HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Acı kaybımız Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

elmuh Yazdı:
..................................yoksa aklın ürettiği düşüncenin heva tarafından etkilendiğini mi söylüyorsunuz.

 

Evet, Efendim.. Söylemeye çalıştığım buydu..

N_S

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

Sevgili Mircan,

Tekrar Bismillah! :)

Arada geçen yazışmalardan görülüyor ki konu “derin” bir  istikâmete yol alıyor.. Oysa, bu başlık altındaki asıl niyetimiz “acı kaybın” Kurân ile haşirneşir olurken neden bu hallere düştüğü idi.. Bu başlık altındaki ilk mesajımda, bana göre bunun sebeplerini sıralamaya çalışmıştım.. Şimdi, oraya dönerek konuyu toparlamam gerekiyor.. Elbette, aklım erdiğince ve sıradan bir benî âdem olarak... “Acı kayıp”dan tek farkım “donanım”.. Yâni, Kurân ile haşirneşir olurken, elime bir veya birkaç meal alıp okumaya çalışarak, üç günde “ben bu işi çözdüm” diyenlerden değilim...

Her konuda olduğu gibi Kurân okumaları için de eğitim şart.. Elbette, bunun resmi kanallardan verilen bir eğitim olması gerekmiyor.. Yâni, müslüman Kitâb’ını öğrenmek ve daha iyi anlamak için ne gerekiyorsa, onları tespit etmeli ve eksik yönlerini kapatmak için bir ömür boyu gayret etmeli.. Çünkü, Kurân’dan feyz almaya bir ömür boyu devam edeceğiz.. Aslında, bin ömrümüz olsa bile Kurân’dan alacağımız feyzi bitiremeyiz...

“Eğitim” derken neyi kast ediyoruz???

Öncelikle, şunu muhakkak hatırda tutmalıyız.. Kurân’a mealler düzeyinde yönelenlerin genelde unuttukları bir şeydir bu!!! Kurân bir kutsal metindir.... Dolayısıyla, kutsal metinler üzerinde dört başı mâmur çalışmalar o metnin öz diliyle yapılabilir..  Yâni, gönül verdiğimiz Kurân ise muhakkak ve muhakkak Kurân Arapçası’na vâkıf olmamız gerekiyor... Kurân Arapçası dedim... Ana diliniz bile Arapça olabilir ancak bu yeterli olmaz...Kutsal metni deşifre edebilecek bir Arapça’dan bahsediyoruz... Yâni, anadili Arapça olanın bile kendisini eğitmesi gerekiyor...

Eğer, bu seviyede kendimizi geliştiremiyorsak, hiç gücenmeden yüksünmeden Kurân ile kurduğumuz gönül ve ilim bağının aracılara mahkûm olduğunu kabul etmeliyiz... Anlamayanlar için tekrar edeyim... Elinizdeki meale veya tefsire bakın ve kim tarafından hazırlandığını yüksek sesle telaffuz edin... Duyduğunuz isim veya isimler Kurân ile aranızdaki aracılardır!!

Var mı bir mahzûru???

Bu ne istediğimize bağlı!! Kurân ile kurmak istediğimiz bağın nasıl bir bağ olmasını istiyorsak ona bağlı...

Bunu tam olarak anlatabilmek için şöyle örnekleyelim...

Eğer, meallerden ve Türkçe tefsirlerden yararlanarak Kurân bilgimizi artırmaya çalışıyorsak –ki bu takdire şâyân bir şeydir- namazın kaç vakit olduğu yönündeki bir tartışmaya asla birinci şahıs olarak katılamayız.. Bu konuda söyleyeceklerimiz, aslında hep başkalarının söyledikleri olur.. Biz, o başkalarının yaptıkları çalışmalarla sınırlı olarak fikir sahibi oluruz ve o çalışmaları yapanların ortaya koydukları sonuçları tam olarak denetleyemeyiz..

Eğer, şunu söylüyorsak ve şöyle düşünüyorsak; örneklediğimiz durumda hiçbir sakınca yoktur...

“Ben Kurân’a ve dolayısıyla İslâm’a bir şekilde yöneldim.. İmkânlarım nisbetinde kendimi geliştirmeye çalışıyorum.. Bugün elimden gelen bu kadar.. Her gün daha çok ve daha çok öğrenmeye çalışıyorum..
Gün geçtikçe daha çok aydınlandığımı hissediyorum; ama acele etmiyorum.. Cenâbı Allah, samimi olarak kendisine yönelen kuluna bilmediklerini de öğretir; yanlış bildiklerini de düzeltir... Ben, saygıyla, sevgiyle, edeple, tevazu ile O’na yöneldim...”

