HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Hayızlıyken neden namaz kılınmasın? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

 Selam dostlar,
  Şu İslamoğlu hakkında kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum:
 Bu şahıs Kuranın önemini ve değerini takdir etmesine rağmen,ilim diye edindiği ve sırtına yük olan o kadar teferruatı  bir çırpıda sırtından atıp hafiflemeyi seçmek yerine sırtındaki küfeyi arada bir indirip gözüne çarpan çürükleri ayıklamakta daha sonra yoluna yine devam etmekte ve ömrünü hep bu şekilde idame ettirmektedir.
    Bir mayın temizleyicisi konumunda olan İslamoğlu'nun yalnız Kuran demeye ömrü bakalım vefa edecekmi?Yoksa o da ufkumuzda kaybolup gidenlerdenmi olacak?
    Kuranın nesne değil,özne olduğunu her yerde dile getiren bu kişinin özüne dönmesinin bir an önce  gerçekleşmesi temennisiyle.


__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
aciziz
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 15 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 67
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aciziz

Kur'an'a göre adetli kadın neyi yapamaz?  Süleyman Ateş

Kur'ân, adetli kadının neyi yapamayacağını söylüyor, o da cinsel ilişkidir. Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emredilmiştir. Maksat kadına eziyet vermemek, bir de o durumda kadına karşı bir soğukluk duygusu oluşma olasılığını uzaklaştırmaktır.

Ezâ, eziyet veren bir hastalık manasına gelebileceği gibi insanı tiksindiren pislik anlamına da gelir. Yani hayz, kadına eziyet veren, sizi de tiksindiren bir haldir. O halde bulunan kadınla münasebetten uzak durun.

Yahudiler, hayızdan çok sakınırlar, hayızlı kadınla yatmadıkları gibi onunla beraber yemek yemez, onunla aynı odada dahi oturmazlardı. Hıristiyanlar ise hayza hiç önem vermezler, hayızlı kadınlarla münasebette bulunurlardı.

İslam'ın hükmü nedir
Araplar, özellikle Medineliler bu hususta Yahudilerin tesirinde kalmışlardı. Onlar da Yahudiler gibi yapıyorlardı. Bazı sahabiler, Hz. Peygamber'den bu konuda İslâm'ın hükmünü sordular. İşte ayet, bu münasebetle indi (Tabe-rî, 2/380-391; İbn Kesîr, 1/358-360).

Ayetteki "kadınlardan ayrılın" sözü, onlarla münasebette bulunmayın anlamınadır. Yoksa onlarla bütün ilişkileri kesin demek değildir. Hz. Peygamber (s.a.v), hayz halinde bulunan hanımlarıyla, cima dışında bütün ilişkilerini sürdürmüş ve âdet halindeki kadınla ilişki konusunda sorulan bir soru üzerine, "Cima'dan başka her şeyi yapın" demiştir (Müslim, Hayd, 3, Hadîs 16; Ebû Dâvûd, Nikâh 46. ).

"Yalnızca orayı yıkardı"
Hz. Ayşe diyor ki: "Ben ve Peygamber ikimiz de cünüpken aynı kaptan (su alıp) yıkanırdık. Ben âdet halindeyken göbeğimle diz kapağım arasını kapatmamı emreder ve o şekilde benimle münasebette bulunurdu. İ'tikâfa girdiği zaman (mescidinden) başını uzatırdı, adetli olduğum halde onun başını yıkardım" (Buhârî, Hayd, 5).

"Ben adetliyken su içtiğim kabı Peygamber (s.a.v.)'e uzatırdım, o da alır, benim ağzımı vurduğum yere ağzını koyup su içerdi. Adetliyken yediğim tikeyi, Peygamber (s.a.v.)'e verirdim, o da alır, benim ağzımı vurduğum yerden yerdi" (Müslim, Hayd, bâb 3, Hadis: 14).

"Ben adetliyken Allah'ın Resulü ile beraber aynı kaftan içinde yatardık. Eğer benden, kendisine bir şey bulaşmış olursa yalnız o bulaşan yerini yıkardı. Şayet elbisesine bir şey bulaşırsa yalnız orayı yıkar ve o elbise içinde namaz kılardı" (Ebû Dâvûd, Nikâh 46, Taharet, 106; Nesâ'î, Taharet 178, Hayd 11; Dârimî, Vudû', 105; et-Tefsîru'1-hadîs, 7/338-340; el-Cevâhir fî Tefsîri'l-Kur'ân, 1/200-201).

