| Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm!
Yazışmalarınızı ilgiyle okudum.Emeği geçenlereteşekkürediyorum. Allah,ilmimizi,idrakimizi,kavrayışımızı artırsın.
Genel olarak cemaaatle kılınan namazlara dikkatinizi çekmek istiyorum.En az kılınan namaz BAYRAM NAMAZLARIdır. 2 (iki) rekat olarak kılınır imam AYETLERİ sesli okur.Hutbede namazdan SONRA ? okunur.
HUD/114.(Y.N.Ö.): Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.
İSRA/78.(Y.N.Ö.):Güneşin kaymasından/aşağı sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namazı kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah Kur'an'ı tanıklarca izlenmektedir.
Cemaatin en az olduğu namaz SABAH NAMAZI dır.2 (iki) rekat olarak kılınır imam AYETLERİ sesli okur. AKŞAM VE YATSI namazlarında 2 (iki)rekatında imam AYETLERİ sesli okur, diğer rekatlarda okumaz (PEYGAMBERİ UYGULAMADA ÖRNEK YOK !???).
CUMA/9.(Y.N.Ö.): Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
CUMA/10.(Y.N.Ö.): Namaz kılınınca HEMEN yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.
CUMA NAMAZI 2 (iki) rekattır imam AYETLERİ sesli okur, bunda ise hutbe namazdan ÖNCE ? okunur.ÖĞLEN VE İKİNDİ namazlarında AYETLER sesli okunmaz (PEYGAMBERİ UYGULAMADA/KURANSAL BOYUTTA ÖRNEK YOK!???).
Kur’an’ı rehber edinenler ;namazla ilgili ayetleri incelediğimizde NAMAZın insanlık tarihi ile paralel olduğu kanaatidir.İlk peygamberle beraber İnsanlığa farz kılınmış bir ibadettir.
BAKARA/83.(Y.N.Ö.): İsrailoğulların dan şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.
ALİ İMRAN/39.(Y.N.Ö.): Zekeriyya mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor."
MAİDE/12.(Y.N.Ö.): Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur."
YUNUS/87.(Y.N.Ö.): Mûsa'ya ve kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini yerleştirmek üzere Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın/karşılıklı yapın ve namaz kılın. İnananlara müjde ver.
HUD/87.(Y.N.Ö.): Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın."
İBRAHİM/37.(Y.N.Ö.): "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
İBRAHİM/40.(Y.N.Ö.): "Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"
MERYEM/31.(Y.N.Ö.): "Beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı önerdi."
MERYEM/55.(Y.N.Ö.): Ailesine namazı, zekâtı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kişiydi.
MERYEM/59.(Y.N.Ö.): Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı yitirdiler, şehvetlere uydular. Bunlar, azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.
TAHA/14.(Y.N.Ö.): "Hiç kuşkulanma ki ben Allah'ım. İlah yoktur benden başka. O halde bana kulluk/ibadet et ve namazını, beni hatırlayıp anmak için yerine getir."
TAHA/132.(Y.N.Ö.): Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et! Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takvanındır!
ENBİYA/73.(Y.N.Ö.): Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı.
HAC/78.(Y.N.Ö.): Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır.
LOKMAN/17.(Y.N.Ö.): "Yavrucuğum; namazı kıl, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir."
KIYAMET/31.(Y.N.Ö.):Ne tasdik etti ne yakardı/ne sadaka verdi ne namaz kıldı.
ALA/15.(Y.N.Ö.):Rabbinin adını anmış, namaz kılıp da dua etmiştir o.
BEYYİNE/5.(Y.N.Ö.): Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.
MERYEM/58.(D.I.) İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem'in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve İsmail'in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizden, seçip beğendiklerimizdendirler. Rahman'ın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.
BAKARA/125. (D.I.) Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim ve İsmail'e ahd verdik.
HAC/41.(D.I.): Onları biz yeryüzüne yerleştirirsek namaz kılarlar, zekat verirler, uygun olanı emrederler, fenalığı yasak ederler. İşlerin sonucu Allah'a aittir.
ENBİYA /73.(D.I.) Onları buyruğumuz altında insanları doğru yola götüren önderler yaptık; onlara, iyi işler yapmayı, namaz kılmayı,zekat vermeyi vahyettik. Onlar, bize kulluk eden kimselerdi.
NİSA/.162.(D.I.): Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilen Kitap'a ve senden önce indirilen Kitap'a inanan müminlere, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara, elbette büyük ecir vereceğiz.