Ancak, maalesef böyle olmadığına “acı kayıplar” vesilesiyle tanık olabiliyoruz...

“Cin gibiyim; akıllı bir adamım.. Alırım, pazardan birkaç Meal; okurum da okurum.. Bana bugüne kadar öğretilenleri de bir güzel sorgular; devrimci bir ruhla bütün meseleleri bir çırpıda halleder; tozunu attırırım...Müfessirler, ilâhiyatçılar ve bilumum uzmanlar gelsinler ve kapımda sıraya girsinler de sâyemde hidâyete ersinler; şirkten arınsınlar....”

İşte bu “acı kayıplar”ın ruh dünyalarındaki acı manzarının söze gelmiş hâlidir...

“Acı Kayıp” o kadar tecrübesiz, o kadar bilgisiz, o kadar eğitimsizdir ki, taşıdığı imâna rağmen okumaya yeltendiği Kurân’ın bir “Mûcize” olduğunu  daha işin başında unutmuştur... Mûcize Kitap, filanca yazarın romanları gibi okunamaz...

Duymuştur bir yerlerden; Kurân apaçıktır... Eeee, aklı kullanmayı da emretmektedir... Onu  tutabilene aşk olsun!! Ona göre apaçık Kitap ile akıl bir araya gelirse bütün meseleler –hatta başkalarının çözemedikleri meseleler de dâhil- şipşak çözülecektir... Çünkü, aklı başındadır ve Kurân’ı sanki kendine nâzil oluyormuşçasına okuyacaktır.. İşte bu, o zamana kadar İslâm Dünyasının beceremediği bir şeydir (!)....

Ardından Kâbe’ye hakaret; hacca, oruca, namaza, zekâta, Ramazan’a hurafe muamelesi... Bunların sayamayacağım kadar çok numunesini forumumuzda görmedik mi??

Bir başka bahse daha bakarsak; Kurân’a yönelmede yaşadığımız ifrâtı belki fark edebiliriz.. Ümitli değilim ama belki...

Kurân’a yönelmek için bugünü esas alıyoruz????? Yâni, mîlat 2007 oluyor!! Geçmişten geleni  “vadesi dolmuş” diyerek bir ilaç gibi çöpe atabiliyoruz...

Bu nasıl bir akıl, bu nasıl bir mantık AKLedemiyorum!!

Birisi, zinhar geçmişte kalmış ve ismiyle beraber kitapları bize ulaşmış olmasın; okumaya gerek duymadan, eğrisi ile doğrusunu ayırt etmeden ânında müşrik îlân ediyoruz... Şükürler olsun ki bu çağda yaşıyorum.. Eğer, fikirlerim 2007’ye 300 sene öncesinden ulaşacak olsaydı; kim bilir hakkımda neler söylenirdi??

Pardon AMA bu nasıl oluyor???

Resullah ile 2007 arasında ne varsa görmek bile istemiyoruz; geçen asırları mutlak manada kaybedilmiş sayıyoruz... Hele, birileri bize “Hadis” demesin; anında buz kesiyoruz... Tarikatlar, cemaatlar, mezhepler, şeyhler, mürşitler, müritler –hele hele bunlar- anlayabileceğimiz şeyler değiller.. (Sosyolojik bir analize bile ihtiyaç duymuyoruz..)

Kurân böyle okunmaz, Dostlar!!

Kurân’a ilmen ve kalben yönelmenin şartı, yumruklarımızı sıkmak ve ağız dolusu sövmek değildir!!! Bunları yapabiliyor olmak; Kurân’a başarıyla yöneldiğimizin işâreti, göstergesi değildir...

Sevelim, sevilelim ve unutmayalım......

KURÂN BİZDEN AKILLIDIR.... KURÂN KÜL YUTMAZ!!!

Neyzen_Semazen

Not: Eğer nasip olursa devam edeceğim ve bizden daha akıllı Kurân’ın aklına işaret etmeye çalışacağım..

