsetmeye kimsenin hakkı da yok gücü de,

Esen kalasın,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

a.s. malik,

önceden okumuştum ne yazdığını biliyorum yani.

fakat kök paradigman yanlış diyorum. insanlık ademden beri aynı.

imtihan soruları aynıysa, imtihana girenler aynıysa cevaplar aynıdır.

haramlar da bir soru. tek yönlü bir imtihan değil bu.

haşa kimse Allah ı hapsedemez 1400 yıl öncesine, ama SEN ORADAKİ VE ONDAN ÖNCEKİ AYNI İNSANSIN VE BUNDAN 1400 YIL SONRAKİNİN AYNI OLDUĞU GİBİ.

üzgünüm ama sen ve benin o insanlardan hiç bir farkı yok malikcim.

lafı dolandırmaya gerek yok, vahiy EL-KİTAB dan bir parçadır ve iner, şeriatlar farklılık gösterebilir toplumlara göre ama KAVAİD EL BEYT aynıdır ve tüm toplumların işine yarar imtihanı başarmakta.

ve nasıl iyi geliyorsa nene limon 3000 yıl önce sümerli Hihobun midesine senin de iyi gelir merak etme.

uçmamak lazım derim kardeşim, imtihan olduğunu unutmamak lazım, okul birincisi de olsan bu sınava girmeli ve cevapları yazmalısın , imaj yetmiyor işte.

selam ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Peki kerem abi,

Ben düşüncelerimi genel olarak ifade ettim,

Umulur ki Rabbin daha ileri bir doğruluk bilinci ve daha derin duyarlılık düzeyine eriştirir,

Esen kalasın

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

kardeşim malikim,

Rabbim doğru bildiklerimizde sabit kılsın yanlışlarımızdan doğruya hidayet etsin cümlemizi ve bizi affetsin.

selam ile..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Rabbim yazacekken elim "n" harfine basmış Rabbin olmuş, umarım yanlış anlaşılmamıştır,

Esen kalasın

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Merhaba

 Daha onceden de defalarca;"Allah'in sirf 15 yuzyil  oncesi hastalara yazdigi receteyi gunumuzde ki hastalara uygulamamiz mumkun olmaz "denmisti.  Recete benzetmesinin konuya uygunsuzlugunu daha once belirtmistim.

Bu iddianin hakli olmasi icin Allah'in her topluma yeni receteler yaziyor olmasi gerekmektedir. Zira mevzubahis receteyi yazan hekim O'dur.

Illaki recete orneginde israr edilecekse tutarli bir sekilde sunulmalidir.

Kuran hastaliklara yazilan bir recetedir!  Bu Mekke ve civarinin ozel muayenesi ve testlerinin sonucu olarak belirlenmis!

Neymis onlarin hastaliklarinin belirtileri; sirk, adaletsizlik, namussuzluk,cinayet,hirsizlik,zina, iftira,dolandiricilik,cimrilik vb  . Ikinci etapta karsilasilanlar da ayni hastaliklar, asiri din istismar virusu ve daha neler. 

Sirf onlara mahsus mikroplarin tedavisi icin bir recete sunulmus!   

Sonrakilerin tedavisine pek yaramayacak olan Kuran'in icinde belirtilmemissede onun kullanma tarihi o zaman bitmistir! 

Baskasina yazilan ilaci kullanmak dogru degildir, olumcul allerji dahi  yapabilir. Her ayri topluma onlara uygun ayri bir recete yazilmalidir.

Bu hastaliklar ve ongorulen ilaclardan degisen nedir?

Kuran bu iddialara yol acacak herhangi bir ifade kullanmis midir?

Kuran'in sundugu recetenin hangi kismi   sona ermistir?

Hicbiri,

Sirk seyahati esnasinda Kuran'dan transit gecis yapan  kimselerin kisa bir yol boyu  camdan seyir ederek onun hakkinda seyahatname yazmalari mumkun degildir.

