Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam.

Hadi anladık,Semazen,Savasen,Rıdvan,Kadir,Asım,b.b,Salimasr,İbrah imim,Dost1,Muhittin ne kadar farklı görünmeye çalışsalarda "sünnilik"ten beslendikleri açık.

Peki sizler Hasan Öktem,Hasan Akçay,Bergüzar,Savana,Haluk,neden hala "Hanif" olmanın farklılığını öteleyip iki arada bi derede pozisyonu takılıyorsunuz?

"Ben artık yüzümü bir Hanif olarak İbrahimin olduğu tarafa çeviriyorum" diyerek zaten çok farklı bir fotoğrafa yönelmedik mi?

Neden fotoğrafınızı illada onlarınkine benzetmekte bu kadar ısrarlısınız?

Diğerlerini anlıyorum.Ama emin olun sizleri anlamakta çok zorlanıyorum.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba sevgili Hasan bey:

Öncelikle teşekkür ederim duyduğunuz yakınlık için.

Anılardan tadı hala damağımda kalan, rüyalarıma giren kabe ile göz göze gelme anından başlamak istiyorum.

Yaklaşık 100 kişiye yakın bir gruptuk. Ekip başkanımızın ve birçok arkadaşın daha önce de hac ziyaretleri olduğu için onlar rahattı ama benim ilk gidişimdi ve ben çok heyecanlıydım. Ama heyecanımı bastırıp hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak için de çaba harcıyordum. Neyse kabenin dış avlusuna girdik, sağolsun arkadaşlar öyle hızlı yürüyorlar ki, yavaş da diyemiyorum, desem bile hangisine diyeceğim. Neyse 1 numaralı kapıdan giriş yaptık, kral abdülaziz kapısından, çünkü içerde kaybolursak orada buluşacaktık. Neyse kapının önünde ayakkabılarımızı çıkardık ve başladık o mermer yolda yürümeye. İçerisi daha muhteşem ve güzel ama gözüm kabeyi arıyor, bir türlü koridorun sonunda göremiyorum onu. Bu arada da bir yandan yanımdaki arkadaş birşey sordu ona laf yetiştiriyorum bir yandan da ayakkabılarımı poşete koymaya çalışıyorum. Velhasıl yürüye yürüye kabenin iç avlusuna inen merdivenlerin başına gelmişiz. Kafamı bir kaldırdım karşımda kabe, muhteşem görünüyordu. Hani çok ama çok sevdiğiniz ve kavuşmayı arzu ettiğiniz fakat kavuşmanızın bir şekilde imkansıza yakın olduğunu bildiğiniz birini seversiniz ve hiç ummadığınız ve hazır olmadığınız bir anda karşınıza çıkar ya, işte tam da bu duygu idi bendeki ve şok olmuştum. Resimlerde çok görmüştüm kendimi buna hazırlayım diye ama resimler ne kadar yetersiz kalıyormuş meğerse. Bunun insanlar için geçerli olduğunu biliyordum ama kabe için böyle düşünmemiştim. Sonuçta ben de her zaman diyorum kabe bir sembol sadece, insanlığın ne yaparlarsa yapsınlar tek merkezden kaçışlarının olmadığı yeryüzü simgesi, fakat bu tanımımın orda ne kadar yetersiz olduğunu görmek beni üzmek yerine o kadar mutlu etti ki. Demekki benim gören gözlerim varmış, bedenime yerleştirilen kameranın görmekten daha başka başka şeyler yaptığını biliyordum ama bu kameraya bu sistemi işletenin kimlerle bunu haşır neşir ettiğini bilmek ister istemez ziyadesiyle insana huzur veriyor ve mutlu ediyor.

Merdivenlerden indik ve tavafımızı yapmaya başladık, çünkü önce umre yapacaktık, tavaftan sonra sa'y de yaptık. O tat sadece o güne aitti diyemiyorum, kabe ile göz göze gelme anındaki tat hala damağımdadır, hiç ekşitmedim o tadı ve Rabbimde dilerim ekşittirmez.

Ben orda hiç olmadığım kadar mutluydum. Bir sürü günahım vardı, hepsini biliyordum, teker teker neler yaptığımı çok iyi biliyordum, her zaman samimi oldum Rabbe karşı ama orda daha da bir samimi oldum. Hiçbir yanlışımdan kaçmadım orda ondan. Ama hep konuştum, içimden geldiği gibi, yakardım içimden geldiği gibi ve bana bu fırsatı, ona bu kadar yüke rağmen beni kendine yakınlaştırdığı için ne kadar teşekkür etsem az olduğunu ve buna rağmen beni kendine doğru çektiğini gördükçe bağlılığım sadece katmerlendi. Ben çok seviyorum Rabbimi, sanırım aşk bu, bunu yakaladım nihayet. O yüzden ben Rabbime sonsuz derecede müteşekkirim.

Şimdilik bu kadar diyeyim.

İleride yine devam edeceğim.

Sevgiler, selamlar, saygılar....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, sünnilikten besleniyor dediğiniz kişilere büyük haksızlık ediyorsunuz.

Ve bizleri anlayamadığınız noktaya gelince kısaca izah edeyim.

Hepimizin malumudur, Edison ampulu buldu ve bu buluş insanlık içindir. Bakın Edison öleli yıllar oluyor ama biz hala ampul kullanıyoruz. Hayır efendim o kendi çağı için bu buluşu yaptık, biz kullanamayız demiyoruz değil mi. Yani Edison bu buluşu insanlık için yaptığını çok iyi biliyordu ve o yönde kullanılmasını istiyordu.

Peki şimdi size soruyorum. Siz "insanları hacca çağır, yürüyerek ve binitlerle sana gelsinler" ibaresini İbrahim'e mi yaptı, Muhammed'e mi yaptı, kimin çağdaşlarını kapsar diye düşünmek yerine bu çağrının çağrının yapıldığı andan itibaren bütün insanları kapsadığını görmemek bu kadar mı ağırınıza gidiyor?

Birde burdan bakın bakalım, siz fotonun neresindesiniz.

Selamlar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

1-Çağıran belli değil.Dolayısıyla ortada ortak bir gündemde yok,konuşulacak kişi de yok.

2-Tüm insanlara açık olan bu çağrı pasaportunda "din" hanesi uygun görülenlerle sınırlandırılmış bu da ayrı bir garabet.

3-Birileri "ben ayetin çağrısına uyarak yürüyerek ya da At ile geleceğim"derse buda uygun görülmüyor bu daha büyük bir çelişki.

Haklısın Bergüzar bizim bu fotoğrafta yerimiz yok.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın hakgelenek;

Yanlış anlamayın ama verdiğiniz cevap köşeye sıkışmışlık abidesi olarak forum tarihine geçecek cinsten.

Şöyle ki,

Vahyin muhatabı kimler bu belli değil mi? Kimin aracılığı ile çağrıldıklarının ne önemi  var ama çağıran ve çağırılan belli, bunun size yetmiyor olmaması şu an yeryüzünde sizin benim gibi bedenli bir elçi olmamasından mı kaynaklı, dna'nıza kodlanan gerçek size yetmiyormu genel anlamda yoksa?

Çağrının kimlere yapıldığı belli, insanlar. Burası iki kutuplu bir olay. 1. pasaportuna bakan yine insan, insanın taşıdığı pasaportuna bakan yine insan. Gerçeğe kör bakmadığınız sürece insan yeryüzü sahnesine teslim olarak gelmiştir özünde, yaratıcısına karşı. Yani herkes islam fıtratı üzere doğar. Şartlara boyun eğmek yaratıcının sünnetullahında gram değişiklik yaptırmaz.

O zaman uçak vardı da insanlar mı onlarla gitmedi. Bakın ben gittim, illede at diye tutturmadım, bindim uçan metale, sülün binek misali:)

Selametle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Revize edilmiş "sünniliğe" devam diyorsun kısaca..Seni temin ederim bu dünyada önünüz açık sentez yapmaya devam edin..Evet yine bu dünya da bizler köşeye sıkışmış görüntüsü veriyoruz,en azından sizin o taraflardan öyle görünüyor.Ama son gülen iyi güler.Bekleyelim bakalım hep beraber.

Selam

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Bergüzar kardeşim,

Hoşgeldin... Hacla ilgili yaşadıklarını ve özellikle hissettiklerini bizlerle paylaştığın için teşekkür ederim. Allah razı olsun.

Allah'a emanet ol güzel gönüllü kardeşim.

Esenlikler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ibrahim yazdı.

Ha birde nedense bir atasözü daha aklıma geldi “körler sağırlar birbirini ağırlar”

merhaba.

bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir,bu ata sözüde şimdi yerini net olarak bulmuş.

hayırlı uğurlu olsun

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

EVVAB_İNSAN Yazdı: Selamünaleyküm saygıdeğer dostlar… Selam sana Bergüzar kardeşim/bacım selam sana. Hoş geldin Safalar getirdin ben ve ailem seni tanımaktan seninle sohbet etmekten hasbıhal olmaktan onur duyduk. Hani hatırlarsın, sempozyumun son günü otelin önünde vedalaşırken seni bacım diye kucaklamıştım, senin gözlerin buğulanmıştı, bugünde sen yapacağını yaptın  “ben Rabbimi çok seviyorum” demen bizi kopardı be kardeşim, bu defa sen hepimizi ağlattın… Yüce Rabbimiz sevgisini/muhabbetini artırsın… Yüce Rabbimiz sevgisini/muhabbetini daha da çok artırsın… Yüce Rabbimiz sevgisini/muhabbetini artırdıklarının sayısını artırsın… Kızım, Gülsümün ve Süreyya hanımın çok selamları var… Kardeşim/bacım seni çok sevdik. Ulu Rabbimizde seni hep sevsin ve kendine ayırdıklarından kılsın. Selametle kalınız, dua ile…

Abilerin en güzeli, aleykümselam;

Nasıl güzel bir duadır bu, çok çok teşekkür ederim, cümlemize nasip eder Rabbim inşallah.

Sizlerle geçen o 3 gün gerçekten çok güzeldi. Keşke etrafımda sizler gibi düşünen bolca insan olsa ve onlarla hac yapabilseydim. Ama böylesi de güzel oldu, Rable başbaşa olmak zaten her zaman çok güzel.

Hepinizi sevgi ile kucaklıyorum, ablama sonsuz selamlar saygılar, Gülsümcüğümün de yanacıklarında öpüyorum.

Rahmana emanet olasınız...