 

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

iman Yazdı:

Dolayısıyla

semazene sorduğunuz müteşabih ayet akılcılar için zaten üzerinde kafa
yormaya değmeyecek bir dogmadır. o zaman semazeni desteklemiş
oluyorsunuz

diye dikkatiniz çekmek istedim.

yanlış anladığım yada bildiğim bir yer varsa anlatana teşekkür ederim.

iyilikler dilerim

Sn. İman'ın katkısı için gönülden teşekkürler..

İlâve olarak, bir bilgi vermek isterim.. Belki, Sn. Savana'nın ilk mesajındaki sorusuna karşılık olur...

Bakara 67-74 âyetlerini sunarken, tüme varmaya çalışan akılla tümden gelen vahyin ilişkisini örneklemeye çalıştık.. Yâni, ilgili âyetlerin ilk bölümünde bir sığır boğazlama emri detaysız verildi... Anladıkları gibi uygulamaları istendi.. Ancak, tüme varmaya çalıştılar.. Sorular hep tüme varmanın örneği olarak değerlendirilmeli.. Soruları, sebep sonuç ilişkisini kurmak ve kurgulamak içindi.. Bir sığır, sadece bir tek sığır boğazlamaları istenmişti ve fakat bunun gerekçesi kendilerine bildirilmemişti.. O gerekçeyi sorularla keşfetmeye çalıştılar.. O yüzden, kurbanlık sığırın detay bilgisini istediler.. "Tamam şimdi oldu" dediklerinde, bildikleri birisinin bildikleri bir sığırının tarifine ulaşmışlardı.. O sığırın sahibi kimdi ve ona ait bir sığırın kurban edilmesinin istenmesi ile Hz. Mûsâ'nın kavmi nasıl bir sonuç çıkardılar bilmiyoruz.. Ancak, sonrasını bilmediklerini kesinlikle biliyoruz.. Çünkü, sonrasında olanlar tümden geliyordu... Tüme varma yöntemleri ile anlaşılacak, önceden bilinecek türden bir şey değildi.. Nitekim, âyete göre fâili meçhul bir cinâyet mucizevî bir yolla aydınlığa çıkartıldı... Maktul diriltildi; kâtilini bildirdi...

İşte, bu olay aklın sebep-sonuç yolculuğunda keşfetmekte zorluk çektiği durumlara bir örnektir.. O zaman, akıl tüme varmaya çalışırken, tümden gelen vahiy ile izdivaç yapmalı ve özçocukları imanın kuvvetiyle ilâhî düzene adapte olmalıdır.. Vahyin ve imanın yardımını küçümseyen aklın, daha doğrusu bu şekilde akleden kalbin, selim bir kalp olması mümkün değildir.. Böyle bir kalp âdetâ taşlaşır.. İlâhî düzene adapte olamaz ve ilâhî düzenin gerekli kıldığı aksiyonu ve fonksiyon kalitesini ortaya koyamaz.. Oysa, taşlar bile taş olmalarına rağmen içlerinde hayat emâresi taşıyabilmektedirler...

Selamlar,

N_S

 

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Bana göre; insana verilen aklın / akletme yeteneğinin felaketi, kendini kendine yeter görmesi, her istediğine ulaşabileceğini / her irade ettiği akletme eylemi sonucunda mutlak hakikate ulaşabileceğini düşünmesidir.

Allah hakkında "en büyük akleden" tabirini kullanmak istemiyorum. Keza, akletmek, mevcut verilerin yardımı ile henüz hazır olmayan yeni bir sonucun ortaya çıkarılmasıdır. Allah için böyle bir şey söz konusu olamaz.

Şu var ki, madem bu Kuran anlaşılması / akledilmesi için kolaylaştırılmış, Kuran sahibi için  "şimdilik" kaydıyla böyle bir tanımlama yapacağım.

Vahiy, mükemmel akletmenin işaret ettiği ve insan için din adına gerekli ve yeterli olan hususlardır. Kimisi bir hükümdür, sonuç bildirir. Kimisi ise insanın akletme sahasında doğru yolu işaret eden "tabelalar" dır. Kolaycı / hazırcı değildir. Sadece yön gösterir. Netice ise ancak akletme ile elde edilecektir.