Ornegin fanatik bir cemaat ortaminda yetisip Kuran'i mucizeler diyari gibi gorenlerin, dogadaki bitki ve canlilarda fiziken arapca olarak Allah yazili oldugunu iddia edenlerin, Kuran'da her seyin oldugunu onun bir harekesinin dahi degismedigini iddia edenlerin,  ayetlerin sayisal formulleriyle onun ilahi oldugunu iddia edenlerin en sonunda hayal kirikligina, ugradiklarini ve sok olduklarini  gormekteyiz. Bu hayal kirikliginin   her kimse uzerinde degisik tezahurleri bulunmaktadir.

Bir kismi acik yureklilikle bana eyvallah umdugumu bulamadim diyerek yoluna koyulurken, bazilari kendi cikmazlarini ideal dogrular olarak sunma inadini surdurmektedir. Soyledikleri bir ceviz kabugunu dahi doldurmaz ifadelerdir. Ne kuran'i inkar edebilirler nede kabul.

Kusura bakilmasin fakat suslu sozlerle raks yapmaktansa acik yureklilikle dusunduklerimi ortaya koyuyorum. Rabbim kendilerini odullendirdiklerinin yolu sirati mustakimden ayirma, hakka ulastiktan sonra imanimiza batil bulastirma. Her turlu suphe ve vesveseden sana siginiriz.

Kuran'in  Muhammed'e Allahtan indirilen mesaj olduguna kani olanlar onun insanlara tukenmez ogutler sunduguna inananlar buna uygun davransin, suphesi olanlar kimliklerini cicili ifadelerle gizlemesinler.

Kuran recetesini Allah yazmistir, onun gibi recete yazacak ilahiniz kimdir?

Allah'a inanmayan onu tanimayan nankordur, zalimdir, fasiktir bunu mesru gormek kimin haddinedir. Kuran'a inanan kimsenin bu yoldan cikmisligi onemsiz gormesi mumkun degildir.

Insanligi olumcul hastaliklara bulastiran Allah tanimayis, onu hakkiyle bilmeyis ve onunla yapilan aldatmalardir. Her zulumun altinda Allahsizilik yatmaktadir. Insanlik bu yonde bir arpa boyu mesafe katetmemistir.

Allah en zalim ortam oldugu icin Muhammed'i Mekkeye resul olarak gondermis bu sebebten Kuran'i indirmis!

Japonya'ya atom bombasini atanlar kadar mi zalimdiler?

Insanlari irk veya renklerinden oturu topluca katliama surenler kadar mi zalimdiler?

Zulumde onlari geride birakacak ne toplumlar yasamis ve kendilerini vahiyle uyaran resulleri olmamistir.

Muhammed'in Mekke'sinde uygarlik cok toplumlardan daha otede olmali ki ona on uc yil dokunmamislar.

Tarih bilmezler atalarinin dininin uyduruk rivayetleriyle tanidiklari bir mekkeden baska bilgileri yoktur.

mekkeliler zamanlarinin en zalimi degillerdi. Uygar democrat  Roma bile Isa'ya tahammul edememis ve asayisi bozdugu icin aninda carmiha germisti. 

Arkadaslar tartisalim fakat durustce herkes kimligini ortaya koysun, Kuran'i referans alanlari hakir gorenler islerine geldigi gibi ayetleri carpitmakta  ve uyduruk rivayetleri kullanabilmektedir.

  Ahlaki olan Kuran hakkinda ki bilgileri yetersiz, onu anlamaya caba sarfetmeyen kimselerin, onun hakkinda ileri geri iddialardan cekinmeleridir.

 Kuran'i etkisiz kilma cabasindaki kimselerin bilerek yada bilmeyerek yaptiklari, din istismarcilarinin ekmegine yag surmektedir.

Onlar bakin    bunlar sonunda Kuran'i da terkedecekler onu da inkar edecekler onu oyun ve eglence edinecekler dememis miydik  edasiyla kis kis gulmektedirler.

