Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hayrullah Bey

Siz Rabbi kurandan arıyorsunuz ben ise Rabbin kimsenin tekelinde olmadığını söylüyorum.

Siz kuranı evrensel görüyorsunuz.Ben ise kuranın evrensel bir kimlik taşıdığına inanmıyorum.İçeriğiyle evrensel ilkeler olabilir ama hukuki boyutlarıyla rabbin sistemi sürekli kendii yeniliyor.İstediğinizi yakıştırın söyleyin ben anlamak istiyorum ve herkesinde anlamasında özgür olduğuna inanıyorum.

Siz elçilerin gönderildiğini söylüyorsunuz.Ben gönderilmediğini savunuyorum.

Siz eğer bu mantıkla düşünmeye devam ederseniz bende sana şunları sormak istiyorum;

Madem Rab bu elçileri gönderdi o zaman tüm toplumlardada aynı argümanları görmemeiz gerekiyordu depilmi?Bir musa yı lütfen bana tarihten gösteririmisiniz?Mısır yazıtlarında musanın izlerini gösterebilirmisiniz?Bana ibrahimi gösterebilirmisiniz?Bana çin,hint,yunan,aztek,,inka vs uygarlıklarda bunların yani semavi bilincin oluşumunu gösterebilirmisiniz?

Bekliyorum hayrullah bey?

Ben size şimdiden bişey söylim siz arayıp durun.Ama bulamıyacaksınız çünkü rab elçi göndermez.

Rab konuşmaz.

O evren diliyle konuşur.Rabbaanilerde üztün zeka düzeyindekilerde bunu okuyup kelimeleştirirler.

1-Rab madem elçiler gönderdi

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kuranda anlatılan bir çok elçiyi ben sembolik olarak görüyorum.

Eski toplumlarda hakikat mesajı verilmek istendiğinde hikayelere başvurulurdu.Daha kısa ve daha kalıcı tesir taşıması hasebiyle anlatılırdı.

Eğer bunlar sembolik ifadeler taşımamış olsalardı tüm toplumlarda bunalrı rahatça görebilirdik.

Bu yüzden ne musaya takılıp kalıyorum ne isa ne vs başkasına ben Evreni okumaya çalışıyorum.Toplumsal süreçleri izliyorum.Bunları ve bir çok şeyi değerlendiriyorum.

Beni kınayanlar olabilir.Ben kınayanın kınamasındadanda korkmuyorum.

Ona teslim oldum.Onu anlamaya ve yaşamaya çalışıyorum.

Onu somut olarak şeklini çizmiyorum.O heryerdedir

Tüm yaşam ağının ieçrisindedir

Ben toplumdaki bozulmuşlukları kokuşmuşukları masaya yatırılmasından yanayım.

Siz bunu yaparsanız ne mutlu size

İstediğiniz akdar bana kurandan ayetler sunun bunu yaşamın içerinde görebiliyormusunuz o önemlidir.

Evet o büyük bir sözdür.

Muhammedin rabbin ayetlerini kelimeleşmiş halidir.

Ama onun da tekelinde değildir

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Var mı bu dünyada kalan,

mal da yalan mülk de yalan

al biraz da sen oyalan

beşikten mezara kadar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hayrullah Bey,

Ben sizi gözlemlenebilir,alan üzerinde düşünmeye çağırıyorum.

Eğer kitab noktasında bana gerçekçi argümanlar sunamaz ve üzerinde düşünmemi sağlayamassanız o zaman sizleri gözlemlenebilir alana çekmekten başka birşey yapamam.Ben kuranı inkar etmiyorum.Muhammed Allahın yalancısı değildir diyorum.O ayetleri gördü ve kelimeleştirdi.Muhammedin okumaları hep ksısadan hisse üzerine kuruludur.Toplumsal düzeni sağlamak üzerine inşa edilmiş öğretilerdir.O dönemdeki işaret veren ayetleri okudu ve toplumuna yaptıklarının yanlış olduğunu anlattı/gösterdi.Bakın insanda evrenin bir parçasıdır.Bir ayettir.

Şimdiki ayetleri okuduğumuzda  evrendeki gidişatın hiçte iyiye gitmediğini,herşeyin kokuşmaya doğru yol aldığını,adaletsizliğin alıp başını gittiğini,yetim ve öksüzlerin sahiplenilmediğini,kölelik sistemnin devam ettiğini,suç oranlarının arttığını,özellikle ve özellikle okolojik dengenin bozulduğunu ve bu yüzden dünyaynın sonunu kendi ellerimizle yok edildiğini bas bas bağırıyor ayetler.Ayetler o dönemle kalmadı.Elçiler o dönemle kalmayacak sürekli Rabbimiz değişen bu süreçte işleyişi gören ve insanların yanlış yolda olduklarını anlatan kişileri mutlaka içimizde tutacaktır.Bunu ayetleri okuyanlar görecektir.O bozulmamaış levhaları okuanlar sürecide mutlaka iyi anliz edecekler ve bunun düzeltilmesi(muslih)adına herşeyi yapacaklardır.

Şimdi Dünya uçurumun kenarında duruyor.Bizler bunun için ne yapıyoruz?Birilerini eleştiriken örneğin;Angelina jolia dünyadaki sahipsiz çocuklara servet harcarken biz bunun inancını nereye koyacağız.Bunun göstermiş olduğu hassasiyeti neden göstermiyoruz?Bunun gibi örnek çok fazla internetten rahatça görülebilir.

Hayrullah bey,

Dünya varoldukça fitne var olacaktır.İyi ve kötü varoldukça rabbanilerde olacaktır.İşte soruyorum biz bu sürecin neresindeyiz?

Merhaba Adalet,

Ben deist değilim.Bildiğiniz üzere Deistler Tanrının dünyayı yarattıktan sonra müdahil olmadığını kendi haline bırakıldığını söylüyorlar.Ben deist değilim.Kuranı son derece önemsiyorum.Ondan elbetteki istifade ediyorum ama onu ölçü almıyorum.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hayrullah Bey,

Kurana masal kitabı demekten haya ederim.

Hangi sözlerime binaen söylüyorsunuz anlayabilmiş değilim.

Bakın özetle şunları anlatmak istiyorum.Önceki toplumları incelediğimizde bir çok arümana rastlıyoruz ve bunları değerlendiriyoruz.Mısır tarihini araştırdığımda musa  ve yusufa rastlayamadığımı bilmenizi isterim.Ama Musanın kıssasına yakın bir anlatımı farklı coğrafyalarda yaşayan 1.sargonda görebiliyorum.Meryemle isanın hikayesini buda,zerdüşt,yunan şarap tanrısı vs tarihte tanınan onca kişide görüyorum.BU ve benzer anlatımlar bu anlatımların uydurma olduğunu değil bilakis birbirine benzer vakalar olarak farklı toplumlarcada bilindiğini üzerinden bir mesaj verilmek istendiğini rahatça görebilir.

Eğer Kurandaki elçilerin gerçekten yaşamış kişiler olduğunu iddia ediyorsanız ki öyle söylüyordunuz o zaman lütfen bizlere bu tarihsel süreci de anlatın.Bir musayı anlatın.Bakın bir şekilde bozulmuşta olsa semavi kült günümüze gelmiş yani yahuda ve nasaradan bahsediyorum.Ama bozulmuşta olsa bu tarz şeyleri diğer toplumlarda göremiyoruz.Eğer görenler varsa izlerine rastlayanlar varsa lütfen bizimlede paylaşsın.

Şimdi asıl mesele neden görülmediğid eğildir.Her toplumun bir şahsiyeti ve bu şahsiyet üzerinden kıssadan hiseye verilen bir öesajı vardır.Tüm toplumları inceleyin mutlaka adaleti emreden,emri bil amruf nehyi anil münkerden bahseden,toplumdaki kilit dinamik konulardan bahseden kişilere yüzlerce rastlarsınız.Demekki işleyiş bildiğimiz tarzda işlemiyor.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hayrullah Bey,

Gerçekler üzerinde düşünmenizi sağlamakmı haddi aşmak?

Kuranı geleneksel gözlüklerle okumamakmıdır haddi aşmak?

Evren kelimesine fazlaca kafayı taktınız.Halbuki kuranda bir çok ayette evren üzerinde düşünülmeye çağırılmaktadır.Bu mudur haddi aşmak?

Saflaşmak ve arı duru bir düşüncenin filizlenmesini sağlamakmıdır haddi aşmak?

Öyleyse haddi aşıyorum

Ne mutlu haddi aşanlara

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hayrullah bey,

Bir yerde şunları bana sormuştunuz;

Selam,

aslında gereksiz bir münazaraya girmek istemezdim, ancak gidişat bunu gerekli kılıyor.

Rahman bizi neden yarattı, Rahman kimdir sorusuna cevap aramayı bırakın, bu soruları sormadan önce şu sorularıma cevap verebilecek YİĞİT var mıdır?

1. Zaman nedir? sonlu mudur?

2. Kızıl ötesini neden göremiyoruz?

3. belli desibelden düşük seviyedeki sesleri neden duyamıyoruz veya belli seviyeden yüksek seslerde neden kaput oluyoruz?

4. bütün sesleri ve bütün görüntüleri algılayacak kapasitede neden yaratılmadık?

5. tuvaletimiz geldiğinde, yapmadığımızda neden rahatsız oluruz?

6. neden uçamıyoruz?

7. neden su altında yaşayamıyoruz?

8. neden düz duvara tırmanamıyoruz?

şimdilik bunlar yeter...

buyrun bekliyorum...

ondan sonra HADDİMİZİ aşan soruların PEŞİNE düşeriz...,

selam ile...

Hayrullah Bey ,

Allah aşkına Muhammed yada diğer elçiler rabbin ayetlerini okuduğunda ve bunları toplumuna ilettiğinde birileri çıkıp örneğin neden düz duvara tırmanamıyoruz?,neden su altında yaşayamıyoruz vs senin tarzında sorular sormadı.Bu tür konularında cevabı inanki çok basit onları burada yazıp konu dışına çıkmaktan çekiniyorum.Lütfen sorular sorarken birbirimizi anlamaya gayret gösterelim.Birbirimize haddi aşıp aşmadığını değil.Valla asıl rahman kimdir bunu sormak gerekiyor.Biz kimiz neden avrız bu hep soruldu ve sorulmayada devam edecektir.Herşeyden önce uslup çok önemlidir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bu mihvalde soruları olan kardeşlerimi uyarmak istiyorum.

Bakınız Dünyanın görülür haline bakınız.Tüm toplumlar kokuşmuşluk içerisinde adeta son nefesini veriyor.Büyük bir bolluk varken insanlar aç kalıyor.Savaşlar, çatışmalar,acımasızlığın her biçimi var.Bu düzensizliğide biz yaratıyoruz.Biz ne isek toplumda odur.Yapacağımız tek şey vardır oda kan akıtmadan toplumun değişimi için çalışmak.Toplum hastalıklı onu iyileştirmek gerek.

İşte tüm elçiler bunu yaptı.

Hayat sürekli değişimi gerektirir. Hiçbir şeyin olduğu gibi kalması mümkün değildir. şimdi her şeyin değiştiği bir dünyada, bu şeylerin aynı kalmasını isteyenler mutlu olabilirler mi?Bakın mutsuz olanlar cehennemdedir.Neden ayetlere karşı direndikleri için.Kendilerini yenileyemedikleri için.Mutsuzluğun önündeki en büyük takoz/engel zihnimizdeki anlamsız kalıplardır. Bu kalıplar hiçbir değişime uymazlar, o yüzden öncelikle bu kalıpları zihnimizden atmamız gerekir.Bu putları kırmamız gerek.

Bakınız ayetlere direnenler,hızla akıp giden hayatın hemen yanında küçük dünyalar kurarlar kendilerine. Bu küçük dünyaları içinde zamanla hayatla irtibatlarını keser ve kendilerini yalnızlığa mahkum ederler.O hapisten asla kurtulamazlar.Allahın ayetlerine karşı kazdıkları küçük çukurlardan bir türlü çıkamazlar.

Ayetlerdeki değişimin sırrını anlayanlar, hayattan korkmaz ve kaçmaz, Herşeyin olduğu gibi kalmasını isteyenler ise, korkuyla geçici değerlere sarılırlar. Bu değerler, bazen gelenekler bazen mal mülk ve bazen de mevki veya çocuklar olabilir.

Bakınız Ayetlere odaklanmak gerek.Onların hayatımızda etkilerine bakmak gerek.Sonuna kadar mücadele etmeliyizki hak olan hakim olsun.Barış olsun.Kardeşlik tesis edilsin.İnsanlar daha mutlu olsun.

Artık kafeslerden çıkma vaktidir.

Artık bu gidişe dur deme vaktidir.

Gelin bir ışıkta sizler yakın.

Hemen çevrenizden başlayın

Ve görün nasıl değişim oluyor

saygılarımla

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selamlar

İnsan nniye çocuk sahibi olmak ister niye uçak gemi v.s yapmak ister niye yaptığı şey en güzel olsun ister çocuğumuzu niye sever koruruz yaşasın isteriz.

Bunlar hangi nedenden oluyorsa yaratmada ondandır.