Misal olarak akıl bir koyun sürüsü ve vahiy de bir çoban olsun. Çoban ağılın kapısını açtığında koyun belki "işte sonsuz özgürlük" naraları ile dışarı çıkar. Fakat bu koyun çobanın ağılın etrafına ördüğü çiti göz ardı edebilir mi? Teslim olmuş koyunlara düşecek iş, ne benim aklım hiç bir şeye ermez deyip ağılda beklemek, ne de bu çoban işi bilmiyor deyip çitleri aşmaya çalışmaktır. Tefekkür, akletme; çitin yerini sorgulamak / beğenmemek değil, bu çitin hangi hikmete bianen buraya konulduğunu düşünmektir. Nihayet, bu çitin olabilecek en güzel yerde bina edildiğine canı gönülden inanmaktır.

Herhangi bir kişinin yeterince akıllı  olabileceğine inanmıyorum.  Yani bir kişi müthiş bir akletme yeteneğine malik olabilir. Fakat, akıl için lazım olan  verileri ne derecede sağlam olarak elde edebilir ?  Gözü, kulağı,burnu da mükemmel mi ? Nefsinin aklına vurduğu perdeyi aralayabilmiş mi ? Şu veya bu şekilde elde ettiği her veriyi tam olarak hatırlayabiliyor mu? Eriştiği sonuçları en güzel şekilde beyan edebiliyor mu? Şimdi bu insan mı akletmesine "tam olarak" güvenecek ?

Yoksa her şeyi daha vukuu bulmadan önce bilen Allah mı ?

Akıl mı ? Vahiy mi ? Bu soru "şeytan" ın sorusudur.

Doğru cevap; en iyisi, insana akletmeyi öğreten vahiydir.

Selam ve dua ile.






__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

Semazen Yazdı:
Kurân böyle okunmaz, Dostlar!!

Kurân’a ilmen ve kalben yönelmenin şartı, yumruklarımızı sıkmak ve ağız dolusu sövmek değildir!!! Bunları yapabiliyor olmak; Kurân’a başarıyla yöneldiğimizin işâreti, göstergesi değildir...

Sevelim, sevilelim ve unutmayalım......

KURÂN BİZDEN AKILLIDIR.... KURÂN KÜL YUTMAZ!!!

Neyzen_Semazen

Not: Eğer nasip olursa devam edeceğim ve bizden daha akıllı Kurân’ın aklına işaret etmeye çalışacağım..

Sevgili Mircan,

Evet, böyle söylemiştik.. Kurân bizden akıllıdır demiştik.. 
Bu mecazi anlatımla, aklımızı işletmek konusunda Kurân’ın mukayeseli üstünlüğüne vurgu yapmayı istedik.. Yâni, Kurân bir mûcize ve biz akletmeyi yine ondan öğreneceğiz..

Kurân kül yutmaz demiştik..
Yâni o, akledenlerin sözde mi yoksa özde mi olduklarının, aklettiklerinin mihengidir.

Bu açıklamadan sonra, “Kurân’ı nasıl okumalıyız” sorusuna bakabiliriz.

Böyle büyük bir mûcize karşısında bendenizin ilk cevabı şu olur...

“Elbette, ansiklopedi okur gibi değil!”

İşte, tam bu noktada Kurân’ın aklı, ruhu, îcâzı ile bizim aklımız arasındaki temel farka işâret etmiş oluyoruz.. Burası gerçekten çok önemli!!!

Dikkat ediyorum; ben dâhil biz Kurân okumalarımızda bir ansiklopedik arayış içindeyiz.. :)

Yâni, Kurân şöyle bir “kitap” olsaydı cana minnet olacaktı...  Açsaydık Kurân’ı , baksaydık fihristine ve alsaydık fetvayı...  Yâni, “şu mübârek Kurân –ne olurdu?- namaz şu kadar vakittir deseydi; her bir vaktin adını tam olarak koysaydı.. ... Biz fihristten bakarak mesela  namaz bahsini açsaydık da, namazın nasıl kılınacağına kadar bütün detayları oradan okusaydık ve geriye hiçbir ihtilaf kalmasaydı, ne güzel olurdu?” :)

Evet, Dostlar! Biz, böyle bir anlayış ve arayış içinde (ansiklopedik) Kurân’ı okuyoruz.... Sonuç almanın güçlüğünü görünce de afallayıp kalıyoruz...

Ancak, buna rağmen Kurân dışı dînî kaynaklardan kopya çekerek, aradaki boşlukları doldurmaya çalışanlara tepeden bakıyoruz.. :)

Oysa, nâçizâne bendenizin nazarında İslâm dünyasının bu konuda yaşadığı sorun şu....