 Kitaba varis kilanan onun mesajina muhatap olmus kimselerin sorumlulugu ona simsiki sarilmaktir. Duzinelerce ayet bu konuyu sarih bir bicimde ele almaktadir. Kitap-vahiy ehli bu konuda defalarca elestiriye tabi tutulmustur. Kitap-vahiy ehli olmak olumsuz bir durum arzetmez,  olumsuzluk ehli olunan kitabi geregince uygulamamaktir.

Ister kabul edin ister etmeyin bizlerde birer kitap-vahiy ehliyiz. Hemde digerlerinden cok daha fazla. Bize ulasan bilgiler digerlerinden cok daha nettir kacamak yok. Kafayi kuma sokmakla kurtulacagini zannedenler aldaniyorlar.

"De ki;Ey insanlar, ben sizin hepinize gonderilmis olan  bir Allah resuluyum..."7/158

Muhatap olanlarin o an orda olanlardan ibaret oldugunu zannetmek ne kadar buyuk bir yanilgi.

Kendilerinden asirlar onceki kimselere inmis vahyi uygulamadiklari icin kitap ehli kafir,fasik,zalim oluyorda bizler bundan nasil muaf kiliniyoruz? Yoksa Allah onlara haksizlik mi etti.

    Bu kadar belirgin hususlari tekrar tekrar  soylemenin verdigi huzursuzlugu tasiyarak yazdigim yazinin kisisel hakaret olmadigini belirtmek isterim. Karsi fikirdeki kimseler cok guzel insanlar olabilirler, ben dusuncelerde gordugum cirkinlige istinaden yaziyorum. Bu dusunceler hangi cepheden bakilirsa bakilsin Kuran ile celismektedir. Gerceklerle celismektedir.

Allah'a emanet

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

muıhliskul gerçekten çok mübin bir açıklama maşaAllah.

Adem'den beri gökkubbenin altında değişen bir şey yok insanın imtihanı devam ediyor.

selam ile..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ahzab 23 :

Elmalılı Hamdi Yazır

Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İyiyi kötüden ayırmak Allah’tan saygıyla korkmaktan geçiyor…

İlim sahibi olmak Allah yolunda ceht etmekten geçiyor…

Başarı insanın uğraşı sonucu elde ettiği şey değil, Allah’ın bu çabaya kayıtsız kalmaması neticesidir…

Yapılan her işin sonucunun ne olacağını belirleyen yüce Allah’tır…

Allah yolunda harcayanların mallarını artıracağını, iyiliğin karşılığının iyilikten başka şey olmadığını, iyi sözün neticelerinin iyi, kötü sözün neticelerinin de kötü olacağını, inananların galip geleceğini, hakka çağıranın, güzel kelam edenin ve ben Müslümanlardanım diyenlerin güzel sözlü olduğunu buyuran vb. sonsuz sayıda koyduğu soyut ve somut, fiziksel ve metafiziksel yasaların sahibi yüceler yücesi Allah tebareke ve Teala dır.

Yaratanın bu sonsuz yasalarının neler olacağı konusunda gayret sarf etmemin yanı sıra, tek tek yasalara değil bizzat yasaları koyana teslim olurum. Çünkü benim yanılma olasılığım çok yüksek olmasına rağmen “O” asla ve kat’â yanılmaz ve ben ona teslim olanlardanım.

Şimdi buyuruyor ki; Allah’a meleklerine, kitaplarına, Resullerine ve ahrete iman edin. Bana “…işittik ve itaat ettik dönüş ancak sanadır…” demek düşer.

Akletmek odur ki; yasalara değil o yasaları koyana itibar ede…

“Kur’an indiği tarihte kaldı” sözü çok büyük bir vebal taşımaktadır. Bu sözü direkt yada dolaylı sarf edenlerin Muhammed’e inen bu kitabı rahat bıraksınlar ve mümkünse bize neye iman ettiklerini veya iman etmediklerini beyan etsinler.

Selam ile.    

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selamlar,

İnsanın en beter belalarından biri kendini ihtiyaçtan beri görmesidir.Her türlü ihtiyaçtan.Kitabıda işte bu sebeple es geçmektedir ve zaten Kadirinde belirttiği,işte sapıtmak kelimesini gelecek zamanla başlayıp en sonunda di'li geçmişle tespih gibi çekip duranlarında zaten üç kuruşluk kıt akıllarınca ahanda biz zaten hep haklıydık,biliriz çünkü ESAS biz doğru yoldayız diye halay çekmelerine sebep olmamak gerekiyordu..

Ve zaten işte asıl meselede Kuranın ilahiliğini UNUTMAKTAN  geliyor.

Yani evet muhattap almayabilirsin seçim seninde bu arada bakara 2 ye göz atmak gerekiyor..

2. Iste sana o Kitap! Kusku, çelisme, tutarsizlik yok onda. Bir kilavuzdur o, sakinanlar ve arınmak isteyenler için.

zaten ayet açıkça kendini muhatap almayanı muhatap almadığını onları es geçtiğini bu kitabın sadece arınmak isteyenlerin işine yarayacağını aksi durumda diğerleri için bir masal/eski masallar/miadı dolmuş öğütler olarak görüleceğini söylemektedir..

ve Kadir kardeşim,

Kuran'da her seyin oldugunu onun bir harekesinin dahi degismedigini iddia edenlerin,  ayetlerin sayisal formulleriyle onun ilahi oldugunu iddia edenlerin en sonunda hayal kirikligina, ugradiklarini ve sok olduklarini  gormekteyiz. Bu hayal kirikliginin   her kimse uzerinde degisik tezahurleri bulunmaktadir.

Bir kismi acik yureklilikle bana eyvallah umdugumu bulamadim diyerek yoluna koyulurken, bazilari kendi cikmazlarini ideal dogrular olarak sunma inadini surdurmektedir. Soyledikleri bir ceviz kabugunu dahi doldurmaz ifadelerdir. Ne kuran'i inkar edebilirler nede kabul.

Astığın bu iki paragrafın elbet muhatapları vardır olacaktırda ama sanırım ben bu iki paragrafında dışındayım en azından bende bunu gözleyebildim,benim seyrim çok farklı çünkü kişi geldiği noktaya sevinir doğal insan davranışı,lakin ben ne yazık ki sevinemiyorum sevinmedim de..çünkü çoğunluk hemde tamama yakını dini böyle anlarken ben neden farklı anlıyorumun sıkıntısını çekmekteyim ve bazen keşke herşeyi olduğu gibi bıraksaydım da demekteyim..kısaca yalnızım ve bu yalnızlık bunaltıyor,aklıma mı güveneyim yoksa çoğunluğun ortak aklına mı?herşeyi onlar yanlış anladıda bir ben mi doğru anladım veya çoğunluk sakatta bir ben mi doğruyum?

Şu hacca gitmenin bile bugün için akılcı mantıklı bir açıklamasını yapamıyorum,keza şekilsel namazın yaygınlığına rağmen DİN BUNU BÖYLE EMRETTİ yi kabullenemiyorum...çünkü Kurana bakıyorum..lakin elçiye en yakın zamanda yaşamış ebu hanife ve ibni abbastan bir reddiye göremiyorum kaldı ki bir adam ne kadar hayta olsada sonuçta dinin bazı ritüellerini koruyacağını bozmayacağını düşünüyorum bu babda muaviyeyi bile bu kadar,dini dejenere eden olarak göremiyorum belliki aralarındaki konular siyasi..dine ne gibi ekler yaptıklarını veya çıkardıklarınıda kestiremiyorum ve hatta şu bilgiye rastlıyorum eski kaynaklarda,muaviye rejimi yönetiminden yanılmıyorsam abdulaziz ömer di onun ardında namaz kılanların oh nihayet elçi döneminde olduğu gibi bir namaz kılabildik dediklerini biliyorum..

bilemiyorum belkide bu dediklerim senin son cümlenle alakalı olabilir belkide bunlar bir ceviz kabuğunu bile doldurmuyordur..