Yarın: Kur'an, adetli kadının murdar olacağından söz etmez 
06/03/207
İsteğimiz dışında oluşan özür ibadete engel değildir  

Allah’ın Elçisi, düzensiz âdet gördüğünü söyleyen ve bu yüzden namaz kılıp kılamayacağını soran kadına, “O gerçek âdet değildir, yıkan ve namazını kıl” demiştir (Müslim, Hayd: b. 14, h. 62-64). Bu kadın, her vakitte yıkanıp namazını kılarmış (Müslim, Hayd: b. 14, h. 66). Bu rivayeti duyan Abdu’r-Rahman ibn Hişam, “Allah, Hind’e rahmet eylesin. Keşke bu fetvayı duysaydı. Vallahi bu özründen dolayı namaz kılamadığı için ağlayacak derecede üzülürdü” demiştir (Müslim, Hayd: b. 14, h. 64). Bir rivayete göre Hz. Ayşe, “Hayız günlerindeki namazlarını kaza etmemiz gerekir mi?” diye soran bir kadına, “Sen Haruriyye(Hariciler)’den misin? Allah Elçisi zamanında biz âdet görürdük. Bize (âdetten sonra) namazımızı değil, sadece orucumuzu kaza etmemiz emredilirdi” demiştir (Müslim, Hayd: b. 15, h. 67-68).

İşte âdetli kadının namaz kılamayacağı, oruç tutamayacağı hakkındaki delil sadece Ayşe’ye dayandırılan bu rivayetlerdir. Zan ifade eden bu rivayetlerle Kur’ân’ın kesin emri askıya alınamayacağı gibi, bu rivayette âdetli kadının namaz kılamayacağı hakkında bir söylem de yoktur. Sadece âdetli kadının, kılmadığı namazı kaza edip etmeyeceğine dair bir sorunun cevabı vardır. Önce Hz. Ayşe’nin, namazın kazasından söz etmesi de kuşkuludur. Çünkü Peygamber döneminde öyle günlerce kılınmayan namazların kazasından söz edilmez. O dönemde Müslümanlar, namazlarını özürsüz olarak terk etmezlerdi. Özür dolayısıyla bir iki vakit veya bir iki günlük namazlar da kaza olarak değil, tertiple cem edilerek kılınırdı.

İnsanın isteği dışında oluşan özür, ibadete engel değildir. Hz. Peygamber, düzensiz âdet gören kadına, yıkanıp namaz kılmasını emretmiş ve bu kadın, her namazında yıkanarak (veya abdest alarak) namaz kılmıştır. Düzensiz âdet görmeyle düzenli âdet görme arasında ne fark vardır? İkisinde de kadından gelen kan, aynı kandır. Gelen kan, pis görüldüğü için bu kadına temizlenip, yani abest alıp namazını kılması emredilmiştir.

7/09/2003 Farkettiğim hatadan hemen geri döndüm  

Bir okurum, 26 ve 27 Ağustos 2003 tarihli VATAN gazetesindeki köşemde iki gün ardı ardına yayınlanan, adetli kadınların ibadet durumuyla ilgili yazımdan ötürü tereddüde düştüğünü belirtiyor. Buna neden olarak da VATAN'daki köşemde verilen bilgilerin, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 basımındaki bilgilere uymadığını gösteriyor. Bu okurum, kuşkusunu giderecek bir açıklama yapmamı istiyor.

Söz konusu ilmihalde adetli kadının oruç tutamayacağını, namaz kılamayacağı, âdeti kesildikten sonra tutamadığı oruçlarını kaza edeceği fakat namazlarını kaza etmeyeceği belirtilirken gazetedeki yazımda ise âdetin, biyolojik bir özür durumu olduğu, bu halde bulunan bayanın dilerse oruç tutabileceği, hasta gibi orucunu yiyip sonra kaza edeceği ancak namazın hiç düşmeyeceği, her namaz vakti için abdest alıp namazlarını kılacağı belirtilmektedir.

Büyük bir vebaldir


Okurum özetle diyor ki: "Yazarı aynı olan bu yazılarda bir çelişki yok mu? İkinci yazıda belirtilen bilgiler doğru ise âdet hali bittikten sonra gusletme gerekliliği ortadan kalkmıyor mu?" Şunu belirteyim ki İslâm İlmihali'ni yazdığım zaman dayandığım kaynaklar klasik ilmihal ve fıkıh kitaplarıydı. Bilgilerim bizzat Kur'ân'a değil, bu kitaplara dayanıyordu.

Ama ne zaman ki tefsîr için Kur'ân'ın içine girdim ve bilgilerimi doğrudan Kur'ân'dan almaya başladım, klasik ilmihal kitaplarında yazılan birçok konunun yanlış anlatıldığını ve Kur'ân düşüncesinin yorumlarla çarpıtılıp değiştirildiğini gördüm.