Kurân’ı mûcize oluş sırrına uygun olarak henüz okuyamıyoruz... Dolayısıyla, İslam Dünyasının ve HanifDostlar gibi sayısız dînî düşünce platformunun ve aklımıza gelebilecek  tüzel ve sosyal bütün fikrî oluşumların takılıp kaldığı ana mesele bu!!!! Gerisi hep angarya ve belki yerine göre fasarya!!!! :)

Bana göre, yüksek sesle şunu sormalıyız!!!!

Biz, Kurân’ı mûcize oluş sırrına uygun olarak okuyabiliyor muyuz?????

Okuyabildiğimiz iddiasında isek, fıkhî sahada yer alan meselelere (ki en basit ve gündelik hayata karşılık olanları bunlardır..) ait neden bin türlü cevap veriyoruz da, bir tek –kesin ve aksi artık iddia edilemez- cevap bulamıyoruz... Doğru kaç tane???

Bu yazıyı kaleme almadan önce, neler söyleyebileceğim yönünde bir ön hazırlık yapmıştım.. Pekçok not almıştım.. Ancak görüyorum ki, böyle derin bir mesele için yeterli bir özet yapmak güç olacak... Bu yüzden, meramımı tam olarak ortaya koyup koymadığım endişesini bir kenara bırakarak sözü ve konuyu artık bağlamak istiyorum.. Bunun için bâzı âyetlere müracaat edeceğim..

Lütfen, Hicr:1’e dikkat!!

ELİF+LÂM+RÂ.... (Hiçbir şey anlamadık değil mi arkadaşlar!!)
....... Tilke âyât’ül-KİTAB ve KURÂN’ün MÜBİYN.....
(Bunlar Kitâb’ın ve Mübiyn olan Kurân’ın âyetleri işte!)

Dikkat lütfen, burada MÜBİYN olan Kurân!!

Lütfen, Neml:1’e de bakalım...

TÂ+SİN.... (Yine bir şey anlamadık değil mi? :) Bana bakmayın lütfen, ben de anlamadım..)
.... Tilke âyât’ül-KURÂN’i ve KİTÂB’in MÜBİYN!
(Bunlar Kurân’ın ve Mübiyn olan Kitab’ın âyetleridir işte!!)

Dikkat, burada MÜBİYN olan KİTAB!!!

İşte Sevgili Dostlar, bu “âyetleri” de “okur” olduğumuz zaman – Cenâbı Allah bana da nasip etsin- mûcize Kurân’ın her sorumuzun karşılığını tartışmaya yer bırakmayacak netlikte nasıl verdiğine –inşaALLAH- tanık olacağız..

O vakte kadar, okuyup öğrenmeye, araştırıp incelemeye aşkla ve heyecanla devam!! Ancak, lütfen insana ve eşyaya saygıyla, sevgiyle, edep ve tevazu ile.... Acele etmeden, taşkınlık etmeden ve şaşkınlığa düşmeden...

Sözü, çok ama çok kısa kestim; özür dilerim...

Allaha Ismarladık,

Neyzen_Semazen

Not: Ali Bey'in değerli katkısı için teşekkürler...

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
okun
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 agustos 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 101
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı okun

Selam

Giden arkadaşa saygılı olmak açısından bence artık bu başlıkta yazı yazmayıp konuya mesela "iman ve akıl" gibi bir başlıkta devam etmek daha uygun oacaktır. Çünkü nasıl bir içerikle yazarsanız konu bir kişi üzerinde inşa edilmiş oluyor. En azından görünüş itibariyle pek hoş değil.

mod arkadaşlardan da bu konuyu kapamasını rica ediyorum

 

Yukarı dön Göster okun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: okun
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

SelamünAleyküm kardeşler

Sözünüz kısa gerçekten semazen
doyamadık lezzetinden
diyorsunuzki Kuran mükemmel
mükemmelden neticeyi mükemmele en yakın okuyabilen alır

yani insan
mükemmel oluşur, hatta mükemmel doğar Allah vergisi olarak

ve fakat

Sadece anne karnında değil, oluşumunda bile ebevynlerinin genetik
hatalarınıda taşıyarak

Mushaf her durumda yaratılanların mühendisinin kitabıdır.