Hazreti Muhammed aleyhisselâm bundan 1400 küsur sene evvel, içinde bulunduğu toplumun yaşam biçimine, giyim-kuşamına, saçına-sakalına uygun mu yaşıyordu; yoksa, onların giyim-kuşamlarına karşı çıkıp onlardan tamamiyle farklı bir şekildemi giyiniyordu? Peki, Nübüvvetinden önce o topluluğun bireyleri gibi entari, sarık giyinmiş, kuşanmış da; Risaletin gelmesinden sonra kendi giyim-kuşamında bir değişiklik yapmış mıdır?... Yoksa aynen öncesindeki gibi içinde bulunduğu toplumun giyim kuşamına uygun şekilde mi giyimine devam etmiştir? Bundan da çıkan sonuç şudur: Kur'an-ı Kerim'in hükümlerine ters düşmeyen konularda, içinde bulunduğun toplumun sünnetine uygun hareket etmek, sünnete uygun olan davranıştır. Sünnetin RUHUnu anlayabilir ve değerlendirebilir isek eğer. Dahası, şunu da düşünelim!Rasûlullah, yani Allah Rasûlü diyoruz. Allah'tan aldığını irsal eden Allah Rasûlü'nün sünneti ise ancak Allah sünneti olur! Allah sünnetinin ne olduğunu açıklayan Kur'an'da ki hüküm ise şudur:Allah sünnetinde asla değişiklik olmaz ayetidir.İşte o değişmeyen sünnet, Rasûlullah'ın da gerçek SÜNNETidir....?
Alıntı:www.ahmethulusi.org
Hz. Muhammed'e kadar gelen namaz ibadeti bir kaç HANİF MÜSLÜMANLAR tarafından kılınıyordu.Müşrikler de KABE'DE namaz kılıyordu:
ENFAL/35.(Y.N.Ö.): Onların O evdeki namazı;ıslık çalmak,el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir.O halde ,inkar etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı.
Peygamber efendimiz normal yaşantısına devam ederken Vahyin gelmesiyle gelen AYETLERE göre yaşamını düzenlemiştir.
KALEM/4.(Y.N.Ö.).Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin.
Peygamber efendimizin hayatındaki bazı davranışlar/hal/hareket/ ahlak/yaşam tarzı YÜCE RABBİMİZDEN gelen ayetlerle genişletilmiş , yasaklanmış, farzlaştırılmış bazılarına da hiçbir ayetle değinilmemiştir.Ve böylece Allah'ın iradesi kulu ve Rasulu Muhammed'de Açığa çıkıyor(SÜNNET).Fitre bunlardan biridir.Öğlen ve ikindi namazları da öyle.Bunlarla ilgili herhangi bir ayet gelmeyince peygamber efendimiz UYGULAMAYA devam etmiştir.GÜNÜMÜZE KADAR GELMİŞTİR ama CEMAATLE Mİ KILDI ? Bu soru çok iyi araştırılması gereken bir konu olarak düşünüyorum.Büyük çoğunluk bu namazları CEM ederek ferdi kıldığıdır.Hacda halen bu SÜNNET uygulanmaktadır.Eğer cemaatle kıldıysa ne okudu?Neden 1400 küsür yıldır hiçbir imam ayetleri sesli okumadı ?Neden ilk 2 (iki) rekattan sonra imamlar OKUNAN BİRŞEYİ sesli okuyamıyor?
PEYGAMBER EFENDİMİZİN KILDIĞI NAMAZ 2 (İKİŞER) REKAT VE ŞÜKREDEN BİR KUL OLMAK MÜCADELESİ MİYDİ !! ?? ??
Doğrusunu Allah bilir.
Allah'a emanet olun.
Esen kalın.
HAMD ALEMLERİN RABBİ ALLAH'ADIR.
__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
|
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu: REKAT SAYISININ FARZLAŞTIRILMASI ÜZERİNE
güzel kardeşim, hadisleri inkar ediyorsun da, şunu unutuyorsun. ALLAH (c.c.) herşeye kadirdir, istediğini yapar, sadece ona ol der o da oluverir. (amenna). O zaman kitaba da gerek yok tu??? (haşa). Allah bu vaadine göre, bizim de iman ettiğimize göre hepimizin kalbini doğuştan kur'an ilmi ile doldurur ve hepimiz müslüman olurduk, bu ALLAH a (c.c.) hiç te zor değil. Ama unuttuğunuz bir şey var, dünya imtihandır, burda ALLAH (c.c.) ona ve onun istediklerine bağlı kalmakla bizi sınıyor, o nedenle, kitap gönderdi, kitap ile peygamber gönderdi, ve bize yol olarak ta Kur'ana ve peygambere uymayı tavsiye etti, ve peygamber lüzumsuz ve boş konuşmayacağı gibi, onun ashabı da lüzumsuz ve boş konuşmaz ve ALLAH ın hidayet ettikleri de lüzumsuz ve boş konuşmaz, bizler de ALLAH ın sevgisini ve rızasını istiyorsak biz de bilip bilmeden lüzumsuz ve boş konuşmamalıyız. İnsan aklı herşeyi anlayacak kapasiteye sahip değildir, bu nedenle, dinimiz akıl dini olmasının yanında teslimiyet dinidir. Allah ın ve peygamberinin açıkladığı ve anlayamadığımız bazı durumlarda akıl ile hareket etmek yerine teslimiyet göstermek gerek...