Elbette farkına vardığım hatada ısrar edemezdim çünkü bu, büyük bir vebaldir.

Dediğim gibi "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin ilk baskılarındaki bilgiler, mevcut ilmihallere, klasik fıkıh kitaplarına dayanmaktaydı.

Düzeltmeleri yaptım
Hatayı fark ettikten sonra o kitapta da gerekli düzeltmeleri yaptım. Kitabın son baskısında, klasik fıkıh kitaplarında yazılan bilgileri aktardıktan sonra bu konudaki görüşümü açıkladım. Kitabın son baskısının 111'inci sayfasında, "Adetli kadınla ilgili önemli bir açıklama"yı okuyabilirsiniz. Değerli okurum, Maide Suresi'nin altıncı ayetinde namaz kılmak isteyenin, abdest alması, cünup olanın ise tam temizlenmesi (yani yıkanması) emredilmektedir. Hayız (âdet hali), cünupluk değildir.

Çünkü cünupluk, cinsel ilişki sonunda oluşan bir durumdur. Kur'ân cünup olanın yıkanmasını emretmekte fakat adetli kadının yıkanması konusunda bir hüküm belirtmemektedir. Elbette âdeti kesilen bayanın temizlenmesi gerekir. Fakat bu Kur'ân'ın emri değil, Peygamberimizin buyruğudur. Zaten İslâm öncesi zamanlarda da âdet bitiminde yıkanma vardı.
18.09.2003  Namazın temeli Allah'ı anmadır  

Bir okurumun, adetli kadınların ibadetiyle ilgili VATAN gazetesindeki köşemde çıkan yazımla, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 baskısındaki bilgilerin birbirlerine uymadığını ve bu konuda benden bir açıklama istediğini dünkü yazımda belirtmiş ve bu konuda bazı açıklamalarda bulunmuştum. Ancak okurumun aklına takılan bir husus kalmaması için aynı konuya bugün de devam ediyorum.

Temizlenme ayrı, namaz kılma ayrı şeydir. Hiçbir şey namaz gibi bir ibadete engel olamaz. Çünkü namazın temeli Zikir(Allah'ı anma)'dir. Rükû ve secde talî rükünlerdir. Rükû ve secdeyi yapamayan kimseden bunlar düşer ama Allah'ı anma olan temel öğe düşmez. Kur'ân, "Beni anmak için namaz kıl" (Tâhâ: 14) buyurmaktadır. İnsan her halde Allah'ı anabilir.

Kadınların, âdet halinde Allah'ı zikredebilecekleri, okunan Kur'ân'ı dinleyebilecekleri, dua edebilecekleri hususunda fikir ayrılığı yoktur. Namazın temel öğesi olan zikir yapılabildikten sonra eğilip kalkmak mı yasaktır? Bunlar harekettir. Eğer zikir yoksa zaten o namaza ve o harekete ibadet denmez ki...

İslam'ın zararına olur
Cünup olan kimse de yıkanma imkânı bulamadığı takdirde teyemmüm ederek namazını kıldığına göre, kadının bir özür hali olan âdet durumunda niçin namaz kılınmasın? Bu konuda Kur'ân bir yasak koysa ona kimsenin bir diyeceği olamaz. Ama Kur'ân, erkeklere, âdet durumunda hanımlarıyla cinsel ilişkide bulunmayı yasaklamış, bunun dışındaki kadının kendisine bir kısıtlama getirmemiştir.

Dediğim gibi bu durumdaki kadın, zayıf düşeceği için oruç tutmayabilir ama namazını kılmalıdır. Şayet ayakta duramıyorsa oturarak, hatta uzanarak da kılabilir. Çünkü namazın temeli Allah'ı anmaktır. Hiç kimsenin, Allah'ın geniş yolunu (şeriatını) daraltmaya, dini zorlaştırmaya hakkı yoktur.

Her 25-30 günde 3-10 gün kadının ibadetten uzak durması onu ibadetten, namazdan soğutur. Bu da İslâm'ın yararına değil, zararınadır. Bu konudaki geniş açıklamamı, "Kur'ân Ansiklopedisi, hayd maddesi"nden ve "Yeni İslâm İlmihali"nden okuyabilirsiniz.

BİTTİ

Şahsi Görüşüm

Arkadaşlar İnandığım şey adının başında istediği kadar saygı ifadesi ya da mevki ifadesi bulunsun ister iyi niyetle ister gafletle ister ard niyetle insanlar yanlış yapabilirler. Kim olursa olsun bir uzman gördüğümüz kişinin peşine körü körüne takılmamalı Kur'an dan uzaklaşmamalı ve Dini Hayatımıza yön verecek her noktayı samimi isek, Allah' dan korkuyorsak araştırmalı, hükmü ali den veya veliden aramamalıyız.

O Büyük Allah ki hocama yanlışını göstermiş ve Allah ondan  razı Olsun ki Süleyman Hocam da yanlışında saplanmak, kibir batağına girmek yerine yanlışını irdeleyerek Allah' dan korktuğuna samimi bir delil olarak dün verdiği karara bugun yanlıştır, vebaldir diyebilmiştir.

Demem o ki Kur'an ne Süleyman Hocanın ne Fethullah Hocanın yorumudur. İnanan ve samimi olan Allah ne demiş? sorusu ile Kitab'ını okur ve düşünür. Takıldığı noktalarda ise diğer kaynaklardan özellikle zıt görüşlü kaynaklardan araştırmaya devam eder.

Kimsenin Armut Piş Ağzıma düş gibi bir beklentiye girmesi uygun değildir.

Selam Allah Korkusu Taşıyanlara

 



__________________
Anlatan da aciz dinleyen de aciz, Hamd O Allahüssamed'e ki İlahi Kelam ile seslendi
Yukarı dön Göster aciziz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aciziz
 
sebemelikesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 03 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sebemelikesi

aciziz Yazdı:

Kur'an'a göre adetli kadın neyi yapamaz?  Süleyman Ateş

Kur'ân, adetli kadının neyi yapamayacağını söylüyor, o da cinsel ilişkidir. Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emredilmiştir. Maksat kadına eziyet vermemek, bir de o durumda kadına karşı bir soğukluk duygusu oluşma olasılığını uzaklaştırmaktır.

Ezâ, eziyet veren bir hastalık manasına gelebileceği gibi insanı tiksindiren pislik anlamına da gelir. Yani hayz, kadına eziyet veren, sizi de tiksindiren bir haldir. O halde bulunan kadınla münasebetten uzak durun.

Yahudiler, hayızdan çok sakınırlar, hayızlı kadınla yatmadıkları gibi onunla beraber yemek yemez, onunla aynı odada dahi oturmazlardı. Hıristiyanlar ise hayza hiç önem vermezler, hayızlı kadınlarla münasebette bulunurlardı.

İslam'ın hükmü nedir
Araplar, özellikle Medineliler bu hususta Yahudilerin tesirinde kalmışlardı. Onlar da Yahudiler gibi yapıyorlardı. Bazı sahabiler, Hz. Peygamber'den bu konuda İslâm'ın hükmünü sordular. İşte ayet, bu münasebetle indi (Tabe-rî, 2/380-391; İbn Kesîr, 1/358-360).

Ayetteki "kadınlardan ayrılın" sözü, onlarla münasebette bulunmayın anlamınadır. Yoksa onlarla bütün ilişkileri kesin demek değildir. Hz. Peygamber (s.a.v), hayz halinde bulunan hanımlarıyla, cima dışında bütün ilişkilerini sürdürmüş ve âdet halindeki kadınla ilişki konusunda sorulan bir soru üzerine, "Cima'dan başka her şeyi yapın" demiştir (Müslim, Hayd, 3, Hadîs 16; Ebû Dâvûd, Nikâh 46. ).

"Yalnızca orayı yıkardı"
Hz. Ayşe diyor ki: "Ben ve Peygamber ikimiz de cünüpken aynı kaptan (su alıp) yıkanırdık. Ben âdet halindeyken göbeğimle diz kapağım arasını kapatmamı emreder ve o şekilde benimle münasebette bulunurdu. İ'tikâfa girdiği zaman (mescidinden) başını uzatırdı, adetli olduğum halde onun başını yıkardım" (Buhârî, Hayd, 5).

"Ben adetliyken su içtiğim kabı Peygamber (s.a.v.)'e uzatırdım, o da alır, benim ağzımı vurduğum yere ağzını koyup su içerdi. Adetliyken yediğim tikeyi, Peygamber (s.a.v.)'e verirdim, o da alır, benim ağzımı vurduğum yerden yerdi" (Müslim, Hayd, bâb 3, Hadis: 14).

"Ben adetliyken Allah'ın Resulü ile beraber aynı kaftan içinde yatardık. Eğer benden, kendisine bir şey bulaşmış olursa yalnız o bulaşan yerini yıkardı. Şayet elbisesine bir şey bulaşırsa yalnız orayı yıkar ve o elbise içinde namaz kılardı" (Ebû Dâvûd, Nikâh 46, Taharet, 106; Nesâ'î, Taharet 178, Hayd 11; Dârimî, Vudû', 105; et-Tefsîru'1-hadîs, 7/338-340; el-Cevâhir fî Tefsîri'l-Kur'ân, 1/200-201).

Yarın: Kur'an, adetli kadının murdar olacağından söz etmez 
06/03/207
İsteğimiz dışında oluşan özür ibadete engel değildir  

Allah’ın Elçisi, düzensiz âdet gördüğünü söyleyen ve bu yüzden namaz kılıp kılamayacağını soran kadına, “O gerçek âdet değildir, yıkan ve namazını kıl” demiştir (Müslim, Hayd: b. 14, h. 62-64). Bu kadın, her vakitte yıkanıp namazını kılarmış (Müslim, Hayd: b. 14, h. 66). Bu rivayeti duyan Abdu’r-Rahman ibn Hişam, “Allah, Hind’e rahmet eylesin. Keşke bu fetvayı duysaydı. Vallahi bu özründen dolayı namaz kılamadığı için ağlayacak derecede üzülürdü” demiştir (Müslim, Hayd: b. 14, h. 64). Bir rivayete göre Hz. Ayşe, “Hayız günlerindeki namazlarını kaza etmemiz gerekir mi?” diye soran bir kadına, “Sen Haruriyye(Hariciler)’den misin? Allah Elçisi zamanında biz âdet görürdük. Bize (âdetten sonra) namazımızı değil, sadece orucumuzu kaza etmemiz emredilirdi” demiştir (Müslim, Hayd: b. 15, h. 67-68).

İşte âdetli kadının namaz kılamayacağı, oruç tutamayacağı hakkındaki delil sadece Ayşe’ye dayandırılan bu rivayetlerdir. Zan ifade eden bu rivayetlerle Kur’ân’ın kesin emri askıya alınamayacağı gibi, bu rivayette âdetli kadının namaz kılamayacağı hakkında bir söylem de yoktur. Sadece âdetli kadının, kılmadığı namazı kaza edip etmeyeceğine dair bir sorunun cevabı vardır. Önce Hz. Ayşe’nin, namazın kazasından söz etmesi de kuşkuludur. Çünkü Peygamber döneminde öyle günlerce kılınmayan namazların kazasından söz edilmez. O dönemde Müslümanlar, namazlarını özürsüz olarak terk etmezlerdi. Özür dolayısıyla bir iki vakit veya bir iki günlük namazlar da kaza olarak değil, tertiple cem edilerek kılınırdı.

İnsanın isteği dışında oluşan özür, ibadete engel değildir. Hz. Peygamber, düzensiz âdet gören kadına, yıkanıp namaz kılmasını emretmiş ve bu kadın, her namazında yıkanarak (veya abdest alarak) namaz kılmıştır. Düzensiz âdet görmeyle düzenli âdet görme arasında ne fark vardır? İkisinde de kadından gelen kan, aynı kandır. Gelen kan, pis görüldüğü için bu kadına temizlenip, yani abest alıp namazını kılması emredilmiştir.

7/09/2003 Farkettiğim hatadan hemen geri döndüm  

Bir okurum, 26 ve 27 Ağustos 2003 tarihli VATAN gazetesindeki köşemde iki gün ardı ardına yayınlanan, adetli kadınların ibadet durumuyla ilgili yazımdan ötürü tereddüde düştüğünü belirtiyor. Buna neden olarak da VATAN'daki köşemde verilen bilgilerin, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 basımındaki bilgilere uymadığını gösteriyor. Bu okurum, kuşkusunu giderecek bir açıklama yapmamı istiyor.

Söz konusu ilmihalde adetli kadının oruç tutamayacağını, namaz kılamayacağı, âdeti kesildikten sonra tutamadığı oruçlarını kaza edeceği fakat namazlarını kaza etmeyeceği belirtilirken gazetedeki yazımda ise âdetin, biyolojik bir özür durumu olduğu, bu halde bulunan bayanın dilerse oruç tutabileceği, hasta gibi orucunu yiyip sonra kaza edeceği ancak namazın hiç düşmeyeceği, her namaz vakti için abdest alıp namazlarını kılacağı belirtilmektedir.

Büyük bir vebaldir


Okurum özetle diyor ki: "Yazarı aynı olan bu yazılarda bir çelişki yok mu? İkinci yazıda belirtilen bilgiler doğru ise âdet hali bittikten sonra gusletme gerekliliği ortadan kalkmıyor mu?" Şunu belirteyim ki İslâm İlmihali'ni yazdığım zaman dayandığım kaynaklar klasik ilmihal ve fıkıh kitaplarıydı. Bilgilerim bizzat Kur'ân'a değil, bu kitaplara dayanıyordu.

Ama ne zaman ki tefsîr için Kur'ân'ın içine girdim ve bilgilerimi doğrudan Kur'ân'dan almaya başladım, klasik ilmihal kitaplarında yazılan birçok konunun yanlış anlatıldığını ve Kur'ân düşüncesinin yorumlarla çarpıtılıp değiştirildiğini gördüm.

Elbette farkına vardığım hatada ısrar edemezdim çünkü bu, büyük bir vebaldir.

Dediğim gibi "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin ilk baskılarındaki bilgiler, mevcut ilmihallere, klasik fıkıh kitaplarına dayanmaktaydı.

Düzeltmeleri yaptım
Hatayı fark ettikten sonra o kitapta da gerekli düzeltmeleri yaptım. Kitabın son baskısında, klasik fıkıh kitaplarında yazılan bilgileri aktardıktan sonra bu konudaki görüşümü açıkladım. Kitabın son baskısının 111'inci sayfasında, "Adetli kadınla ilgili önemli bir açıklama"yı okuyabilirsiniz. Değerli okurum, Maide Suresi'nin altıncı ayetinde namaz kılmak isteyenin, abdest alması, cünup olanın ise tam temizlenmesi (yani yıkanması) emredilmektedir. Hayız (âdet hali), cünupluk değildir.

Çünkü cünupluk, cinsel ilişki sonunda oluşan bir durumdur. Kur'ân cünup olanın yıkanmasını emretmekte fakat adetli kadının yıkanması konusunda bir hüküm belirtmemektedir. Elbette âdeti kesilen bayanın temizlenmesi gerekir. Fakat bu Kur'ân'ın emri değil, Peygamberimizin buyruğudur. Zaten İslâm öncesi zamanlarda da âdet bitiminde yıkanma vardı.
18.09.2003  Namazın temeli Allah'ı anmadır  

Bir okurumun, adetli kadınların ibadetiyle ilgili VATAN gazetesindeki köşemde çıkan yazımla, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 baskısındaki bilgilerin birbirlerine uymadığını ve bu konuda benden bir açıklama istediğini dünkü yazımda belirtmiş ve bu konuda bazı açıklamalarda bulunmuştum. Ancak okurumun aklına takılan bir husus kalmaması için aynı konuya bugün de devam ediyorum.

Temizlenme ayrı, namaz kılma ayrı şeydir. Hiçbir şey namaz gibi bir ibadete engel olamaz. Çünkü namazın temeli Zikir(Allah'ı anma)'dir. Rükû ve secde talî rükünlerdir. Rükû ve secdeyi yapamayan kimseden bunlar düşer ama Allah'ı anma olan temel öğe düşmez. Kur'ân, "Beni anmak için namaz kıl" (Tâhâ: 14) buyurmaktadır. İnsan her halde Allah'ı anabilir.

Kadınların, âdet halinde Allah'ı zikredebilecekleri, okunan Kur'ân'ı dinleyebilecekleri, dua edebilecekleri hususunda fikir ayrılığı yoktur. Namazın temel öğesi olan zikir yapılabildikten sonra eğilip kalkmak mı yasaktır? Bunlar harekettir. Eğer zikir yoksa zaten o namaza ve o harekete ibadet denmez ki...

İslam'ın zararına olur
Cünup olan kimse de yıkanma imkânı bulamadığı takdirde teyemmüm ederek namazını kıldığına göre, kadının bir özür hali olan âdet durumunda niçin namaz kılınmasın? Bu konuda Kur'ân bir yasak koysa ona kimsenin bir diyeceği olamaz. Ama Kur'ân, erkeklere, âdet durumunda hanımlarıyla cinsel ilişkide bulunmayı yasaklamış, bunun dışındaki kadının kendisine bir kısıtlama getirmemiştir.

Dediğim gibi bu durumdaki kadın, zayıf düşeceği için oruç tutmayabilir ama namazını kılmalıdır. Şayet ayakta duramıyorsa oturarak, hatta uzanarak da kılabilir. Çünkü namazın temeli Allah'ı anmaktır. Hiç kimsenin, Allah'ın geniş yolunu (şeriatını) daraltmaya, dini zorlaştırmaya hakkı yoktur.

Her 25-30 günde 3-10 gün kadının ibadetten uzak durması onu ibadetten, namazdan soğutur. Bu da İslâm'ın yararına değil, zararınadır. Bu konudaki geniş açıklamamı, "Kur'ân Ansiklopedisi, hayd maddesi"nden ve "Yeni İslâm İlmihali"nden okuyabilirsiniz.

BİTTİ

Şahsi Görüşüm

Arkadaşlar İnandığım şey adının başında istediği kadar saygı ifadesi ya da mevki ifadesi bulunsun ister iyi niyetle ister gafletle ister ard niyetle insanlar yanlış yapabilirler. Kim olursa olsun bir uzman gördüğümüz kişinin peşine körü körüne takılmamalı Kur'an dan uzaklaşmamalı ve Dini Hayatımıza yön verecek her noktayı samimi isek, Allah' dan korkuyorsak araştırmalı, hükmü ali den veya veliden aramamalıyız.

O Büyük Allah ki hocama yanlışını göstermiş ve Allah ondan  razı Olsun ki Süleyman Hocam da yanlışında saplanmak, kibir batağına girmek yerine yanlışını irdeleyerek Allah' dan korktuğuna samimi bir delil olarak dün verdiği karara bugun yanlıştır, vebaldir diyebilmiştir.

Demem o ki Kur'an ne Süleyman Hocanın ne Fethullah Hocanın yorumudur. İnanan ve samimi olan Allah ne demiş? sorusu ile Kitab'ını okur ve düşünür. Takıldığı noktalarda ise diğer kaynaklardan özellikle zıt görüşlü kaynaklardan araştırmaya devam eder.

Kimsenin Armut Piş Ağzıma düş gibi bir beklentiye girmesi uygun değildir.

Selam Allah Korkusu Taşıyanlara

 

 

aleyküm selam kardeş, paylaştığın için Allah razı olsun. Rabbim tüm inananlara yanlız kuran ışığında yaşamayı nasip etsin inşallah.



__________________
"De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
Yukarı dön Göster sebemelikesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sebemelikesi
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

selam

bu başlık altında ilgili ayetleri değerlendirip ayetlerdeki bizlere öğretilen kavramlar ve kavram eşitliklerinden yola çıkarak hayızlı kadının tahir oluncaya kadar namaz kılamayacağı görüşünü savunmuştum.

 

Ancak daha sonra anladım ki kuranda belirtilen ve bize öğretilenlerden yola çıkıp hüküm içeren sonuçlara varmak oldukça tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir konu.Sonu şirke kadar varabiliyor.

bu nedenle bu konuda sebe melikesi kardeşimin tesbitlerinin çok yerinde ve doğru olduğunu tekrar vurgulamak isterim.Ayrıca gerideki sayfalarda okuyucuları meşgul ettiğimden dolayı özür dilerim

 

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

savana Yazdı:

selam

bu başlık altında ilgili ayetleri değerlendirip ayetlerdeki bizlere öğretilen kavramlar ve kavram eşitliklerinden yola çıkarak hayızlı kadının tahir oluncaya kadar namaz kılamayacağı görüşünü savunmuştum.

 

Ancak daha sonra anladım ki kuranda belirtilen ve bize öğretilenlerden yola çıkıp hüküm içeren sonuçlara varmak oldukça tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir konu.Sonu şirke kadar varabiliyor.

bu nedenle bu konuda sebe melikesi kardeşimin tesbitlerinin çok yerinde ve doğru olduğunu tekrar vurgulamak isterim.Ayrıca gerideki sayfalarda okuyucuları meşgul ettiğimden dolayı özür dilerim

 

 

 



__________________
Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
sebemelikesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 03 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sebemelikesi

savana Yazdı:

selam

bu başlık altında ilgili ayetleri değerlendirip ayetlerdeki bizlere öğretilen kavramlar ve kavram eşitliklerinden yola çıkarak hayızlı kadının tahir oluncaya kadar namaz kılamayacağı görüşünü savunmuştum.

 

Ancak daha sonra anladım ki kuranda belirtilen ve bize öğretilenlerden yola çıkıp hüküm içeren sonuçlara varmak oldukça tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir konu.Sonu şirke kadar varabiliyor.

bu nedenle bu konuda sebe melikesi kardeşimin tesbitlerinin çok yerinde ve doğru olduğunu tekrar vurgulamak isterim.Ayrıca gerideki sayfalarda okuyucuları meşgul ettiğimden dolayı özür dilerim

 

 

 

 

Selamlar, sevgili savana kardeşim. Erdemli olmak herkese nasip olmaz. Önemli olan hatalarımızın farkına vardığımız an telafi etmektir. Bu ancak erdemli insanların yapacağı iştir. Sizi bu hassasiyetinizden dolayı kutluyorum Allah razı olsun.

Bu konu, gerçekten çok önemli bir konu. bana göre, toplumun bir türlü kabul etmediği fakat, bir an önce yetkili ağızlardan anlatılması gereken bir konu.

Kadınlarımızın ömrünün yarısının kuran dan ve de namazdan uzak kalmaması için el ele verip gayret etmeliyiz.

Allah’a emanet olun.

 



__________________
"De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
Yukarı dön Göster sebemelikesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sebemelikesi
 
mert25
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 19 mart 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mert25

Savana kardeş, (ihtimal ben de dahil) çoğu babayiğidin yapamayacağı birşeyi yapmışsın. Yanlışı görüp de dönmek, işte Kur'ani tavır budur. Ama maalesef toplumuzda senin gibiler o kadar az ki! Yaşanan kısır döngülerin esas sebebi senin gösterdiğin erdeme sahip olamamaktır kanımca.

Sakın bu  duruşunu bozma emi, keşke sanal ortamda değil de gerçek hayatta karşılaşma imkanımız olsaydı. İnan bundan büyük bir mutluluk duyardım.

__________________
http://www.oltuluyuz.net
Yukarı dön Göster mert25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mert25 Ziyaret mert25's Ana Sayfa
 
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

savana Yazdı:

selam

bu başlık altında ilgili ayetleri değerlendirip ayetlerdeki bizlere öğretilen kavramlar ve kavram eşitliklerinden yola çıkarak hayızlı kadının tahir oluncaya kadar namaz kılamayacağı görüşünü savunmuştum.

 

Ancak daha sonra anladım ki kuranda belirtilen ve bize öğretilenlerden yola çıkıp hüküm içeren sonuçlara varmak oldukça tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir konu.Sonu şirke kadar varabiliyor.

bu nedenle bu konuda sebe melikesi kardeşimin tesbitlerinin çok yerinde ve doğru olduğunu tekrar vurgulamak isterim.Ayrıca gerideki sayfalarda okuyucuları meşgul ettiğimden dolayı özür dilerim

 

 

Embarrassed

Zümer/18:Onlar ki, sözü dinler de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlardar, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.

sebemelikesi Yazdı:

Selamlar, sevgili savana kardeşim. Erdemli olmak herkese nasip olmaz. Önemli olan hatalarımızın farkına vardığımız an telafi etmektir. Bu ancak erdemli insanların yapacağı iştir. Sizi bu hassasiyetinizden dolayı kutluyorum Allah razı olsun.

Bu konu, gerçekten çok önemli bir konu. bana göre, toplumun bir türlü kabul etmediği fakat, bir an önce yetkili ağızlardan anlatılması gereken bir konu.

Kadınlarımızın ömrünün yarısının kuran dan ve de namazdan uzak kalmaması için el ele verip gayret etmeliyiz.

Allah’a emanet olun.

 

Angry

Nisa/85:Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır. Allah herşeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît'tir.



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 
burhansalih
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 17 haziran 2007
Gönderilenler: 2
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı burhansalih

Birincisi Resulullah (a.s) helal ve haram koyma yetkisine sahip değil. İkincisi bize kadar rivayet edildiği söylenen hadislerin ne kadarı gerçekten Resulullah ın sözleridir!?                               ( ennecm suresi 1,2,3,    battığı zaman yıldıza andolsunki,arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı; O arzusuna görede konuşmaz.) arzusuna ğöre konuşmayan bir peygamberin sözleri ne anlam içerir sadece vahiylemi konuşmuştur onun beşeri münasebetlerde bulundu zamanlarda hiçbirşey söylemeden bir hayatımı vardır?

__________________
burhansalih
Yukarı dön Göster burhansalih's Profil Diğer Mesajlarını Ara: burhansalih
 
DİLAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 26 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı DİLAN

öncelikle bu başlık için teşekkürler.Zira senelerden beri en çok tartışılan konudur.Kadınlar adet halinde iken namaz kılıp oruç tutabilirmi, kurana el sürebilirmi ? Soruyorum sizlere Allahı anmak için ne gibi bir engel olabilir ki? Ki ayeti kerimedede açık bir şekilde anlatılmış.O bir ezadır.Bizim dinimiz hoşgörü dinidir kolaylık dinidir.Adetli iken namazda kılınır, oruçta tutulur kuranda okunur.Dinden namazdan kadınlarımızı ne kadar daha soğutacaklar..Allahı anmak için hiçbir engel teşkil olamaz.Yatalak hastalar bile kolaylık sağlanmıştır,göz hareketlerinizle namazınızı kılınız diye.Bu denli bağnaz insanları Allaha havale ediyorum...
Yukarı dön Göster DİLAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: DİLAN
 

<< Önceki Sayfa 30 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats