Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgi sizi Tanrı'nın kutsal sofrasına ulaştıracak bir somun olabilmeniz için kutsal alevlerinin arasına alır, kavurur sizi.

Sevgi sizi Tanrı'nın yüreğine eriştirir.

Evrenin sırlarına ancak sevgi ile vakıf olabilirsiniz......."""""""""""

sevgiyle evrende vakıf olduğun şu sırlar nedir bir söylesende şu cahili bir aydınlatsan.....

tanrının kutsal sofrası nerede kurulur?kutsal alev nedir?somun bu alevin içinde pişen ekmek ise nasıl birşeydir?o sofrada ki yiyecekler nasıldır?tadı tuzu...?

tanrının yüreği nerede dir......?nasıl birşeydir?gördün mü ?eriştin mi oaraya ki sevginin insanı oaraya eriştireceğini söylüyorsun?eğer eriştiysen söylemekde haklısın...ozaman nasıl olduğunu sormakdada ben haklıyım?yok erişmediysen de bunu söylüyorsa kuru ve boş lafdan başka birşey edmiyorsun....

bride şu yazılarınzıda zahmet edip ALLAH lafzını kullansanız....hani hep kur'an diyorsunuz ya....kur'an da tanrı kelamı hiç geçmez....bir zahmet edsenizde elinzide kalvyade ALLAH lafzını yazmaya alışsa hani...ne olur ne olmaz.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

elturki,

Evvela kullandığın kavramların dahi farkında değilsin.Kuran cahil kavramını inancın diğer tarafına koyar.Sen geleneksel kalıplara öyle takılıp/sıkışmış kalmışsınki kuranı doğru okuyamıyorsun.Sen inanmıyanlardanmısın ki kendini cahil aydınlansın diyorsun?

İkincisi;Tanrının kutsal sofrası evrendir.Oradaki yiyecekleride ayetlerdir.Sen nasıl kuran okuyorsun?Kuranın bir çok ayeti evrendeki ayetler üzerinde düşünmemizi istemiyormu?Aklını kullanan bir toplum için ayetler üzerinde düşünmeye davet etmiyormu?Alevin içinde pişen somun Musanın, Abdullah karşısında kendisine gösterilen şeylere tahammül edemediği şeylerin iç yüzünün gösterilmesidir.Sen sanıyorsunki sadece musa bunları görecek.Hayır kardeşim evrendeki ayetleri okuyan tüm insanlar bunları görecek ve rabbine teslim olacaktır.Hani bir kuran ayetinde hayır diye gördüğünüz şey şer,şer diye gördüğünüz şeylerin hayır olabileceğidir.Bunu bizlerin değil yalnızca Allahın bilmesidir.Ama ilimde derinleşmiş olanlar bunları anlayacaklardır.Nasılmı?Evrendeki ayetleri halis bir şekilde okuyarak.Ayrıca o sofradaki yiyecekler bazen acı bazen tatlıdır.

Tanrının yüreği nerede diye soruyorsun?

Evet gördüm ve hamdolsunki ulaştım ona.

Onun yüreğini zahir olarak arayanlar daha çok arayacaklardır.Onun yüreği bazen bir yetimin tebessüm ettirilmesinde,bazen öksüzün elinden tutulmasında,bazen darda olanın yardımına koşmakta,bazen fitnenin ortadan kalkmasını sağlamak için,barış için mücadele edenlerin yanında,bazen ebeveyne sahip çıkanların yanında,bazen bazen bazen bu örnekler çoğaltılabilir.

Daha anlamadıysan ne diyebilirim

Yüreğinde ''o''nun sevgisini tam anlamıyla taşımayanlar bu söylediklerimi yapmayanlar asla o sofrada yer alamayacaklardır.

Bu sofra muslihlerin sofrasıdır.

Bu sofra musallinlerin sofrasıdır.

Bu sofra muvahhidlerin sofrasıdır.

Ancak onlar bundan yararlanabilirler

Rabbim basiretimizi açar inşaallah

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili evrensel arkadaşım

Eline, yüreğine, sağlık ve bir çok insanın unutmaya başladığı bir şeyi kavram olarak ta olsa hatırlamamıza ve hatırlanmasına vesile olduğun için Allah senden razı olsun  ama malesef ki hala bir kısım anlayış allahın ayetlerini okumayı sadece kuran okumak ile sınırlandırıyor eşlik/zıtlık penceresinden bakıp evrenin ve içinde varedilenlerin işleyişini anlamayı çalışmıyor yeryüzünün bir cennet olabilecegini kabul etmiyor çünki bu  kabullenme onun ahiri cennet inancını ortadan kaldırıyor oysaki elleri ile yaptıklarının yeryüzünü cehennmene çevirdiğini biliyor Allahın ödül ve cezasını sadece ahirete has kılıyor

Allahın insana emrettiği salatı, arınmayı, infakı yine insanca ve kendince kavramlaştırıp içinide nefsani bir şeytanlık ile dolduruyor salatı ikame ettiklerinin sananlar arınmadan temizlenmeden infak etmeye çalışıyor ve zorlanıncada bocalıyorlar çünki ihtiyaçtan bir şey arta kalmıyor evinde çamaşır makinesi olanın birden bire kurutma makinesinde ihtiyacı oluveriyor binek otomobili olanın panelvada ihtiyacı oluyor buzdolabı olanın derin dondurucuya evi olanın yazlığa ihtiyacı oluyor yani kısaca ihtiyac hiç bitmiyor ve infak yerine getirilemiyor ama ilginçtir ki salatı ikame devam ediyor bu insanda

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Var mı bu dünyada kalan,

mal da yalan mülk de yalan

al biraz da sen oyalan

beşikten mezara kadar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Evvela kullandığın kavramların dahi farkında değilsin.Kuran cahil kavramını inancın diğer tarafına koyar.Sen geleneksel kalıplara öyle takılıp/sıkışmış kalmışsınki kuranı doğru okuyamıyorsun.Sen inanmıyanlardanmısın ki kendini cahil aydınlansın diyorsun?..."

sana edebiyat dersi verecek değilim.....insan bilmediği şeyin cahilidir....

"İkincisi;Tanrının kutsal sofrası evrendir.Oradaki yiyecekleride ayetlerdir.........Bunu bizlerin değil yalnızca Allahın bilmesidir.Ama ilimde derinleşmiş olanlar bunları anlayacaklardır......"

bak ademoğlu.....sen hala baoş ve kuru laf peşindesin.felesfe yaparak birşeyler oduğunu zannediyorsun.aç kur'an ı oku.iyilikle ilgili-hasenatla ilgili onlarca ayet göreceksin.okuyacaksın.gayet açık ve net birşekilde....öyle anlamsız kelimeli bir araya getirip sonrada hiç ilgisi olmayan şeylerle anlamlandırmaya çalışmak ancak aklını felsefeyle bozmuş zavallıların işidir.tefekküre gelince....onu feksefecilerden değil...zaten kur'an dan öğreniyoruz.düşünmezmisiniz...akledmezmisiniz...öldükden sonra dirilmeye örenkelr....nurcuların dediği gibi kainat kitabını okumak.....bunlar için öyle anlamsız ve uzun kelimelere gerek yok....tanrının kutsal sofrası kainatmış..kainat dediğinşey ALLAH ın yaratığı bir mahlukdur....yaradılmışdır.....O nun ne bu kainata ihitiyacı vardır nede içindekilere.....kur'an da kainat tanımlamasının tanrının kutsal sofrası şekinde yapıldığı tekbir ayet göster...bu tamamen nasaravari bir tanımlamadır.o tanımı kullanmakla boş işlerle ilgileniyorsunuz....

"...Yüreğinde ''o''nun sevgisini tam anlamıyla taşımayanlar bu söylediklerimi yapmayanlar asla o sofrada yer alamayacaklardır...."

eğer tanrınınkutsal sofrası kainat ise....kainatta olan hekes o sofradadır...nasıl oluyorda o sofrada yer alamayacak oluyor....demek ki atnrının kutsal sofrası kainatten başka birşey...peki ozaman ne?

"Tanrının yüreği nerede diye soruyorsun?

Evet gördüm ve hamdolsunki ulaştım ona...."

hallac gibi mi?mısri gibi...mevlana gibi...mi?

ya senin aklın yok yada kendini haklı göstermek için kelimelere başka anlam yüklüyorsun....ben zahiri bir yürek aramadım...sana sadecene sordum....soruya cevap vereceksen ver...daha ilerisi senin yanlışındır...hala aklınızınalmadığı şey şu:ya verdiğin örnekler için bukadar uzun laf edmene ne gerek....ayetler var....oku ve uygula...bak bir mealde ne diyor aklımda keldiği şekliyle yazacağım:ey kitap ehli,tevratı,incili ve rabbinden sana hak olarak indirileni,tam olarak tatabik ve icra edmedikçe HİÇBİRŞEY DEĞİLSİN-HİÇBİRŞEY ÜZERE DEĞİLSİN.anla artık...kafanı çalıştır.ünlü alimlerden ya mücahid olsa gerek kur'an da en tehdidkar ayetin melaini aklımda kaldığı kadar verdiğim bu ayet olduğunu söyler...ve bende katılırım.çünki burda şuyum,buyum...gibi laflar söyleyenlere ALLAH sen birhiçsin diyor.tam olarak tatbik ve icra edmedikçe....iyilik,güzellik,hasenat...hep bunun içindedir....felsefeye ne gerek...

tanrının yüreğine ulaştıysan cehennem azabındanda kendini kurtardın...ee tanrı yüreğini cehenneme atcak değilya.büyük laflar konuşuyorsunuz....haddi aşan..isbatı olmayan...boş ve kuru laflar...aynen nasaravari laflar....

din bukadar açık,berrak,net ve anlaşılabilirken...sırf kendilerinde birşey varmış havası vermek için felsefi konuşmalardan,dini felsefenin içine çekenlerden....boş ve kuru lafları anlamlandırmak için gayret sarfedenlerden ALLAH a sığınırım...

muvahhdi mi olmak istiyorsun...önce ALLAH dan başka edindiğin tüm ilahları red-inkar ve yok edeceksin......

iyilikden sevgiden bahsediyorsunuz...sanki kur'an da anlatılmamış,yada eksik anlatılmış...sizin tanımlarınıza ihtiyaç bırakılmış...geçin bunları....anlayışı en kıt adam bile kur'an ı açsa okusa en kolay anlayacağı şey iyilik-hasenatla ilgili kısımlar olur.ama sizin yazılarınızıokuyan birşey anlamaz.sizide birşey zanneder.kendinize ne hvası verirseniz verin....sonuçda ne olduğunuzu ve ne olduğumuzu göreceğiz.....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Nurhani kardeşim,

Allah senden de razı olsun.

Hayrullah kardeşim,

Bize düşen ''Rabb''in katından olan bu hatırtlatmayı güncel tutmaktır.

Ayrıca bunu yaparken/söylerken birilerine bunu anlatırken kendimizide unutmamız yine ''o''ndan olan bir hatırlatmadır.Bilgi edinimi beyne bir kere kazındımı bunu hayatın kalbine taşımak ve onunla amel etmek bizlerin görevidir.Hani hatırlarsan ''bildikleri ile amel etmeyenleri kitab yüklü eşek''lere benzetilmeleri gibi...

İşte ''Salat''İnsana bu bilinci taze tutmamızı sağlar.

Yılda bir kez zekat vermeyi değilde ''onların her an infak içerisinde olduklarını''hatırlatır.

Eğer ''emr-i bil maruf-nehy-i anil münker''i yapmayı sürdürür isek muslihler arasında kendimizi görebiliriz.Bunu yaparken görevin yapılması/yerine getirilmesi bizleri musallinlerden eder.Bunu her daim ayakta tutanları muvahhidler sınıfına dahil eder.

Ne mutlu o kimselereki bu yaptıkları işlerden dolayı(ameli-salih)mutluluk içerisinde rablerinin rızasını kazanıp cennetine gitmişlerdir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

elturki,

Seninle daha fazla bu konuyu tartışmak istemiyorum.

Kırıcı olmakla kalmadın beni kur'anın getirdiği iyilik kavramından ayrı bir anlam arayışıyla suçladın.

Demek ben felsefe yapıyorum.

Peki felsefenin anlamını biliyormusun?

Felsefenin bilginin sevilmesi olduğunu ve varoluşumuzdaki neden ve nasıllarla ilgilendiğini unutuyormusun?

Bu konuyu daha fazla uzatmadan burada tamamlıyorum.

Seninle konuşacak hiçbirşeyim yoktur

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Ben deist değilim.Bildiğiniz üzere Deistler Tanrının dünyayı yarattıktan sonra müdahil olmadığını kendi haline bırakıldığını söylüyorlar.Ben deist değilim.Kuranı son derece önemsiyorum.Ondan elbetteki istifade ediyorum ama onu ölçü almıyorum."

Sevgili Evrensel bu yazdıkların çelişmiyor mu?Yani sen,"ben sınava girerim ama soru kitapçığına bağlı kalmakta özgürüm" mü demek istiyorsun?Bu bir.

İkincisi sence Kuran insanlığın hangi iyi idealine ket vurmuş ki "evrensellikten yoksun" olsun?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Dermanbeg kardeşim merhaba,

Hayır çelişmiyor şöyleki;Deistler evrende tanrının müdahalesini görmezler.ben yaradan'ın her an yenilenmekte olan bu yaratılışın içerisinde bir fiil bulunduğunu görüyor ve öyle inanıyorum.

Teistler gibi tanrıyı evrenin dışında görmüyorum.

Panteistler gibi içkin de görmüyorum.

Ben yaradanı hem içkin hem aşkın görüyor ve süreci öyle izliyorum.

Kur'anı ölçü almıyorum derken ''Rabb'i ve onun sisteminin okunması/anlatılması adına ölçü almıyorum.Yaradan ne sevgili muhammedin neden diğer elçilerin tekelindedir.Muhammed okuduklarını kelimeleştirmeyi başarmış ve insanlığa yeni boyutlar kazandırmıştır.Ama onunla sınırlarsanız tıpkı ehli kitab'ın her elçiyi son görmeleri gibi örneğin;yahuda nın isayı kabul etmeyişi gibi;isevilerin muhammedi kabul etmeyişleri gibi.Sen bunun neresindesiz diye soracak olursan ben mesajın son bulmadığını sürekli ''rabb'in evreni yenilediğini ve bu yenileme süreci içerisinde de farklı toplumsal ihtiyaçların farklı şekillerle ortaya çıktığı için okumalarında yenilenmesi gerektiğini dillendirenlerdenim.

Kur'an evrensel değildir derken elbet içeriği ile evrensel ilkeler taşıyabilir.Ama bu kurandan başka şeylerin evrensel kabul edilmesi anlamını taşımamalıdır.Yalnız kuran değil bundan sonra ki diğer okumalarda evrensel olmayacaktır.

Çünkü;Hakikat değişkendir.

Önemli olan içerikğin insanlığın faydasına olmasıdır.

Her insan bir takım kelimelere bir takım anlamlar yükleyebilir.Ben bu kelimelere yüklenen anlamları kabul etmek gibi bir durum içerisnde olamam.

saygılarımla