en iyi o bilir
sonra yaratılanı en iyi anlayan okuyabilir
yani peygamberler


sonra görünen dünyayı iyi okuyabilen, duyulur dünyayı iyi duyabilen
okuduğunu unutmayan, hayata okumak için bakanlar

yani kurandan netice almak kendinizi ne kadar mükemmele
yakınlaştırabilmekle ilgilidir

yani nasıl iyi bir tornacı bir tornanın iş yapan ucunun sesinden
ve görmeden biraz sonra malzemenin üzerinde birakacağı izi gaipten gün
yüzüne çıkarırsa

yani önce kainat kitabindan sadece kendi yaralarınızı değil
ebeveyninizden kalanlarıda sağaltacaksınız sonra bir bakışta binayı
tanıyıp içinde dolaşmaya aday olacaksınız.

sayın semazen
sevgili hocam
siz hiç değilse

soruları yazmalısınız

Allah'a sığınıyorum
ama benim gibiler
sadece şimşek çaktıkça
yol alanlardanız

Allah rızasına ufkumuzu açmalısınız

saygıyla
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

iman Yazdı:


sayın semazen
sevgili hocam
siz hiç değilse

soruları yazmalısınız

Allah'a sığınıyorum
ama benim gibiler
sadece şimşek çaktıkça
yol alanlardanız

Allah rızasına ufkumuzu açmalısınız

Değerli İman,

İnşaALLAH, ben dâhil bütün İslâm dünyamızın ufku açılır da Kurân fezâsında aklederek, iman ederek ışık hızıyla yol alırız ve ışık oluruz...  Ancak, bu "Ha!" deyince olmayacağına göre, din kardeşlerimizin "acı kayıplar"ımızdan olmamak için kendilerini her yönden geliştirmeleri hayâtî önem taşıyor... Bunun farkında olmayan "saftirikler" ebedî hayatlarını kendi elleriyle katlediyorlar da farkına varmıyorlar ve "ben artık bir dinsizim ve mutluyum" diyebiliyorlar... Oysa, çok iyi okuduklarını ve herkesten çok daha iyi anladıklarını iddia ettikleri ve buna dayanarak -hâşâ- ona kusur isnâd ettikleri Kurân "acı kayıplar" hakkında şöyle söylüyor...

Yûnus Sûresi

37. Bu Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir.

38. Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.

39. Bilakis, onlar ilmini kavrayamadıkları ve yorumu kendilerine asla gelmemiş olan (Kur'an'ı) yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Şimdi bak, zalimlerin sonu nasıl oldu!

Maalesef, "acı kayıplar" Kurân'a bir daldılar ama pir dalamadılar ve ilmini kavrayamadan, te'viline varamadan imanlarından oldular...

Selamlar,

N_S

 

 

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
lejyoner
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 19 temmuz 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 14
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı lejyoner

ilmini kavrayamadan....

Nedir bu, nasıl kavranır, ilim kelimesinden ne anlaşılmalı mesela ?

 

 



__________________
"Güneşin battığı yere varınca onu kara balçığa batar buldu."
Yukarı dön Göster lejyoner's Profil Diğer Mesajlarını Ara: lejyoner
 
Muhtar
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 mart 2006
Gönderilenler: 63
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Muhtar

İlim tek kelimeyle "bilmek / öğrenmek"tir. 

Yunus 39 için alternatif çeviri bu bağlamda şu şekilde olabilir.

Hayır onlar henüz öğren(e)medikleri / bilem(e)dikleri ve yorumu kendilerine henüz gelmemiş olanı yalanladılar. (Yunus 39)

Nasıl kavranacağı konusu ise. İlim ile aynı kökten olan Alim kelimesiyle anlaşılır.

Alimlerin alimi olan elbette Allah'tır. Fakat, bilgide derinleşmiş / öğretiye hakim olanlar (rabbaniler), vasıtasıyla kavranılması muhtemeldir. Bu konuda bakınız (5/44). İlham ve vahiy yoluyla öğrenmek maalesef bizler için mümkün olmuyor. Bu ve benzeri konularda her zaman "bir bilene" danışmakta fayda vardır. Bir bilene danışılmalı ki bir bilen daha olsun. Ki ona da danışılsın.

Selametle kalınız.



__________________
Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır. (Rad 28)
Yukarı dön Göster Muhtar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Muhtar
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats